İtiraflar...
Birbirinden ilginç itiraflar...
İTİRAFLAR....
Bölük komutanının yanına koşarak gelip çakı gibi bir selam verdikten sonra heyecanla "Beni arzu etmişsiniz komutanım" diyen ve yüzbaşının "Seni ne arzu edecem lan!" kükremesiyle yollara düşen Mehmetçik için kocaman bir alkış lütfen...
İlk genelev deneyiminde heyecandan ne yapacağını şaşırıp, kadına; ''Bakire misiniz?'' diye soran ben mi, yoksa; ''Evet bakireyim, kendimi sana sakladım.'' diye cevap veren hayat kadını mı alkışı haketti karar veremedim....
Sevgili anneanneciğim, havaalanındaki kadın polis memurunun amacı sana sarılmak değil üzerini aramaktı. Hadi sarılıp sırtını sıvazladın, bir de üstüne öpmenin ne gereği vardı?
İşyerime arkadaşım ziyarete geldi. Ne içmek istediğini sorduğumda çay cevabı ile 5-6 metre uzakta olan askerime, 2 işareti yapıp çay karıştırma hareketini yaptım. Asker olduğu yerde 2 kere döndü. Bir an arkadaş koptu, ben şaşkın...
Fazla kilolarından şikayet edip, akupunktura gitmeye karar veren tombik anneme babamın yorumu: "Sana bu saatten sonra inşaat çivisi çaksak fayda etmez hanım..." O günden beri küsler, barışmalarını bekliyoruz.
Geçen akşam bozuk olan laptopla uğraşırken, babamın; "Hadi artık bitmedi mi?" lafını her 5 dakikada bir tekrarlaması, annemin; "Sana ne be adam, fişi senin g.tüne mi takılı?" sorusu ile son bulmuştur.
Annem babamın içki içmesine tepki gösterir her zaman. Babam arkadaşlarıyla içerken bir gün arkadaşı "Maydonoz al, yenge anlamaz." demiş. Ve gecenin bir yarısı bizi gülme krizine sokan son. Ayakta zar zor duran bir baba ve elinde bir demet maydonoz...
Elindeki bıçakları satabilmek adına "Bu bıçakla her şeyi yapabilirim, bu mümkün!" diyen kapıdaki pazarlamacıya dayımın "Üstüne de oturabilir misin peki?" şeklindeki sorusu susmak bilmez pazarlamacıyı konuşamaz duruma getirdi.
Ağrıyan dizim için devlet hastanesine gidip gelirken, sıraydı, randevuydu, röntgendi, MR'dı, kan tahliliydi koştururken günler geçti ve ben sonuçları doktora gösteremeden dizimin ağrısının geçtiğini farkettim. Tıp ilerledi dedikleri bu olsa gerek!
Everestin eteklerinde İrlanda ikinci lig takımlarının flama ve bayraklarının dahil olduğu bara, bizden de olsun, Türk dokusu bulunsun diye astığım Fenerbahçe formamın üzerine .......... Fener! yazan eleman, Allah belanı versin.
Hayatımda ilk kez, bugün kaşlarımı düzelttirmek için berberime, "Ali Abi, bu kaşları düzeltebilir misin?" dedim. "Ne demek, bütün ibnelerinkini ben düzeltiyorum zaten." dedi. Peki ben kaşları düzelttirdim mi? Düzelttirdim. Bahşiş de bıraktım mı? Bıraktım. Bir daha Ali Abi'ye gider miyim? İbnelik değil mi, gitmem artık!
Haftanın 5 günü dışarıdan yemek isteyen, geri kalan iki günde de makarna ve tavuk dışında bir şey yapmayı beceremeyen karım, dün akşam Yemekteyiz programına başvuracağını söyledi. Hala gülüyorum...
Bir tanıdığımızın 10 yaşındaki oğlunun Google'da arattığı cümle: "Çıplak kadın resimleri". Çıkan sonuçlar beklentisini karşılamamış, kendisini memnun etmemiş olacak ki azmetmiş, aramaya devam etmiş: "Çırılçıplak kadın resimleri!"