Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
JPMorgan Varlık Yönetimi Birimi, hissedarı olduğu bazı şirketlerdeki tedarik zinciri riskleri hakkında daha iyi bir fikir vermek için adli tıp bilimi verilerini kullanmaya başladı. Dev varlık yöneticisi bu yolla çevre dostu yatırımcılar için üretim süreçlerine dair daha şeffaf veriler üretmeyi hedefliyor.
Financial News’in haberine göre küresel olarak 3 trilyon dolara yakın varlığı yöneten varlık yöneticisi, şirketlerden tek tek aldığı bilgiler değerlendirmek için ESG (çevresel, sosyal ve kurumsal yatırım hassasiyeti) standartları ölçümlerinde bir dizi alternatif veri analizi yöntemi kullanıyor.
JPMorgan Varlık Yönetimi Birimi Sürdürülebilir Yatırım Küresel Başkanı Jennifer Wu konuyla ilgili verdiği demeçte, adli tıp yöntemlerinin en yeni araştırma alanı olduğunu söyledi. Wu açıklamasında, “Ortada birçok farklı veri kümesi var, ancak ne tür veriler bize gelecek hakkında bilgi verebilir? Önsezilerimiz olabilir, ama yine de bir şirketin nereye gittiğini anlamanıza yardımcı olacak bazı kanıtlar istersiniz” ifadelerine yer verdi.
Wu, JPMorgan Varlık Yönetimi Birimi’nin hazır giyim şirketlerinin hammaddeleri nereden temin ettiğini ölçmek için yakın zamanda üçüncü taraf bir şirketle ortaklık yaptığını söyledi. Bu detaylandırma süreci, pamuk çiftliklerinden pamuğun üretildiği toprağın verilerine kadar birçok ayrıntıyı içeriyor.
JPMorgan üst düzey yöneticisi adli tıp yönteminin ayrıntılı analizini şöyle açıklıyor: “Bir tedarikçi pamuğun %100'ünün belirli bir çiftlikten geldiğini söylese dahi, analizler sonucu bulunan veriler organik olmayan başka bir çiftlikten geldiğini gösterebilir. Hassasiyeti seviyesi bu kadar yüksektir.”
ESG verilerinin kullanılabilirliği ve kalitesi varlık yöneticileri için zorluklara yol açabilir. Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre karbon emisyonu konusunda şirketlerden yayınlanan bilgiler söz konusu firmaların ESG hassasiyetini yansıtır. Ancak şirketlerin birlikte çalıştıkları üçüncü tarafların kullandıkları farklı metodolojiler ve standartlar ana firmanın ESG standartlarına zarar verebilir.
Mali denetim şirketi Ernst & Young tarafından Kasım ayında yayınlanan bir yatırımcı anketi şirketler tarafından sağlanan ESG verilerinin kalitesinin ve şeffaflığının artması gerektiği konusunda küresel yatırımcı hassasiyetini ortaya çıkardı.
Ankete katılan yatırımcıların yaklaşık %89'u, ESG performans verilerinin küresel olarak tutarlı bir dizi standarda uygun şekilde raporlanmasının şirketler için zorunluluk haline gelmesini istediklerini söyledi.
Yatırımcılar ayrıca, şu anda şirketlerden aldıkları ESG raporlarının şeffaflığı ve kalitesi hakkındaki endişelerini de dile getirdiler. Ankete göre yatırımcılar özellikle ürünlerin ham maddeleri konusunda endişe duyuyor.
Ankete katılan yatırımcıların yarısı, 2020 yılına göre %37'lik bir artışla ham madde konusuna odaklanma eksikliğinden endişe duyduklarını söyledi.
JPMorgan Varlık Yönetimi Birimi adli tıp yöntemlerinin kullanımının henüz erken aşamasında olunduğunu açıkları. Wu bu yöntemin faydalarının sınırlı olabileceğini kabul ediyor. JPMorgan üst düzey yöneticisi kullandıkları yeni yönteme ilişkin “Bir yatırımcı için ne kadar faydalı olacaktır? Bunu halen tartışıyoruz” dedi.
Wu, “Bu verileri kendimiz kullanmasak da verilerin çoğunu hissedar olduğumuz şirketlere geri yollayabiliriz. Veriler bazı şirketlerde değişimi teşvik etmek için kullanılabilir” dedi.
Adli tıp verilerinin uygulanması, JPMorgan Varlık Yönetimi Birimi’nin ESG puanlama ölçümleri konusunda sitil toplum örgütlerinden (STK) gelen şikayetlerinden gelen şikayetler sonucu başladı.
Wu, varlık yöneticisinin daha önce bu verilere ulaşmak için kendi yapay zeka teknolojisinin STK’ların internet sitelerindeki verileri taradığını söyledi. Ancak JPMorgan yetkilisi bu yöntemde PDF formatında raporlardan bilgi sağlayamamak gibi birçok zorlukla karşılaştıklarını da belirtti.
“Bu konuda daha akıllıca olabilecek bir yol aradık” diyen Wu, varlık yöneticisinin bu verileri düzenlemek için geçen yıl bir üçüncü taraf bir şirketle birlikte çalıştığını açıkladı.
Wu bu yeni yönteme ilişkin, "Çok kapsamlı bir veri kaynağı ve çevre kirliliği verileri ve insan hakları sorunları gibi bilgiler içeriyor. İhtiyacımız olan sinyalleri oluşturmamıza yardımcı oluyor" diye de ekledi.
Goldman Sachs Asya’da ESG hamlesini güçlendiriyor
Şirketlerin ESG trendine hazır olmasını sağlayacak 6 adım
ESG yatırımları güven gerektiriyor
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.