Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Türkiye, son 3-4 yıldır siyasi bir kriz içinde ekonomi politikası oluşturamadığı ve reformlarını yapamadığı, tersine hukukun üstünlüğü ve temel demokratik değerlerini kaybettiği için; küresel ekonomide ne oluyorsa oradaki çalkantılarla daha fazla sürükleniyor. Bundan sonra da sürüklenmeye devam edecek görünüyor.
Birincisi, Trump’ın başkan olmasıyla, politik çalkantılar bir tarafa, ABD’deki son dönemde ekonomi politikasının en temel unsuru olan para politikası etkilenecek.
Trump, FED’in aşırı gevşek para politikasının mali piyasalarda köpük yarattığı fikrini söyleyeli henüz birkaç ay oldu. Bu yüzden, Trump’ın ekonomi politikaları doğrudan FED’e müdahale olmadan, para politikası üzerine etki yapacak. Örneğin söz verdiği vergi indirimleri ile en başta bütçe açığı artacak. Bu da ilk elde uzun vadeli faizleri yukarı itecek. Ama daha orta vadede özellikle de şirketlerin harcanabilir gelirleri artacağı için ekonomiye büyüme ivmesi vermesi bekleniyor.
ABD’de 10 yıllık tahvil faizleri, temmuz ve ağustosta yüzde 1.5’ta iken kasım ayına yüzde 1.75 seviyesinde girmişti, Trump’ın başkanlığı kazandığı belli olunca, bu beklentilerle şimdiden yüzde 2.15’e dayandı. Belki çok daha önce ama, FED’in aralıkta faizleri artırması durumunda bu yükselişin sürmesi olası.
FED neden önemliydi? Çünkü FED kısa vadeli faizleri yumuşak ve kademeli biçimde yukarı çekerek, uzun vadeli faizleri orta vadede etkilemek istiyor; ama hızlı olmadan.
Oysa Trump etkisi, ABD’deki uzun vadeli faizleri çok daha sert biçimde yukarı itiyor. Hatta geçen günlerde konuşan, FED’in itibarlı eski başkanı Alan Greenspan, tahvil faizlerinin yüzde 4-5’lere kadar uzanabileceğine işaret ediyordu.
ABD’de uzun vadeli faizler bu hızla çıkarken, çıkmasının da devam etmesi beklenirken bilin bakalım bu işten en fazla zararı kim görecek? Gelişen ülkeler; özellikle de 2013 ortasında yatırım şirketlerince ‘kırılgan 5’li’ olarak tanımlanan ülkeler. Türkiye en kırılganı olarak gösterilmişti. İşte tüm bu kategorideki ülkeler, son birkaç gündür ABD’deki bu gelişmelerden etkileniyor.
Herhalde, her seferinde olduğu gibi içeriye yansıyan sonuçları dışsallaştırarak tek başına; “ABD’de Trump seçildi böyle oldu” diye anlatılması halkı kandırmak olur. Kendi bahçesini kışa hazırlamayanların mevsimlerden şikayet etmesi gibi. Hele ki, döviz kuruna karşı ‘kalkan’ olabilecek faizler ise düşürülmek için uğraşılan bir araç olarak etkisiz konumda.
İkincisi, popülizmin ABD’de ‘bayrağı dikmesi’ ile Avrupa’da da öncekine göre çok daha fazla bir olasılıkla yeni ‘bayraklar’ dikilmesi söz konusu. Nedeni de yaklaşan referandum ve seçimler.
En yakını İtalya’daki referandum. İki kanatlı (meclis ve senato) parlamentonun yasama sürecini hızlandırmak ve de yürütmeyi daha hızlı karar alma, bürokratik süreçleri azaltmak için 4 aralıkta halk oylaması yapılacak. Evet, hayır ve kararsızlar neredeyse üçe eşit bölünmüş durumda. ‘Hayır’ çıkması olasılığı çok güçlü. Bu durumda, Başbakan Renzi’nin istifası ve seçime gidilmesi söz konusu. Sandıkta da son yıllarda yükselen popülist ‘5 Yıldız’ hareketinin şansı epey güçlü.
Yine 4 aralıkta Avusturya’da Cumhurbaşkanlık seçimi, 20 kasımda başlayıp ocak sonuna kadar Fransa’da partilerin cumhurbaşkanı adaylarının belirlenmesi, martta Hollanda’da seçimler, mayıs sonu haziran başı iki turda Fransız cumhurbaşkanının seçimi, haziran ortasında da genel seçimler; mart-mayıs arası dönemde Almanya’da eyalet seçimleri, sonunda ekim ayında da genel seçimler. Tüm bu ülkelerde popülist aday ya da partilerin kazanma olasılığı güçleniyor. Bu da, kazanmaları halinde AB’deki mevcut ekonomi politikalarının yerle bir olması demek.
2017 ortasına kadar uzanan bu seçimlerin sonucu, eğer popülizmin yeni ‘Trump’ zaferlerine uzanan bir patika izlerse mali piyasalar çalkantılardan çalkantı beğenecek.
Türkiye de, dış kaynağa ihtiyacı olan ama bahçesinde sorunları olan ve adım atmamış ülke olarak bu çalkantıları yaşayacak demektir. UĞUR GÜRSES - HÜRRİYET
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.