Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Cemal Kaşıkçı 2 Ekim Salı günü saat 13.14’te Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’ndan içeriye giriyor.
Doğrudan Başkonsolos Muhammed el Uteybi’nin makamına alınıyor. Herhangi bir sorguya dahi gerek duyulmadan Suudi Arabistan’dan gelen infaz timi tarafından boğularak öldürülüyor. Boğma işlemi 7-8 dakika sürüyor. Kaşıkçı’nın cep telefonu ile kolundaki akıllı saati Apple Watch’un eşleştiği bilindiği için çalıştırılmak isteniyor. Bunun için önce parmağı kesilip parmak izinden açılmaya çalışılıyor. Ama başarılı olamıyorlar. Suudilerin açıkladığı şekilde bir arbede veya sorgulama yaşanmıyor. İnfaz timinin kendisini etkisiz hale getirmeye çalıştığı sırada Kaşıkçı, doğal bir refleks olarak direnmeye çalışıyor. Bir poşet ya da ipi andıran plastik bir malzeme ile boğuluyor.
Sonra vahşetin ikinci bölümüne geçiyorlar. Adli tıp kurumu başkanı Al Tubaigy, müzik açıp cesedi 15 parçaya ayırıyor. Bunların hepsi başkonsolosun makamında gerçekleşiyor. Kaşıkçı’nın öldürülme anına ait ses kayıtları da o anda yaşanan vahşeti kaydediyor.
Kaşıkçı’nın cesedi başkonsolosluk dışına çıkarılıyor ama İstanbul dışına çıkarılamadığı düşünülüyor. Bu sırada kimyasal maddeler kullanılarak delillerin yok edilmesi aşamasına geçiliyor. Adli tıp kurumu başkanı, 10 günden önce başkonsolosluk binasında bir arama yapılmasına izin verilmemesi talimatını veriyor. Çünkü kullandığı kimyasallarla birlikte delillerin 10 gün içinde yok olacağını hesap ediyor. Başkonsolos, polisin arama yapmasını engellemek için elinden geleni yaptı. Buna rağmen polisin titiz çalışması sonucunda bazı deliller kurtarıldı. Eğer önemli delillere ulaşılmasa Suudi Arabistan cinayeti kabul eden açıklamayı yapar mıydı?
İKİ NOKTA
Yazının girişinde Cemal Kaşıkçı’nın doğrudan başkonsolosun makam odasına yönlendirilmesine dikkat çekmiştim. İki nedeni var:
1) Cemal Kaşıkçı, medeni durumunu gösteren belgeyi almak üzere Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’na 28 Eylül Cuma günü müracaat ediyor. İşlemlerin yetişmediği belirtilip kendisine 2 Ekim Salı gününe randevu veriliyor. Pazar ve pazartesi günü ise bulunduğu Londra’dan aranıp salı günkü randevusu hatırlatılıyor. “Geleceksiniz değil mi?” diye soruluyor. Kaşıkçı bu durumdan tedirgin oluyor. “Benim aramam gerekirken onlar beni arıyor” diyor. Peki, aradan geçen 4 günlük zaman zarfında Kaşıkçı’nın istediği evrak hazırlanıyor mu? Şu ana kadar böyle bir evrakın hazır olduğuna dair bir bulguya rastlanmadı.
2) Kaşıkçı’nın başkonsolosluğa geleceği kesinlik kazandığı için ondan önce saat 12.25’te binaya giriş yapan infaz ekibi, hazırlık yapıp kendisini başkonsolosun makam odasına bekliyor. İçeri girdiği anda en ufak bir sorguya dahi gerek duyulmadan boğuluyor.
VELİAHT PRENS GİTMEDEN OLMAZ
Tüm deliller Kaşıkçı cinayetinin önceden planlanarak işlendiğini gösteriyor. Kaşıkçı soruşturmasını yürüten savcılığın Suudi Arabistan’a giderek gözaltına alınan 18 kişiyi ve başkonsolos Uteybi’yi sorgulaması gerekiyor. Yoksa bu cinayet aydınlatılamaz.
Çünkü burada Kaşıkçı olayından daha öte bir nokta var. Kaşıkçı cinayetinde veliaht prens suçüstü yakalandı. ABD ikili oynuyor. Kaşıkçı cinayetini kullanarak veliaht prensi köşeye sıkıştırıyor ama diğer yandan da kurtarmaya çalışıyor. Çünkü veliaht prens Muhammed bin Selman, Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi bin Zayed Al Nahyan ve Trump’ın damadı Kushner, “şeytan üçgeni”ni oluşturuyorlar. Bu üçlünün en büyük hedefleri Erdoğan’ı devirmek. BAE Veliaht Prensi bin Zayed, 15 Temmuz darbe gecesi aktif olarak devredeydi. ABD, Suud veliaht prensini kullanacak. Kime karşı? Başta Türkiye’ye karşı. Henüz 33 yaşında olan veliaht prens 50 yıl boyunca Suudi Arabistan’ı yönetecek. Kaşıkçı cinayetinden sonra geri plana çekilen veliaht prens, aynı zamanda yeni istihbaratın oluşturulmasında görevlendirildi. Yani sadece konjoktürel bir geri çekiliş söz konusu. ABD ve Suud yönetimi veliaht prensi kurtarmaya çalışıyor. Veliaht prens hesap vermeden ve görevden alınmadan bu dosyayı kapatmamamız lazım. Yoksa 50 yıl boyunca Türkiye düşmanı bir veliaht prensle yaşayamayız.
Cani ruhsuzlar ülkeden defolun....
HEPSİ DE ŞEYTANA UYMUŞ .AÇIKLAMALARA BAKINCA ÇOCUK MASALI ANLATIYOR AGACA ÇIKTI .BALTA KESTİ.SU NEREDE İNEK İÇTİ MİSALİ UYDURUK DEVLET GİBİLER.DÜNYA BUNLARA POPOSUYLA GÜLER.
Bu yorumlara aynen katılıyorum. Ancak polisin elinde dinleme kayıtları varsa neden konsolosun yurtdışına çıkmasına izin verildi? Dokunulmazlık bir kişi katil olsa bile geçerli midir? Sanırım burada Erdoğan da ikili oynadı ve ABD ile kötü olmak istemedi. Eğer güçlü bir ekonomimiz olsaydı Türk polisi bu kadar beklemezdi.
Sen onların konsolosunu yakalarsan, onlarda bir bahane bulup senin başkonsolosunu hapse atar. Ayrıca, diplomatik dokunulmazlık demek, suç işlese bile hiç bir şey yapılamaz demek oluyor.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.