<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemKibar’ın Endüstri 4.0 vizyonu: Gerisinde kalma lüksümüz yok! ----

Kibar’ın Endüstri 4.0 vizyonu: Gerisinde kalma lüksümüz yok!

Kibar’ın Endüstri 4.0 vizyonu: Gerisinde kalma lüksümüz yok!
27 Ağustos 2017 - 15:32 www.finansingundemi.com

Ali Kibar, Kibar Holding’in 'Endüstri 4.0 Vizyonu'nu yazarımız Fatih Çil’in yakında çıkacak “Bu Sefer Gol: Türkiye Dijital Dönüşümü ve 4. Sanayi Devrimi’ni Başaracak” adlı kitabı için yazdığı makalede anlattı.

İşte Ali Kibar'ın kaleminden o makale:

Son 5-6 yıldır dijitalleşme ile birlikte verimliliği ve etkinliği öne çıkartmanın, katma değeri yüksek işler yapmanın asıl olduğu bir döneme girmiş bulunuyoruz. Bu nedenle dünyada ve Türkiye’de şirketlerin odağında Endüstri 4.0 var.

Bununla birlikte TÜBİTAK tarafından yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye’de sanayinin dijital olgunluk seviyesi Endüstri 2.0 ile Endüstri 3.0 arasındadır. Kuruluşların Ar-Ge ve akıllı üretimle ilgili ilgi ve entegrasyon seviyelerini ölçen bu araştırma, Ar-Ge, uluslararası işbirliği ihtiyaçları ve teknolojik yetkinliklere göre şirketleri değerlendiriyor.  Araştırmada firmaların yüzde 22’sinin akıllı üretim sistemleri konusunda kapsamlı bilgiye sahip oldukları, yüzde 19’unun ise bilgi sahibi olmadığı görülüyor. Firmaların sadece yüzde 50’sinin gelecek 5 yıl içerisinde üretim hatlarına ilgili teknolojileri entegre etme stratejileri bulunuyor. Stratejisi bulunmayan firmaların oranı ise yüzde 20.

Ülkemiz açısından tablo bu seviyede seyrederken, dünyada ‘Akıllı Üretim Sistemleri’nin geliştirilmesi ile sanayide bir paradigma değişimi yaşanıyor. Sanayi, siber fiziksel sistemlerin yer aldığı bir sisteme evriliyor. Sanayideki bu dönüşümü gerçekleştirmeyi başaran ülkeler ve şirketlerin önemli rekabet üstünlüğü elde edecekleri açıktır.

Türkiye’nin en köklü sanayi gruplarından biri olarak, alüminyumdan otomotive, gıdadan enerjiye, ambalajdan gayrimenkule kadar bugün Türkiye’nin alanında lider 22 firması ile faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Kibar Holding kuruluşundan bu yana üretim odaklı bir faaliyet yapısı içinde olmuştur. Dünyadaki dönüşüme paralel olarak, Kibar Grubu şirketlerimizle katma değer yaratan alanlara ve akıllı ürünlere yatırım yaparak Türkiye’yi global pazarlara taşımayı hedefliyoruz.

Bugün 2016 kombine cirosu 25 milyar TL olan Kibar Grubu’nun dış ticareti 2,5 milyar dolara ulaşıyor ve grup şirketlerinin satışlarının yüzde 60’ı ihracattan elde ediliyor. Her biri küresel güçlü aktörler olan grup şirketlerimiz, global arenada iddialı bir büyüme içerisindedir. Dolayısıyla dünya ile eş seviyede bir üretim ve hizmet standardına sahip olmak, bizim olmazsa olmazımızdır.

TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜME YATIRIM YAPIYORUZ

Önümüzdeki dönemde, tarihsel geçmişimizin bir parçası olan “yenilikçilik” ve teknolojik dönüşüm, kurum kültürümüzde etkili olmaya ve ilkleri gerçekleştirmek için bize yol göstermeye devam edecek. Grup şirketlerimiz, başarılı işlere, yatırım ve projelere imza atarak küresel oyuncular olma yolunda emin adımlarla ilerleyecekler.

Şirketlerimiz büyüyerek kapasitelerini arttırırken, Turquality çalışmaları ile küresel marka olma süreçleri üzerinde çalışıyor, kalitelerini belgeleyen dünyaca önemli ödüller kazanıyor, AR-GE üssü kurma yolundaki çalışmalarını sürdürüyorlar. Tüm bunların yanı sıra iş yapış biçimlerimizi, iç süreçlerimizi, teknik altyapımızı da geliştirmeye devam ediyoruz. Metal ve metal dışı sektörlere hizmet edebilmek üzere kurduğumuz Ar-Ge merkezimizde yüksek teknolojili, inovatif ve katma değerli ürünler geliştirmek için çalışıyoruz.

Bu dönüşümü yakalamak üzere İspak Ambalaj şirketimizde, global marka anlayışımıza yakışır bir tesisi hayata geçirmeye hazırlanıyoruz. Bu yıl içinde tamamlayarak üretime start vereceğimiz yeni fabrikamızı tam olarak Endüstri 4.0 öngörüleriyle dizayn ediyoruz. Yeni fabrikamızda otomatik üretim sistemleri, simülasyonlar, yatay ve dikey yazılım entegrasyonu, siber güvenlik ve bulut teknolojileri kullanacağız.

Türkiye’de tek seferde yapılan en büyük esnek ambalaj yatırımı olan fabrikamızı, İzmit’te bulunan Asım Kibar Organize Sanayi Bölgesi’nde kuruyoruz. Mevcut kapasitemizi 3 katına çıkararak yılda 40 bin ton üretim kapasitesine ulaşacağız. Yüksek üretim hızı ile alanında Avrupa’nın en büyüklerinden biri konumuna ulaşacak yeni fabrikamızla 2020 yılında 150 milyon Euro ciro ve ihracata 75 milyon Euro’luk katkı hedefliyoruz.

Tamamı Avrupa menşeli son teknolojiye sahip ekipmanlarla donatılan tesisimizde gıda ve ilaç endüstrileri için hijyenik üretim alanlarımızın yanı sıra,  Ar-Ge departmanımız ve yeni ambalaj tasarım merkezimiz de faaliyete geçecek. Özellikle gıda ve medikal ambalaj alanlarında portföyümüzü genişletmeyi hedefliyoruz. Çevre duyarlılığı yüksek olarak tasarlanan yeni fabrikada, yılda 5 bin ton solvent geri kazanım tesisi de kurarak, karbon ayak izimizi minimum seviyeye indirmeyi hedefliyoruz. 

Diğer yandan, gıda sektöründe faaliyet gösteren Türkiye’nin en büyük ketçap ve sos  ihracatçısı olan Assan Gıda yatırımlarına devam ediyor. Dört kıtada 30'dan fazla ülkeye ürün veren Assan Gıda’da üretim optimizasyonu ve genel iyileştirmeleri kapsayan 22 milyon liralık yeni yatırımlarımızla otomasyonu artırmakla birlikte istihdamı da artırmayı planlıyoruz. Assan Gıda’nın günde 4 bin ton domates işleyebilme kapasitesine sahip tesisi bir günde yaklaşık 1,5 milyon ürün üretiyor. Fideden gübreye, sulamadan zirai mücadeleye kadar üretimin her aşamasında çiftçimizi destekliyoruz. Assan Gıda halen ürünlerinin yüzde 50’sini dünyanın dört bir yanına ihraç ediyor.

Otomotiv yan sanayinin önemli ana parça üreticilerinden olan Assan Hanil şirketimiz, uluslararası arenada gurur verici yatırımlara imza atıyor. Assan Hanil’in, Türk Hava Yolları ve THY Teknik A.Ş. ile Türkiye’de uçak koltuğu imalatını gerçekleştirmek üzere kurduğu TSI “Uçak Koltuk Üretimi Sanayi ve Ticaret A.Ş.” Ortak Girişim Şirketi, ilk ürün tasarımlarını kendi Ar-Ge’sinde tamamladı ve seri üretime başladı. TSI, Uçak Koltuk Üretim A.Ş.’nin ilk yerli tasarım uçak koltukları şu an Airbus’larda kullanılıyor.

Assan Hanil’in Ar-Ge, mühendislik, üretim ve kalite kabiliyetlerine olan güvenin güzel bir göstergesi olan hava süspansiyonlu ticari araç sürücü koltuğu ile dünya pazarlarına açılmayı, müşterilerimizin bulunduğu ülke ve lokasyonlarda yeni tesisler kurmayı hedefliyoruz. Bu proje ile ilgili tesisler dahil, 2017-2020 yıllarında 32 milyon Euro’luk bir yatırım ve Avrupa, Rusya ve Kore’ye orta vadede ciddi ölçekte ihracat yapmayı planlıyoruz. Önümüzdeki dönemde ürün portföyünü, ihracat potansiyeli yüksek ürünler üzerinde genişletmeyi planlıyoruz.

Alüminyumda da ara vermeden büyümeye ve yatırım yapmaya devam ediyoruz. Pazar liderliği konumumuzdan aldığımız güçle ve ayrıca teknolojik birikimimiz ile alüminyum döküm ve folyo kapasitemizi artırmak üzere yeni yatırımları hayata geçirmeye hazırlanıyoruz.

Kibar Grubu’nun alüminyum sektöründeki lider şirketi Assan Alüminyum, bugün yıllık 300 bin tonlar seviyesine ulaşarak Avrupa’nın 3. büyük üreticisi olmayı başardı; gelecek yıl yeni yatırımlarla folyoda da 80-85 bin ton üretim kapasitesiyle Avrupa’da birinciliğe ulaşmak istiyoruz. Almanya, İngiltere, Fransa, Hollanda gibi Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere dört kıtada 70’ten fazla ülkeye ihracatımız var. Kuzey Amerika gibi bölgelerde de faaliyetlerimizi arttırıyoruz. Satışımızın yaklaşık yüzde 75’ini ihraç ediyoruz. Hizmet verdiğimiz inşaat, otomotiv, ambalaj, dayanıklı tüketim gibi sektörlerin hepsinin farklı alanlarına yönelik, güçlü olduğumuz ve Avrupa’da pazarından önemli paylar aldığımız ürünlerimiz bulunuyor. Çeşitli ülkelerdeki lojistik tesislerimiz ile müşterilerimize özel tedarik zinciri çözümleri sunuyoruz.

Alüminyum döküm ve folyo kapasitesini artırmaya yönelik yatırımlarımız için 2016’da düğmeye bastık. Bu sayede bu sene sonu itibariyle kurulu kapasitemizi ilk etapta 300 bin tona ulaştıracağız. 2017 senesinde Dilovası’nda devreye girmesi planlanan iki yeni döküm hattımız var. Ayrıca yüksek hızlı ve ileri seviye otomasyon sistemli yeni folyo hadde yatırımımız bulunuyor. Sonraki aşamalarda ise ek folyo haddeleri ve düşük kalınlıklarda üretim yapabilen bir soğuk hadde, üzerinde çalıştığımız projelerimiz arasında. Özellikle ambalaj sektörüne yönelik olacak bu yatırımlar sayesinde folyo kapasitemizi yıllık 110 bin tonlara çıkarmayı hedefliyoruz. Türkiye’nin ilk modern, hızlı ve en geniş alüminyum sıcak haddeleme tesisi yatırımı da planlarımız arasındadır. Bu kapsamda, havacılık, savunma, gemi inşaatı gibi stratejik sektörlerde yüksek katma değerli ürünler üretilmesini ve yurtdışına olan bağımlılığı azaltmayı hedefliyoruz.

2016 yılını yüzde 6,2 büyüme ve 258.400 ton satış rakamıyla başarılı bir biçimde tamamladık; çeyrek milyon tonu aşan ilk Türk yassı alüminyum üreticisi olduk. ISO Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları listesinde 15 sıra birden yükselerek 40. sıraya çıktık. 1300’ü aşkın çalışanımız bulunuyor ve yeni yatırımlarımızla bu sayıyı arttırmayı planlıyoruz. Her geçen yıl verimliliğimizi ve kapasite kullanımımızı artırmak öncelikli hedefimizdir. Ülkemizde pazar lideriyiz ve konumumuzu daha da güçlendireceğiz. 2017 yılında 266.000 ton satış hedefiyle çıtamızı daha da yükselttik.

YÜKSEK KATMA DEĞER YARATMAK ÜZERE UZMANLAŞMAK GEREKİYOR

Türkiye’nin dünya ile rekabet eder hale gelmesi ve yeni sanayi devriminin parçası olması için bütün bu yatırımlara, yenilikçi adımlara ihtiyacımız olduğu kanısındayım. Türk şirketlerinin Ar-Ge’ye yatırım yapması, nitelikli iş gücünü ülkede tutabilmesi ve bilim adamı yetiştirecek olanakları Türk gençlerine ve üniversitelerine sağlaması gerekiyor. Bu değişimi destekleyecek en önemli iki kıstas insan kaynağıdır; dolayısı ile eğitim ve devletin yatırım teşvik programlarıdır. Bu iki alanda da programlar niteliklendirilmeli, hedef sanayi alanlarına özel kurgulamalar yapılmalıdır.

Türk sanayicisi, hammadde ve nihai ürün arasında sıkışmış işlemeci, montajcı pozisyonundan sıyrılmalı ve yüksek katma değerli üretici konumuna geçmelidir. Artan küresel rekabet şartlarına Türkiye’nin uyum sağlaması, kendi rekabet gücünü arttırabilmesi ve yüksek ekonomik büyüme oranlarını devam ettirebilmesi için teknolojik anlamda kendini yenilemesi zorunludur.

Yeni küresel mimaride yüksek katma değer yaratabilmek; uzmanlaşma, yeni teknolojilerden faydalanma, yenilikçilik kapasitesini geliştirme gibi faktörlere bağlı hale geliyor. Bir ekonominin büyüme kapasitesinin arttırılması, kendini geliştirebilen, rekabet gücünü sürekli arttırabilen firmaların sayısının artmasına paralel olarak gerçekleşir.

Önümüzdeki dönemde ekonomik, sosyal ve askeri gelişmeleri şekillendirecek ana başlıkları bilgi teknolojileri, otomasyon ve ileri üretim teknikleri ve sağlık teknolojileri olarak sıralayabiliriz. Özellikle dijital iletişim, nanoteknoloji, yüzey teknolojileri, malzeme bilimleri, ölçüm cihazları, biyoteknoloji ve çevre teknolojileri hızlı gelişen alanlar olarak öne çıkıyor. Nanoteknoloji ve biyoteknoloji alanlarındaki gelişmeler, yeni imkânlar sunmakla birlikte, çevre ve etik boyutlarıyla da gündemde olacak.

TEKNOLOJİNİN YANINDA İNSAN KAYNAĞININ ETKİN YÖNETİMİ ŞART

İmalat sanayinin verimlilik düzeyini artırmak için teknolojinin yanında insan kaynağının da etkin bir şekilde kullanılması gerekiyor. Bu doğrultuda; kamu destekleri ile kurulacak olan Ar-Ge, Ür-Ge merkezleri ile teknolojik gelişimin altyapısının hazırlanması ve özellikle inovatif ve katma değerli ürünlere yönelim sanayinin sürdürülebilirliği ve büyümesi için temel stratejik yaklaşım olacaktır.

Önümüzdeki dönemde, tarihsel geçmişimizin bir parçası olan “yenilikçilik” ve teknolojik dönüşüm, kurum kültürümüzde etkili olmaya ve ilkleri gerçekleştirmek için bize yol göstermeye devam edecek.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)