İşte Şahenk'in yeni hedefi
Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, yapacağı yatırımlara ilişkin açıklamalarda bulundu
Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk yaptığı işleri Hürriyet'e anlattı. Yeme-içme sektörüne girişinden, Davos'tan Türkiye'ye bakışa kadar herşeyi cevapladı.
Doğuş Holding’in 2 ay önce taşındığı Maslak’taki yeni merkezindeyiz. Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk karşılıyor bizi. Doğuş Holding CEO’su Hüsnü Akhan, Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar, IMG-Doğuş CEO’su Ahmet Raif Ünivar ve D.ream CEO’su Levent Veziroğlu’nun da eşlik ettiği söyleşide yeni yatırımları ve gündemdeki konuları konuştuk.
· Restorancılık alanında peş peşe yatırımlar geldi… Tabii Zuma’nın çatı şirketi Azumi’yi almanız global çapta bir iş. Nasıl gelişti bu satın alma?
- Dubai’de bizden bir arkadaşa “Ben bu Zuma’yı çok seviyorum. Bakalım nasıl bir grupmuş” dedim. Amacımız Azumi Group’un restoranlarından birini Türkiye’ye getirmekti. Grubu incelerken sahipleriyle dost olduk. Hatta ailece Puket’teki evlerinde 7-8 gün misafir olduk. Onların satmaya bizim de almaya niyetimiz yoktu başta. Sonra biz niyetlenince onlar da satmaya niyetlendi. İtalyan Capri oteller grubunu almamız da böyle gerçekleşti.
· Bu yatırımlardan çok da keyif alıyor gibisiniz…
- Zevk tarafına ben bakıyorum. Rakamlar tarafına ise arkadaşlar bakıyor. Şaka bir yana ben annemin, eşimin, kız kardeşimin, kızımın ve 35 bin çalışanımın geleceğini bir zevk uğruna tehlikeye atamam. Ben tehlikeye atsam, arkadaşlarım attırmaz. Yurtdışında da Türkiye bayrağını taşıyan bir grubuz, en ufak bir hatamız sadece bize değil ülkemize de zarar verir. Hobi için iş yapılmaz. Ama bu işlere 10-15 yıl önce cesaret edemezdik.
· Neden?
- Sektör kayıt içine girdi. Bu şehrin Dünya Kupası’na Olimpiyatlara ev sahipliği yapması söz konusu. Bu büyüme demek. Mutfaklar ufalıyor; bu bir fırsat. Bir hedefimiz de Anadolu’nun ücra köşelerindeki ev yemeklerini, Osmanlı mutfağını tespit edip, geliştirip dünyaya satmak. Restoran yatırımları peş peşe olunca dikkat çekti ama öyle olması lazım. Garanti Bankası’nda General Electric (GE) ve İspanyol BBVA ile, sonra eğlence işinde ING ile çok daha büyük rakamlara sahip ortaklıklarımız oldu ama hiçbiri Nusr-Et kadar konuşulmadı.
· Bu alanda hedefleriniz nedir?
-Biz faaliyet gösterdiğimiz her alanda bölgemizde ilk 3’te olmak istiyoruz. Yeme-içme sektöründe de organik ve ingorganik büyümemiz sürecek. ‘Kahve Dünyası’ ile son aşamaya geldik. Yakında işlem tamamlanacak.
Sağlık turizmine daha büyük yatırım yapacağız
· Bir taraftan yediriyor bir taraftan da forma sokuyorsunuz insanları…
- Aslında bunun gerisi 1998 yılına kadar gidiyor. O zamanki projeleri gerçekleştirmiş olabilseydik şimdi Türkiye’nin en büyük sinema grubu bizde olurdu. Ta o zaman hatta bir kartı da olan D markası çatısı altında tüketiciyi, onun hayatını yeniden anlayarak belli hizmetleri verme fikri vardı. Belli bir yaşam standardında insanlara hizmet veren, onları tanıdıkça daha da iyi hizmet veren bir anlayışı olacaktı. Sözünü ettiğiniz bu iki şirket belli bir tip müşteriyle iletişimimizi sağlıyor. Tabii ki işin ticari yanı da var. Sağlık turizminde çok daha büyük yatırımlarımız olacak.
Mutlu olduğum için Allah’a şükrediyorum
· Yeme-içme gibi farklı bir alanda bu kadar büyük bir oyuncu olma fikri nasıl çıktı?
- Ben her sabah Allah’a şükrederek uyanıyorum çünkü severek uyandığım bir evde yaşıyorum. Arabama binip işe gelirken, dünyanın en güzel şehirlerinden birinde yaşıyorum diye şükrediyorum. İşe geldiğimde, özleyecek kadar iş arkadaşlarımı sevdiğim için şükrediyorum. Çok az insana nasip olmuş bir şansa sahibim. Çok mutlu yaşadığım için Allah’a şükrediyorum. Böyle bir ortamda da fikir üretmemesine
imkan yok.
İtalya’da turizm yatırımı olabilir
· Son dönemde yurtdışında oteller, marinalar dahil önemli satın almalar yaptınız. Devam edecek misiniz? Sizden yeni haberler bekleyelim mi?
- Fırsatlar var. Kendi iş kollarımızda çıkan fırsatlara bakarız. Bizim içinde olduğumuz alanlarda bölgedeki en büyük üç gruptan biri olma hedefimiz var. Bu hedefe giderken organik büyümenin yanında fırsat kabul edebileceğimiz satın almalarla da ilgiliyiz. Yunanistan’da, Hırvatistan’da, İtalya’da yaptık. İtalya’da hâlâ bakıyoruz da. Turizm ağırlıklı bakıyoruz…
Türkiye salona oturursa AB’ye olan inanç artar
DOĞUŞ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, Türkiye ve dünya ekonomisi ile ilgili sorularımızı da cevaplandırdı.
· Davos’tan yeni döndünüz. Orada edindiğiniz izlenimi de katarak dünya ekonomisini değerlendirir misiniz?
- ABD’de rakamlar iyi gelmeye başladı. Hem oraya odaklanan hem global pazarda yer alan bilançolardaki nakitler büyüdü. Hem kamuda hem de özel sektörde büyümeyi tetikleyecek bir ortam var. Likidite var ve bu nereye kayacak? Enflasyonu artırmadan çıkış stratejileri belirlenmeli. Avrupa ise hâlâ zaman kazanmaya çalışıyor. Euro’da kalacaklar; bu belli. Ama artık tedavi için vakit geçirmemeleri lazım. Avrupa’da 4-5 ciddi hasta memleket var. Artık problemin üstünü örtemeyeceklerini biliyorlar. Öte yandan Rusya’da rakamlar iyi. Ortadoğu’daki siyasi ve kültürel değişimler ekonomiyi de yeniden yapılandıracak. Afrika’da da hareketlilik var.
· Türkiye’ye ekonomisine bakarsak…
- Türkiye iyi bir sınavdan geçti. Vites küçülttük ama araba yoldan fırlamadı. İç risklerden ziyade dış risklere bakmak lazım. Sınırda olsun, kendi problemlerini çözmede daha değişik bir şekilde ilgileneceği mesajı vermesi olsun olumlu… Bunlar Türkiye’nin reytingini artıracak. Diğer kuruluşların da not ortalamamızı artırmasını bekliyorum. 2001 krizinden dersler alarak, siyasi ve ekonomik olarak gelişerek çıktık ve global kriz çıktığında güçlüydük. “Avrupa Birliği’ne girebilir misiniz” sorusunun yerini “AB’ye girmeniz gerekir mi” sorusu aldı. AB, Türkiye için bir anchor’dır. Devam etmekte fayda var. Amaç değil araç bile olabilir. Türkiye’nin AB’ye üyeliğini başka ülkeler de izliyor. Eğer kapıyı açıp, Türkiye’yi salona oturturlarsa AB’ye olan inanç dünya çapında artacak. Türkiye de AB için bir güçtür. Son 10 yıllık değişime şapka çıkarmak lazım.
Alt yazı yanlışsa kanalı arayıp söylerim
· Medya alanındaki faaliyetlerinize gelirsek…
- Siz medya diyorsunuz ben eğlence diyorum. Radyo, internet müziğe aracılık ediyor. Moda dergileriyle dünyada olan bitenler eğlenceli biçimde anlatıyor. National Geographic ile dünya tanıtılıyor. Sonra bunu tabletlere, farklı kanallara taşıyoruz. Eğitiyorsunuz, güldürüyorsunuz, eğlendiriyorsunuz. Televizyon da böyle bir mecra. Gazetede yokuz. Hiç böyle bir düşüncemiz olmadı, olmayacak da. Çünkü biz eğlence sektöründen bahsediyoruz. Biz bu işi insanlara saygı göstererek yapmak istiyoruz. Aynı bankacılıktaki gibi başımızı yastığa koyduğumuzda gönlümüz rahat olsun istiyoruz. Bu işi ideolojiden uzak, Türkiye bilinciyle, 75 milyonu bir araya getirerek yapmak istiyoruz. Bazen bizi yanlış anlayanlar oluyor. Onlar öyle anlamaya devam etsinler.
· Siz en çok ne izliyorsunuz?
- Daha çok yurtdışı yayınlara bakarım. Kanallara bakarım, alt yazıda hata var mı, ışık düzgün mü, kamera açısında sıkıntı var mı… Bir hata varsa arar söylerim.