"Haziranda üretimle iş hayatımızı açarken umutlu olmamızı, üretimin çarklarının tamamıyla durdurulmamasına, tekrar çıkış yapacak kapasitede tutulmasına borçluyuz. Çok daha önemli bir pozitif yansıma üretimin yapısında olmuştur. Başta tıbbi malzeme ve cihaz üretimi ile gıda sektörümüz olmak üzere birçok sektör pandemi ile birlikte üretmeyi başardı. Dünyanın hiçbir ülkesi, 30 günde maske üretimini 12 kat artıramadı, bunu bizim üreticimiz başardı. Aynı başarıyı tıbbi cihaz üretiminde gösterdik. İşte bu,Türk girişimcisinin değişen taleplere karşı arzda ne kadar esnek olabildiğini, yani üretimini değiştirebildiğini, talebe ne kadar hızlıca ayak uydurduğunu gösteriyor. Bunlar da gösteriyor ki endişelerimizin yanına planlarımızı da koyarak Türkiye'yi dünyada yeni bir yörüngeye oturtabiliriz."
Avdagiç, birçok gelişmiş ülkeyle mukayese edilmeyecek şekilde, üretim çarklarının döndürülüp, bunun üretime ve ticarete entegre edildiğini ifade ederek, bunda yerli ve milli üretim yapısına yatırım yapılmasının katkısının büyük olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin başarılı olmasında ve başarıyı daimi kılmasında üç özelliğin etkili olduğunu anlatan Avdagiç, "Şirketlerimiz üretimlerini, yönetimlerini ve pazarlama süreçlerini pandeminin getirdiği yeni şartlara adapte etmede zaman kaybetmediler. Değişimin ve adaptasyonun kodlarını erken çözüp yolumuza devam ediyoruz." diye konuştu.
Bazı İTO üyelerinden uluslararası alanda şirket satın alma girişimi
Türk şirketlerinin uluslararası alanda şirket satın alma aksiyonlarına ilişkin soru üzerine Avdagiç, şu yanıtı verdi:
"Bu konuda üyelerimizden bazılarının girişimleri bulunuyor. Bu konuda şunun altını çizmekte fayda var. Pandemi, dünyada şirketlerin üretim, yönetim ve finansman yapılarında bozulmaya yol açıp onları güçsüz düşürdü. Ama aynı zamanda Çin kaynaklı pandemi, dünya üretiminin odak noktasındaki bu ülkeye karşı getirdiği olumsuzluklar nedeniyle başka ülkelerdeki şirketleri de daha değerli ve talep edilebilir kıldı. Dolayısıyla bu iki özellik, küresel anlamda şirket satın alma ve birleşmeleri tetikledi. Küresel yatırımcılar pandemi sürecinde ve sonrasında bu şekilde hazırlık yapıyorlar. Bunun ülkemize de yansımaları olabilir. O noktada dikkatli olup hiçbir üretken ve verimli şirketimizi, yabancılara kaptırmamalıyız. Pandemi, ekonomi politikalarını farklılaştırıyor, devlete yeni roller yüklüyor. Ekonominin içinde daha düzenleyici bir rol üstlenir hale getiriyor. Bu noktada hükümetler, üretken şirketlerini koruyor. Bizim de küresel yatırımcıyla, küresel akbabaları iyi ayırt etmemiz gerekiyor."
"Hava yollarından otellere kadar birçok seçenek masada olabilir"
Avdagiç, Kovid-19'un global marka ve şirket satın almaları için yeni, büyük bir dalga oluşturduğuna dikkati çekerek, "Koronavirüs pandemisi dünya ticaretinde 'pause (durdur)' tuşuna bastıktan sonra şimdi şirket ve marka satın almaları ile birleşmelerin 'play (oynat)' tuşuna basacak gibi görünüyor. Sebebi ister nakde dönmek için olsun, ister şirkete yeni bir yön vermek olsun dünya genelinde marka el değiştirmeleri yaşanacak. Petro-dolar zenginleri, akbaba fonları ve özellikle Çinli şirketler, Avrupa'da şirket bakıyor. Hava yollarından otellere kadar birçok seçenek masada olabilir. Özellikle moda, lüks sektöründe birçok markanın el değiştireceği haberleri geliyor." diye konuştu.
"Kovid-19 küresel değerli marka alışverişini hızlandıracak gibi görünüyor"
Avdagiç, Türk sermayesinin de bu yarışta şüphesiz olması gerektiğini belirterek, "Kovid-19 küresel değerli marka alışverişini hızlandıracak gibi görünüyor. Türkiye, Kovid sürecinde küresel değerli marka ve şirket satın almada hızlı balık olmalıdır." dedi.