Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil,
banka alımıyla ilgili, ''Biz hiçbir zaman bu tür şeylere kapalı değiliz. Sermayeniz bu kadar kuvvetli ise zaten kapalı olmanız da mümkün değil'' dedi. Akbank'ın 2012 yılı faaliyetlerinin değerlendirildiği ve bankanın 3 yıllık hedeflerinin ele alındığı toplantıda Binbaşgil, 16 binin üzerindeki çalışanla yüksek bir performans göstererek, 2012 yılında çok ciddi başarılara imza attıklarını, her çeyrek bir öncekinden daha fazla kar elde ettiklerini, karlarının çeyrek bazında sırasıyla 531 milyon lira, 575 milyon lira, 801 milyon lira ve son çeyrekte de 1 milyar 98 milyon lira olarak gerçekleştiğini anımsattı.
Son çeyrekte ilk çeyrektekinin iki mislinden daha fazla kar ettiklerini, son çeyrek özkaynak verimliliğinin yüzde 20'leri aştığını ve bu başarı hikayesinin devam ettirileceğini aktardı.
Kredilerin aktifler içindeki payının 2012'de yüzde 53,1'den yüzde 56,5'e yükselmesini önemli bir değişim olarak niteleyen Binbaşgil, müşteri odaklı bankacılığa devam edeceklerini ve 3 yıl içinde kredilerin toplam aktifler içindeki payını yüzde 65'lere çıkarmayı hedeflediklerini aktardı.Kredilerde 2012'de 18 milyar lira seviyesinde bir büyüme sağladıklarını, kredilerde sektörün yüzde 16 büyürken Akbank'ın yüzde 24 büyüdüğünü ve 80 puanlık bir artışla pazar paylarının yüzde 10,9'a yükseldiğini belirten Binbaşgil,
En büyük artışı KOBİ, ticari ve tüketici kredilerinde sağladıklarını ifade eden Binbaşgil, kredi kartlarında da yüzde 1'e yakın artışla pazar payını yüzde 18,5'e yükselttiklerini söyledi.
Akbank'ın risk yönetiminde yıllar boyu hep çok ileri düzeyde bir
banka olduğunu, her zaman sektördeki en iyi aktif kalitelerinden birine sahip olduklarını ve bugün de Akbank'ın bu özelliğinin devam ettiğini dile getiren Binbaşgil, ''Takipteki kredi oranımız yüzde 1,2, sektörün ise yüzde 2,8. Bundan sonraki büyümemizi de sağlıklı bir biçimde yapmaya devam edeceğiz. TL ticari kredilerde yaklaşık yüzde 58 büyüdük'' dedi.
Binbaşgil, "Türkiye’nin önünde çok büyük projeler var. Örneğin İstanbul üçüncü havaalanı projesi çok büyük bir proje. Buraya bankalar tarafından sağlanacak kredi zaten başlıbaşına büyük bir miktar. Bunun gibi projeler de düşünülerek kredilerde farklılaştırmaya gidilebilir" dedi
Türkiye'nin tasarruf oranının artırılması gerekliliğine dikkati çeken Hakan Binbaşgil, ''Bugünkü yüzde 12'ler çok düşük seviyeler. Ülkemizin bu ihtiyacına destek olmak amacıyla 2012'de tasarruf seferberliği başlattık'' dedi.
Hem yurt içi hem de yurt dışı borçlanmada öncü işlemlerle ekonomiye kaynak sağlamayı sürdürdüklerini kaydeden Binbaşgil, Temmuz 2010'da 1 milyar dolar tutarındaki işlem ile bankacılık sektöründeki ilk eurobond ihracını gerçekleştirdiklerini ve aralık 2010'da ise 1 milyar lira büyüklüğünde ilk TL
Banka bonosunu çıkardıklarını ifade etti.
Binbaşgil, 2013 yılı ocak ayında 1 milyar liralık, Türkiye'den uluslararası piyasalara yapılan ilk TL eurobond ihracına imza attıklarını vurguladı.
Teknoloji yatırımlarını kesintisiz sürdürdüklerinin altını çizen Binbaşgil, teknolojiye her yıl ortalama 100 milyon dolar civarında yatırım yaptıklarını belirterek, ''ATM sayımız 4 binin üzerine çıktı. Türkiye'deki en büyük ATM parkurlarından birisine sahibiz. POS sayımız da aynı şekilde 300 bini geçti'' dedi.
Hakan Binbaşgil, bağımsız uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance'in gerçekleştirdiği ''Dünya'nın En Değerli 500
Banka Markası-2013'' araştırmasında Türkiye'den ilk 100'e giren 2 bankadan biri olduklarını anımsattı.
Geçen seneye kıyasla hesaplanan marka değerlerini 500 milyon dolar artışla 2,1 milyar doların üstüne taşıdıklarını ifade eden Binbaşgil, ''Uluslararası sıralamada 10 basamak yükselerek 86. sıraya çıktık. Brand Finance'in yaptığı araştırmada marka değerinde en başarılı performansı gösteren Türk bankasıyız'' dedi.
İşe alım, yeni şube
2012'de Türkiye'de en çok istihdam yaratan özel banka olduklarını belirten Binbaşgil, ''2012'de bin 48 yeni arkadaşımız aramıza katıldı. Gençlerin istihdamına da büyük önem verdik. Geçen yıl gerçekleştirdiğimiz işe alımların yüzde 77'si yeni mezunlardan oluşuyor'' dedi. Türkiye'de en çok yüksek lisans/doktoralı çalışan sayısının Akbank'ta olduğunu kaydeden Binbaşgil, kadın çalışan oranlarının yüzde 52, orta kademe kadın yönetici oranlarının yüzde 48 olduğunu hatırlatarak, ''Bunlar Türkiye istatistiklerinin çok üstünde rakamlar. Bir anlamda gençlere ve kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık yaptığımızı söyleyebiliriz'' diye konuştu.
Sektörün üzerinde karlılık içinde büyümeye gelecek yıllarda da devam edeceklerini söyleyen Binbaşgil, Türkiye'deki istikrarlı gelişimin devam edeceğine inandıklarını belirtti.
Akbank'ın gelecek yıllarda da yatırımlarını ve büyümesini sürdüreceğini anlatan Binbaşgil, 5 alanda önemli gelişmeler sağlamaya devam edeceklerini belirterek, ''İnsan kaynakları, teknoloji, operasyonel verimlilik, risk yönetimi ve Akbank Direkt önemli transformasyon alanlarımız olacak. 2013'te yaklaşık 50 şube açacağız ve şube sayımız binin üzerine çıkacak. ATM parkurumuzu yaklaşık 240 adet büyüteceğiz. ATM sayımız 4 bin 250'nin üstüne çıkacak. Bu sene de 110 milyon dolar civarında bir teknoloji yatırımımız olacak'' dedi.
Büyüme planları
Toplantıda soruları da yanıtlayan Binbaşgil, bu yıl yeni ihraçların yapılıp yapılmayacağı ve Akbank'ın sukuk ihracı yapıp yapmayacağının sorulması üzerine Binbaşgil, Akbank'ın bono çıkarmaya devam edeceğini belirterek, ticari bankaların İslami bankacılık ile ilgili bazı şeyleri yapabildiklerini, bazı şeyleri ise yapamadıklarını söyledi.
Ticari bankaların borçlanabileceği belli enstrümanlar olduğunu ifade eden Akbank Genel Müdürü, ileriye dönük baktıkları zaman piyasa koşulları değişmez ise mevduatın kendileri için her zaman önemli olacağını söyledi.
Tabana yaygın kaynağın çok önemli olduğuna dikkati çeken Binbaşgil, ''Akbank'ın en önemli özelliklerinden bir tanesi bu yaygın mevduata devam edeceğiz. Bunlara ilaveten eurobond ihracına hem TL hem yabancı para devam edeceğiz. Bonoya da devam edeceğiz'' dedi.
Akbank'ın büyüme planları kapsamında ''Citibank şube satışı, perakende bankacılığının satışı ile ilgileniyor mu?'' sorusuna Binbaşgil, Akbank'ın o konuda bir çalışmasının ve düşüncelerinin olmadığını kaydetti. Banka satın alımları ile ilgilenip ilgilenilmediğinin sorulması üzerine Binbaşgil, şunları aktardı:
''Sermayeniz güçlü olduğu takdirde önünüzde birçok opsiyon oluyor. Buna banka satın almak da dahil. Yurt içinde olsun yurt dışında olsun... Biz hiçbir zaman bu tür şeylere kapalı değiliz. Sermayeniz bu kadar kuvvetli ise zaten kapalı olmanız da mümkün değil. Ancak şunu söylemek istiyoruz. Organik olarak da Akbank çok başarılı. Dolayısıyla bizim bu konuyu iyi değerlendirmemiz lazım. Doğru bir fırsat çıktığı takdirde tabii ki Akbank bunu değerlendirecektir. Ama hakikaten iyi bir fırsat çıkması lazım.''
Yurt dışı ile ilgili olarak Akbank'ın Türkiye'deki birçok kurumun ana bankası olduğuna değinen Binbaşgil, Türkiye'nin uluslararası piyasalarda giderek daha etkin olduğunun görüldüğünü belirterek, ana bankası oldukları kurumların yurt dışına açılışlarında kendilerinin onların arkasında olmaları gerektiğini söyledi.
Bunun değişik formlarının olabileceğini belirten Binbaşgil, şunları söyledi:
''İlla ki bir banka almanız gerekmeyebilir. Bizim Japonya'daki uygulamalar, Çin uygulamaları- Özellikle Körfez'deki Dubai operasyonlarını genişletiyoruz. Muhabirlik anlaşmalarında Türkiye'deki en aktif bankalardan bir tanesiyiz. Dolayısıyla ülkenin giderek gelişen dış piyasalardaki etkinliğine paralel olarak biz de kendimizi ayarlamaya çalışıyoruz. Bundan sonra zaman içinde açıklayacağımız belki ufak tefek başka şeylerimiz de olabilir.
''Türkiye'de hala en çok tercih edilen yatırım aracı mevduat''
Akbank müşterilerinin 2012 yılında en çok hangi yatırım araçlarını tercih ettiğinin sorulması üzerine Binbaşgil, Türkiye'de hala en çok tercih edilen yatırım aracı mevduat olduğunu söyledi.Mevduatın da getirisinin eskisi gibi olmadığını ifade eden Binbaşgil, faizlerin düştüğünü ve müşterilerin doğal olarak yeni arayışları olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
''Bizde mümkün olduğu kadar destek oluyoruz. Bu emeklilik konusunun çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu konuya ağırlık veriyoruz. Yatırım yapıyoruz. Mevduatta vadelerin uzaması konusunun önemli olduğunu düşünüyoruz. Kendi politikalarımızı,
faiz oranlarımızı da bu paralelde müşterinin de menfaati paralelinde saptıyoruz.
Örnek vermem gerekirse son iki üç ay içerisinde Akbank'ın 6 aydan uzun vadeli mevduatı aşağı yukarı 2-3 katına çıktı. Müşterilerimiz ekonomiye güvendikleri için, Türkiye'ye güvendikleri için daha uzun vadeli yatırımlara girmeye başladılar. Bu sağlıklı bir şey, olması gereken bir şey.''