KOBİleri keşfedilmemiş bir pazar olarak gören ve büyüme stratejilerini bu yönde oluşturduklarını söyleyen Garanti Factoring Genel Müdürü Cengiz Üçbaşaran, bu kriz döneminde özellikle KOBİlere iyi bir alternatif olduklarını söyleyerek, Kriz dönemlerinde KOBİlerin faktoringe ilgisi daha fazla oluyor diyor. KOBİlerin içeride ve dışarıda alacaklarını garanti altına aldıklarını kaydeden Üçbaşaran ile KOBİlere yaklaşımlarını ve sektörü konuştuk.
Normal zamanlarda kredi gibi geleneksel yollara başvuran şirketler, kredi kanallarının daraldığı kriz zamanlarında ise alternatif arayışına girebiliyor. İşte bu dönemde en fazla öne çıkan alternatif de faktoring oluyor. Garanti Factoring Genel Müdürü Cengiz Üçbaşaran da bu dönemde özellikle KOBİlerin ilgisine dikkat çekiyor.
KOBİleri keşfedilmemiş bir pazar olarak gören ve onlarla birlikte büyüdüklerini söyleyen Üçbaşaran, stratejilerinin daha fazla KOBİye ulaşmak ve hizmet vermek olduğunu ifade ediyor. KOBİler için Avrupa pazarının kötü olduğu bu dönemde, ihracat faktoringinde koruma sistemlerinin olduğunu kaydeden Üçbaşaran, KOBİler alacağını beklemek yerine bizden o paranın yüzde 70i gibi bir oranı alıp, işini hemen büyütmeye başlayabilir. Bu nedenle factoring-KOBİ ilişkisi bu dönemde önem kazanıyor diyor.
Üçbaşaran ile faktoring sektörünün durumunu ve KOBİlerin bu dönemde sağlayacağı avantajları konuştuk.
Ekonomist: Türkiyedeki çoğu aile şirketi genel olarak da KOBİ segmentinde yer alıyor. Dolayısıyla aile şirketlerinden bahsederken aslında KOBİleri değerlendiriyoruz. Sizin KOBİlerle ilişkileriniz nasıl, onlara ne kadar kaynak ayırıyorsunuz?
Cengiz Üçbaşaran: Biz aslında kredi değerlemesi yapabildiğimiz ve önümüzü görebildiğimiz KOBİlerin hepsine finansman yapmaya hazırız ve kaynak da ayırıyoruz. Bizim 2008 yıl sonu itibariyle 750 milyon TL büyüklüğümüz var ve burada büyüme öngörüyoruz. Buradan KOBİlere pay ayırmak istiyoruz. Çünkü KOBİler büyürken bizler de onlarla birlikte büyüyoruz.
KOBİlere olan bu eğilimi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Üçbaşaran: Sadece ilk 500 şirket ile çalışmak bir yerden sonra olmuyor. Çünkü o pazar belli bir doygunluğa ulaşıyor. Bütün
finans şirketleri için onlar gözbebeği. Bütün şirketler onlara finansman sağlıyorlar. Ancak biz sadece onlarla iş yapmıyoruz.
Blue Ocean Strategy (Mavi Okyanus Stratejileri) diye bir kitap var orada, diyor ki, kırmızı okyanusa değil mavi okyanusa gidin yani daha keşfedilmemiş pazarlara, müşterilere yönelmeyi tavsiye ediyor. Oralarda kendinizi farklılaştırın, daha hızlı büyüyeceksiniz diyor. Biz de öyle yapmaya ve KOBİleri keşfetmeye çalışıyoruz.
KOBİlerin faktoringe bakışı nasıl, yeterince kullanıyorlar mı?
Üçbaşaran: KOBİlerin bazılarının alacakları çok kuvvetli, çok kaliteli müşterilere satış yapıyorlar. Bu şirketlerin bilançoları küçük ama alacakları iyi olduğu için bizimle birlikte otomatik
finans sistemine geçmelerini öneriyoruz. Bu gayet iyi çalışıyor. Örneğin yurt dışına satış yapıyorlar ama dünyanın hali şu anda karışık. Eskiden yurt dışında bir şirkete satış yaptığın zaman rahattın. Ama artık yurt dışı da kötü durumda. Şirketler patır patır dökülüyor.
Peki siz bu durumda nasıl bir avantaj sağlıyorsunuz, neden faktoringi tercih etsinler?
Üçbaşaran: İhracatta alacak garantisi sistemi veriyoruz. Onlar adına tahsilatlarını takip ediyoruz. Buradan gidip anlaşmayı yapsa, orada kalsa binlerce Euro para ödeyecek, sonuca ulaşacak mı o da kesin değil. Ama biz oradaki şubelerimizde bulanan muhabirlerimizle onların satış yapacağı şirketi araştırıyoruz, alacaklarını takip ediyoruz. O ülkelerde yerleşik muhabirlerimiz üzerinden yurt dışındaki alıcıların finansal durumunu netleştirebiliyoruz. Dolayısıyla alacak garantisi veriyoruz.
Avrupa pazarı krizde, bu durumdan ihracat faktoringi ve ihracatçı KOBİler nasıl etkileniyor?
Üçbaşaran: Artık Avrupada da alacaklar için daha az limit verebiliyorlar. Dünyada korkudan dolayı daralan bir pazar var; bu nedenle daha az ve kaliteli şirketlere koruma verilebiliyor. Ama öteki taraftan da talep artıyor. Ne kadar daralsa da yine de Avrupa pazarı büyük. Onun için doğal seleksiyon gibi bir şey oluyor.
Limitten kast ettiğiniz nedir?
Üçbaşaran: Limit dediğimiz, örneğin o şirket milyon Euroluk ihracat yapıyorsa biz de ihracat yapabildiği kadar şirkete limit veriyoruz, dolayısıyla müşteri rahatlamış oluyor. Müşterimiz başvuruda bulunduğu zaman biz hemen onların yurt dışındaki alıcılarına da muhabirlerimiz aracılığıyla başvuruyoruz; eğer onlardan limit gelmezse o zaman müşterilerimiz de ben ona başvurmayayım limit vermiyor diyor, böylece müşterilerimize de doğal olarak faydamız oluyor. Muhabirimize gidiyoruz şu alıcılara limit istiyoruz diyoruz, o da hazırlıklar yapıyor onlara limit veriyor.
Kaç ülkede bu işlemi yapabiliyorsunuz?
Üçbaşaran: Dünyada faktoring yapabildiğimiz yerler arasında Avrupanın oranı yüzde 70tir. Dünya toplam faktoring hacmi, 1.3 trilyon Eurodur. Ama baktığımız zaman ülke sayısı çok fazla. Muhabir bulamadığımız ülkeler çok az. Toplam dünya ticaretinin yüzde 90nında bu hizmeti alabilirsiniz.
Krizden KOBİler nasıl etkilendi ve sizin durumunuz nedir, finansman sıkıntısı çekiyor musunuz?
Üçbaşaran: Borçları olan şirketler tabii ki daha fazla etkilendi ama borçları olmayanlar ise şimdi bekleme aşamasında bulunuyor. Bizim hissedarlık yapımız güçlü olduğu için kuvvetli bir yapımız var. Hem çok şeffafız hem de çok sağlamız, bu nedenle para verilmek için doğru yer olarak görülüyoruz. Şimdi bu dönemlerde bize daha çok para vermek isteyen bankalar oluyor.
Pazarı olan ama nakit ve sermaye eksikliğinden işini büyütemeyen şirketlerin faktoringe geleceği beklentisi vardı. Sizin bu konudaki görüşünüz nedir, bu dönemde KOBİlerin faktoring sektörüne yönelmesini bekliyor musunuz?
Üçbaşaran: Bence doğru bir beklenti. Faktoring, satışı finansa etme üzerine kurulu bir sistem. Ürettiği malı sattığı zaman, fatura kesilecek. Dolayısıyla KOBİlerin bu dönemde bize olan ilgisi artıyor.
Bu dönemde sorunlu alacaklar bankacılıkta en son yüzde 3den yüzde 6ya çıktı. Sorunlu alacaklılarla ilgili KOBİlerin durumu nasıl, bundan nasıl etkileniyorlar?
Üçbaşaran: Bütün ekonominin sıkıntı çektiği bu zamanda sorunlu alacakların olması normal.
Yalnız faktoringdeki sorunlu oranları, bankalardan biraz daha küçük, çünkü orada daha büyük bir kredi stoku var. Faktoringde bilinen ticari hareketin içinde bir finansman yaratıldığı için daha az sorun çıkıyor.
Penetrasyon KOBİlerle artacak
Türkiye Faktoring Derneği rakamlarına göre 2007ye göre toplamda 30 milyar dolar faktoring cirosu bulunuyor. İhracatta ise yüzde 10 büyüdü. Cengiz Üçbaşaran, bu büyümeyi olumlu olarak değerlendiriyor. Üçbaşaranın sektör beklentileri için ise şunları söylüyor;
Sektörün finansmana katkısına bakarsak Türkiyede kredi piyasasında 9 milyar TL seviyesinde faktoring şirketleri finansman yapıyor. Bu da az buz rakam değil. Özellikle kriz ortamında şirketlerin kısa vadeli nakit akışlarını güçlü tutmak adına gayet iyi bir fonlama. Ayrıca büyümeyi de olumlu etkiliyor. Faktoring üçüncü çeyrekte yüzde 43 büyümüştü, dördüncü çeyrekte ise bu rakam yüzde 13 oldu. Ama hala büyüyor olması, bizim açımızdan olumlu. Factoring pozitif büyümeye devam edecek, yüzde 10-15 büyüyeceğini tahmin ediyorum. Bunda penetrasyon önemli. 2000li yıllarda yüzde 2 olan penetrasyon, 2007de yüzde 4e çıkmıştı. 2008de yüzde 13 büyümeyi koyarsak burada yine artan bir penetrasyon göreceğiz. Penetrasyon aslında KOBİlerle ilgili. Ciddi şekilde Türkiyenin her yerinde faktoring kullanımı artıyor.
Gözde Yeniova/Ekonomist