Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Merkez Bankası'nın tek haneli faiz politikası çerçevesinde yüksek enflasyona rağmen uyguladığı faiz indirimleri ve makroihtiyati tedbirler ile bankalara getirilen tahvil tutma zorunluluğu, sektörde işleyişi bozmuş durumda. Şebnem Turhan'ın Ekonomim'deki konuyla ilgili haberi şöyle: Bankacılık sektörünün ticari kredi faizi TL mevduat faizinin neredeyse 6 puan altında. Bunun TL mevduat oranına göre menkul kıymet tutma zorunluluğunun yarattığı bir durum olduğunu belirten bankacılar bu hafta PPK sonrasında bu alanda da düzenleme gelebileceğini dile getirdi.
Türkiye’de düşük politika faizi ve yüksek enflasyon ortamında devreye giren makroekonomik uygulamalar bankacılık sektöründe ezberleri bozdu. Merkez Bankası son olarak 18 Ekim’de yabancı para mevduatına karşılık tahvil tutma zorunluluğu oranını artırırken yeni yıldan itibaren de TL mevduat oranı yüzde 50 ve yüzde 60’ın altında kalırsa ilave 2 ve 7 puan tahvil tutma yükümlülüğü altına alındı. İşte bu karar ve politika faizinde gelen indirimler sonrasında 3 aya kadar vadeli TL mevduat faizleri TL ticari kredi faizlerinin üzerine çıktı. Geçmiş 10 yılda kredi ve mevduat faizi oranları arasındaki fark sadece 12 kez mevduat lehine 0.5 puanın üzerine çıkarken bunun 5 tanesi 18 Ekim sonrasında gerçekleşti. Öyle ki 11 Kasım haftasında fark neredeyse 6 puan ile tarihi en yüksek seviyesine ulaştı, ticari kredi faizi yüzde 15,72 iken mevduat faizi yüzde 21,53’e yükseldi. Sektör uzmanları bu haftaki Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısı sonrasında bu alana yönelik bir düzenleme gelebileceğine dikkat çekti.
Bankaları, ek menkul kıymet tutma zorunluluğu rahatsız ediyor
Merkez Bankası’nın Faiz indirimleriyle ve makroihtiyati önlemlerle yürütülen hem sıkı hem gevşek para politikası bankacılık sektöründe hem krediler hem de mevduat kanalından yeni yükümlülükler tanımlıyor. Bankacılık sektörü yetkililerini en çok rahatsız eden ve sık sık dikkat çektikleri konu ise ek menkul kıymet tutma zorunluluğu. Bankaların menkul kıymet tutma zorunluluğu hem kredilerde hem de mevduatlarda uygulanıyor. Merkez Bankası’nın bankalara yönelik aldığı makroihtiyati önlemlerin başında yabancı para mevduatın yüzde 5’ine kadar tahvil tutulması zorunluluğu geliyor. 18 Ekim’de ise bu yönetmelikte yapılan değişiklikle bankalar yeni yıldan itibaren TL mevduat oranı yüzde 50 ve yüzde 60’ın altında kalırsa ilave 2 ve 7 puan tahvil tutma yükümlülüğü altına girecekler. Krediler kanalında ise selektif kredi politikası uygulanıyor. KOBİ, esnaf, mali kesim, KİT, tarım, ihracat ve yatırım kredileri, kurumsal kredi kartları hariç kullandırılan ticari kredilerin yüzde 30’u oranında tahvil tutma şartı var. Ayrıca ticari kredi faizleri referans faiz oranının 1.4 katını aşarsa yüzde 20, 1.8 katını aşarsa yüzde 90 tahvil tutma yükümlülüğü var. Ekimde yapılan politika faizi indirimi sonrası bu oranlar yüzde 17,1 ve yüzde 22 olarak belirlendi Yani bu faiz oranları aşılırsa ek menkul kıymet tutma zorunluluğu devreye giriyor.
Ticari krediler ile mevduat faizleri arasındaki fark son 10 yılın zirvesinde
Merkez Bankası verilerine göre ticari kredi kartı ve KMH hariç ticari kredi faizi ile 3 aya kadar vadeli TL mevduat faizi arasındaki fark 18 Ekim’de yapılan düzenleme sonrası belirginleşti. 14 Ekim ile biten haftada fark 0.94 puan iken 21 Ekim’de 1.12, 28 Ekim’de 1.85, 4 Kasım haftasında ise 4.72 puana kadar yükseldi, mevduat faizi yüzde 20’yi aştı. Politika faizi yüzde 10,5’e düşürüldüğü ekim PPK toplantısı sonrasında ticari kredi faizi gerilemesini sürdürürken TL mevduat faizi yükselişini ivmelendirdi. Böylece 11 Kasım haftasında TL ticari kredi faizi yüzde 15,72’e gerilerken mevduat faizi ise yüzde 21,53’e çıktı. Aradaki fark ise 5.81 puan ile son 10 yılın en yüksek seviyesine çıktı.
Yapılan araştırmalar tarih boyunca politika faizi indirimlerinin mevduat faizine geçişkenliğinin çok hızlı kredi faizlerine ise daha yavaş olduğunu ortaya koyuyor. Tam tersi durumda yani faizlerin yükselişinde ise kredi faizleri daha hızlı uyum sağlarken mevduat faizi ise arkadan geliyor. Ancak bu kabul artık geçerliliğini yitirmiş görünüyor. Merkez Bankası’nın menkul kıymet tutma zorunluluğu öncesinde son 10 yılda mevduat faizinin ticari kredi faizini 0.5 puan üzerine çıktığı 12 hafta bulunuyor. Bu 12 haftanın 5’i ise 14 Ekim’den bu yana 2022 yılında yaşandı. Ve sadece Ağustos 2014 başında 1.73 puan fark oluştu. Aradaki farkın artması ve daha çok gözlenmesi ise son 5 haftada gerçekleşti.
TL ticari kredi faizinin mevduat faizinin son 10 yılda 2018 sonrası en fazla üzerinde bulunduğu dönem de yine 2022’de yaşandı. 1 Temmuz haftasında ticari kredi faizi yüzde 31,26 seviyesinde iken 3 aya kadar vadeli TL mevduat faizi yüzde 19,27 seviyesinde ve aradaki fark 12 puana dayanmıştı.
Bankalar mevduat toplama yarışında
Bankacılık sektörü uzmanları TL mevduat faizlerinin artmasının iki sebebi olduğuna işaret ederek birincisinin TL mevduat oranının yılbaşından itibaren yüzde 50-60 seviyesinin üzerinde olması gerekliliği nedeniyle bankaların mevduat yarışına girmeleri olduğunu belirtti. Uzmanlar, hem bu regülasyonun hem de yıl sonu bilanço tarafını düzenleme isteğinin aralık ayının üçüncü haftasına kadar faizlerde olan yükseliş trendinin devam edeceğinin işareti olduğunu dile getirdi. Uzmanların verdiği bilgiye göre kredi alınıp mevduata yatırıldığında ise arbitraj olduğunun ve buna bankaların ne kadar izin verdiğinin ise bilinmediğini vurguladı. Bankacılık sektörü kaynakları bu durumun kesinlikle sürdürülebilir olmadığına vurgu yaparak bilanço makyajının bitmesiyle birlikte aralık sonu ocak ayı başı gibi daha mantıklı seviyelere faizlerin gelmesinin beklenebileceğini kaydetti. Uzmanlar, bu hafta PPK toplantısı sonrasında politika faizinin yüzde 9’a çekilmesinin ardından bu tarafta da yeni bir düzenleme gelme ihtimali bulunduğunu vurguladı. Bir başka bankacılık sektörü uzmanı ise bankaların menkul kıymet alımı yapmak yerine müşterisine yüksek faizden mevduat vermeyi tercih ettiğine işaret ederek Merkez Bankası beklenti anketinde ortaya çıkan faiz oranlarının da bu durumun sürdürülebilir olmadığının habercisi olduğunu dile getirdi.
Bankacılık sektörünün mevduatı arttı
Fitch’ten Türk bankacılık sektörüne döviz uyarısı
Bankacılık sektörünün mevduatı arttı
Bankacılık sektörünün iç borçtaki payı yüzde 65 arttı
Tasarruf sahiplerini soyma operasyonu gibi
Faizlerin kesin artması yükselmesi gerekirken akla zarar saçma sapan hiçbir bilimsel gerçeğe dayanmadan arap hamasetleri ile indirerek piyasalarda ne güven kaldı nede istikrar
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.