Ukrayna kriz, yaptırımlar, jeopolitik belirsizlik, dış piyasalarda yaşanan gelişmeler ve petrolün hızla düşmesi Rusya mali piyasalarında büyük istikrarsızlığa neden oldu. Pazartesi günü 64 rubleye kadar çıkan doları frenlemek için Rusya Merkez Bankası
faiz oranlarını yüzde 10,5’ten yüzde 17’ye çıkardı.
Petrol varil fiyatlarının 60 doların altına inmesi ve Amerikan Merkez Bankası’nın (FED)
faiz oranlarını artıracağı yönündeki beklentiler gelişmekte olan ülkelerde doların artmasına neden oldu.
Gelişmelerden olumsuz etkilenen Rusya panik halinde dolar alımına geçti. Dolar dün akşam saatlerinde 74 rubleye kadar yükselirken, avro da 90 rubleyi geçti. Bazı döviz bürolarında dolar 80 rubleye kadar yükseldiği belirtiliyor.
Fiba Holding’in Rusya’daki bankası Credit Europe Bank Rusya Genel Müdürü Haluk Aydınoğlu Rusya’nın çok güçlü bir ülke olduğunu, süreci atlatacağını söyledi. Rusya’nın 420 milyar dolar rezervinin bulunmasının en önemli artısı olduğunu ifade eden Aydınoğlu, “Rusya petrol ve doğalgaz üreticisi bir ülke. Yaşananları kriz olarak nitelemek istemiyorum. Ancak hem doların yükselmesi hem de
Faiz oranlarının artması normal değil. Ben bugünü normal olmayan bir gün olarak tanımlıyorum…” dedi.
KUR ÜZERİNDEN KUMAR OYNAMAMALI
Rusya Merkez Bankası’nın faizleri artırmasının teamüllere uygun bir yaklaşım olduğunu ifade eden Aydınoğlu, “Doların gerilemesi beklenirken tam tersi bir durum oldu. Elbette dolar anlaşmaları olan, dolar kirası olan şirketler için zor durum. Rusya giderleri masraflı olan bir ekonomi. Burada masrafları azaltarak, panik yapmadan normal işlerimize yoğunlaşmamız gerekiyor. Kesinlik doların artıp azalacağı anlayışı ile kur üzerinde oynamamak lazım. Bu süreçte bunu kumar olarak görebiliriz. İhtiyaçlarımıza göre normal ekonomik işleyişimizi sürdürmemiz en doğu olan…” önerisinde bulundu.
RUSYA MERKEZ BANKASI’NIN 4 SEÇENEĞİ
Son birkaç günde yaşanan sürecin uzun vadeli olması ya da aylar sürmesinin beklenemeyeceğini ifade eden Aydınoğlu, Rusya Merkez Bankası’nın elinde 4 ayrı seçeneğinin olduğu söyledi. Buna göre, Merkez Bankası faizleri artırmaya devam edebilir, doğrudan piyasalara müdahalede bulunabilir ve bu rakamlar 10-15 milyar dolarla gibi yüksek rakamlar olur. Üçüncü olarak piyasadaki likidite kısılabilir ya da serbest kur politikasında devam edeceğini açıklayabilir.
FED KARARLARININ ARDINDAN DEĞİŞİM YAŞANABİLİR
Amerikan Merkez Bankası’nın faizleri artıracağı yönündeki beklentilerin doları güçlendirdiğini, bundan Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin de etkilendiğini ifade eden Aydınoğlu, “Doların hızla artmasında tek gerekçe yok. FED kararları ile ilgili beklentiler bunun bir ayağını oluşturuyor. Petrolün hızla düşmesi burada etkili. Rusya’nın kendi iç dinamikleri var. Tamamı birden devreye girince kur hızla arttı.” tespitinde bulundu.
DOLARIN DÜŞME İHTİMALİ DE VAR
FED’in faizleri artırma kararı almaması ya da petrol fiyatlarının yeniden yükselişe geçmesi durumunda rublenin değerlenmeye başlayabileceğini ifade eden Aydınoğlu, “Rusya’da 1998’de olduğu gibi bir iflas yaşanmaz. 420 milyar dolar rezerv var. Bu Rusya’yı çok farklı kılıyor. Rusya halen dünyanın en büyük petrol ve doğalgaz üreticisi ülkelerinden biri.” ifadelerini kullandı.
Siyasilerin gelişmelerle ilgili çok sık açıklama yapmamasının olumlu olduğunu, Rusya Merkez Bankası’nın bağımsız politikalar geliştirdiğini ifade eden Aydınoğlu, “Bence bu şekliyle sıkıntı uzun sürmez. Kurlar çok hızlı düşmeyebilir. Ancak bu stres ortamı sürdürülebilir değil. Büyüme rakamları etkilenebilir. Japonya uzun yıllardır sıfır büyüme gerçekleştiriyor. Büyük ülkeler bazen büyümez.
Bazen de kurda bu tür dalgalanmalar yaşanabilir. Türkiye bu tür sorunları ve krizleri Merkez Bankası’nda Rusya’nın sahip olduğu gibi dev rezervler de olmadan atlatabildi. Ben bugünü kriz olarak tanımlamıyorum. Ancak normal bir gün de değil…” şeklinde konuştu.
RUSYA-TÜRKİYE EKONOMİ İLİŞKİLERİNDE FIRSATLAR DURUYOR
Sıkıntılara rağmen Rusya’ya gıda ihracatında ciddi sorunların yaşanmasını beklemediğini ifade eden Aydınoğlu şu tespitlerde bulundu: “Gıda en son vazgeçilecek kalem. Gıda sektöründe doğru adımlar atılırsa Türk ihracatçısı açısından fırsatlar var. Ben turizmde de olumsuz beklentilere rağmen, farklı yaklaşımların olabileceğini düşünüyorum. Avrupa'ya giden Rus turistler pahalı olacağı için Türkiye’yi tercih edebilirler. Türkiye daha önce karşılaşmadığı yeni bir kitle ile karşılaşabilir. Bunun alt yapısı oluşturulursa pozitif sonuçlar da alınır.”