KOBİ kredi faizlerinin şu anda ortalama yıllık yüzde 12’ye düştüğünü söyleyen Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere, bu oranların düşebileceğini ancak bundan sonraki düşüş ivmesinin daha yavaş olacağını söyledi. Garanti Bankası 11 yıldır Anadolu’yu dolaşıyor. Artık markalaşan Garanti Anadolu Sohbetleri (GAS) organizasyonuyla 2002 yılından bu yana 61 ilde 83 toplantı düzenlendi. Bu toplantılar 2013 yılında da sürecek. Bu yıl Garanti Bankası Antalya, Bartın, Eskişehir, Gümüşhane, Iğdır, Karaman, Konya ve Yozgat’a gidecek. Hem müşterilerini en üst düzeyde ziyaret edecek hem de o illerdeki girişimcileri bilgilendirecek. Alanda uzman isimlerle buluşturacak. Bu toplantılardan biri hariç hepsine katılan Garanti Bankası KOBİ’lerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere 10 yılını tamamlayan organizasyona katılan basın mensuplarına bir yemek verdi. Karadere yemekte Finansgundem.com Genel Yayın Yönetmeni Kayhan Öztürk’ün gerek GAS, gerekse KOBİ Bankacılığı ile ilgili sorularını yanıtladı.
11. Yılına giren Garanti Anadolu Sohbetleri organizasyonunuza geriye dönüp baktığınızda nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu süreci değerlendirdiğinizde size çarpıcı gelen sonuçlar nedir?
Nafiz Karadere: Aslında bu soruyu onlara sormak lazım ama birkaç yerde çok spesifik sonuçlar elde ettik. Birçok örnek vermek mümkün ama en çarpıcı iki örneği veriyim; Birincisi 2007 yılında Mersin’de oldu. Daha önceden yaptığımız ön çalışmalar neticesinde Mersin’de lojistik konuşmaya karar vermiştik. Lojistik konusundaki uzmanı yanımızda götürdük. Onun sunumundan sonra Mersin’de o kişi danışman olarak tutularak lojistik master planını çıkarttı. İşte buna Anadolu Sohbeti ön ayak oldu.
İkinci örneği ise Antakya’dan verebilirim. Biz Antakya’nın çok büyük bir turizm potansiyeli olduğunu ama dünyada tanınmadığını öngörüyorduk. Orda da Vali Celalettin Lekesiz olaya hemen el koydu. Bizim konuşmacımızla anlaşma yaptı ve Antakya’yı uluslararası fuarlara soktular. Birlikte Antakya’nın tanıtımı için toplantı çalışmaya başladılar. Bu iki örnek katkı sağladığımız anlamında bizi çok cesaretlendiren şeyler oldu.
Toplantı yapılacak yerler nasıl belirleniyor?
Nafiz Karadere: Biz her yıl 8-10 il seçiyoruz, oralara gidiyoruz. Ama bazı iller bizi kendileri çağırıyor. İlgili ilin valisi ya da Ticaret Odası Başkanı bizi arayıp “Anadolu Sohbetleri’ni bu yıl burada yapar mısınız?” diyorlar. Bu da organizasyonumuzun markalaştığını gösteriyor. Bu talebi almak çok çok önemli, bizi cesaretlendiriyor.
Toplantılara ilgi nasıl?
Nafiz Karadere: İlk defa gittiğimiz küçük ve orta çaplı illerde çok büyük rağbet görüyor. Eminim bu sene gideceğimiz Gümüşhane, Iğdır’da çok ciddi bir taleple karışılacağız, çünkü o illerde böyle şeyler hiç yapılamamış. İstanbul, Ankara gibi şehirler tok satıcı. Zaten İstanbul, Ankara’da çok yapmıyoruz, yapsak da o tip illerde o ile özel, spesifik konuları işliyoruz. Mesela geçen sene Antalya’da çiçekçilikle ilgili bir Anadolu Sohbeti yaptık.
2016 Expo Antalya’da yapılacak ve Antalya kesme çiçek konusunda en önde gelen şehir ama bunu çok az kişi biliyor. Peki EXPO’ya nasıl hazırlanmaları gerekiyor? Yurtdışından bu konuları en iyi bilen yabancı uzmanı getirdik. EXPO konusunda son derece deneyimli olan bu uzman Antalyalılara konuyu anlattı. Salon ağzına kadar doldu taştı, son derece önemli bir Anadolu Sohbeti gerçekleşmiş oldu.
Peki siz bu toplantılardan ne aldınız, size geri dönüş oldu mu?
Nafiz Karadere: Bankaya çok geri dönüş oluyor, bundan hiç şüphem yok. Bir kere oradaki KOBİ’ler sizin açtığınız yoldan para kazanırsa, o KOBİ’nin bankası siz oluyorsunuz. Zaten KOBİ böyle bir şey, son derece duygusallar, siz ona bir şey veriyorsanız onlar size karşılığını mutlaka veriyorlar.
Nasıl veriyorlar?
Nafiz Karadere: Bir bankaya karşılık o bankayla çalışılarak verilir. Ama bunun izini sürmek zor. Yani Anadolu Sohbetleri’nin Garanti Bankası’nın KOBİ bankacılığının rakamsal gelişimine ne kadar katkısı olur bilemiyorum, ama bunda bir sürü katma değer var. Ama ben kayda değer bir etkisinin olduğunu düşünüyorum. Çünkü Garanti Bankası olarak KOBİ bankacılığına başlayan ilk özel sektör bankasıyız. 1997’de kimse KOBİ’leri ağzına almazken biz KOBİ’lere özel ürün çıkarttık. BDDK verilerine göre Garanti Bankası’nın KOBİ’lerden aldığı pay yüzde 12.5-13 civarında. Bu çok önemli bir pay, bu tabloda Anadolu Sohbetlerinin çok etkisi olduğunu düşünüyorum. Çünkü KOBİ’lerin en önemli ihtiyaçlarından biri de bilgi paylaşımı, bilgiye ulaşımda çekilen güçlük… Krediye ulaşımda da güçlük vardı onu büyük boyutta aştı sektör. Ama bilgiye açlık var. Anadolu’daki KOBİ’lerde internet kullanımı 3’te 1 civarında. İnternet bilgi akışı sağlıyor ama 3’te 2’si hala interneti kullanmıyor. O zaman KOBİ’nin ayağına gideceksiniz, bilgiyi taşıyacaksınız. Oraya gittiğiniz zaman soru soruyor, cevabını alıyor, bir daha soruyor, ikna oluyor, bazen olmuyor, bazen tartışıyor. Yani çıkıp kendi sorunlarını anlatıyor. Bunun da faydası olduğunu düşünüyorum.
KOBİ kredileri faizleri şu anda hangi seviyelerde? Bundan sonra nasıl bir seyir bekliyorsunuz?
Nafiz Karadere: Şu anda Garanti Bankası’nın kendi KOBİ tanımına göre, bu arada KOBİ tanımımız 10 milyon liranın altında ciro yapan firmalar, bu firmalara verdiğimiz ortalama
faiz oranı yüzde 12’ye düşmüş durumda. Şimdi tek haneli
faiz oranları çok konuşuluyor. Tek haneli
Faiz oranı kullanan KOBİ bizde de var, yüzde 8.5 - 9 oranıyla kredi kullandırdığımız KOBİ’de var ama yüzde 14-15’de kullanan da var.
İkisi arasındaki farkı ne belirliyor?
Nafiz Karadere: Burada tabi çok birleşen var. Kobi’nin kim olduğu, finansalların ne kadar güçlü ve bu krediyi ne kadar sürede geriye ödeyebileceği gibi faktörler var. Bizim bir reyting sistemimiz var, kimin riski ne kadar, onu hesaplıyor bu sistem. Aldığı kredinin türü, vadesi, teminatı harmanladığınızda kredi faizlerindeki bu farklılığı yaratıyor. Bu oranlar düşüyor mu? Evet düşüyor.
KOBİ kredi faizleri bundan sonra düşer mi?
Nafiz Karadere: Düşebilir, ama bundan sonraki düşüş ivmesi daha yavaş olur. Çünkü Merkez Bankası munzam karşılıklarla bizim maliyetlerimizi arttırıyor. Merkez Bankası’nı suçluyormuşuz gibi bir anlam çıkmasın. Onların da niye yaptığı da ortada… Koydukları hedef doğrultusunda doğru bir şey yapıyor. Ama o doğru şey, benim kaynak maliyetimi arttırıyor. Mevduat faizleri düşse de kredi faizlerinin aynı hızla düşmesine engel oluyor. Çünkü aynı hızla düşürürsem, maliyetim artar, kar marjım yok olur.
Peki yükseliş söz konusu olabilir mi?
Nafiz Karadere: Merkez Bankası’nın faizlerin yukarı çıkmasını isteyeceğini hiç zannetmiyorum. Onlar alınan önlemlerin faizleri ne kadar yukarıya doğru kırılacağını çok iyi biliyorlar. Onun için işi oraya getirmeyeceklerini düşünüyorum. Onların istediği faizlerin yükselişe geçmesi değil. Onlar “faizin düşüş trendini birazcık kırayım, kredilerde yüzde 15 büyüme hedefi koyarak bankalara bir hedef koyayım, onlarda bu işi biraz daha iyi yöneltsinler, dolayısıyla da cari açık üzerinde minimum baskı oluşsun” diye düşünüyor. Yani Merkez Bankası kredi faizlerinin düşüşünü istemiyor gibi bir amacı yok. Faizlerin düşüşünü istiyor ama kontrol altında tutmak istiyor. Çünkü Merkez Bankası’nın iki tane çok önemli hedefi var. Bir enflasyonla mücadele, iki cari açıkla mücadele, nihai hedefleri bu… Orta vadede buradaki istikrarını sağlayacağım diyor. Çok doğru hedefler bunlar.
26 Mart’ta Merkez Bankası PPK toplantısı var. Burada nasıl bir karar bekliyorsunuz?
Nafiz Karadere: Şu andaki parametrelere bakınca faizleri 0.25 - 0.5 puan indirebilir. Bu da mevduat faizlerinin aşağıya gitmesine neden olabilir. Ama ben munzam karşılık oranlarında binde 5 ile yüzde 1 arasında bir artırım bekliyorum. Bunlar bankaların likiditeleriyle ilgili bir şey, şu anda bankacılık sektörü likiditesi çok iyi Türkiye’de, likidite sorunu yok. Binde 5 ile yüzde 1 arasındaki munzam karşılık artışıyla
banka likiditelerine bir şey olmaz. Ama Merkez Bankası 1-2 ay daha yüzde 20’lerde hatta yukarıya doğru seyreden kredi büyümesi olursa bunun da tek ilacının da munzam karşılık olduğunu düşünüp, bu oranı yüzde 3’lere 4’lere götürürse kredi faizlerinde yukarıya doğru kırılma anlamına gelir. O zaman bankacılık sektörünün de likiditesini konuşmaya başlarız. İkincisi olursa BDDK “likidite ile ilgili sıkıntı oluyor, daha fazla ilerlemeyelim” diyecektir. Ben Merkez Bankası’nın birinci seçeneği isteyeceğini düşünmüyorum. Çünkü Türkiye’de faizlerin yukarıya çıkması başka bir trendi başlatır. Merkez Bankası böyle bir şey istemiyor. Çok hassas bir dengede götürmek istiyorlar. Türkiye’de yüzde 4.8‘lik - 5’lik bir büyüme bekliyorlar. Bunu da yapmak zorunda çünkü Türkiye büyümezse istihdam sorunu büyür, işsizlik problemi çıkar karşımıza. Türkiye’de yüzde 5‘lik bir büyüme iyi büyüme.
İç piyasaya hareketiyle büyüme daha da sağlıklı bir büyüme ama işte o da cari açık üzerinde baskı getirebilir. Bunu faiz koridoru ve munzam karşılık yöntemiyle engellemeyi planlıyor. Şu anda tablo bu, bakıp göreceğiz.