<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkKredilerde % 15-18 büyüme bekleniyor----

Kredilerde % 15-18 büyüme bekleniyor

Kredilerde % 15-18 büyüme bekleniyor
31 Mayıs 2012 - 17:15 www.finansgundem.com

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, bu yıl kredilerdeki büyümenin yüzde 15-18 dolayında olacağını söyledi

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, 2012 yılında kredilerdeki büyümenin yüzde 15-18 dolayında olacağının tahmin edildiğini söyledi.
Aydın, TBB'nin 55.Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, bankacılık sektörünün sağlıklı bir yapıya kavuştuğunu belirtti. Türkiye ekonomisinin ise son 10 yılda kamu kesiminin borçlanma gereğinin gayrisafi yurtiçi hasılaya oranının yüzde 10.6’dan yüzde 1’e gerilediğini belirten Aydın, ayrıca kamu kesimi borç stokunun gayri safi yurtiçi hasılaya oranının yüzde 69’dan yüzde 40’ın altına düştüğünü kaydetti. Bu dönemde enflasyonun yüzde 30’dan yüzde 10’a indiğini belirten Aydın, portföy ve doğrudan yabancı sermaye yatırımları toplamının 346 milyon dolardan 35 milyar dolara sıçradığını, tasarruf mevduatı baz alındığında, para ikamesinin yüzde 64’ten yüzde 32’ye geldiğini, finansal olmayan şirketlerin toplam kredileri içinde Türkiye’de yerleşik bankaların payının yüzde 46’dan yüzde 77’ye çıktığını bildirdi.
"BANKALARIN TOPLAM AKTİFLERİ 1.2 TRİLYON TL'YE ULAŞTI"
Bu dönemde, bankacılık sektörünün bir yandan yeniden yapılanırken, diğer yandan da faaliyet ortamını iyileştiren reformları kısa sürede algılayan ve büyümeye destek veren bir yaklaşım içinde olduğunu vurgulayan Aydın, bu dönemde bankaların toplam aktiflerinin cari fiyatla 6 kat, dolar bazında ise 4 kat artarak 1 trilyon 218 milyar TL’ye, 644 milyar dolara ulaştığını bildirdi. Toplam aktiflerin gayri safi yurtiçi hasılaya oranının 33 puan artarak yüzde 94’e yükseldiğini belirten Aydın, ortaklık yapısında ise hızlı bir değişme yaşandığını, yurtdışında yerleşik yatırımcıların aktif toplamı içindeki payının yüzde 3’ten yüzde 25’e çıktığını vurguladı. Bilançoda ise TL’nin payının aktifte 12 puan, pasifteki payının da 14 puan arttığına işaret eden Hüseyin Aydın, "Menkul kıymetlerin payı yüzde 40’tan yüzde 23’e gerilerken, kredilerin payı yüzde 25’ten yüzde 56’ya artmıştır. Kredilerin gayri safi yurtiçi hasılaya oranı yüzde 15’ten yüzde 53’e, TL kredilerin gayri safi yurtiçi hasılaya oranı yüzde 6’dan yüzde 38’e yükselmiştir" dedi.
ÜÇ BÜYÜK İL DIŞINDAKİ KREDİLERİN PAYI YÜKSELDİ
Türk bankacılık sektöründe, son 10 yılda kredi portföyünün de çeşitlendiğine işaret eden Aydın, bireysel kredilerin toplam krediler içindeki payının yüzde 14’ten yüzde 32’ye çıktığını, kredilere erişimi kolaylaşan KOBİ’lerin payının da yüzde 23 olduğunu açıkladı. Üç büyük il dışındaki illerin kredi payının da bu dönemde yükseldiğine dikkati çeken Aydın, "İstanbul, İzmir ve Ankara dışında kalan illerimizin mevduat payında önemli bir değişiklik olmamış, yaklaşık aynı kalmıştır. Kredilerden aldığı pay ise yüzde 7 puan artışla yüzde 46’ya yükselmiştir" dedi.
"MEVDUATIN VADE YAPISI MAALESEF DEĞİŞMEDİ, 3 AY CİVARINDA KALDI"
Kredi kalitesi ve aktif kalitesinde ise önemli iyileşmelerin olduğuna dikkati çeken Hüseyin Aydın, tahsili gecikmiş alacakların da kredilere oranının yüzde 21’den yüzde 3’ün altına gerilediğini, duran aktiflerin toplam aktifler içindeki payının da 6 puan düşüşle yüzde 5’e gerilediğini kayditti. Mevduat ana finansman kalemi olmaya devam ederken, kaynaklarında çeşitlendiğinin altını çizen Aydın, "Toplam aktiflerin finansmanında mevduatın payı 8 puan düşüşle yüzde 57’ye inerken, mevduat dışı kaynakların payı 7 puan artarak yüzde 24 olmuştur. Maalesef, mevduatın vade yapısında önemli bir değişiklik olmamış, ortalama vade 3 ay civarında kalmıştır. Mevduatın krediye dönüşme oranı ise yüzde 38’den yüzde 98’e sıçradı" diye konuştu. Aydın, tashisi gecikmiş alacaklarda ise yavaş da olsa artış olduğunu kaydetti.
FAİZ GELİRLERİNE OLAN BAĞIMLILIK AZALDI
Bankaların faiz gelirlerine olan bağımlılığının da azıldığını ifade eden Aydın, "Faiz oranlarının düşmesinin yanında, ürün ve hizmet yelpazesinin genişlemesi ve hizmetlerin daha dikkatli fiyatlanmasına bağlı olarak gelirlerin faiz gelirlerine olan bağımlılığında düşüş gerçekleşmiştir. Faiz dışı gelirlerin toplam gelirler içindeki payı yüzde 12’den yüzde 21’e artmıştır" ifadelerini kullandı. Özkaynak karlılığının 2004 yılından sonra enflasyonun üzerine çıktığını, karlılık performansındaki iyileşmenin ise özkaynakların büyütülmesini özendirdiğini söyleyen Aydın, özkaynakların cari fiyatlarla 4,7 kat, dolar bazında ise 3,9 kat artarak 145 milyar TL’ye, yani 77 milyar dolara yükseldiğini, bu sayede risk yapısındaki hızlı değişmeye rağmen sermaye yeterliliği oranının yüzde 16,6 ile yüksek bir düzeyde kalabildiğini söyledi.
"BAZI GÖSTERGELERDE DÜŞÜŞ VAR"
Aydın, Türk bankacılık sektörünün 2011 sonu itibariyle, G-20 ülkeleri arasında sermaye yeterliliği oranına göre ikinci, özkaynak karlılığında beşinci, tahsili gecikmiş alacak oranında yedinci sırada yer aldığını bildirdi. Son dönemde ise bası göstergelerde düşüş yaşandığına işaret eden Aydın, "Bunun ana nedeni, tasarruf açığını daraltmak ve küresel risklerin olumsuzluklarını sınırlandırmak amacıyla alınan önlemlerin bankacılık sektörüne getirdiği maliyetlerdir. Para politikası düzenlemeleri, bir yandan kredi miktarını sınırlandırırken bir yandan da kaynak maliyetini yukarı doğru itmiştir. Bankacılık düzenlemeleri ise risk ağırlığının yükseltilmesi yoluyla özkaynak yeterliliğini aşağıya çekmiştir. Özellikle belirtmeliyim ki bankacılık sektörü, ekonomide istikrarın korunmasını ve uzun dönem büyümesini destekleyen politika yaklaşımını hassasiyetle değerlendirip, ihtiyatlı ve uyarıları dikkate alan bir yaklaşım içinde olmuştur" değerlendirmesinde bulundu.
BANKALAR 2012'DE KREDİLERDE YÜZDE 15-18 BÜYÜME BEKLİYOR
Bu nedenlerden dolayı kredi Faiz oranlarının yükseldiğini, kredilerin büyüme hızının yavaşladığına işaret eden Aydın, "Kur artışlarından arındırılmış olarak kredilerdeki büyüme hızı Nisan 2012 itibariyle yüzde 20 olmuştur. Büyüme hızı kurumsal kredilerde yüzde 19, bireysel kredilerde ise yüzde 21’dir. TL krediler yüzde 24 oranında artarken, yabancı para kredilerdeki artış ise yüzde 11 olmuştur. Bugünkü veriler ışığında, 2012 yılında kredilerdeki büyümenin yüzde 15-18 dolayında olacağı tahmin edilmektedir. İlk çeyrek verilerine göre KOBİ kredilerindeki büyüme hızı yüzde 18’dir" dedi.
"ÖZKAYNAKLARIN 600 MİLYAR TL OLMASINI BEKLİYORUZ"
Türkiye Bankalar Birliği’nin en fazla önem verdiği konuların başında bankaların özkaynaklarının güçlü olmasının geldiğini söyleyen Aydın, bu kapsamda bankacılık sektörünün 2023 hedeflerini şöyle açıkladı:
"Reel büyümenin ortalama yüzde 5.5, enflasyonun da yüzde 5 olacağı varsayımıyla, gayri safi yurtiçi hasılanın oranı olarak, toplam aktiflerin yüzde 150, kredilerin ise yüzde 98 olmasını tahmin ediyoruz. Kredilerin toplam aktiflere oranının yüzde 65’e ulaşmasını bekliyoruz. Bu büyümeyi ve değişimi sağlıklı olarak desteklemek ve finansal istikrarı sürdürmek için özkaynakların 600 milyar TL olması gerektiği hesaplanmaktadır ki bunun için özkaynakların ortalama yüzde 15 oranında büyümesi gerekmektedir.
"YENİ YÜK İSTEMİYORUZ"
Türk bankacılık sektörünün beklentilerinden de bahseden Aydın, bu kapsamda makro dengelerin sağlam tutulmasını sağlayacak reformların ve fiyat istikrarının sürdürülmesini, bankaların özkaynaklarını zayıflatacak yaklaşımlardan kaçınılmasını istediklerini söyledi. Bu beklentiler kapsamında yurtiçi tasarruf oranının artırılması, kaynakların vade yapısının uzatılması, yatırım ortamının iyileştirilmesi, kayıtdışılıkla mücadele, sermaye piyasasının büyütülmesi çabalarını olumlu bulduklarını ve desteklediklerini dile getiren Aydın, "Müşterilerimizin finansman maliyetinin düşürülmesini teminen aracılık maliyetini yukarıya iten yüklerin azaltılmasını, yeni ek yük getirilmemesini talep ediyoruz. Son dönemlerde karşılaştığımız riskler arasında, sektörün performansını olumsuz yönde etkileyecek sürpriz düzenlemeler de yer almaktadır. Talebimiz, düzenlemelerin piyasa kuralları ile uyumlu, uluslararası standartlara ve iyi uygulamalara paralel olması; finansal sektörün büyümesine ve rekabet gücüne olumlu yönde katkı sağlamasıdır."

ETİKETLER :
YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • hangisinde adil oldu ki?31 Mayıs 2012 22:52

    Sadece yükselme sınavında değil, bir çok mağduriyetimiz var ama ses yok! Laf çok ama icraat yok!

  • 31 Mayıs 2012 21:59

    Sayın Genel Müdür'üm bankaya geldiğinizde herkese eşit değil ama adil davranacağınızı söylemiştiniz.Ancak 16/09/2012 tarihinde yapılacak yükselme sınavında adil olmayan bir uygulamayı sizinle paylaşmak istedim.Diğer bankalardan transfer edilerek bankada göreve başlayan personelin ünvanda bekleme sürelerinin hesaplanmasında daha önceki çalıştığı bankalardaki görev süreleri dahil edilmektedir. Bankaya açıktan , sınavla tecrübesiz kapsamda alınan deneyimli personelin daha önceki bankalarda çalıştığı süreler ünvanda bekleme sürelerine dahil edilmemektedir.Bu bağlamda sınava girme hakkının her iki gruba da tanınması ve kimlerin sınavda daha başarılı olacağı test edilmelidir. Takdirlerinize sunarım. Saygılarımla