Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkan Yardımcısı Necati Şahin, "Yeni küresel reform planları katılım bankacılığı için yeni zorluklar oluşturacaktır. Ancak gerek küresel ölçekte gerekse ülkemiz katılım bankacılık sektörü niş piyasalar olarak gelişmeye açıktır. Bu konudaki siyasi irade varlığı da gelişmeye yardımcı olacaktır" dedi.
Hitit Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Bankacılık ve
Finans Bölümü tarafından Çorum Ticaret ve Sanayi Odası'nın desteğiyle Rektörlük konferans salonunda düzenlenen "Katılım Bankacılığında Yeni Ufuklar" panelinde konuşan Şahin, katılım bankalarının sahip olduğu özellikler nedeniyle finansal sistem açısından büyük önem arz ettiklerini söyledi.
Katılım bankalarının bankacılık sisteminin tamamlayıcısı olarak atıl fonların sisteme kazandırılmasını sağladığının altını çizen Şahin, "Katılım bankaları, faizli finansal araçlara yatırım yapamamaları ve kaynaklarını fon olarak kullandırmayı esas alan iş planına sahip olmaları nedeniyle reel sektör başta olmak üzere ülke ekonomisinin gelişmesine yönelik alternatif finansman olanakları oluşturmaktadırlar. Ayrıca kar paylaşımı esasına dayalı olarak finansal krizlere daha az etkilenerek sistem için tampon özelliği taşımaktadırlar" ifadesini kullandı.
Katılım bankalarının sukuk yatırımları ile farklı ekonomiler arasında finansal bağların kurulmasında önemli bir itici güç olduklarını vurgulayan Şahin, "Yeni küresel reform planları katılım bankacılığı için yeni zorluklar oluşturacaktır. Ancak gerek küresel ölçekte gerekse ülkemizde katılım bankacılık sektörü gelişmeye açıktır. Bu konudaki siyasi irade varlığı da gelişmeye yardımcı olacaktır" diye konuştu.
İlk kamu sermayeli katılım bankası mayıs sonunda faaliyete geçecek
Ziraat Katılım Bankası Genel Müdürü Osman Arslan da Türkiye'nin ilk kamu sermayeli katılım bankasının mayıs ayı sonunda faaliyetlerine başlayacağını bildirdi.
Konuşmasında katılım bankaları hakkında bilgi sunan Arslan, bankacılık kanunu kapsamında yer alan katılım bankalarının asıl büyüme gösterdiği ve geliştiği sürecin 2000'li yılların başı olduğunu belirtti. 2000'li yılların başında katılım bankacılığının toplam bankacılık sektöründen aldığı payın yüzde 2'lerle ifade edildiğini ancak 2014 yılı sonu itibarıyla da bu rakamın yüzde 5,5'lara geldiğinin altını çizen Arslan, şunları kaydetti:
"2000 yılının başında katılım bankacılığının varlık büyüklüğü 2,2 milyar lira iken bugün 104 milyarlık bir büyüklüğe ulaşmıştır. Bu önemli bir gelişmedir. Ancak daha da gelinecek noktalar vardır. 2000'li yıllarının başında 110 adet olan katılım bankacılığı şube sayısının 2014 sonunda bin 25'e yükseldiğini görüyoruz. Bankacılık sisteminde toplam şube sayısı 12 bin 200'lerin üzerindedir. Burada da katılım bankacılığının Türkiye'nin her tarafında ihtiyaç duyan müşterilere bir erişim problemi olduğunu görmekteyiz. Ciddi gelişme var ama erişim yeterliliği açısından henüz yeterli seviyede olunmadığını düşünmekteyiz."
Faaliyet gösteren katılım bankası sayısının bugün itibarıyla 4 olduğunu ancak bankacılık sisteminde 47 bankanın yer aldığına dikkati çeken Arslan, "Katılım bankacılığının bir büyük problemi var. Gelişimi küçümsemiyoruz ama tamamlayıcılık anlamında ve erişim anlamında daha büyümemiz gerektiğini düşünmekteyim. O zaman büyümek için, bir kere sisteme yeni bankaların giriyor olması lazım. Burada da kamu katılım bankalarının giriyor olması bir fırsattır. Bir diğer yapılması gereken de nitelikli personeldir. Önemli bir diğer konu da ürün çeşitliliğinin artırılmasıdır" şeklinde konuştu.
"Kısa süre içinde şubeleşme ve büyüme hedeflerimiz var"
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulundan kamu sermayeli katılım bankası olarak ilk kuruluş izni alan bankanın Ziraat Bankası olduğuna değinen Arslan, kuruluş iznine müteakip ciddi şekilde altyapı noktasında çalışmalar yürüttüklerini aktardı.
Mayıs ayının sonunda ilk kamu sermayeli Ziraat Katılım Bankası'nın hizmete başlayacağını vurgulayan Arslan, şunları kaydetti:
"300 milyon dolar, Türkiye'de bir bankanın kurulması için ihtiyaç duyulan asgari sermaye tutarı. Bu sermayemiz geldi ve sermaye Hazine Müsteşarlığı tarafından getirildi. Ziraat Bankası'nın iştiraki olarak kuruluyor ama sermaye aktarımı bankanın kendi faaliyetlerinden değil bizatihi Türkiye Cumhuriyeti'nin hazinesinin yeni bir kaynak yeni bir fon olarak verdiği sermayedir. Ziraat Bankası'nın ana hissedarlığında kuruluyor. Şuna inanıyoruz bu sermaye Ziraat Katılım Bankası'nın büyümesi daha büyük projelere ilerlemesi noktasında yeterli değildir ama sermayeli etkin kullanımı adına bu miktarla başladık. Kısa süre içerisinde şubeleşme ve büyüme hedeflerimiz var. Ziraat Bankası ile Ziraat Katılım Bankası tamamen ayrı tüzel kişiliklerdir. İki bankanın faaliyetlerinin karışmamasına dikkate alarak çalışmalar devam edecek. Ziraat Katılım Bankası'nın Türkiye'nin katılım bankacılığıyla tanışması ve büyümesi noktasında ciddi katkılar sunacağı inanıyoruz."
Yeni hedefin katılım bankacılığı büyüklüğünün artırılması olduğunu ifade eden Arslan, "Bu yeni katılım bankalarıyla birlikte bugün 104 milyar civarında olan katılım bankacılığı büyüklüğünün 2023 yılında beş katına çıkarak 500 milyarlar mertebesine geleceğini ümit etmekteyiz. Diğer iki kamu sermayeli katılım bankasının da kurulmasıyla birlikte bu noktaya gidileceğini ümit ediyoruz" dedi.
Kamu sermayeli katılım bankalarının da sisteme girmesiyle Türkiye'de önemli adımlar atılacağını vurgulayan Arslan, özellikle yeni müşterilere ulaşılacağına inandıklarını sözlerine ekledi.