Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a yüklendi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Beşiktaş Mustafa Kemal Kültür Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti kongresine ilişkin açıklamalarda bulundu.
İşte CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları:
Belediye meclisleri aslında yerel parlamento. Halkın çıkarları doğrultusunda politika yapmak hepimizin ortak görevidir. Sayın belediye meclis üyeleri, size burada çok şey anlatılacak, neler yapmanız gerektiği anlatılacak. Ama ben sizden sadece bir şey istiyorum. Karar alırken Gezi eylemlerini ve onurlu eylemleri sakın unutmayın.
Temel felsefemiz insanların haklarını korumaktır. Yerel parlamentolarda görev yaparken bakış açınız bu olsun. Türkiye kültürel birikimiyle benzersiz bir ülkedir. 3 büyük imparatorluğa başkentlik yapmış İstanbul’dasınız. Bu görkemli kenti talana teslim etmememiz gerekiyor. Kenti koruyacağız.
Türkiye bizim ortak vatanımızdır, burada yaşıyoruz. Burası bizim umudumuz değil burası dünyanın bütün mazlum milletlerinin umut bağladığı son noktadır. Mazlum milleti temsil ettik Kurtuluş Savaşında. Benim ülkemin güzel insanlarına karşı büyük bir güvenim ve inancım var. Ülkeme baktığım zaman çocuklarımızın, gençlerimizin, iktidarın 2. Sınıf kabul etse bile erke kadın eşittir dediğimiz insanlarımızı görüyoruz. Biz önemli ve güçlü bir ülkeyiz.
“İNANÇ VE ÖZGÜRLÜKLERİ TANIDIK”
Biz bu güzel ülkeden belirli bir özgürlük çerçevesinde yaşama şansına eriştik. Kadın erkek eşitliğini kazandık. İnanç ve özgürlükleri tanıdık. Demokrasi sayesinde parasız sağlık hizmeti, emeklilik gibi birçok hakkı elde etmeyi başardık. Demokrasi ve hukuk devleti bizim olmazsa olmazımızdır. Herkes kanun önünde eşittir.
Bir hukuk devletinde hiç kimse kendisini kanunun üstünde göremez. Anayasa hepimizi bağlayan toplumsal sözleşmedir. Biz bu kurallarda vazgeçersek, bu kuralların kimileri için geçerli olmadığını söylersek.
“ANAYASA MİLLETİN NAMUSUDUR”
Belli makamlara gelenlerin bu kuralları çiğnemesine izin verirsen kendi demokrasimizi çiğniyoruz demektir. Anayasa bir milletin namusudur, haysiyetidir. Bu çiğnemek en büyük ahlaksızlıktır. Vekil seçildiğim gün anayasadan sadakatten ayrılmayacağıma yemin ettim.
“BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE YERİ VAR”
Bugün bu yemine aynen bağlı kalıyorum. Aynı şeyleri bu kez TBMM’den ifade ediyorum. Bu değerleri hatırlatarak hareket etmek benim tarihe karşı sorumluluğumdur. İlk kez halk oylamasıyla cumhurbaşkanı seçildi. Milletin iradesinin başımızın üstünde yeri var. Milletimiz kimi seçerse elbette ki kabulümüzdür. Milletin namusu olan anayasa darbecilerden korumak, hukuk devleti yasalarına tecavüz ettirmemek benim temel görevimdir. Anayasamıza göre cumhurbaşkanı devletin başıdır ve tarafsızdır. Milletin namusu dediğimiz anayasa söylüyor bunu. Cumhurbaşkanı seçilenin partisiyle ilişiği kesilir ve vekilliği sona erer.
"BU ANLAYIŞI KABUL ETMİYORUM"
Seçilmiş cumhurbaşkanının partisiyle ilişiğinin kesilmesi lazım. Bu olsaydı elbette saygıda kusur etmeyecektik. Bu milletin haysiyetine açıkça saldırı düzenlendi. Ben cumhurbaşkanı seçildim, ben başbakanım denildi. Bu anlayışı kabul etmiyorum. ‘Alo Fatih’ olayı vardı biliyorsunuz. Aynı olay şimdi devlette yaşandı. Anayasa der ki yargı kararları kesindir. Sen telefon ediyorsun o yargıyı yayınlamayın diyorsun. Bu zihniyette birinin cumhurbaşkanı koltuğuna oturması Türkiye için züldür.
"ANAYASAYI BİLEREK ÇİĞNEDİ"
Hırs ve beklentiler için hukuk yasası oluşturulmaz. Kurallar eşit uygulanır. Recep Tayyip Erdoğan bilerek ve isteyerek anayasayı çiğnedi. Tarafsız olmayacağını defalarca söyledi. Ben tarafsız değilim diyor. Cumhurbaşkanı seçildikten sonra da hep Adalet ve Kalkınma Partisinin başkanı olarak davrandı. Bunlar devletin namus ve şerefine açık saldırıdır. Erdoğan diyor ki ‘kurallar bana işlemez’ Biz de diyoruz CHP olarak diyoruz ki kimse hukukun ve kanunların üzerinde değiliz.
Ben teamülleri kaldırıyorum dedi. Onun hangi teamülleri kaldırıldığı ne getirildiğini çok iyi biliyoruz. Bu beyefendi sayesinde hala ve helal birbirine karıştırıldı. Erdoğan benim hakkımda çok sayıda dava açtı. O sanıyor ki ben geri adım atacağım. Sen kim oluyor sun ki ben senin önünde geri adım atacağım.
“KENDİSİNE AYNI ÇAĞRIYI BİR KEZ DAHA YAPIYORUM”
Kendisine çağrı yapmıştım. Aynı çağrıyı bir kez daha yapıyorum. Benim davamda onlarca dilekçe yazdın sayfalarca yazı yazdın. Senden tek sayfalık bir dilekçe istiyorum. İsviçre’ye tek bir sayfa dilekçe yazacaksın.
“YAZAMIYORUM DERSE SÖZ BEN YAZACAĞIM”
“Benim ve çocuklarımla ilgili İsviçre bankasından param olduğu söyleniyor. Benim sizde param yok mu var mı bunu açıklayın” desin. Dilekçe yazamıyorum derse söz ben yazacağım. Avukat parası bulamıyorum derse söz ben vereceğim. Dün konuşuyor. Senin 49 vatandaşın IŞİD’in elinde rehin. IŞİD terör örgütüdür diyemiyor.
“YALANA TANIKLIK ETMEYECEĞİM”
Bir kitaptan alıntıyı okumak istiyorum:
Sparta toplumunda hayatta kalmak için yapılan hırsızlık suç kabul edilmezken, yakalanmak çok büyük ayıp sayılırdır. Yaptığı için değil yakalandığı için çok büyük ceza alınırdı. Türkiye’den mi bahsediliyor acaba? Eğer biz bir insanın anayasayı çiğnemesine göz yumarsak. Beyefendi bugün yemin edecek. Anayasaya sadakat yemini edecek. Açıkça anayasayı çiğneyen birinin yemini nasıl… Yalana tanıklık etmeyeceğim. Yalan yere yemin edecek ve ben buna tanıklık etmeyeceğim.
Bundan böyle Recep Tayyip Erdoğan anayasaya gösterdiği sadakat kadar bizden saygı göreceksin. Sadakat göstermeyeceksin bana saygı gösteren diyeceksin. Hadi canım. Biz demokrasimiz sayesinde her şeyimizi kazandık. Bugün bizi mutlu eden her şeyi demokrasi sayesinde kazandı. CHP dün de bu cesarete sahipti bugün de sahiptir.
Karşımızda kendini her şeyden üstün sayan, hiçbir kurala bağlı olmayan, Her kanunun çiğneyen, memleketin tüm rantını cebe aktarmayı bilen bir statükoyla karşı karşıyayız. Bu göz paradan başka bir şey görmüyor. Bu statüko ülkeyi ayırıyor, bu statükoyu halkımızla birlikte yok edeceğiz. Sen değil miydin Eyy Merkel diye bağıran sensiz, İsviçre bankasındaki paralar için mi sesin çıkmıyor acaba!