Almanya’da bir şirketin çalışanı taklit imzalar ile Çin ve Türkiye’ye 15.4 milyon Euro transfer etti. 10.7 milyon Euro’nun Kapalıçarşı’daki bir kuyumcunun hesabına geldiği anlaşıldı. Kapalıçarşı’da 10 m2’lik dükkânda kuyumculuk yapan H.Ç. para karşığında 255 kg külçe altın verdiğini söylese de MASAK durumun ‘şüpheli’ olduğunu açıkladı.
Hürriyet'in haberine göre, Almanya, Çin ve Türkiye ekseninde müthiş bir dolandırıcılık olayının yaşandığı ortaya çıktı. İddialara göre, Almanya’daki bir şirketin
banka hesaplarından Türkiye ve Çin’e Ocak 2012’de 15 milyon 440 bin Euro havale yapıldı. Havale işlemlerini gerçekleştiren şirket çalışanını kadının intihar girişimi sonrasında eşinin, şirketin muhasebe müdürünü arayarak bilgi vermesiyle bu para transferlerinin sahte talimat ve imzalarla yapıldığı anlaşıldı. Üç ülkede soruşturmalar açıldı. Kapalıçarşı’daki kuyumcu kendine gelen paranın karşılığında 255 kilo külçe altını verdiğini savunsa da MASAK olayı “şüpheli” buldu. Milyon Euro’luk dolandırıcılık olayı şöyle gelişti: Soruşturma dosyalarında “uluslararası dolandırıcılık” olarak nitelenen olaylar zinciri, 3 Şubat 2012 günü saat 08:10’da Leroy Somer Mabasie GmbH isimli şirketin muhasebe sorumlusuna gelen telefonla koptu. Arayan kişi adının Emil Perret olduğunu, aynı zamanda Leroy Somer’in muhasebe biriminde çalışan Isabelle Lenhof’un eşi olduğunu söyledi. Perret, arkadaşı Lenhof’un bir gün önce intihara kalkıştığını söyledikten sonra sebebini de açıkladı. Buna göre Lenhof, Leroy Somer’in Yönetim Kurulu Başkanı Robert Lamprecht ve muhasebe müdürü Angelique Willemsen’in imzalarını taklit ederek yurtdışına yüklü havaleler yapmıştı.
2 HESABA 15.4 MİLYON EURO
Şirket yetkilileri derhal alarma geçti. Hesapların bulunduğu
banka ile temasa geçildi. Ve durum kısa sürede ortaya çıkmıştı. Şirketin hesaplarından 15 milyon 440 bin Euro, Çin’deki ve Türkiye’deki iki hesaba havale edilmişti. 890 bin Euro’luk ilk havale Çin’e, 3,5 milyon Euro’luk son havale ise Türkiye’ye yapılmıştı. Üstelik İsveç, İspanya ve Belçika’ya da havale yapılma hazırlığı bulunuyordu. Almanya’daki banka, 3 saat içinde acil koduyla, paraların havale edildiği bankalara mesaj geçti. Mesajda, müşterilerinin talimatı ile yapılmış gibi gönderilen paraların iadesini istendi. Ancak bu talep o gün mümkün olmadı. Çünkü paralar yatırıldıktan kısa bir süre sonra çekilmişti.
KAPALIÇARŞI’YA TRANSFER
Leroy Somer ve çalıştığı
Banka ilk girişimden sonuç elde edemeyince avukatları aracılığı ile 3 ülkede de soruşturma açılmasını istedi. Frankfurt Savcılığı, Lenhof hakkında yürüttüğü soruşturma sonrası dava açtı. Lenhof’un yargılaması sürüyor. Paranın önemli bir bölümünün gönderildiği İstanbul’daki soruşturmanın takibi için Av. Fatih Volkan ile temasa geçildi.
Banka kayıtları, Kapalıçarşı’da kuyumculuk yapan E.K.M. adlı şirketin sahibi H. Ç.’nin hesabına 24 Ocak’ta 7 milyon 250 bin Euro, 31 Ocak günü de 3 milyon 500 bin Euro havale yapıldığını ortaya koydu.
ADRES SORDU ÖYLE TANIŞTIK
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan suç duyurusu sonrası Mali Şube polisi, şüphelilerin ifadelerini aldı. İfadesi alınan H.Ç, altınları teslim ettikleri U.K.’yi Ağustos 2011’den beri tanıdığını söyledi. H.Ç, U.K.’nın bir ara adres sormak için yanına geldiğini o süreçte tanıdığını aktardı. Almanya’daki şirkete altın satılması işini de U.K’nın kendilerine getirdiğin söyledi. H..Ç., hesaplarına paraların yatırılması sonrası bir seferinde 82, diğer seferde 173 kilogram külçe altını U.K ve Romanya vatandaşı R.I.I’ya teslim ettiklerini söyledi.
ŞOFÖRDÜM ŞİMDİ İŞSİZİM
U.K. (30) ise, daha önce bakkal işlettiğini, servis şoförlüğünü yaptığını ancak 2 yıldan beri işsiz olduğunu söyledi. U.K, ifadesinde H.Ç.’yi tanımadığını Leroy Somer şirketinin adını ise ilk kez duyduğunu söyledi. Kara, bir tek R.I.I’yi tanıdığını onu da hayat kadını olarak bildiğini söyledi. U.K., altın işinden haberi olmadığını, bir seferinde Kapalıçarşı’da İranlı birinin talimatı sonrası sırt çantası içinde, bir yerden bir yere para taşıdığını, bu iş için de kendisine 10 bin Euro verildiğini söyledi.
MAKBUZLARI EVDE İMZALADIM
173 kilogram külçe altını teslim aldığı ifade edilen R.I.I. ise 1990’dan bu yana İstanbul’a gelmeye başladığını ülkesine tekstil ürünleri götürdüğünü ve bir süredir de İstanbul’da yaşadığını söyledi. İfadesine bir tek U.K’yı tanıdığını söyleyen R.I.I., altın olayından ise haberi olmadığını kaydetti. R.I.I, ‘teslim aldım’ şeklindeki makbuzların ise Kara’nın talebi üzerine evde imzaladığını belirtti.
MASAK şüpheli buldu
İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan ilk başvurudan sonra ilgili dilekçe MASAK’a da (Mali Suçları Araştırma Kurulu) gitti. MASAK, elindeki eksik evraklara karşın 26 Haziran 2012’de savcılığa yazı gönderdi. MASAK yazısında, ‘altın ticareti yapıldı’ savunması için ‘şüpheli’ değerlendirmesinde bulundu. MASAK yazısında, Leroy Somer şirketinin makine ve sanayi araçları ürettiğini, bu şirketin E.K.M. şirketinden külçe altın almasının tutarlı görülmediğini kaydetti. MASAK, 82 kilogram ve 172 kilogram altının da birer kişi tarafından bir yerden bir yere taşınamayabileceğini belirterek şu değerlendirmede bulundu: “Söz konusu altının satışının fiilen gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda şüphe oluşmuştur.”
Almanya’da dava Türkiye’de takipsizlik
ALMANYA’dan gönderilen havalelere karşılık ‘altın satıldı’ savunması MASAK tarafından ‘şüpheli’ bulunurken, şüpheliler hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmada takipsizlik kararı verildi. Savcılık 3 Nisan tarihli kararında, Türkiye’deki şüphelilerin evrak sahteciliği ile ilgilerinin olmadığı kaydedildi. Savcılık ayrıca, kara para aklama işlemi için de yeterli delili bulunmadığı gerekçesi ile bu yöndeki suçlamayı da takipsiz bıraktı. Savcılığın bu kararına karşı Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulunuldu. Gözler Bakırköy Ağır Ceza’da çıkacak kararda. Bu arada Almanya’daki sanık Isabelle Lenhof hakkında Frankfurt Savcılığı’nda 5 ayrı suçtan dava açıldı. 9 Ağustos 2012 tarihli iddianamede, Türkiye’deki altın transferleri için şüpheli değerlendirmesi yapıldı.