KRİZ İSTANBUL'U FİNANS MERKEZİ YAPAR MI?

KRİZ herkese her şeyi erken unutturuyor. Gayet doğal. Çünkü her gün yeni bir banka batıyor. Bu süreçte Türkiye’nin en büyük avantajı ise bankaların bu krizi 2001 yılında yaşamış olması. Yani Türk bankalarının risk iştahı yabancılar kadar yüksek değil. Ayrıca Türk insanının borçluluk oranı da ABD ve Avrupalılarla kıyaslandığında oldukça düşük. İşte bu nedenlerle herkes bu krizin fırsata çevrilebileceğini konuşuyor. Nedendir bilinmez, aklıma dünya finans merkezlerinin çöktüğü bu dönemde, bir yıl önce çok tartışılan “İstanbul finans merkezi olur mu” tartışmaları geldi. Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) yaptırdığı çalışmaya göre, İstanbul'un Finans merkezi olması halinde yıllık kazanımın 20 milyar euro düzeyinde olacağı öngörülüyordu. İzleyenler hatırlayacaktır, hazırlanan rapor TBB Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince ve üye bankaların genel müdürlerinden oluşan yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla düzenlenen toplantıda açıklanmıştı. Özince, o toplantıda özetle şunları söylemişti: “Meslek yaşamımın 25 yılı ‘gelişen piyasalar oyuncusuyuz’ söylemlerini dinlemekle geçti. Hala gelişen piyasa sınıfından mezun olamadık. Sığ olan finansal piyasalarımızın gelişmesine imkan yaratmıyoruz. Limanımızda dalgakıran olmadığı için en ufak çalkantılarla gidip gelen spekülatif piyasa yapısına sahibiz. Ya biz gücümüzle, birikimimizle uyumlu kimlik biçelim kendimize, ya da bunu yapamayacaksak bu kadar sığ piyasaya bu kadar serbestlik gitmez. Tabii ben ikincisini düşünmüyorum. Göreceli olarak yörede bizden daha iyisi yok...” Bunları niye anımsatma gereği duydum diye sorarsanız cevabım açık. Acaba bu kriz bize mezuniyet fırsatı verir mi? Verirse batan finans merkezlerinin ardından İstanbul eskiye oranla daha konuşulmaya başlar mı? Malum, finans merkezi için İstanbul’un rakibi olarak Dubai ile Moskova kaldı. Çünkü diğer merkezlerinin kendilerine gelmesi en beş yılı alacak gibi görünüyor. 20 milyar euro’luk gelirinse 4.9 milyarının ticari bankacılık, 3.6 milyarının yatırım bankacılığı, 3.4 milyarının özel bankacılık, 3.3 milyarının varlık yönetimi, 2.2 milyarının sigorta, 2.6 milyarının da dolaylı gelirden oluşması bekleniyordu. Bu kriz Türkiye için fırsata dönüşürse, İstanbul da finans merkezi olur demektir.