SERAP SÜRMELİ – FINANSGUNDEM.COM / ÖZEL HABER
Saxo Capital Markets’in hakim ortağı konumundaki ‘Saxo Bank Araştırma Ekibi’nin hazırladığı dünya piyasalarında 1. çeyrek ekonomi görünümüne ilişkin “Temel Stratejilerimiz Raporu” yayınlandı. Raporda yer alan öngörülere göre, global ekonomi ve politika, bugüne dek hiç olmadığı kadar ‘uyum sıkıntısı’ içinde… Petrol fiyatlarının 60 doların altına inmesi ise daha da derinleşebilecek jeopolitik risklerin habercisi gibi görünüyor.
Sıra dışı tahminleri büyük ilgi gören Saxo Bank Başekonomisti Steen Jakobsen, ‘Çatallı Yol’ olarak tanımladığı 2015’e ilişkin öngörülerini paylaşmak üzere geldiği İstanbul’da, dünya ekonomisi hakkında görüşlerini aktardı. Saxo Capital Markets tarafından dün akşam gerçekleştirilen etkinlikte
finans sektöründen temsilciler ile buluşan Jakobsen, konuşmasında, dünyadaki büyümenin yeniden rayına oturması için doların daha güçsüz hale gelmesi gerektiğine işaret etti ve “2015'te daha düşük bir dolar, kararlı-biraz daha yüksek enerji fiyatları ve değişmeyen faizler bizi en sağlam yola ulaştıracak faktörler” dedi.
Saxo Bank Başekonomisti Steen Jakobsen, büyük ilgi gören toplantıda Finansgundem.com’a konuştu. Finansgundem.com’un sorularını yanıtlayan Jakobsen, TCMB’den Avrupa Merkez Bankası’na, petroldeki düşüşten Türk ekonomisinin gösterdiği performansa görüşlerini paylaştı.
BEN BAŞCI’NIN YERİNDE OLSAYDIM FAİZ ORANINI DEĞİŞTİRMEZDİM
-Merkez Bankası'nın faiz kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Steen Jakobsen: Şöyle düşünüyorum, Merkez Bankası tarafından alınan aksiyon mantıklı, çünkü enerji fiyatları bildiğiniz gibi düşüşte. Siyasi açıdan etrafındaki süreç dış yatırımcılar açısından endişe uyandırabilir. Ama ben TCMB Başkanı olsaydım oranları değiştirmezdim. Sebebi de şu, uzun vadeyi düşünmek lazım. Hala hazırda enerji fiyatları düşemeye devam ediyor ama tekrardan bir yükselişe geçecek. Türkiye için şu çok önemli yüzde 5’lik enflasyon bantının üstünde seyrediyor ve dünyada bildiğimiz kadarıyla endeksleme olan birkaç ülkeden bir tanesi. Onun içinde istenilen verimlilik seviyeleri, maalesef Türkiye’de gerçekleşmiyor. Merkez Bankası başkanı ben olsaydım ki beni seçer miydiniz bilmiyorum ama eğer seçseydiniz benim önceliğim enflasyon ve ekonominin büyümesi açısından ‘verimlilik’ olurdu.
-MB Başkanı Erdem Başçı’nın üzerindeki siyasi baskıyı nasıl değerlendiriyorsunuz? Dünyada bunun başka örnekleri var mı?
Steen Jakobsen: İsviçre’nin geçen hafta MB tarafından girişimi bize şunu net olarak gösterdi ki gerçekten de dünyada hiçbir Merkez Bankası tam anlamıyla bağımsız değil. Bu şu anlamada gelmez tabi ki bazı merkez bankaları bazı ülkelerde çok başarılılar. Siyasi baskıyı mümkün mertebe diğerlerine oranla daha fazla direnç gösterebiliyorlar. Ama eminim ki Türkiye’deki MB Başkanı şunun da farkında, siyasi baskıya maruz kalan tek başkan o değil. Ama ona yapılan baskı biraz daha aşikar.
TAHVİL ALIMI MAALESEF İŞE YARAMAYACAK
-Avrupa Merkez Bankası’nın parasal genişleme kararı ile ilgili öngörünüz var mı? Ne bekliyorsunuz? Türkiye, Avrupa ve dünya bundan nasıl etkilenir?
Steen Jakobsen: Büyük bir ihtimalle yarın (bugün) açıklanacak toplantı çerçevesinde bütün Avrupa’daki Ulusal Merkez Bankaları kendi hükümetlerinin ihraç ettiği tahvilleri alabilecekler. Totalde alınabilecek tahvil miktarına bir üst sınır yok. Aslında burada şunu sormamız lazım, bunlar fayda gösterecek mi ve işe yarayacak mı? Bunun cevabı aslında çok net. Maalesef yaramayacak.
Genişleme politikasıyla teknik bir detay var onu da açılayayım. İngiltere ve ABD’de belki işe yaradı. Onun da sebebi şu, çünkü onlar doğrudan borç veren taraflardı. Ama Avrupa’da durum farklı. Çünkü borçlanma var. Onun için totalde baktığınızda
faiz oranlarını düşürdüğünüz zaman bize zarar yazmış oluyor.
Türkiye’ye gelecek olursak soruyu şöyle soralım; yükselmekte olan piyasalar ABD ve Avrupa Merkez Bankası’ndan etkileniyor mu? Cevabımız hep aynı aslında. Türkiye ve yükselmekte olan piyasalar çok başarılı oldular. Hatta kendi kendinize sorun yaratmakta da başarılı oldunuz. Onun için Türkiye’deki istenmedik ekonomik gelişmeleri ABD ve Avrupa para politikasına bağlamak isabetli olmaz. Dolayısıyla Türkiye’de yaşayan ve iş yapan tarafların böyle düşünmesi lazım. Eğer bir sorun varsa Türkiye’nin içinden kaynaklanır ve Türkiye’nin içinde çözümlenir. Ama bu hoş bir durum çünkü sonuçta herkes kendi kaderini kendisi tayin ediyor. Türkiye’nin de ona yönelik kendi tarihinden ve ekonomik sisteminden yola çıkarak, kendi çözümünü ve de siyasi konjonktürüne bağlı olarak kendi çözümünü kendisi üretmesi gerekiyor.
-Petrol fiyatlarındaki düşüş nereye kadar gider?
Steen Jakobsen: Hakikaten bilmiyorum. Hatırlayın 2008’de 135 dolarlardan 35 dolarlara kadar inmişti. Şu anki durum daha sistemik arz fazlası olduğu için. Ama sonuçta alım ve satış yapan bir insan olarak benim bundan sonraki işlemim alım cinsinden olacak. Ama önümüzdeki altı aylık zaman diliminde acele etmeyeceğim. Şunu da unutmayalım en son baktığımda da sonuçta dünya bir küre ve dünya bir küre olduğu için de enerji miktarı belirli. Onun için şimdiki bu düşük petrol fiyatlarından istifade etmek lazım. Bir dönem gelecek illaki bu düşüş sona erecek.
TÜRKİYE KAPASİTESİNİN ALTINDA BİR PERFORMANS SERGİLİYOR
-Türk ekonomisini nasıl görüyorsunuz?
Steen Jakobsen: Türkiye ekonomisi aslında kapasitesinin altında bir performans sergiliyor. Ekonomide en büyük yapısal sorunda eğitme yeterince yatırım yapılmaması. Türkiye’nin eğitim seviyesi Avrupa’nın en alt seviyelerinde seyrediyor. Türkiye’nin çıtasını yükseltilebilmesi ve bir sonraki aşamaya terfi edebilmesi için üç önceliği olmalı. Eğitim, eğitim ve eğitim. Yani karlı olan, refah seviyesi yüksek olan bütün toplumlara bakın hepsinin eğitimli, fevkalade kalifiye, fevkalade verimli bir iş gücü nüfusu var. Ben Türkiye’de iyi giden ve kötü giden çok şey anlatabilirim ama gençlerinize ve toplumunuza eğitim açısından yeterince yatırım yapmamışsınız. Ama Türkiye tek örnek değil bu bağlamda. Çünkü ben 30 ülkeyi devamlı geziyorum ve aynı hikaye bu 30 ülkeden 25’i için geçerli.