Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Türk Böbrek Vakfı'nca "10 Mart Dünya Böbrek Günü" dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında, Prof. Dr. Rümeyza Kazancıoğlu, "Korona virüs yüzünden yoğun bakımda tedavi görenlerin yeniden böbrek hastalığı yaşama riskinin 11 kat arttığını, son dönem böbrek yetersizliği riskinin de 8 kat yükseldiğini" söyledi.
Kovid-19'dan kurtulunması durumunda dahi böbrek sağlığıyla ilgili olumsuzluklar yaşanabileceğini söyleyen Kazancıoğlu, ABD'de Gaziler Hastanesi'nin doktorları tarafından yapılan araştırmada, Kovid-19 nedeniyle hastanede yatan, evde tedavi olan ve yoğun bakıma giren 90 bine yakın hastayla benzer yaş grubundaki 1,5 milyondan fazla kişinin karşılaştırıldığı araştırma hakkında bilgi verdi.
Virüs, böbrek hastalığı riskini 11 kat artırıyor
Kovid-19 nedeniyle hastaneye yatmanın ve yoğun bakımda tedavi görmenin kişiyi, böbrek rahatsızlığı olmamasına rağmen ciddi riske soktuğunu vurgulayan Kazancıoğlu, "Araştırmada, Kovid-19 bittikten sonra 6 ay kadar hastaları takip etmişler. Bu tanıyı alarak yoğun bakımda yattıysanız, yeniden böbrek hastalığı yaşama riskiniz 11 kat artmış, son dönem böbrek yetersizliği riskinin de 8 kat arttığı görünüyor. Böbrekle ilgili solunum noktası denilen, diyalize girmek veya ölümle ilgili rakamların bile hiç geçirmemiş popülasyona göre 8 kat arttığını göstermiş durumda" dedi.
Kendilerinin de benzer bir çalışma yürüttüğünü söyleyen Kazancıoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
Kiminin böbrek hastalığı vardı, kiminin hiç böyle öyküsü yoktu. O süreçlerde yoğun bakıma girmek, ateş veya aşırı su kayıpları yüzünden böbrek hasarının geliştiği görüldü. Çin'den ilk veriler geldi. Sonra Amerika bunu teyit etti. Çünkü birinci dalganın en fazla yaşandığı yerde, Amerika'da New York ve batı eyaletleri oldu. Oradan veriler geldi ama bunların uzun soluklu olmadığını o dönemde düşünüyorduk. Ta ki bu yazı karşımıza çıkana kadar. Bir kere böbrekle ilgili bir geçici rahatsızlık yaşadığımızda uzun vadede bir kronik böbrek hastası olmak için bir risk kazanmış oluyorsunuz.
'Sigara içilmemesi, yürüyüş yapılması, tuz ve şekerin azaltılması...'
Kazancıoğlu, senede bir kere böbreklerin mutlaka gözden geçirilmesini tavsiye ettiklerini belirterek, böbrek sağlığını korumak için de ister bitkisel ister kimyasal olsun gelişigüzel ilaç kullanılmaması, sigara içilmemesi, yürüyüş yapılması, tuz ve şekerin azaltılması gerektiğini aktardı.
'Diyaliz ve böbrek nakli olanlar aşı olmalı'
Prof. Dr. Rümeyza Kazancıoğlu, diyaliz hastaları ve böbrek nakli yapılanların aşı olması gerektiğini belirterek, bu hastaların vücut direncinin düşük, sadece Kovid-19 değil diğer enfeksiyonlara açık olduklarını belirtti.
Bu hastalar için aşılamanın devam edeceğini vurgulayan Kazancıoğlu, "Diyaliz hastaları daha az risksiz diyemeyiz. Onların ciddi enfeksiyonlar açısından riskleri var. Hepimiz için risk var zaten. Dolayısıyla uygun ortamlarda, uygun şekilde yine mesafeye, hijyene ve bazı ortamlarda da maskeye devam etmemiz gerekiyor" dedi.
'Giderek tombullaşıyoruz'
Kazancıoğlu, böbrek sağlığı için kilo artışının da olumsuz bir durum olduğunu söyleyerek, "Giderek daha tombul bir toplum oluyoruz. Daha az hareket ediyoruz. Pandemi dönemindeki kısıtlar evden çıkıp dışarı çıkmamıza da engel oldu. Bu dönemde evde oturan ileri yaşlılarımızın da daha fazla ve daha kolay kilo aldığını görüyoruz. Böbrek hastalığından korunmak için sağlıklı, ideal bir kiloda olmamız gerekiyor. Bunu nasıl sağlayacağız?" diye konuştu.
'Tuzda bir başarı elde ettik, şekerde sınıfta kaldık'
Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk ise yıllarca tuz, şeker, trans yağlar gibi konulara odaklanıldığına dikkati çekerek, "İyi ki odaklanmışız. Tuzda bir başarı elde ettik. 18 gram günlük tüketim 10-11 grama inebildi. Şekerde sınıfta kaldık. Şekerde 150-140 grama ancak indirebildik." dedi.
Kovid-19 geçirenlerin 3-6 ay arasında mutlaka böbrek kontrolü yaptırması gerektiğini belirten Erk, vakfın yaptığı bir anket çalışmasına göre de katılımcıların yüzde 72,2'sinin böbreklerini hiç kontrol etmediğini söyledi. Katılımcıların 3'te 2'sinin de doktora danışmadan ağrı kesici kullandığını dile getiren Erk, doktora danışılmadan alınan bitkisel ve hayvansal ürünlerin böbrekler başta olmak üzere iç organlara zarar verebildiğini kaydetti.
Dünyada Kovid kaynaklı can kaybı 6 milyonu geçti
Kovid bitti savaş başladı: Turizm sektörünü ne bekliyor?
'Kovid semptomları çocuklarda yetişkinlere göre daha kısa sürüyor'
Kovid-19’da kayıplar niçin azalmıyor?
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.