<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro EkonomiKüreselleşmenin hangi aşamasındayız?----

Küreselleşmenin hangi aşamasındayız?

Küreselleşmenin hangi aşamasındayız?
13 Şubat 2023 - 17:40 www.finansingundemi.com

Küreselleşmenin sonu mu geliyor yoksa yeni bir küreselleşme çağına mı giriyoruz? İçinde bulunulan dönem, sürecin hangi aşamasına karşılık geliyor?

FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Küreselleşme sürecinin sona erdiği son zamanlarda sıklıkla dillendiriliyor. Bunda ABD ekonomisinin içe kapanık bir tavır sergilemesi ve Çin’le olan ilişkilerini sertleştirmesinin büyük etkisi bulunuyor. Bazı uzmanlar ise yeni bir küreselleşme sürecinin Çin topraklarından doğmak üzere olduğunu düşünüyor.

Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, kesin olan şu ki, küreselleşme süreci pandemiyle birlikte net şekilde sekteye uğradı. Ancak araştırmalar, küreselleşmenin yara almasının daha eskiye dayandığını gösteriyor.

Jeoekonomik parçalanma

IMF tarafından yayınlanan ve Shekhar Aiyar ve Anna Ilyina'nın kaleme aldığı analize göre, küreselleşme süreci, 2008 Finans Krizi’yle birlikte yavaşlamaya dönük işaretler veriyor. II. Dünya Savaşı’ndan sonra hızlanmaya başlayan küreselleşme nereye doğru evrileceği merak ediliyor.

Ulusal sınırlar boyunca fikirlerin, insanların, malların, hizmetlerin ve sermayenin serbest akışı daha fazla ekonomik bütünleşmeye yol açıyor. Ancak bu şeylerin uluslararası boyutta daha da özgürce hareket etme eğilimi olan küreselleşme, on yıllardır oldukça gelgitli bir seyir izliyor.

Politika yapıcılar, milyarlarca insanın yaşamlarını ve geçim kaynaklarını iyileştiren entegrasyonu bozmakla tehdit eden jeoekonomik parçalanma olasılığını anlamak ve ele almak için çalışırken, bu eğilimler bu yıl daha keskin bir şekilde kendini gösteriyor. Bir buçuk asırdan fazla geriye gidilerek elde edilen verilere bakıldığında, küreselleşmenin ana aşamaları, küresel gayri safi yurtiçi hasılaya göre tüm ekonomilerin ihracat ve ithalatlarının toplamı olan ticaret serbestisi ölçümü kullanılarak açıkça görülebiliyor.

Sanayileşme ve savaşlar arası dönem

Veriler, küreselleşmenin, 2008 yılındaki küresel mali krizden bu yana geçen 15 yıl içinde düz bir seyir izlediğini gösteriyor. Bu son dönem genellikle ‘yavaşlama dönemi’ olarak adlandırılıyor.

Grafiğin beş ana döneminin her biri, ticari parçalanmasının etkisini de ele alan yakın tarihli bir IMF personel notunda vurgulandığı gibi, ekonomik ve finansal güçlerin farklı konfigürasyonları ve ülkeler arasındaki ekonomik ve finansal bağlar için farklı kural ve mekanizmalarla karakterize ediliyor.

Buna göre, 'Sanayileşme dönemi', Arjantin, Avustralya, Kanada, Avrupa ve ABD'nin hakimiyetinde geçen ve küresel ticaretin altın standardına göre yaşandığı bir dönem olarak öne çıkıyor. Bu dönemin bu denli olumlu anılmasının nedeni büyük ölçüde, ticaret maliyetlerini düşüren ve ticaret hacimlerini artıran ulaşım ilerlemelerinden kaynaklanıyor.

'Savaşlararası dönem' ise uluslararası çatışmaların ve korumacılığın yükselişi nedeniyle küreselleşmenin dramatik bir şekilde tersine döndüğü bir dönem olarak kabul ediliyor. Milletler Cemiyeti'nin çok taraflı iş birliğine yönelik baskısına rağmen, ticari engeller ve altın standardının para birimlerine ayrışması nedeniyle bu dönem, küreselleşme sürecinde ticaretin bölgeselleştiği bir dönem olarak anılıyor.

Bretton Woods dönemi

'Bretton Woods dönemi' ABD'nin dolar aracılığıyla baskın ekonomik güç olarak ortaya çıktığı dönemi anlatıyor. Bu dönem, ticaretin kısa süre sonra altına sabitlenmesiyle, diğer döviz kurlarının dolara sabitlendiği bir sistemin de temelini oluşturuyor.

Bu dönemde savaş sonrası toparlanma ve ticaretin serbestleştirilmesi, Avrupa, Japonya ve gelişmekte olan ekonomilerde hızlı genişlemeyi teşvik ediyor ve birçok ülke sermaye kontrollerini gevşetiyor. Ancak sosyal ve askeri harcamaların yönlendirdiği genişletici ABD finans ve para politikası, nihayetinde sistemi sürdürülemez hale getiriyor. ABD, 1970’lerin başında dolar-altın konvertibilitesine son veriyor ve birçok ülke dalgalı döviz kurlarına geçiş yapıyor.

Liberalizasyon ve yavaşlama dönemi

'Liberalizasyon dönemi', Çin'deki ve diğer büyük gelişmekte olan piyasa ekonomilerindeki ticaret engellerinin kademeli olarak kaldırılmasına ve eski Sovyet bloğunun entegrasyonu da dahil olmak üzere benzeri görülmemiş bir uluslararası ekonomik işbirliğine tanık olunduğu dönemi ifade ediyor. Liberalleşme, ticaretteki artışın itici gücü haline gelirken 1995'te kurulan Dünya Ticaret Örgütü, ticaret anlaşmaları, müzakereler ve anlaşmazlıkların halli için yeni bir çok taraflı gözetmen haline geliyor. Sınır ötesi sermaye akışları, küresel finansal sistemin karmaşıklığını ve birbirine bağlılığını böylece artırıyor.

Küresel mali krizin ardından gelen ve bugüne kadar etkisini sürdüren dönem ise küreselleşme sürecinin ‘yavaşlama dönemi’ne işaret ediyor. Başlangıcı 2008 Finans Krizi olarak kabul edilen bu dönem, ticaret reformunun hızında uzun süreli bir yavaşlama ve artan jeopolitik gerilimler arasında açık ve serbest ticarete yönelik siyasi desteğin zayıflaması ile karakterize ediliyor.

Yeni küreselleşme Çin’den mi yayılıyor?

 

Ticaret savaşları ile küreselleşmenin sonu yıkıcı olacak

 

Kovid, savaş ya da enflasyon, ticaretin küreselleşmesini engelleyemiyor

 

Küreselleşmenin yerini bölgeselleşme alıyor

 

Davos’un gündemi tersine küreselleşme

 

BlackRock CEO’su: Ukrayna savaşı küreselleşmenin sonunu getirdi

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)