İstanbul'da bir sel daha olsa gene altından kalkarız

İstanbul ve Marmara'da 8-12 Eylül tarihleri arasında meydana gelen sel felaketinin yaraları sarılmaya çalışılırken, sigorta şirketlerinin ekspertiz çalışmaları da büyük ölçüde sonuçlandı. Toplam hasarın sektöre faturasının 700-800 milyon TL olduğu kaydediliyor. Selin yol açtığı hasar fiyat rekabetinden dolayı zaten bozuk olan sektördeki şirketlerin teknik karlılığını iyice kötüleştirmekle birlikte, sektörün bu felaketi de atlatacağı sektör yetkilileri arasında yaygın kanı. Ancak, "Önümüz kar, kış. Yeniden benzer bir felaket yaşanırsa sektör bunun altından kalkabilir mi" sorusu da son yaşanılan felaketin ardından sıkça sorulmaya başlandı. Bu soruyu sektörün önde gelen şirketlerinden Anadolu Sigorta'nın Genel Müdürü Mustafa Su'ya sorduk. 1999 Depremi'nde Türk sigorta sektörünün toplam 800 milyon dolarlık bir hasarla karşılaştığını hatırlatan Su, "Bu tür felaketlerin olmadığı yıllarda reasürans şirketlerine para kazandırdığımız da dikkate alındığında, sektör rahatlıkla benzer olayların altından kalkacaktır" diyor. Ödemeler ay sonu tamam Selle ilgili olarak ekspertiz çalışmalarının büyük ölçüde sonuçlandığını dile getiren Su, "Hasarı büyük olan müşterilere birçok şirket ön ödeme yaptı. Anadolu Sigorta olarak toplam 60 milyon TL civarında bir hasar söz konusu oldu. Bunun 50 milyon TL'si de yangın branşından geldi" dedi. Su, söz konusu hasarın şirket üzerinde kalan kısmının 10 milyon TL civarında olduğunu ifade ediyor. Konut ve küçük işyerlerinde bütün işlemlerin tamamlandığını ve ödemelerin peyderpey yapıldığını belirten Su, ekim sonuna kadar ödenmemiş hasarın kalmayacağını söylüyor. Son yaşanılan sel felaketinin reasüransın da önemini ortaya koyduğuna dikkat çeken Su, "Ancak reasürans yenilemelerinde bu yılki müzakerelerde bu konu gündeme gelecek. Müzakereler zorlu geçecek. Bir şekilde önümüze bir fatura çıkacak" diye konuşuyor. Sel felaketi sonrasında bazı çevreler tarafından ciddi eleştiriler de alan sigorta şirketlerinin İstanbul'da sel teminatı vermeyecekleri şeklinde haberler de basında yer aldı. Bile bile lades olmaz Sigorta kavramı, Türkiye'de tam oturmadığı için bu tür yorumların yapıldığını ifade eden Su, "Ancak hiçbir sigorta şirketi, göz göre göre gelen bir riske teminat vermez. Sigortacılık gelecekte olası riskleri kapsam altına alıyor. Yoksa bile bile lades hiç bir sigorta şirketi yapmaz" diyor Sel felaketi yaşandığında "İstanbul'da devamı gelecek; başka illerde de yaşanacak" şeklinde meteorolojik tahminlerin yapıldığını hatırlatan Su, Anadolu Sigorta dahil birçok sigorta şirketinin mevcut uygulamada belli illerde, belli bölgelerde değişiklik yaptığını belirten Su, "Otomatik sel teminatı vermeyi bir süreliğine kapattık. 'Riski ancak yerinde görerek teminat veririz dedik'" diyor. Selin ardından, meteoroloji raporlarına dayanarak bazı yerlerde bu kapsamı genişlettiklerini, bazı yerlerde ise tedbirleri kaldırdıklarını ifade eden Su, sigortacılığın beklenmeyen, aniden olan riskleri teminat kapsamına aldığını vurguladı. Su, sigorta şirketlerinin teminat verirken rekabetin izin verdiği ölçüde daha seçici davranacağını söylüyor. Ucuz poliçe yazma telaşı Türk sigorta sektörünün yılın ilk 6 ayında reel olarak küçüldüğünü belirten Su, "Rekabet keskinlikte sürüyor. Sektör olarak yazılması gereken primler yazılamıyor. Kasko ve trafik yanında sağlık, yangın, nakliyat gibi branşlarda, sektörde ucuz poliçe yazma telaşı var. Bu durumun sonuçları olumsuz etkilemesi kaçınılmaz" diyor. Anadolu Sigorta, prim üretiminde sektörde üst üste 5 yıl birinci olduktan sonra, geçen yıl liderliği Axa Sigorta'ya kaptırdı. Liderlikle ilgili olarak Su, 2007'den beri karlılığı tercih ettiklerini belirtiyor. Su, "2007-2008 sonuçları bunu gösterdi. 2009'un ilk 6 aylık sonuçlarına göre de Anadolu Sigorta teknik karlılıkta birinci sırada" diyor. Karlılığa önem vermekle birlikte, pazar payı kaybının da belli bir risk olduğunun bilincinde olduklarını ifade eden Su, "Müşteri tabanımızı da kaybetmek istemiyoruz. Bunu belli bir dengede götürüp şirketi dönüştürme, daha verimli hale getirme çabaları sonuç verirse doğal olarak hem prim üretimi hem karlılıkta birincilik kendiliğinden gelecek" diyor. Selden etkilenen yerlerin % 99'u imarlı Sigorta şirketlerine aslında, "Sel felaketinden etkilenen yerleri neden sigortalıyorsunuz?" sorusunun da sorulabileceğini belirten Su, şunları söylüyor: "Ancak bu yerlerin yüzde 99'unun imarlı olduğu dikkate alındığında, bizim de şunu sorma hakkımız var: 'Buralara neden imar veriyorsunuz?' Sigorta şirketleri olarak belli unsurlara güvenip bu gibi yerlere teminat veriyoruz. Kaçak yapılaşma olup da teminat verilse sigorta şirketleri daha fazla sorgulanabilir." Alp Süer / Referans