Milliyet Gazetesi'nden Güngör Uras 2013 yılı sona ererken “Ekonomimiz ne durumda?” sorusuna cevap aradı. 2013 yılı bitiyor. Acaba ekonomimiz ne durumda? 2014 yılına nasıl giriyoruz? Özetle:
1.
Faiz oranlarımız başka ülkelerde uygulanan
faiz oranlarının en yükseklerinden biri.
2. Ekonominin büyümesi, göreceli olarak yüksek. Yüzde 4’ler dolayında. Fakat büyümede yavaşlama ihtimali çok yüksek.
3. Büyümenin lokomotifi üretim değil. Büyüme dış kaynaklara (ithalata) dayalı tüketimden kaynaklanıyor.
4. Cari açığın (döviz açığının) Milli Gelir’e (gayrisafi yurtiçi hasılaya - GSYH) oranı dünya sıralamasında en yukarıda.
5. Enflasyon gelişmekte olan ekonomiler içinde en yüksek oranlarda. Düşürülemiyor.
6. Özel sektörün dış borcunun Milli Gelir (GSYH) içindeki payı diğer ülkeler sıralamasında en yükseklerde seyrediyor.
7. Başka ülkelerle karşılaştırmada Türkiye’yi ekonomik açıdan ayrıştıracak en güçlü kalem bütçe açığının küçük olması ve (kamu yerine özel sektör borçlandığı için) kamu borcunun Milli Gelir’e (GSYH’ya) göre düşük olması.
‘Gözlerime bakınız...’
Bu sayfada, tablolar ve grafikler var. Tablolar ve grafikler, Türkiye ekonomisinin gerçek durumunu açıklıkla yansıtıyor.
Bu sayfadaki tablo ve grafikleri ve bu tablo ve grafiklerle ilgili değerlemeleri, Garanti Yatırım başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç’ın çalışmasından aktarıyorum. Altınsaç diyor ki;
“Biz istediğimiz kadar güçlüyüz diyelim, yabancılar yatırımcılar, rakamlara bakarak Türkiye’nin ne durumda olduğunu değerlendiriyor.
2013 yılı başından bu yana yapılan fiyatlamalar bu değerlemelere dayalı olarak gerçekleşiyor.
- Türk Lirası yılbaşından bu yana, gelişmekte olan ekonomiler içinde, dolar karşısında en çok satılan 3. para birimi. Yüzde 15 değer kaybetmiş durumda.
- Borsa, yabancıların en çok satım yaptıkları borsalardan biri. Dolar bazında yüzde 16 değer kaybetti.
- Bu tabloya bakarak, “beklenti gerçekleşti”, “belirsizlik ortadan kalktı, Türkiye yeniden para çekecek, gelişmekte olan ekonomiler para çekecek” şeklinde iyimserliği sürdürmek imkânsız.
Eskiden çok kullanılan bir anlatım var idi: ”Gözlerime bakınız, ne demek istediğimi anlarsınız” denir idi. Şimdi de durum aynı. “Bu sayfadaki tablolara bakınız. 2013 yılının nasıl tamamlandığını, Türk ekonomisinin ne durumda olduğunu anlarsınız.
Büyüme Yavaşladı
2013 yılında ekonomik büyüme yüzde 3.5’un üzerinde olabilecek. Bu büyüme oranı birçok ülkenin düşük büyüme oranına göre yüksek. Ama gene de Türkiye’nin önünde koşan Hindistan, Endonezya Brezilya var.
Çok önemli bir nokta, Türkiye‘de büyümenin cari açık (döviz açığı) ile beslenmesi. Üretim yerine ithalata dayalı tüketimden kaynaklanması
Faizler yüksek
Enflasyon gerilemiyor
Türkiye enflasyonu bir türlü aşağıya çekemiyor. Türkiye ile aynı grupta olan ülkelere göre enflasyon tepelerde dolanıyor. Daha da kötüsü enflasyonun ineceği konusunda beklentilerin olmaması.
CARİ AÇIKTA AÇIK ARA ŞAMPİYONUZ
Cari açıkta (döviz açığında) rakipsiz dünya şampiyonuyuz. Cari açığı küçültmek uğruna ekonominin yavaşlatılmasına rağmen, cari açığımızın Milli Gelir’e oranı aşağıya çekilemiyor.
BÜTÇEMİZ DENK
Bütçemiz denk. Ekonomik göstergelerin en olumlusu bütçe denkliği. Bütçe nasıl denk olur? Harcamaları kısarak, gelir kadar ödenek ayrılınca bütçe dengesi sağlanır. Denk bütçe bazı ülkeler için başarıdır, bazı ülkeler için gayretkeşliktir. Çünkü belli dönemlerde, hükümetler bütçede açığı hazmedilebilir ölçüye çıkararak, gelir ve refah artırıcı hizmetlere ödenek ayırabilirler.
Dış borçlanma Özel sektörden
Türkiye’de son yıllarda kamu yurtdışından borçlanmıyor. Döviz ile borçlanma özel sektör (bankalar ve şirketler) üzerinden gerçekleştiriliyor. Bunun sonunda özel sektör borçları Türkiye ile karşılaştırılan ülkelerin borçlarına göre yükseldi.