Kılıçdaroğlu'ndan 1 Kasım açıklaması
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 1 Kasım seçimleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, NTV canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İlk olarak dün akşam CHP Genel Merkezi önünde ateş açılmasına ilişkin soruyu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
Dün akşam uçaktan indikten sonra, genel sekreterimiz aradı. Genel merkeze silah sıkıldığını ifade etti. Olayı yakından izlediklerini söyledi. Akşam Sayın Davutoğlu aradı. Kendilerine teşekkür ettim. Hangi gerekçeyle ateş ederler anlamakta zorlanıyorum. Biz bir siyasi partiyiz. Herkes bizim gibi düşünecek diye bir şey yok. Türkiye gergin bir toplum olmaya başladı. Bu gergin ortamdan çıkılması lazım. Bu gerginliği yaratan siyasiler. Umarım Türkiye bu gergin ortamdan kurtulur.
"KAYYUM OLARAK ATANAN KİŞİ İKTİDARA YAKIN İSİM"
Ardından İpek-Koza grubuna kayyum atanması kararına değinen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Türkiye'de can ve mal güvenliği yok. Her an malınıza el konabilir. Bu kaygı iş dünyası ve yabancı sermayede var. Bu tablonun değişmesi lazım. Burada iki temel sorun alanı var. Cumhuriyet savcısı bir yazıyla kayyum atayabiliyorsa burada demokrasi ve hukuk askıda demektir. Daha vahim olanı kayyum olarak atanan kişinin iktidara yakın isimlerin olması. Bu demokrasi açısından ciddi bir zaaf. Savcıya sormak gerekiyor, siz hangi gerekçeyle el koyuyorsunuz? Varsa cezası kesersiniz. Ama mal varlığına el koymak asla doğru değil ve kabul edilemez. "
"YENİDEN SEÇİM SÖZLERİ ŞANTAJ DEMEK"
Kılıçdaroğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in "Eğer sandıktan 7 Haziran sonuçlarına benzer bir sonuç çıkarsa korkarım yeniden seçim konuşulmaya başlanacak" sözlerini de şantaj olarak nitelendirdi.
"Seçime gidiyoruz, bir sonraki seçimin hesabı yapılıyor" diyen CHP lideri, "Bu doğru değil. Bu halka güvenmemek demektir. Benim istediğim sonucu vermezsen seni bir daha sandığa götüreceğim diyorlar. Bu seçmene yapılan şantajdır. Ben ne sizin oyunuza ne de size saygı duymuyorum anlamına geliyor. Bir demokraside olmaması gereken bir şey. Ya bana oy verirsiniz ya da ben sizi sürekli sandığa götürmeye mahkum ederim" diye konuştu.
"BAŞBAKAN'IN ÖZGÜR BİR İRADESİ YOK"
Başbakan Davutoğlu'nu "özgür bir iradesi olmadığı" gerekçesiyle eleştiren Kılıçdaroğlu, "Ben Erdoğan'dan çok Davutoğlu'nun bağımsız bir iradesi var mıdır yok mudur, bu sorgulanmalı. Erdoğan anayasaya göre sorumluluğu olmayan bir kişidir. Başbakan'ın özgür bir iradesi yok" ifadelerini kullandı.
"BU SORUNU ANCAK CHP ÇÖZER"
Kürt sorununun sadece CHP tarafından çözülebileceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Bu sorunu ancak CHP çözer. AKP çözmeye kalktı. Sorun parlamentoda çözülsün diyoruz. Siz bu sorunu çözmek istiyorsanız 4 ilkeden yola çıkmanız lazım. Samimi olacaksınız, özel ve gizli ajandanız olmayacak, topluma bilgi vereceksiniz" şeklinde konuştu.
"BENİM PARTİM OY KAYBETSE DAHİ..."
Kılıçdaroğlu açıklamasına şöyle devam etti:
"Her partide bu sorunun çözümüne yönelik olarak düşünmüş çaba harcamız çok değerli isimler var. Bizim söylediğimiz ortak akıl heyetinin akil adamlar heyetiyle alakası yok. Devlet meşru olmayan kişi ve kurumlarla muhatap olmamalı.
Sorunun çözümünde en başarısız olan siyasiler. Siyasiler hiçbir zaman samimi davranmadı. Benim partim oy kaybetse dahi bu sorunun çözümü için her fedakarlığı yapmaya hazırız. Biz çözmezsek kim çözecek. Sayın Bahçeli'nin duyarlılıkları var, anlayışla karşılamak lazım. Kimse vatanın birliğinin bozulmasını istemiyor. Bahçeli'nin olumlu tavır alacağına inanıyorum. Bu sorunu bir şekilde çözmemiz lazım. "
"DOĞU VE GÜNEYDOĞU'DA BEKLEDİĞİMİZ OYU ALAMIYORUZ"
Çözüm sürecine karşı olmadıklarını hükümeti süreçte yaptıkları hatalar nedeniyle eleştirdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Öcalan ile Ecevit, Özal döneminde de görüşmeler yapıldı. Ama sorun çok boyutlu bilmeceye dönüştü. Sorun bir toplumsal mutabakatı gerektiren bir hale dönüştü. Çözüm parlamentoda görüşülmeli" dedi.
Süreçte devletin meşru organlarla görüşmesi gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Doğu ve Güneydoğu'da beklediğimiz oyu alamıyoruz, doğru. Bir dönem o bölgeye CHP olarak girmek zordu. Şimdi bölgeye gidiyoruz, vatandaşlar kabul ediyor. Biz bu özgüveni o bölgeye verdik. Biz Türkiye olarak kaynaşmak istiyoruz. Sorunun temelinde yatan demokrasi eksikliği."
"BİZ UZLAŞMA KOMİSYONU KURULURSA BUNU GERÇEKLEŞTİRİRİZ"
"Kaç parti barajı aşıp Meclis'e girerse Anayasa değişikliği konusunda uzlaşılan maddeler artabilir." diyen Kılıçdaroğlu açıklamasının devamında şunları kaydetti:
Anayasa konusunda yine bir uzlaşma komisyonu kurulursa bunu gerçekleştirebiliriz. Üzerinde durduğumuz en ciddi konulardan biri yargı bağımsızlığıdır. Adaletin olmadığı yerde devlet ve kurumlar olmaz.
"7 HAZİRAN HEPİMİZ İÇİN ÖNEMLİ BİR DENEYİM OLDU"
7 Haziran'ın en zayıf halkası, kapı arkası demokrasisinin iyi işlememesiydi. Liderler birbirlerine mesajlarını medya aracılığıyla verdiler. Siyasetçi olarak açık ve net konuşmalıyız. Doğrudan liderlerle olmasa bile ikinci aktörlerle daha sağlıklı görüşmeler yapılabilirdi. 1 Kasım sonrası gerçekleşir mi? 7 Haziran hepimiz için önemli bir deneyim oldu. Türkiye'yi hükümetsiz bırakmama gibi bir görevimiz olduğunu bilmemiz lazım.
"EKMELEDDİN İHSANOĞLU CUMHURBAŞKANI OLSAYDI..."
Cumhurbaşkanlığı seçimi hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, "Ekmeleddin bey cumhurbaşkanı olsaydı, Türkiye bugün Ortadoğu bataklığında değildi. Çok farklı bir yerdeydi Türkiye. Ben hala Ekmeleddin beyin cumhurbaşkanı olmasını isteyen biriyim. O bölgede karizması olan birisi. Türkiye'de çok fazla tanınmıyor. Parlamentoya gelmesini de son derece olumlu buldum" dedi.
"KOALİSYON GÖRÜŞMESİ YAPILMADI"
Kılıçdaroğlu açıklamalarına şöyle devam etti:
Sayın Davutoğlu'nun bağımsız bir iradeye sahip değil. Kendisi koalisyon görüşmesi için geldiğinde erken seçimin olumsuz etkilerini anlattım, görüşelim dediler. Daha sonra biz 4 yıllık bir koalisyon istemiyoruz dediler. Koalisyon görüşmesi yapılmadı. Bir partiyi kandırmak için görüşme yapılmamalı. 13 yıl AKP ülkeyi tek başına yönetti. Koalisyonu hazmedemediler. Bunu için vatandaşa hala baskı yapıyor. Vermezsen seni sandık sandık süründüreceğim diyor.