Hürriyet Gazetesi ekonomi yazarı Erdal Sağlam, bugünkü köşesinde, bayram sonrası olumlu açılan piyasalar için temkinli hatta kötümser sayılabilecek bir değerlendirmede bulunuyor. "Piyasalarda iyimserlik havası hakim ve bunun nedeni ABD ekonomisinden gelen kötü haberler" diyen Sağlam, şöyle devam ediyor:
OLUMLU SEYİR YILBAŞINA KADAR SÜRER
İç piyasa uzun bayram tatili sırasında dışarıda yaşanan gelişmeleri hızla satın alma telaşına girdi ve bu nedenle haftaya iyimserlik havasıyla başlandı. Gerçi, kurlar ve faizlerdeki aşırı tepki gün içinde biraz yumuşadı ama hisse senedi piyasalarında iyimserlik devam ediyor.
Birkaç gün içinde aradaki boşluk kapatılıp, sonra yine küresel ekonomiye bağlı trendi takip etmeye başlarız. Türkiye’ye özgü koşulları bir yana bırakıp, küresel gelişmelerin yılbaşına kadar bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin lehine olduğunu söyleyebiliriz. Yani ek bir olumsuzluk olmazsa, Türkiye’de de yılbaşına kadar olumlu bir seyir bekleniyor.
Bunun nedeni ABD’de yaşanan, ciddi mali ve psikolojik sıkıntılara neden olan bütçe krizi. Bu sıkıntı biz bayram tatilindeyken aşıldığı için dışarıda geçen hafta boyunca satın alınıp normale dönüldü, şimdi sıra bizim piyasalara geldi.
ABD’deki sıkıntı aşıldı ama ardından bir sürü tartışmayı da beraberinde getirdi. Her şeyden önce 3-4 ay içinde yeniden bir sıkıntıya girme tehlikesi var ve ABD’de tarafların bu tarih gelmeden oturup sorunu köklü olarak çözmesi gerekiyor. Dolayısıyla ABD’deki mali sıkıntı ve bunun tüm dünya ekonomisine yaptığı etki, bir süre daha tartışılmaya devam edecek.
Yaşanan sıkıntı, doğal olarak ABD ekonomisinde tahribat yarattı. Sorun köklü olarak çözülemediği için ABD ekonomisine ilişkin belirsizlikler devam ediyor ve bu durum ekonomiyi tehdit etmeye devam ediyor.
ABD ekonomisine ilişkin tedirginlikler, şu sıralar başlaması beklenen tahvil alımlarının azaltılması planının ötelenmesine neden oluyor. İşte bu nedenle de, yani bol para bir süre daha devam etmek zorunda kalacağı anlaşıldığı için, ABD’nin yaşadığı bütçe sıkıntısı gelişmekte olan ülkelere olumlu yansıyor. Bol para Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere akmaya bir süre daha devam edecek.
Ancak bunun geçici olduğu, bir başka deyişle birkaç ay ötelemeyle, ABD’nin tahvil alım miktarını azaltmaya başlayacağı da açık. Piyasa analistleri son tahminlerinde, 2014’de bunun başlayacağını söylemeye başladılar.
Özetle; gelişmekte olan ülke piyasaları birkaç aylık bir ek süre kazanmış oldu.
TÜRKİYE OLUMSUZ AYRIŞIR MI?
Bu iyimser seyrin geçici olduğunu, piyasadaki herkesin kabul ettiğini görüyoruz.
Gelinen noktada önemli olan; özellikle gelişmekte olan ülkelerin bu daralmaya hazırlıklı olup olmadığı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ABD’de yaptığı temaslar sırasında, bir süredir iç talebi azaltmak için kredi kartlarını kısıtlamaya dönük aldıkları önlemlerin devam edeceğini belirtirken, “önümüzdeki dönemde dövizin kıt olacağı”nın bir kez daha altını çizmiş.
Bu ekonomi yönetiminin de gecikmeli olsa da daralmanın başlayacağına inandığını gösteriyor. Buna çözüm olarak yapılanlar var ama IMF dahil uluslar arası çevreler, asıl önlemin Merkez Bankası’nın faizleri artırması olacağı konusunda hemfikirler. Ancak hükümetin seçim sürecinde bu yola gitmek istemediği, Merkez Bankası’nın bu isteğe uyduğu açık. Bence önümüzdeki döneme ilişkin en önemli risk unsurlarından biri
faiz olmaya devam edecek.
Bunun yanında uluslar arası basında yer alan, Türkiye’deki yönetimin Batı ile ilişkisinin bozulduğu ve aşırı islamcılara verilen destekle ilgili haberlerin arttığını piyasa oyuncuları da dikkatle izliyor. Bunun sonu ekonomiyi de etkileyecek ölçüde bir siyasi krize gider mi, bunu hep birlikte göreceğiz.
Özetle; ekonomide zor günler, içerde artı bir sorun çıkmazsa, bir iki ay ötelendi. İçeride sorun çıkarsa, iyimserlik havası daha da kısa sürebilir.