SİBEL KÖKLÜ – FINANSGUNDEM.COM
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıkladığı ‘Öncelikli Dönüşüm Programı Eylem Planı'nın, reel sektöre yeni bir sıçrama dönemi yaşatabileceğini belirten ancak buna “Büyümeden yapılacak her fedakarlık bizi 2023 hedeflerimizden uzaklaştırır” endişesini de ekleyen İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, sıkı bir Finansgundem.com okuru çıktı.
Çok başarılı bulduğu www.finansgundem.com'un takipçilerinden biri olduğunu belirten İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar, sitemizin okuyucularına da selam ve saygılarını sunduğunu söyledi… İbrahim Çağlar, gündemi Finansgundem.com için değerlendirdi.
İstanbul Ticaret Odası, 365 binden fazla üyesiyle ekonominin nabzını elinde tutuyor. İstanbul Ticaret Üniversitesi ve Meslek Komiteleriyle birlikte yürüttükleri Ticari Faaliyet Endeksi çalışması ile sektörlerin sorunlarını araştırdıklarını söyleyen İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar, “ Tabiri caizse piyasanın kalbinden periyodik olarak bu verileri alıyoruz. Görüyoruz ki üyelerimizin sıkıntıları arasında finansman, vergiler, yüksek faiz, mevzuat noktasında yaşanan sıkıntılar ve kur hareketleri başı çekiyor” dedi.
İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar, gerçekleştirdiğimiz röportajda sorularımıza şu yanıtları verdi…
-Hükümetin Orta Vadeli Programı’nı değerlendirirken “Büyümeden yapılacak her fedakarlık bizi 2023 hedeflerimizden uzaklaştırır” dediniz. Sizce Türkiye’nin büyüme hedefi ne olmalı?
İbrahim Çağlar: Türkiye'de feragat edemeyeceğimiz en önemli ekonomik husus büyümedir. Nüfusumuz genç ve artış halinde. Her yıl artan bu nüfusa yeni iş kapıları açmak zorundayız. Diğer yandan 2023 hedefleri belli. Önümüzde, dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına giren, 500 milyar dolar ihracat yapan bir Türkiye arzusu var. Vizyonumuz bu. Önemli olan da bu hayali gerçeğe ulaştırmak. Bunu başarmak için sürdürülebilir ve sağlıklı bir büyümeyi sağlamak zorundayız. Orta Vadeli Plan’daki büyüme hedefleri bu anlamda yetersiz kalıyor. Büyümeyi yüzde 5-6 bandının yukarısına çekebildiğimiz ölçüde, bu hedeflere varabiliriz.
-Enflasyonla mücadele edilirken cari açık düşürülebilir mi? Enflasyon hedeflerinin tutması açısından önerdiğiniz makro ve mikro önlemler neler olabilir?
İbrahim Çağlar: Bugün sadece enflasyonu düşürerek cari açığı kontrol altına alma çabası büyümeyi aşağıya çekiyor. Evet, bu uygulama cari açığı düşürebilir. Ama diyelim ki enflasyon hedeflerinizi tutturdunuz. Bunun yanında cari açık da düştü. Ama üreten ve büyüyen bir ekonomi olmadıkça bunun ne anlamı var? Ben, işte bunu doğru bulmuyorum. Türkiye, büyümeyi vazgeçilmez bir hedef olarak koymalı ve buna uygun hareket etmeli. Örneğin, ihraç ettiğimiz ürünlerimizin hammaddelerini büyük oranda dışarıdan alıyoruz. Şimdi... İhracatımızın temel girdilerini oluşturan bu maddeleri ülkemizde ürettiğimiz takdirde cari açık büyük ölçüde sorun olmaktan çıkar. Dolayısıyla cari açığın ve enflasyonun kesin tedavisi, ‘üretim ve büyümedir’ diyorum.
-Türkiye ekonomisinde bugün hangi yapısal reformlar uygulanabilir?
İbrahim Çağlar: Türkiye son 12 yıldır büyük mesafeler katetti. Küresel kriz şartlarında dahi büyümesini sürdürdü. Tabi, bu başarılar da ülkemizdeki belli kazanımları sağladı. Kişi başına düşen gelir 10 bin dolar düzeylerine geldi ama bu noktadan sonra önemli olan burada takılı kalmamak. Orta gelir tuzağı dedikleri şey bu. Bu nedenle şimdi yeni şeyler yapmak, yeni şeyler söylemek zamanı. Öncelikle şurası bir gerçek... Ekonomilerde topyekun bir dönüşümü kısa dönemde yapmak mümkün değil. Orta ve uzun vadeli planların sabırla uygulanması lazım. Öyle hemen olacak bir iş değil bu. Öncelikle hedefi doğru tespit etmek lazım. Yenilik ekonomisine uygun, üreten, ihracat odaklı büyüyen ve nitelikli insan kaynağına sahip bir ülke olmak ana hedeflerimiz olmalı. Ardından gelen süreç; ekonomi aktörlerinin bu süreçte eğitilmesi bilgilendirilmesi, eğitim politikalarının belirlenmesi, yüksek öğretimin yapısının bu amaçla yeniden dizayn edilmesi, teşvik sistemlerinin düzenlenmesi ve mesleki eğitime önem verilmesi gibi birçok unsuru kapsıyor. Ayrıca, bir süre önce biliyorsunuz, hükümet yeni bir eylem planı ortaya koydu. 25 maddelik sektörel dönüşüm programının şu ana kadar reel ekonomiyi ilgilendiren 9 başlığı kamuoyuyla paylaşıldı. Bu noktada planda yer alan; ithalata bağımlılığın azaltılması, yerli üretime destek verilmesi, tarım ve enerjide verimliliğin artırılması gibi başlıkları iş dünyası adına çok olumlu buluyorum.
-Piyasadaki faiz oranları hakkındaki görüşleriniz neler?
İbrahim Çağlar: Bugün gösterge faizi 8,25 düzeyinde. Dünyanın en yüksek
faiz oranına sahip dördüncü ülkesiyiz ve önümüzde Arjantin, Brezilya ve Rusya var. Ben bu tabloyu, iş dünyamızın üretme azminin önündeki engel olarak görüyorum. Her fırsatta ifade ediyorum... Burada da tekrar edeyim. Mevcut
Faiz oranları müteşebbislerin yatırım yapmalarını, tüketicilerin kredi kullanımını güçleştiriyor. Yüksek faiz; üretenin ayağındaki prangadır ve bu prangayı söküp atmak gerekir.
-İstanbul’da yeni fuar alanlarına ihtiyaç var mı? Yeni havaalanına yakın fuar alanları olacak mı? Dünya Ticaret Merkezi’nde yeni bir fuar alanı yapılacak mı?
İbrahim Çağlar: Türk girişimcisinin dış dünyadaki fuarlara artan iştiraki giderek artıyor. Aynı şekilde Türkiye'de düzenlenen fuarlara da yabancıların ilgisi hızla artıyor. Kongre turizminde dünyanın sayılı şehirleri arasındayız. Haliyle bu konuda artan talepleri karşılamak için İstanbul'daki mevcut fuar alanlarını büyütmek ve yenilerini inşa etmek zorundayız. Yapımına başlanan 3. Havalimanı dünyanın en büyüğü olacak. Tam anlamıyla faaliyete geçtiğinde 150 milyon yolcu kapasitesine ulaşacak. Bu dev proje; sadece ulaşım açısından değil, o bölgedeki konaklama, toplantı organizasyonları ve tabii ki fuarlar noktasındaki yatırımları da tetikleyecek. Bu nedenle 3. Havalimanına yakın bir bölgede uluslararası çapta hizmet verecek bir fuar alanının yapılması için girişimlerimiz var. Diğer taraftan, şu anda hizmet veren İstanbul Fuar Merkezi'ndeki bazı alanları da yenileyeceğiz. Mevcut alanımızın çift katlı ve uluslararası standartlarda bir fuar merkezine dönüştürülmesine yönelik bu çalışmalarımız da devam ediyor.
-İstanbul ekonomisi bugün nasıl bir tablo çiziyor? Üye şirketlerinizin talepleri veya sıkıntıları neler?
İbrahim Çağlar: İstanbul ekonomisi Türkiye ekonomisinin aynasıdır. Oda olarak 365 binden fazla üyemizin sorunlarıyla, sıkıntılarıyla iç içeyiz. Üyelerimizin dertleri, biliyoruz ki piyasanın derdidir. Bizim bir Ticari Faaliyet Endeksi çalışmamız var. Bunu Ticaret Üniversitemiz ve Meslek Komitelerimizle ortak bir şekilde hazırlıyoruz. Sektörlerin nabzını tutanlardan, yani tabiri caizse piyasanın kalbinden periyodik olarak bu verileri alıyoruz. Ayrıca bu endeks çalışmasında sektörlerin ne gibi sorunlar yaşadıkları da net biçimde görülüyor. Bu noktada şunu görüyoruz ki; finansman sorunları, vergiler, yüksek faiz, mevzuat noktasında yaşanan sıkıntılar ve kur hareketleri başı çekiyor.
-İTO olarak önümüzdeki dönem için hedefleriniz neler?
İbrahim Çağlar: 2015 yılına yepyeni projelerle hazırlanıyoruz. Üyelerimiz, İstanbul ve Türkiye için önemli adımlar atacağız. Yakın zamanda kamuoyuyla da bunları paylaşacağız. Şunu da ifade etmek isterim... İnternet ortamında doğru bilgiye en kısa sürede ve kolaylıkla ulaşmak çok önemli. Hele hele konu, piyasaları izlemek, ekonomiyi takip etmek olunca bunlar bir kata daha kritik.
Finans Gündem bu noktada çok güzel bir iş başarıyor. Ben de www.finansgundem.com'un takipçilerinden biriyim. Başarılarınızın devamını diliyorum. Okurlarınıza da sizin aracılığınızla selam ve saygılarımı sunuyorum.