<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkKOBİ’leri de Finansör sahibi yapacak----

KOBİ’leri de Finansör sahibi yapacak

KOBİ’leri de Finansör sahibi yapacak
19 Şubat 2013 - 11:52 www.finansgundem.com

Türkiye Finans, bireysel bankacılıkta Finansör ile 2 ayda neredeyse 1 yıllık kredi başvurusu aldı

Tüketici finansmanında hızlı yol almak isteyen Türkiye Finans, konvansiyonel bankalarla, faizsiz bankacılık esasıyla çalışacak ürünlerini eşitledi. Dünya Gazetesi'nden Ece Ceyhun'un haberine göre,  Türkiye Finans Genel Müdürü Derya Gürerk, ön kredili debit kartlarıyla bir yılda aldıkları bireysel kredi başvurusunu 2 ay içinde aldıklarını belirterek şimdi bu kartı KOBİ’ler içinde bir versiyonunu çıkartmaya hazırlandıklarını söyledi. 
Katılım bankalarında kredilendirme süreci farklı ilerliyor. Mutlaka kredilendirilen varlığın bir faturaya dayanması ve faizsiz bankacılık kurallarına uygun olması gerekiyor. Bu da zaman zaman kredi verme süreçlerinin uzamasına neden oluyor. Türkiye Finans Genel Müdürü Derya Gürerk, bu süreçleri oldukça kısalttıklarını ve geçen yılın son çeyreğinde çıkarttıkları ön kredili debit kartları Finansör ile bunu farklı bir boyuta taşıdıklarını söylüyor. Gürerk, geleceğin ürünlerinden biri olarak gördüğü kartlı ödemeler sistemini de bankada aktif olarak kullanır hale geldiklerini anlatıyor. Nitekim banka, altın bankacılığında da Gram Altın Kart ile de hizmet veriyor.
KOBİ’nin Finansör’ü bu çeyrekte gelecek 
Ticari, KOBİ ve bireysel bankacılık alanlarında büyümek istediklerini aktaran Gürerk, “Ticaride payımız yüzde 1.5 bunu artırmak istiyoruz. KOBİ’de pazarın yüzde 2.6’sına sahibiz bunu artırmak istiyoruz. Bireyselde, mortgage piyasasında varız. Üstelik kredilerimizin yüzde 20’i gibi bir bölümünü konut kredili işlemler oluşturuyor. Biz şimdi tüketici finansmanına girmeye çalışıyoruz. Çok da iyi başlangıç yaptık. Geçen yılın son çeyreğinde kamuoyuna tanıttığımız Finansör kartımız beklediğimiz hareketlenmeyi de  getirdi. 2 ay içinde tüm sene aldığımız bireysel bankacılık başvurusu kadar başvuru aldık. Bizim açımızdan fon kullanımları da gayet teşvik edici gidiyor” ifadelerini kullandı. 
Kartı bir kanal haline getirmeye çalıştıklarına da işaret eden Gürerk,  “Biz bunu katılım bankacılığında süreçlerimizi kısaltan bir unsur olarak da görüyoruz ve önemsiyoruz. Kart ile konvansiyonel bankalarla rekabet edebilir hale geldik… Kredilendirme süreçlerini hızla düşürdük ve daha da düşecek. Şimdi Finansörü KOBİ’lere de sunmaya çalışıyoruz. KOBİ müşterilerimize de bu imkanı vermek istiyoruz. KOBİ’ler Finansör kullanmaya önümüzdeki çeyrekte başlayacak. Ayrıca KOBİ’lere Siftah Kart çıkartıyoruz ki o kredi kartı olacak” açıklamasını yaptı.
Müşteri fatura getirme derdinden kurtuluyor 
Finansör, debit kart bazlı çalışan ön kredili kart. Gürerk’in verdiği bilgiye göre kartın hem Türkiye’de hem de dünyada başka bir örneği henüz yok. Henüz diyoruz çünkü kartın nasıl çalıştığını öğrenmek için şimdiden bir çok banka kapılarını çalmış. Gürerk, Finansör’ü anlatırken “Debit bazlı çalışan kredili bir kart. Bu bir kredi kartı değil. Kredi kartımız da ayrıca var. Biz Finansör ile kredi kartını farklı bir kanal haline getirdik. Finansör kullanıldığı andan itibaren kar payı işlemeye başlıyor. Kredi kartında ise ödemenizi yapmazsanız kar payı işlemeye başlıyor. Ticari bankaların ihtiyaç kredilerine rakip. Beyaz eşya alacaksınız, ihtiyaç kredinizi ne için kullanacaksınız bunu da onun için kullanacaksınız” vurgusu yapıyor. 
Gürerk, kartın çalışma sistemini ise şöyle anlattı: “Finansör’den önce bir katılım bankasından kredi almak için alacağımız malın proforma faturasını getirmeniz, bizim size vekalet vermemiz ve sizin o malı bizim adımıza alarak faturayı getirmeniz gerekiyordu. Şimdi biz bu akışı kolaylaştırarak hızlandırdık. Siz finansman ihtiyacı ile geldiğinizde biz size ne alacağınızı soruyoruz ama bu defa kart veriyoruz. Diyelim ki ihtiyacınız 10 bin lira. İhtiyacınız kadar bir kredi tahsis limiti açıyoruz. O kart 3 ay boyunca sizinle anlaştığımız fiyattan ve anlaştığımız taksitte geçerli oluyor. Artık cebinizde kredisi tanımlanmış bir debit kartınız var. Nakit alıyorsunuz dolayısıyla indirim de alabiliyorsunuz. Bize normal şartlarda fatura getirmeniz gerekirken şimdi alışverişiniz POS’tan geçtiği anda bu defa kredi kartı mantığıyla biz sizin ne aldığınızı görüyoruz. Bizim prensiplerimize uygun satın alma yaptığınızda biz hemen ödüyoruz ve sizin içinde anlaştığımız fiyattan taksitlendirme başlıyor.” 
Odakta müşteri deneyimi ve çapraz satış var 
Derya Gürerk, piyasada zaman zaman ‘katılım bankalarında ürün yok’ algısı ile karşılaştıklarını belirterek “Hayır… Katılım bankalarında ürün var ama süreçlerde farklılık var. Biz aslında ürünlerimizi konvansiyonel bankalarla eşleştirdik. Şimdi artık bundan sonrası hizmet kalitesine, müşteri deneyimine ve müşteri memnuniyetine geliyor. Biz 2013 yılında stratejimizi müşteri deneyiminin etrafına kurduk. Şubelerden hizmeti, ürün sunumu ve çapraz satışa doğru getiriyoruz. Bu bize artık bambaşka bir pencere açıyor” dedi. 
Finansör’e yoğun talep 
Kasım 2012’de çıkan Finansör ile müşterilerine 3 ayda 75 milyon TL limit verdiklerini ve 20 milyon TL kullanım olduğunu da kaydeden Gürerk, “Finansör ürünümüze lansman tarihinden bu güne kadar yaklaşık 15.000 başvuru oldu. KOBİ’ler için de Finansör çıktığında 200 bin aktif KOBİ müşterimizin daha da artacağı planını yapıyoruz. Bankalararası Kart Merkezi’nin yayınladığı Ocak 2013 verilerine göre, Finansör ile debit banka kartı alışveriş ciro artış sıralamasında Bankacılık sektöründe 2 basamak birden yükseldik ve katılım bankaları arasında da 1. olduk.” dedi. 
Büyüme hızında ticari bankaları geçti
Derya Gürerk’in tanımı ile hem Türkiye Finans için hem katılım bankaları için ‘2012 süper geçti’. Gürerk, espri  ile “Bütün hedefleri tutturduk, tutturamadığımız hedefleri de aştığımız için tutturamadık” derken bazın da etkisi ile büyüme hızında ticari bankaları geçtiklerini belirtti. Üstelik bu büyüme performansının ‘büyümenin ciddi sorgulandığı bir dönemde’ yapıldığına da işaret eden Gürerk, şu bilgileri verdi: “Türkiye Finans olarak bilançoda yüzde 30, kullandırdığımız kredilerde yüzde 26, topladığımız fonlarda yüzde 20, öz kaynaklarda yüzde 31, karda yüzde 22.5 büyüdük. Bankacılık ne büyürse biz yüzde 20 fazlası büyümek zorundayız. Toplam sektör olarak bakıldığında aktifte bazımız yüzde 1, kredilerde yüzde 1.5, KOBİ’de yüzde 2.6. Biz kredilerde yüzde 1.5’luk payımızı şu anda tahminimiz 1.6-1.7 arasında bir yere getirdik.”
 Stratejik planının önünde ilerliyor 
2012’de elde ettikleri büyüme performansı ile 5 yıllık stratejik planlarının da önüne geçtiklerini aktaran Gürerk, “Kredilerde 5 yılda payımızı yüzde 1.5’tan yüzde 1.8’e çıkartacaktık. Şu anda BDDK verilerine baktığımızda kullandırdığımız fonlarda yüzde 1.6’yı geçmiş durumda olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı. 
Fon toplama tarafına da vurgu yapan Gürerk, “Katılım bankaları fon tarafında spekülasyon yapamıyor. Yani şu vadede fonunuza şu kadar getiri sağlayacağım diyemiyorsunuz. Fiyat vade sonunda belirlendiği halde biz fon toplama tabanımızı artırdık. Pasif tarafta fon toplama işinde ciddi bir gelişme ile kapattık. Yüzde 20 civarında topladığımız fonları büyüttük. Bankacılık sektöründe ise büyüme yüzde 11.5 seviyelerindeydi” diye konuştu.
 Büyüme hızında hedef yüzde 25’lerde
2013 yılında da 2012’de yakaladığı büyüme performansına ulaşmak istediklerini aktaran Gürerk, “Tüm kalemlerde ortalama yüzde 25 civarı büyümek istiyoruz. Karda ise yüzde 15’in üzerinde büyümek istiyoruz. Kar marjları daraldı, daralıyor da. Kar payı dışındaki ücret ve komisyon gibi bankacılık gelirlerindeki tartışmalar devam ediyor. Kar marjlarının daralması ile karlılıkta bazı sorunlar olabilir. Bundan sonra menkul kıymet tarafında portföy karı olmaz trading karı olur” açıklamasını yaptı.
Şube ve personelde yüzde 10’luk artış 
2012 yılında yatırım tarafında da hız kesmeden ilerlediklerini ifade eden Gürerk, 38 şube açarak personel alımına devam ettiklerini alt yapı iyileştirmelerinin ise sürdüğünü belirtti. Gürerk, “Para yatırmalı ATM’ler aldık. POS havuzumuzu yeniliyoruz. 5.000’in üzerinde POS aldık. Bir yandan ciddi şekilde yatırım yapıyoruz diğer yandan da karlı büyüyoruz. Bazı kalemlerde 2013 hedeflerini yakaladık. Stratejik plana göre 2013’te alacağımız mesafenin bir kısmını almış durumdayız. 2013’te en az 26 şube açmak istiyoruz. Biz ekim kasım ayında 2013 planını yaparken sadece 26 şube açmayı düşünüyorduk. Şu anda en az 26 diyoruz. Üzerine de açabiliriz. 2016’da hedefimiz 330 şubeye çıkmak. 3.600 personelimiz var yüzde
NCB, en büyük fonlarından birini getirmek için çalışıyor
Türkiye Finans Katılım Bankası’nın ana hissedarı olan Suudi Arabistan’ın en büyük bankacılık gruplarından National Commercial Bank, Körfez’deki en büyük fonlarından birini Türkiye’ye getirmek için fizibilite çalışması yapıyor. Gürerk, National Commercial Bank’ın NCB Capital adlı islami kurallara uygun portföy yönetimi yapan şirketi, kendilerine ait Suudi Arabistan’ın en büyük fonlarından birini Türkiye’deki yatırımcılara da sunmak istediği bilgisini verdi.
Hem TL, hem dolar sukuk için yetki verdi 
Katılım bankaları için hem aktif tarafta hem pasif tarafta sukuk önemli bir enstrüman. Katılım bankalarının hem fon toplama da hem de bir yatırım ürünü olarak müşterilerine sunma noktasında ellerini rahatlatan bir araç olarak öne çıkıyor. Türkiye Finans hem TL hem de dolar cinsinden iki ihraca hazırlanıyor. Geçen sene sonunda 100 milyon TL tutarında yerel para cinsinden sukuk ihracı için yetki veren katılım bankası ayrıca 5 yıl vadeli 300-350 milyon dolarlık yabancı para cinsinden bir sukuk ihracı içinde çalışıyor. TL sukukta varlık kiralama şirketi kurma safhasına gelen Türkiye Finans, dolar sukukta ise danışma kurulunun verdiği son tavsiye doğrultusunda ilerliyor. Aktif tarafta yatırımcılara Hazine’nin ihraç ettiği sukukları da sunduklarını kaydeden Gürerk ayrıca Türkiye Finans olarak varlık kiralama şirketleri aracılığı fon kullandırabilme potansiyelleri olduğunu da belirtti. Gürerk şöyle devam etti: “Varlık kiralama şirketi (VKŞ) kurarak sukuk ihraç eden bir şirkete yatırımcı olabiliriz. Örnek olarak A firmasının bir binası var. Bunu yeniden değerliyor ve VKŞ’ye satıyor. VKŞ, yaratılan aktif karşılığı sukuk ihraç ediyor ve bu ihraca bireysel ya da kurumsal yatırımcılar katılabiliyor.”
Altın bankacılığına geç başladı ama hızlı yol alıyor 
Sadece katılım bankaları için değil tüm sistem için altın bankacılığı niş bir alan haline geldi. Yastık altındaki altınları toplamak için harekete geçen bankalardan biri de Türkiye Finans. Derya Gürerk, TCMB’nin TL munzamı altınla ikame etme kolaylığının sağlaması ile de çok büyük bir pencere açıldığını söyledi. Toplanan altınların kullandırdıkları fonlara baz oluşturması açısından da önemli olduğunu aktaran Gürerk, 2012’nin son ayında tüm şubelerinde birlikte altın toplama günlerine başladıklarını ve altın toplama günleri ile şimdiye kadar 600 kilonun üzerinde altın topladıkları bilgisini verdi. Gürerk, “Sadece ilk 1 ay içinde 200 kilo topladık. Beklentilerimizin çok üzerinde bir ilgi ile karşılaştık. Biz bu piyasaya en son giren oyunculardan biriyiz. Normal zamanda girmiş bir Banka performansı ile ilerliyoruz. 1 yıl içinde de 3 ton altın toplamış olmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
Katılım bankalarının 2 kat hızlı büyümesi lazım 
Derya Gürerk, katılım bankalarının Türk bankacılık sektöründen aldığı payı 2023 yılında yüzde 10’a çıkartma hedefine de değinerek “Bankacılık sektörünün her yıl kredilerinin yüzde 15 büyüdüğünü düşünürseniz bizim 2 kat hızlı büyümemiz lazım. Bunun da ilk şartı sermaye, sonra yetkinlik ve verimlilik, yaygınlık, dağıtım, ürünler. Katılım bankalarının büyüyeceği bir potansiyel mevcut. Türkiye ilk yatırım yapılabilir notunu aldı. İkinci alındığında ise bambaşka bir dünyaya geçeceğiz. Özellikle bizim açımızdan. Sukuk’un en yaygın uygulandığı pazar Malezyadır. İkinci bir yatırım yapılabilir notunun gelmesi ile bu pazardan Türkiye’ye yönelik önemli bir kaynak akışı mümkün olacaktır. Şu anda hala gelen talebin ‘tutuk’ olduğunu görüyoruz. Dışarıdan başka bir katılım bankası daha gelse büyüme imkanı ve ortamı bulabilir. Daha fazla sermaye ile daha fazla pay alacağımıza inanıyorum” şeklinde konuştu.
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)