Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), enflasyon beklentilerini yukarı yönde revize etti.
Kavcıoğlu, enflasyonun 2022 yılı sonunda yüzde 65,2 olarak gerçekleşeceği, 2023 yıl sonunda yüzde 22,3 ve 2024 yıl sonunda ise yüzde 8,8 seviyesine gerileyerek, azalış eğilimini sürdüreceğinin tahmin edildiğini söyledi. Bir önceki enflasyon beklentisi bu yıl sonu için yüzde 60,4, gelecek yıl sonu için yüzde 19,2 ve 2024 yılı sonu için yüzde 8,8 seviyesinde bulunuyordu.
Kavcıoğlu, "Enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2022 yılı sonunda yüzde 62,8 ile yüzde 67,6 aralığında (orta noktası yüzde 65,2), 2023 yılı sonunda yüzde 17,7 ile yüzde 26,9 aralığında (orta noktası yüzde 22,3) gerçekleşeceği öngörülmektedir." dedi.
Kavcıoğlu ayrıca 2022 yıl sonu gıda fiyatlarının yüzde 75,0 (önceki yüzde 71,3), 2023 yıl sonu gıda fiyatlarının %22,0 seviyesinde gerçekleşeceğinin öngörüldüğünü de sözleri ekledi.
Sunumda öne çıkan ifadeler şunlar oldu:
Jeopolitik riskler küresel tedarik zincirlerini olumsuz yönde etkilemektedir.
Küresel olarak finansal sıkılaşma eğilimi artmaktadır. Küresel risklerin devam etmesi ve gelecek yıl dünya ekonomisini daha fazla etkilemesi bekleniyor. Emtia fiyatları üçüncü çeyrekten itibaren gerilemeye başlamıştır. Emtia fiyatlarındaki gerilemenin enflasyon dinamiklerini olumlu etkilemesi beklenmektedir. Üretim kapasitesi risk altında olan Avrupa ülkeleri için tahmin güncellemeleri daha belirginleşti.
Küresel enflasyondaki artış eğiliminin sürdüğünü belirten Kavcıoğlu, "2022 yılına ilişkin enflasyon beklentileri bir çok ülke için yukarı yönlü güncellendi, bir süre daha devam edeceği öngörülüyor. Türkiye ekonomisinde son 8 çeyrekteki büyüme diğer dönemlerin üzerinde. Uluslararası kuruluşlar Türkiye büyüme tahminlerini yukarı yönlü güncelliyor. Refah kazanımları ve verimliliği daha iyi yansıtan satın alma gücü paritesine göre kişi başına düşen GSYH’ye bakıldığında Türkiye pandemi sonrasında yüksek gelir grubu ülkelerden daha hızlı büyümüş ve üst orta gelirli ülkelerden olumlu yönde ayrışmıştır." dedi.
Yatırım ve büyümeye ilişkin göstergelere de değinen TCMB Başkanı, "Hedefli kredi politikalarımızın odak alanlarından ve potansiyel büyümenin sürükleyicilerinden olan makine-teçhizat yatırımları son dönemde güçlü bir yükseliş eğiliminde olup 2019 yılının son çeyreğinden bu yana kesintisiz olarak artmaktadır. Temmuz başından bu yana öncü göstergeler büyümede sınırlı bir yavaşlamaya işaret etmektedir. İşgücüne katılım artışı sürerken, işsiz sayısındaki azalış daha belirgin hale gelmiştir. İşgücüne katılım ve istihdam göstergelerinin pandemi öncesi seviyelerine çıkması işgücü piyasasının sağlıklı işlemesi açısından önem arz etmektedir. İstihdam edilen kişi sayısı 2020 yılı birinci çeyreğinden bu yana toplamda 4,1 milyon kişi artmıştır. İstihdamdaki artış benzer ülkelere kıyasla yüksektir." ifadelerini kullandı.
"Yapısal dönüşümün cari denge üzerindeki yansımalarını izliyoruz"
Önümüzdeki döneme ilişkin olarak ihracat üzerindeki riskler bir önceki rapor dönemine göre artmıştır.
Turizm sektörünün ilk 8 aylık performansı memnuniyet verici. Ağustos ayı itibarıyla, yatırım ve ihracat kredilerinin toplam ticari krediler içerisindeki payı yüzde 28’i aşarak son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştır.
Çekirdek enflasyon son yıllarda bir miktar geriledi. Üretici fiyatlarında artış eğilimi son 3 aylık dönemde zayıfladı. Üçüncü çeyrekte talep koşullarında daha ılımlı bir seyir izleniyor.
Küresel büyümeye yönelik karamsarlığın arttığı bir dönemden geçiyoruz. Aldığımız kararların, 2023 yılı içerisinde ekonomimizin dayanıklılığını artırarak arzın, yatırımların ve ihracatın sürekliliğine önemli ölçüde katkı sağlayacağını öngörüyoruz. Finansal koşulların destekleyici olması görüşündeyiz.
Makro ihtiyati tedbirlerin etkisiyle kredi piyasasında daha dengeli bir görünüm oluştu. Yatırım ve ihracat kredilerinin ağırlığı önemli ölçüde arttı. KOBİ'lerin 2022 yılı Eylül ayındaki net kredi kullanım miktarı önceki yılın Ocak-Eylül döneminin 1,5 katı olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde, KOBİ kredilerinin tutarı ve bankacılık sektörü kredileri içerisindeki payı tarihsel olarak en yüksek düzeye ulaşmıştır.
Liralaşma stratejisinde bankacılık sektörünün pasif kompozisyonunda liranın payının artmasının önemsiyoruz. DİBS getirileri ilave menkul kıymet tesisi uygulamasından bu yana 1600 baz puan düştü. KKM uygulaması uluslararası rezervlerimizi desteklemeye devam etmektedir.
"Arz kaynaklı maliyet baskılarına faiz artırımlarıyla karşılık vermenin etkili olmayacağını değerlendiriyoruz"
Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de enflasyonun önemli bir kaynağını arz şokları oluşturuyor. Emtia ve enerji fiyatları, yakın dönemde bir miktar gerilemekle birlikte tarihi ortalamalarının üzerinde artışlar yaşadı.
Bu gelişmeler gerek pandemi gerekse jeopolitik risklerin etkisiyle ortaya çıkan büyük arz kısıtlarının sonucudur. Merkez Bankası olarak, ekonomi politikalarının kontrol alanının dışında kalan söz konusu arz kaynaklı maliyet baskılarına faiz artırımlarıyla karşılık vermenin etkili olmayacağını değerlendiriyoruz.
Enflasyonu düşürmek amacıyla, yalnızca toplam talebi kısıtlayıcı politikalar uygulayarak, halihazırda arz yönlü baskılarla mücadele eden üreticilerin yatırım ve ihracat kapasitelerine zarar vermekten öteye gidemeyiz. Tam tersine, enflasyonun düşmesini üretimi destekleyerek ve üretim gücümüzü artırarak sağlayabiliriz.
Faiz ve hedefli kredi kararlarımızla, uygun finansman koşulları oluşturarak, arz ve cari fazla kapasitemizi geliştirmeyi amaçlıyoruz. Bu doğrultuda, üreticilerin kredi erişimini destekleyerek yatırım, istihdam, üretim ve ihracatın artarak devam etmesine katkı sağladık.
Mevduatların içerisinde Türk lirasının payı hızla artıyor. Bu konuda net hedefler belirleyerek yola devam ediyoruz. Önümüzdeki dönemde Türk lirasının payının daha da artacağını öngörüyoruz. Dolayısıyla, bu kanaldan döviz kurlarındaki istikrara katkı sağlayarak, enflasyonu besleyen önemli bir unsuru da kontrol altına almış oluyoruz.
Önümüzdeki dönemde, enflasyonun daha hızlı gerilemesi için beklentilerin ve kur istikrarının dezenflasyon süreciyle uyumlu olmaları gerekiyor. Halihazırda, enflasyonun ana eğilimi, çekirdek göstergeler ve beklentilerde gözlediğimiz kısmi iyileşme, önümüzdeki dönemde de güçlenerek devam edecek. Uyguladığımız etkin politikalarla firmalarımızın fiyatlama davranışlarında bozulma yaşanmasına ve sağlıksız fiyat oluşumlarına izin vermeyeceğiz. Bunun sonucunda, beklentilerin ve kur istikrarının enflasyondaki düşüşü desteklemesini sağlayacağız.
Faiz indirimleri ve makroihtiyati araçlarımızla, kredi faizlerini politika faizlerine yakınlaştırarak üretimi destekliyor ve kredilerin istikrara katkı verecek şekilde dağılmasını sağlıyoruz. Kredilerin uygun maliyetli olmasını nasıl önemsiyorsak, kredilerin verimli alanlarda kullanılmasını da aynı derecede önemsiyoruz. Bu, uyguladığımız politikanın ana unsurlarından biridir.
Enflasyon, arzın sürekliliğinin sağlanması, Döviz kurlarında istikrarın korunması ve fiyatlama davranışlarının normalleşmesiyle hızla düşecek. Bu düşüşün kalıcı bir fiyat istikrarı sağlamasının iki ön koşulu olduğunu değerlendiriyoruz.
İlk olarak, kalıcı cari fazla verme kapasitesine ulaştığımızda döviz arzımız da güçlenmiş olacağı için döviz piyasalarında sağlıklı fiyat oluşumunu ve istikrarı doğal olarak sağlamış olacağız. Enerji fiyatları tarafından gölgelense de bu hedefe sandığınızdan daha yakın olduğumuzu bir süredir sizlerle ayrıntılı bir şekilde paylaşıyoruz.
Fiyat istikrarında kalıcılığı sağlayacak ikinci ön koşul ise hanehalkının, firmaların ve bankaların bilançolarında Türk lirasının baskınlığının sağlanmasıdır. Bu amaca yönelik olarak da liralaşmayı bozan tüm yapısal unsurları ortaya koyup düzeltmeye gayret ediyoruz. Sözleşmelerin Türk lirasıyla yapılması, sermaye akımlarının uluslararası standartlarda doğru yönetilmesi, sermaye piyasalarının derinleşerek cazip getiri sunan Türk lirası varlıkların güçlendirilmesi, döviz piyasalarında şeffaflığın sağlanması, yerel paralarla ticaret ile döviz piyasalarında dengeli yapının desteklenmesi gibi hususlar liralaşma stratejimiz kapsamında önümüzdeki dönemde giderek daha yoğun bir şekilde uygulama alanı bulacak. Bunlardan sorumluluk alanlarımızda olanlar konusunda önemli adımlar atıp, diğer konularda ilgili kurumlarla yakından çalışacağız.
SORU-CEVAP
KKM ile ilgili gizlenmiş, saklanmış bir şey söz konusu değil, yıl sonu bilançolarında her şey görülecek. TCMB bilançodaki kar zarar kalemlini, komisyon gelir gider kalemlerini yıl içinde açıklamıyor. Yılsonunda tüm kalemler detaylı açıklanacak. Aldığımız var, verdiğimiz var. Sadece KKM değil, rezerv kalemlerinin güçlendirilmesi için ödediğimiz komisyonlar var. Hepsini bütün olarak birlikte değerlendirmek lazım.
Kur ile ilgili "bariyer çıpalama" çok doğru kavram değil. Bunlar serbest piyasa koşulları içinde oluşan rakamlar. Dolar karşısında dünyadaki para birimlerine baktığımızda diğer ülkelerde de görüyorsunuz. Serbest piyasa koşulları içinde Türkiye’de alınan tedbirler rezerv gelişmeleri hepsi kurun daha istikrarlı şekilde seyretmesini sağlıyor. Piyasa şartları arz talep bunu dengeliyor. bunu sağlamış durumdayız.
Dış ticaret açığı ile ilgili çeşitli rakamlar görebiliriz ama konuşma metninde ifade ettim, Türkiye’nin enerji fiyatlarını dışarıya bıraktığımızda cari fazla veren ülke konumuna geldiğini görüyoruz. Bunu gözardı etmeyelim. Türkiye ekonomi modelinin sonuçlarını görüyoruz, cari fazla vererek tüm bileşenlerini buna göre belirleyen ülke konumundayız. Tüm raporun konusunu oluşturan enflasyonla ilgili istikrarı sağlayacak olan budur.
Net hata noksan sadece bu yıl fazla vermiyor. Geçen yıllar içinde bunun üzerinde olduğu çok yıllar var. Bir yere, tek nedene bağlamak doğru değil. Net hata-noksanın en önemli nedenlerinden biri turizm rakamlarının sonradan güncellenerek doğruya yakınsaması, bunun daha da azalması için TÜİK'le ortak çalışmamız var. TÜİK sabah turizm gelirlerini açıkladı. 5 milyar dolara yakın düzeltme söz konusu. İhracat, kısa vadeli borçlarda da yapmıştık daha önce. Dönem dönem bu çalışmalar yapılarak artış azalışlar doğruya yakınsamak için çalışmalar yapıyoruz.
Sistemik risk değerlendirmeleri doğru değil. TCMB ve BDDK faiz, kur gibi tüm riskleri çok dikkatli şekilde takip eden kurumlar. Risk oluşacak adımları niye atalım. Sistemik risk doğrultusunda bana yansıyan bir şey olmadı. Dünyada en güçlü sektörlerden biri bankacılık sektörümüz. İster NPL, ister özkaynak karlılık oranlarıyla… Bu rasyolara sahip bankacılık sektörünün herhangi bir riskini konuşmamız söz konusu değil. Her şey anlık olarak izleniyor, öyle bir şey olduğunda hızlıca tedbir alınır. Doğru bulmuyorum bunların konuşulmasını.
Enflasyon en önemli sorunların başında geliyor. Çözüm noktasında tüm kurumlar, paydaşlar koordinasyonla, enflasyonu aşağı çekme noktasında karalılıkla ilerliyor. Enflasyonla gelinen noktayı dünyadaki gelişmelerle değerlendirmek lazım. Enflasyonun o noktaya gelmesinde çok başarılı sayamayız kendimizi ama yönetilmesi ve aşağı getirilmesi noktasında aldığımız kararlar ve uyguladığımız politikalar bizi başarılı kılacak. Çok olumlu şekilde hissedecekleri oranlara getirmeye çalışıyoruz. Çok kısa sürede sonuç alacağız, halkımız rahat olsun.
Çıkan çok para söz konusu değildir. Bizim işimiz Türkiye’de fiyat istikrarını, likiditeyi, emisyonu sağlamak. O işlemler içinde yıl sonu çıkan bilançomuz var. Bunu da şeffaf şekilde herkesle paylaşıyoruz. Saklanan gizlenen rakam söz konusu değildir.
Bilançolar, Türkiye ekonomisinin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Karlılığın yüksek olmasının bazı nedenleri söz konusu. Bu yıla özgü diyebiliriz. Önümüzdeki dönemde daha istikrarlı şekilde bankalarımız karlı, kaynakları çok güçlü aynı şekilde yollarına devam edeceklerdir. Sadece bankacılık değil tüm sektörlere baktığımızda uygulanan ekonomik modelin ne kadar olumlu şekilde sonuç verdiğini görüyoruz. Kur atakları enflasyon ataklarında firmaların bankaların diğer sektörlerin ne kadar olumsuz etkilendiğini düşündüğümüzde uygulanan politikaların makroihtiyati politikaların ne kadar iyi etkilendiğini açıklanan bilançolarla görüyoruz.
Hazine’nin toplantısına bir TCMB başkanı ilk defa katılım sağlamıyor değil. Bakanımız gerekli görürse her zaman katılırım ama katılmamı gerektirecek toplantı değil. Bugün finansal istikrar komitesi toplantısı var, bu toplantı yüzünden katılamayacağım yanlış yorumlamayın. Koordinasyon içinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bir şey aramaya çalışıyorsanız bir şey yok. Sayın bakanımızın koordinasyonunda herhangi sıkıntı yok.
Kurun istikrara kavuştuğu, enflasyonun düştüğü bir noktada zaten KKM’de kendiliğinden çıkış söz konusu olacak. Girişler de fazla oluyor çıkışlar da fazla oluyor. En sağlıklısı çıkışlar dövize çıkmıyor. Büyük kısmı alınan makroihtiyati tedbirlerle firmalar ihtiyacını karşılamak için dolayısıyla firmalar kendi dövizini kullanmak zorunda kaldığı için KKM’den çıkıyor. Onun dışında da daha iyi getiri bulacaksa artık sistemde gideceği yön yoksa borsa tahvil gayrimenkul dövizin dışında alternatif aramaya başlamış olmaları çok önemli. Bu KKM’nin çok sağlıklı yönetildiğini gösteriyor.
Politika faizi için PPK metinlerinde öngörülerimizi paylaşıyoruz. Onun dışında faizle ilgili öngörüde bulunmayız, bulunmamız da doğru değil. Ne ifade ettiysek o bir öncesinde söylediğimiz kendi içinde tutarlı. Enflasyonun indirilmesi noktasında talebi kısıtlayıcı kararlar yerine üretimi artırıcı kararları almayı ana politika olarak seçtik. Faiz indirimlerini bu noktada görmek gerekiyor.
Hiçbir riski göz ardı etmeyiz, ama sistemik riskten bahsetmek doğru değil. Olası riskler günlük, aylık takip edilir. BDDK böyle risk gördüğünde gerekli tedbirleri alır. Sonrası için 5-10 yıl tahvil çıkarılıyor. Belki 20 yıllık tahvil çıkarması gerek. Türkiye’nin bu kadar güçlü ekonomisi varsa neden olmasın.
Kamu alıyorsa özel bankalar neden almasın. Finans sektörünü konuşuyorsak bir zorlama makroihtiyati tedbirlerle aldırmak söz konusu değil. Makro ihtiyati tedbirlerle aldığımız kararlar hem hedefli kredi hem Faiz oranları hem reel sektörle entegrasyonunu sağlanması için. Hem aktarım mekanizmasını sağlıklı götürebilmek hem kredi mekanizmasını sağlıklı götürebilmekte için alınan karalar. Tek noktaya odaklanarak konuşmak çok doğru değil. Öyle bir risk görmüyoruz, söz konusu değil oldu mu gerekli tedbirler alınır.
Dijital para ile ilgili en iyi noktaya gelmiş bankalardan biriyiz. Havelsan, Aselsan, TÜBİTAK ile beraber çok önemli çalışma sürdürüyoruz. Pilot aşamasına da geldik. Yılsonundan önce pilot uygulamasına başlayacağız. Diğer merkez bankaları ile kıyasladığımızda çalışmalarımızın ileri safhada olduğunu kolaylıkla söylüyorum.
Altın rezervleri ile TCMB eleştiriliyor. Artırıyoruz kızıyorsunuz, azalıyor kızıyorsunuz. Ne güzel altın rezervlerimiz var. Biz hem yastık altının teşvik edilmesi hem diğer altınların ekonomiye kazandırılması noktasında teşvik edici önemli kararlar aldık. KKM’yi de burada görmek lazım. Onların etkisiyle TCMB altın rezervleri önemli derecede artıyor, bunu bir şeylere bağlamanın anlamı yok. 2017’de yurtdışındaki altınların getirilmesi ve yastık altı altınların getirilmesi cevherlerin TL ile merkez bankasına satılmasıyla altın rezervleri önemli noktaya geldi. Bu politikalara ilave katkılarla sürdürüyoruz altın rezervleri daha da artacak. Türkiye’nin çok önemli altın potansiyeli var bunun ekonomiye katılması noktasında çalışmalar yapıyoruz. Çok iyi sonuçlar alacağız.
Yoksulluk sınırı 24 bin 185 liraya yükseldi
Dış ticaret açığında yüzde 268 artış
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.