Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Küresel ekonomi kendi adına keyifsiz geçen bir yılı geride bırakmak üzere. Yıl bitmeden yaşanacak bazı gelişmeler, küresel ekonominin 2020'deki seyrini büyük ölçüde belirleyecek. Ticaret savaşları cephesinden başlayalım. ABD ve Çin arasındaki ticaret anlaşmasının en azından birinci fazının ortaya çıkacağına dair umutların artması sonrasında Donald Trump, 250 milyar dolar değerindeki Çin malına kasım ayında gerçekleştirmeyi planladığı gümrük tarifesi artışını askıya aldığını duyurmuştu. O günden sonra ticaret anlaşmasının birinci fazının imzalanmasının sürekli ertelenmesi piyasaları tedirgin etmeyi sürdürüyor. Eğer 15 Aralık'a kadar anlaşma imzalanmazsa, ABD 160 milyar dolar değerindeki Çin malına yönelik tarifeleri arttıracağını duyurdu. Bu ürün grubu çok kritik; çünkü aralarında oyuncak, spor ekipmanları, cep telefonu ve dizüstü bilgisayar gibi tüketicilerin çok fazla rağbet gösterdikleri ürünleri kapsıyor. Eğer anlaşma imzalanmazsa, Amerikalı tüketiciler, 2020 başkanlık seçimlerinin hemen öncesinde ve sonrasında yoğunlaşacak yılbaşı alışveriş çılgınlığı döneminde bu ürünlere en az yüzde 15 daha pahalıya ulaşacaklar. Bu tarife artışları gerçekleşirse, ticaret savaşlarından dolayı enflasyonun artması ve satın alma gücünün azalması daha hissedilir oranlarda yaşanacak.
TRUMP İKİLEMLE KARŞI KARŞIYA
Trump, bu noktada bir ikilemle karşı karşıya. 2020 seçimleri öncesi ticaret anlaşmasının akıllarda daha fazla kalmasının yanı sıra seçim çalışmalarında bunu büyük bir zafer olarak kullanmak için Çin'den daha fazla ne koparırsam ve bu anlaşma akıllarda kalacak bir zamanda gerçekleşirse benim için o kadar iyi diye düşünebilir. Öte yandan anlaşmanın uzaması durumunda ekonomik büyümenin gerilemesi ve yaşam pahalılığının artması risklerinden dolayı seçimlerde hanesine büyük bir eksi yazılması ihtimali var.
***
Avrupa'nın ekonomi gündemi uzun zamandır aynı: Brexit ve maliye politikaları. Birleşik Krallık, 12 Aralık'ta erken seçime gidiyor. Son anketlere göre, Boris Johnson liderliğindeki Muhafazakar Parti, Meclis'te çoğunluğu sağlayacak gibi gözüküyor. Ancak, anketlerin uzun zamandır Avrupa siyasetinin nabzını iyi ölçemediğini unutmayalım. Eğer Muhafazakarlar çoğunluğu elde eder ve Johnson bu sefer kendi partisi içindeki muhalifleri ikna etmeyi başarabilirse 31 Ocak'tan önce Brexit sonuçlandırılabilir. Eğer seçim sonrası Meclis'teki sandalye dağılımı daha karmaşık bir hal alırsa, Brexit için yeni bir erteleme kararı çıkarak süreç bahar aylarına sarkabilir.
Yıllık bazda pozitif büyüme bekleniyor
Türkiye ekonomisine dair 3. çeyrek büyüme rakamları yarın açıklanacak. Öncü göstergeler, yıllık bazda pozitif bir büyüme rakamının geleceğine işaret ediyor. Faizlerin gerilemesi ve döviz kurlarında dalgalanmanın azalması, 3. çeyrekte piyasaların belli oranda canlanmasının önünü açtı. Bu dönemde tüketim harcamalarındaki değişimin pozitife dönmesi beklenirken, özel sektörün yaptığı yatırım harcamalarındaki yavaşlamanın ise hız kaybetmesi bekleniyor. 4. çeyrekte baz etkisiyle birlikte büyüme rakamı daha da yukarı çıkacaktır. Beklenmedik bir gelişme yaşanmadığı takdirde, Türkiye ekonomisi 2019'u pozitif büyüme ile kapatmaya doğru ilerliyor.
Almanya resesyondan kıl payı kurtuldu
Önceki yazılarımda küresel yavaşlama ile mücadelede para politikalarının etkinliğini kaybettiğini ve maliye politikalarına yönelmek gerektiğini vurgulamıştım. Bu, özellikle AB ülkeleri için geçerli bir durum. Bu yıl teknik resesyondan kıl payı kurtulan Almanya'da ekonomiyi canlandırmak için kamu harcamalarının ne kadar arttırılması gerektiği tartışılıyor. Almanya'nın en etkin sanayi örgütlerinden olan BDI, kamu harcamalarını daha fazla arttırması yönünde hükümete baskı yapıyor. Merkel ise zaten 2020 bütçesinde yatırımları rekor düzeyde artırdıklarını ve ilave kamu yatırımları için borçlanmanın makul olmadığını vurguluyor. Almanya, kamu bütçesi müsait olduğu için harcamaları belli oranda arttırabiliyor. Aynı şeyi, yüksek bütçe açığı ve kamu borcu olan diğer Avrupa ülkeleri için söylemek çok mümkün değil. Harcamaları arttırmak için kamunun bir taraftan gelir oluşturması gerekiyor. Bunun için de vergi sisteminde ciddi reformlara ihtiyaç var. Ancak, çoğu Avrupa ülkesinde vergi reformunu gerçekleştirebilecek kadar güçlü bir siyasi irade bulunmadığı için maliye politikalarını kullanmak zorlaşıyor. Eğer ticaret anlaşmasında birinci faz imzalanır, Brexit süreci nihayete erer ve Avrupa'da maliye politikaları ile ilgili gerekli adımlar atılırsa, küresel ekonomi 2020'nin ilk yarısında canlanabilir. Bu kritik meseleler akamete uğrarsa, 2020'nin ikinci yarısında gelişmiş ülkelerden bazıları resesyon tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir. Nurullah Gür / Sabah
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.