BDDK'nın kredi kartlarıyla ilgili yeni düzenlemesi vatandaşın kafasını iyice karıştırdı. Asgari ödeme tutarının artırılması, kart limitlerinin düşürülmesi gibi belli başlı bazı değişikliklerin yapılacak olması halk tarafından olumsuz karşılandı. Kredi kartı batağı borcunda olanlar ise düzenleme yerine yapılandırma bekliyor.
Hürriyet Gazetesi yazarı Şükrü Kızılot, kredi kartı borcu olanlara ilişkin yazı yazdı. İşte o yazı:
Şu anda kredi kartı borcunu ödeyemeyen, 1 milyon 590 bin 304 kişi var.
Borç tutarı ise Haziran 2013 sonu itibariyle faizler dahil 4 milyar 48 milyon TL. Bunlar için de aynı vergi barışı gibi bir ‘Kredi kartı barışı’ yasasına ihtiyaç var.
Kredi kartı borcu olan yüzbinlerce kişi çok zor durumda. Vergi ve sigorta prim borcu olanlara, 3-4 yılda bir “vergi barışı” ya da “borçların yapılandırılması” ile ilgili yasalar çıkartılıyor.
Yurt dışında parası, dövizi, altını, menkul kıymetleri vs. bulunanlara da bunları yüzde 2 vergi ödeyerek, Türkiye’ye getirmeleri konusunda 3-4 yılda bir “Varlık Barışı” yasaları çıkartılıyor.
Tablo I’ de görüldüğü gibi, şu anda “banka kredi kartı borcu”nu ödeyemeyen, 1 milyon 590 bin 304 kişi var. Borç tutarı ise Haziran 2013 sonu itibariyle (faizler de dahil) 4 milyar 48 milyon TL. Bunlar için de bir “Kredi Kartı Barışı” yasasına ihtiyaç var.
2006 VE 2009 ‘DA YAPILDI
Banka kredi kartı borcu olanlara;
“Efendim, gelirleri kadar harcama yapsalardı. Herkes ayağını yorganına göre uzatmalı” demek en kolayı.
Ancak bu yaklaşım sorunu çözmüyor.
Yasal bir düzenleme yapılarak, olaya “kalıcı çözüm” getirmek gerekiyor.
Daha önce, “kredi kartı borçlarının yapılandırılması” ile ilgili olarak, 2006 ve 2009 yıllarında iki ayrı yasa çıkartıldı.
*23 Mart 2006 tarih ve 5464 sayılı yasa ile; yıllık yüzde 18
faiz oranı üzerinden “18 eşit taksitte” ödeme kolaylığı sağlandı.
*24 Haziran 2009 tarih ve 5915 sayılı yasa ile borç tutarı;
a) 6 aylık vade için 1,04
b)12 aylık vade için 1,08
c) 24 aylık vade için 1,18
d) 36 aylık vade için 1,26
ile çarpılmak suretiyle hesaplanan tutarın ay sayısına bölünmesi ile hesaplama yapıldı.
Yürütülen icra işlemleri de durduruldu.
ŞİMDİ NE YAPILABİLİR?
“Kredi Kartı Barışı” adlı bir yasa çıkartılır.
*Mevcut borçların, ana para ile ilgili kısmında indirim yapılmaz.
*Faizleri, vergi barışı yasasında olduğu gibi ÜFE oranına göre (yani daha düşük oranda) yeniden hesaplanır.
*Ana para + ÜFE toplamı;
a) 12 aylık vade için yüzde 5,
b) 24 aylık vade için yüzde 10
c) 36 aylık vade için yüzde 15,
ile çarpılarak, hesaplanan tutarın, belirlenen ay sayısına bölünmesi suretiyle ödenecek tutar hesaplanır.
YENİ DÜZENLEME
Şu anda BDDK’nın
banka kredi kartı kullanımına bazı sınırlamalar getirmeyi amaçladığı, henüz netleşmemiş bir çalışması var.
*Kredi kartı asgari ödeme tutarını yükseltmeyi,
*Kredi kartı limitini aşağı çekmeyi,
*Uzun süreli taksitlendirme maliyetini artırmayı ve taksit olayından caydırmayı, amaçlayan bu çalışma, sonuçları ve etkileri yönünden son derece dikkat edilmesi gereken bir çalışma.
Hatalı kararlar ekonomiyi yavaşlatabilir. Özellikle perakendeciyi çok zor duruma düşürebilir. İş dünyası zincirleme olarak olumsuz etkilenebilir.
Bin liralık limit hatası
Geliri bin liraya kadar olan kart kullanıcıları ile gelirini belgeleyemeyen kişilerin, toplam kart limitinin en fazla bin lira olması düşünülen önlemler arasında. Böyle bir düzenleme Türkiye gerçekleri ile bağdaşmaz. Nedenine gelince, gelir vergisi beyannamesi veren yüzbinlerce mükellefin beyan ettiği aylık gelir, Tablo II’de de görüldüğü gibi bin liranın hatta asgari ücretin net tutarının bile altında! Bu uygulama pratikte yürümez. Başka değişkenlere de bakılarak karar verilmeli.
Kalıcı önlemler almak gerekiyor
Banka kredi kartları ile ilgili olumsuzlukların, tekrar tekrar ve ciddi boyutlarda yaşanmaması için bazı önlemler almak gerekiyor.
a) Öncelikle, “bilinçli tüketici, bilinçli kart kullanıcısı” oluşturmak gerekiyor.
b)
Banka kredi kartlarına, kişilerin kullanabileceği limit tutarı olarak bazı kıstaslar getirilebilir.
c) Tüketiciyi, post tefecilerden uzaklaştırmak ve hapis cezasına kadar uzanabilen bazı cezalara muhatap etmemek için,
-Bankaların, kredi kartı borçlarına uygulayacakları “faiz oranı” ile ilgili genel bir tanım geliştirilebilir. Örneğin kamu borçlarına uygulanan “gecikme zammı oranını” aşamaz gibi.
-Kart borçluları alternatif ödeme kolaylıklarına örneğin tüketici kredilerine yönlendirilebilir.
-Şu anda bir bankanın uygulaması, diğerinden farklı. Hatta genel müdürlük ile şubelerin yaklaşımı bile farklı. O nedenle, bankalar bazı asgari müştereklerde uygulama birliği sağlamalı.
Sonuç olarak; kart kullanımı ekonomiye büyük katkı sağlıyor. Kartlı ödemelere zorunlu olarak fiş ve fatura kesildiği için kayıt dışılığı ve vergi kaybını önlüyor. Tüketiciye ödeme kolaylığı sağlıyor ve nakit taşıma riskini ortadan kaldırıyor.
Banka kartları ile ilgili düzenlemeler yapılırken, bütün bunları dikkate almak gerekiyor.