İsveç şiddette birinci

İsveç Ulusal Suçları Önleme Konseyinin (BRA) yayımladığı raporda İsveç'te son 10 yılda yaşanan silahlı saldırı oranının, Avrupa ülkelerinden "çok yüksek" olduğu, Avrupa'da her yıl bir milyon kişiden 1,6'sının saldırı sonucu yaşamını yitirdiği, İsveç'te ise bu oranın bir milyon kişide ortalama 4 ölüm olduğu ortaya konuldu. Bu yıl ülkede 48 kişi şiddet olaylarında hayatını kaybederken, bu rakamın yıl sonuna kadar artması bekleniyor.

İsveç'te gazetecilik yapan Diamant Salihu, konuyla ilgili açıklamasında "Suç çeteleri söz konusu olduğunda durum oldukça kaotik bir hal alıyor. Şu anda ülkede zehirli ortamın hakim olduğunu ve çete üyelerinin öldürülmesi için gençlerin kullanıldığını görebiliyoruz." değerlendirmesini yaptı.

VAKALARIN SADECE YÜZDE 18'İ ÇÖZÜLDÜ

Lund Üniversitesinde kriminolog ve İsveç Hastanesi'nde doktor olan Ardavan Khoshnood, saldırı kurbanlarının çoğunun 15-29 yaşlarındaki göçmen kökenliler olduğunu söyledi.

Khoshnood, 2010'dan bu yana süregelen silahlı saldırılarda çete üyelerinin "öldürmek'' amacıyla başlarını hedef aldığına dikkati çekti. İsveç'teki tüm acil servis çalışanlarının da bu veriye tanıklık edebileceğini vurgulayan doktor, çetelerle bağlantılı cinayetlerin çoğunun, emniyet yetkilileri tarafından henüz çözülmediğini, vakaların sadece yüzde 18'inin aydınlatıldığını belirtti.

İSVEÇ MEDYASINDA ASIL SUÇLU: GÖÇMENLER

İnsan hakları aktivisti ve gazeteci Alexandra Pascalidou da ekonomik ve siyasi rol model olarak kabul edilen İsveç toplumunun, 1990'lı yıllarda değişmeye başladığını söyledi.

Pascalidou, İsveç medyasında son 20 yılda göçmenlerin olumsuz tasvir edilmesinin yoğunlaştığına ve göçmenlerin ülkede güvensizliğe yol açan bir faktör olarak gösterildiğine dikkat çekti.

Alexandra Pascalidou, "Bilirsiniz, göçmen olmayan çocuklar ve gençler öldürüldüğünde herkes onu çok sevdiğinden, eskiden nasıl futbol oynadığından, iyi bir insan olduğundan bahseder ama siyahi ya da Müslüman bir çocuk, bir genç öldürüldüğünde bu, sadece bir rakam olarak kalıyor, çete üyelerinin öldürüldüğü bir olay gibi anlatılıyor." dedi.

''BU ÇOCUKLAR ÖLDÜRÜLMEYE DEĞERDİ''

Alexandra Pascalidou, gazetelerin; çetelerin hedefindeki bu çocukların hayallerini, başarılı olma çabalarını yazmadıklarını ve görmezden gelindiğini belirtirken; suçluların serbestçe dolaştığını, öldürülen siyahi ya da göçmen çocukların, İsveç medyasında asıl suçlu olarak gösterildiğini savundu.

Aynı zamanda İsveç medyasının "bu çocuklar öldürülmeye değerdi, kimse ağlamadı, kimsenin umurunda olmadı ve kimse gerçekten üzülmedi" gibi bir tutumla işlediğini ifade etti.

CİNAYET SORUŞTURMALARINA KAYNAK SAĞLANMIYOR

Alexandra Pascalidou'ya göre İsveç makamları, bu cinayetlerle ilgili soruşma için yeterli kaynak sağlamıyor ve açılan davalar birkaç ay sonra kapanıyor.

2015'te başkent Stockholm'un Varby Gard bölgesinde silahlı saldırıda oğlunu hayatını kaybeden Maritha Ogilvie, oğluyla ilgili davanın 10 ay sonra kapandığını söyledi.

Ogilvie, oğlu Marley'in katilinin adalete teslim edilmediğini dile getirerek, "7 yıl oldu. Bugün artık bir ölü ve benim tek çocuğumdu." dedi.

Ogilvie, İsveç makamlarına ırkçılık ve ayrımcılık hakkında çalışmaları çağrısında bulunarak, "İsveç'in temel sorunu yapısal ırkçılık. Bunun yanı sıra ayrımcılık, ekonomik farklılıklar geliyor. Bunları da yoksulluk, silahlı çatışmalar, çeteler ve suç olayları takip ediyor." ifadelerini kullandı. 

Göçmenler kamp kurmasın diye merkezi noktalara kaya döşendi

Florida Valisi, düzensiz göçmenleri gönderiyor

ABD'de göçmen krizi: Texas valisi göçmenleri Washington'a gönderiyor