Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Değerli bir ekonomist yorumu: Yapılan analizlere göre kredi kartı borçlarından tahminen yaklaşık >10 milyar TL aslında hiçbir şekilde geri dönüşü olmayacak kredilerden oluşmakta.Son 3-4 yıldır özellikle mağazalarda tezgahtarlık yapan ve sadece 1-2 aylık SGK prim ödeme geçmişi olan vatandaşlarımıza dahi 3-4 farklı banka kredibilitesi ve kredi sicili asla uygun olmadığı halde bu vatandaşlarımıza kredi kartı verme yarışına girmişti ve halkımız gözü kara şekilde nasıl ödeyeceğini bilmeden kredi kartıyla lüks restaurantlarda dating yapmaya başlamış, cep iphone veya samsung galaxy olmuş, led veya plazma tv ler alınmış vs vs bir süreç yaşanmıştı... Son 2-3 yıldır bu gruptaki kredi batıkları papaz kaçtı oynanarak görmezden gelindi...Yani X bankası kredi kartının minimum ödeme tutarı y bankasından çekilen yüksek faizli nakit ile kapatıldı ; Y ise Z ile vs vs ; korkunç faiz yükü ile aylık geliri sadece 800-1200 TL olan bu grup; bugün itibarı ile tahminen yaklaşık 650 bin kişiden oluşmakta ve maalesef gelirleri seviyesi baz alındığında bu kredileri ödemelerinin mümkünatı yok. (ki çalıştıkları şirketler incelendiğinde ufak bir krizde ilk olarak kapı önüne konulacak bir grup).... Artık papaz kaçtı ile idare edilemeyecek duruma gelindiği için; son 1-2 yıldır bu gruptaki insanımız maalesef tefecilerin eline düşmüş durumda...Hemen hemen her ilde beyaz eşya, cep telefonu , kontörcü adı altında onlarca tefeci türedi... Geçen hafta yaşadığım 2 örneği vereyim: Sıfır bir X marka akıllı cep telefonu fiyatı 1.600 TL iken; Kadıköy deki bir telefoncuda aynı sıfır telefon 1.300 TL ye satılıyordu.. Kampanya mı var dedim hayır dedi; aslında hiç kullanılmamış sıfır bir cihaz ama ikinci el muamelesi görmekte...Muhabbeti koyulaştırıp nasıl yani diye sorduğumda, telefoncu "onbinlerce kişi artık kredi kartlarını çeviremez durumda ve yakın çevresinin kredi kartlarıyla 12-24 taksitle cep telefonu almakta ve hemen ardından gidip alınan telefonu yaklaşık 30%-40% daha düşük fiyatla bizlere satmakta; biz de 10%-15% kar marjı koyuyoruz teknoloji avm deki satış fiyatının 20%-30% altında müşteriye sunuyoruz" dedi... Hatta iddiasına her ilde enaz 10-15 telefoncu varmış el altından bu işi yapan...Benim jeton şimdi düştü niye yıllık 9-10 milyon adet cep telefonu ithalatı oluyor ve niye bunların büyük kısmı smart diye...Vay anam vay devasa bir tefeci piyasası varmış..Benzer sistem beyaz eşyada da kurulmuş.. 1.000 tl ye buzdolabı alınıyor 12 taksitle; aynı gün spotçuya 650 tl ye satılıyor; kredi kartı minimum ödeme tutarı veya tam bakiye kapanıyor; ve arkadaşın kredi kartına para bulunursa 12-24 ayda ödeniyor.... TAM BİR TOPLUMSAL DRAMA...Ama benzer sistem özellikle bu yılın başlarında tüketici kredilerine de sirayet etti ve bu hastalık çok hızlı yayıldı..Gariban insanımız ya kıyametin çok yakında kopacağını düşünüyor; ya da artık tüm umudunu yitirdi ve nolacaksa olsun deyip ömründe birkez (lüküs hayat) yaşamak istiyor... En riskli grup ise KOBİ(tam anlatımıyla esnaf) kredileri....Mesela, oturduğum semtte bir cafe sahibi mekanı 8-9 ay önce açtı...Sinek avlıyor.... Ama bir şekilde bankanın birini kafalamış ve 500 bin tl kredi çekmiş (ipotek gösterirken de bir gayrimenkul ponzi sistemi varmış; ve hızla yayılıyormuş) Tabi bu kredi başvurusu yapılmadan 2 önemli hazırlık gerekiyormuş: 1-2 ay eş-dost-arkadaş-tüm çevre sık sık cafeye müşteri gibi gelmeli ciro ve kar şişirilmeli...Diğer aşama ise kaz gelecek yerden tavuk esirgenir mi; kdv ve diğer vergi yükleri olduğu halde; müşteriye kesiliyormuş gibi fiş üstüne fiş kesip sanal ciro ve karlılık yazmak -yaklaşık 2 ay yetiyormuş kredi için ama püf nokta doğru banka ve o bankadaki doğru kişilere ulaşmak da lazımmış kredi için ve biraz görmek gerekiyormuş el altından birilerini-.... Toparlayacak olursak, halkımızın mevduatını hangi hakla bu zihniyete dönüşü asla olmayacak esnaf/kobi kredisi şeklinde dağıtabiliyorlar... Cafe sahibine gelince cafe sini büyütmek bir yana, aldığı krediyle Mercedes cip almış; bir de manita yapmış (kendisi evli olduğu halde) sormayın afet biri...Ha manitayı da minili cicili haliyle cafe nin başına oturtmuş; kendisi Mercedes ciple lüküs hayat yaşıyor ve sanırım yeni krediler yeni manitalar bulabilmek için yine doğru iş modeli, doğru banka ve doğru aracılar peşinde koşuyor... Yine yapılan analizlere göre; tüketici kredilerinin yaklaşık >20 milyar TL si ponzi/tefeci çarkıyla çevriliyor diyen analistler var ve bunların geridönüşü imkansız yorumları yapılıyor... Ya geri dönmeyecek esnaf çiftçi kredileri.... Miktarı ne acaba? En risklisi ise reel sektör kredileri.. Şirket karlılıkları maalesef yetersiz durumda ve özel sektör çok ama çok borçlu (o acınası Avrupa birliği ülkelerinde dahi özel sektörde finansal borç özsermaye oranı 0.80 civarındayken; bizde 1.8 e çıkmış durumda ve faizler yükselme trendine girdi; ekonomik büyüme yavaşladı ki bu sert rekabet demektir ve karlılık baskısı anlamına gelmektedir reel sektör için)... Reek sektörün kredilerinin büyük kısmı ise gayrimenkul ipotekli/teminatlı ve gayrimenkul fiyatları balon durumda... Ya birgün gayrimenkul fiyatları normalleşirse; banka kredilerinin büyük kısmı batacak mı? Ekonomistler arasında son günlerde bu husus ta tartışılıyor ve eğer gayrimenkul sektöründe balon 25% ise; bankaların yaklaşık kredilerinin 50 milyar TL sinin aslında gerçek karşılığı yok (bu konut kredileri dışında; gayrimenkul teminatlı reel sektör kredileri için) Özetleyecek olursak; İspanya,İtalya,Portekiz,İrlanda,Yunanistan,Macaristan, X,Y,Z gibi ülkeler benzer ekonomik modeli (krediye dayalı kazanmadan harcama modeli) uygulayarak çöktüler ve batık kredi oranı toplam kredi stoğunun 8%-25% ine yükseldi... Herhangi bir ekonomik durgunlakta veya sıcak paranın yaklaşık 20%-30% unun ülkeden çıkışında kredi batık oranını 10% seviyesinde tutmak çok büyük bir başarıdır... Başka bir deyişle toplam kredi stoğumuz rekor üstüne rekor kırarak hani 940 milyar TL seviyesine yükseldi ye ; Allah korusun sektör ve ekonomi düzeltme yaşadığında (ki düzeltmeler normalleşmeler kaçınılmazdır sadece otoriteler ya maliyet ve bedeli artırarak süreci öteleyebilirler); diyelim ki geri dönüşü olmayan kredi oranı 10% oldu; gitti 94 milyar TL... Ya 20% olursa gitti 188 milyar TL...Bankacılık sektöründe toplam özkaynaklar ise 180 milyar TL seviyesinde... Yani; bankacılık sektörü son yıllarda ekonomik model gereği ve hükümet destekli süper karlar yazıyor ya:Ne kadar ekmek, o kadar köfte misali... Ekonomik terimle; risk ne kadar büyükse getiri de o kadar büyük olur... Ya riskten kaçınılamayacak günler ve süreçler yaklaşıyorsa? İnşallah matematik ve global konjünktör yalan söylüyordur da; biz hep yıllık 70-80 milyar USD dış borç olarak hep ciplere bineriz; hep iphone la konuşuruz; hep daha büyük ekran LCD filan izleriz; ve hep kişibaşı 50-150 tl lik yerlerde ayda 4 kez yetmez 8 kez yemekler yeriz... (Alman Hans Yunan a yedirdi mi? Kan kusturyor vallahi ne yedirmesi.. 3-4 yıl krediye boğdu şimdi donlarını soyuyorlay Yunan ın İspanyol un Macar ın ) Ama asla üretelim tasarruf yapalım geleceğe yatırım yapalım bir türlü gelmez aklımıza.....İşimize de gelmez zaten... Umarım bizi yönetenler yaptıkları yanlışların farkına biran önce varırlar ve bu dinamit ekonomik modelden biran önce Türk halkını kurtarırlar...Bu modele ÖZENDİRİP TEŞVİK EDİP;iş işten geçtikten sonra kartları bırakın kazanmadan harcamayın bak hatırlatıyoruz uyarıyoruz demekle vebalden kurtulunacaksa yorum dahi yapmaya gerek yok demek ki... Halk haklı ve tam gaz krediyle harcamaya devam etsin o zaman....Ya herru ya merru! Anadolu atasözü :"Tatlı tatlı yemenin; ACI ACI ......... OLUR".....
anarşist misin birader karışacak tabi, devlet değil mi bizi kim düşünecek....
miletin uçkuruna cebine karışın adam gibi yasa çıkarmayın herşeyde açık var saymakla bitmez eğitimde sağlıkta bankalarda sınırda bile koruyamıyor hukukta saymakla bitmez
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.