İstanbul gibi en az 4 cazibe merkezi şart
AK Parti İzmir milletvekili adayı İbrahim Turhan’a göre, İstanbul bağımlısı bir ekonomiyle kişi başına 25 bin dolarlık milli gelire zor ulaşılır
7 Haziran seçimlerine sayılı günler kala siyaset yarışı hızla sürüyor. Partilerin seçim vaadleri arasında ekonomi en başta geliyor. AK Parti'nin yeniden iktidara gelmesi halinde ekonomi yönetiminde yer alması beklenen BİST'in eski başkanı, çiçeği burnunda siyasetçi, AK Parti İzmir Milletvekili adayı İbrahim Turhan, Milliyet'ten Muhittin Akbel'e önemli açıklamalarda bulundu. İşte o röportaj:
Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı, borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanlığı gibi ekonominin can damarı iki büyük kurumda görev yapan İbrahim Turhan, Ak Parti’nin İzmir 2. Bölge 1. sıra milletvekili adayı. Turhan, 3 kuşak İzmirli bir ailenin çocuğu... Kendisi için “ithal aday” diyenlere tepkili: “Bana ithal diyen çarpılır”.
İzmir Saint Joseph Lisesi’nde okuyan, öğrenim için uzun yıllar İzmir dışında yaşayan Turhan, “Baba tarafı dedem, İstiklal Savaşı gazisi. Anne tarafı dedem, Milli Mücadele’ye katılmış, İzmir’de Emniyet Müdürlüğü yapmış rahmetli İbrahim Bey. Kendi toprağımda siyaset yapmaktan mutluyum, gururluyum” diyor. Turhan, Milliyet’in sorularını yanıtladı:
Sizi geleceğin ekonomiden sorumlu bakanı olarak gösteriyorlar. Bu öngörüyü nasıl karşılıyorsunuz?
2004’ten beri hükümetin ekonomi ekibinde görev aldım. Yaptığımız yüksek bürokratlık, doğası gereği, böyle geçti.
Programların oluşturulması ve uygulanmasına naçizane katkılarım oldu. 1996’da Refah-Yol hükümeti kurulduğu zaman da Prof. Nazım Ekren ile birlikte hükümete ekonomi konularında danışmanlık yaptık. Ben bu ekibin zaten bir parçasıydım, olmaya da devam edeceğim.
Ne görev verilirse
Bunun, şu ya da bu şekilde, şimdiden ilişkilendirilmesini erken buluyorum. Çünkü burada karar verecek olan başbakanımız ve cumhurbaşkanımızdır.
Onlar hangi mevkiyi uygun görürse, o mevkide görev almaya hazırız. Şu görev, bu görev olmuş, önemi yok. Böyle bir derdim olsaydı, bundan önceki görevim yeteri kadar prestijli ve imkânları olan görevdi. Onu bırakıp bu yollara düşmezdim. Benim bu konuyla ilgili ne pazarlığım, ne beklentim var.
2 trilyon dolar hedefi
İzmir ve Türkiye’nin ekonomik tablosu nasıl gözüküyor?
İzmir potansiyelini kullanmıyor. Dolayısıyla nispi olarak bakıldığında Anadolu’nun birçok ili çok hızlı gelişirken siz gelişemeyince aradaki fark kapanıyor. Çünkü Türkiye’nin önemli hedefleri var. Biz diyoruz ki: ‘Milli geliri 2 trilyon dolara çıkaralım. Kişi başına milli gelir, 25 bin dolar olsun.’
Bizim coğrafyamız kolay bir coğrafya değil. Kuzeyimiz Rusya, doğumuz İran, güneyimiz Suriye. Bu coğrafyada istikrar içinde varlığımızı devam ettirmek ancak kişi başına gelirin 25 bin dolara çıktığı bir ekonomi ile mümkün.
Ancak bu şekilde istikrarınızı kalıcı hale getirirsiniz. Kişi başına düşen milli gelirin 25 bin dolar olması demek, 2 trilyon dolar milli gelir demek. Bu da kent ekonomileriyle mümkündür. Türkiye ekonomisi, İstanbul ve İstanbul hinterland’ındaki bölgeye dayanıyor.
Küresel şehir adayı
İstanbul bağımlısı bir ekonomi ile 2 trilyon dolarlık bir hedefe kolay kolay ulaşılamaz. Bizim İstanbul gibi en az 4 tane cazibe merkezi oluşturmamız gerekiyor. Burada birinci aday İzmir.
İzmir ulaşım kolaylığı, kent dokusu, doğal güzelliği, sosyal ve kültürel ortamı ile küresel bir şehir olmaya, hiç olmazsa bölgesel bir şehir olmaya aday.
Dünya hızla değişiyor 90 model siyaset bitsin
Yeni bir kriz gelebileceğine yönelik iddialara cevabınız nedir?
1991 seçimlerinden sonra erken emeklilik gündeme geldi. 3 yıl sonra kriz oldu. Hesapsız, dünyayı okumayan bir anlayışla hareket ederseniz felakete uğramanız kaçınılmaz. Şimdi dünya değişiyor. Muhalefet partileri dünya ile ilgili sağlıklı bir analiz yapabilecek derinliğe sahip olmayan politikalarla ‘şunun fiyatını buraya getireceğiz’ diye vaatlerle kampanya yürütüyor. Bu Türkiye için kayıptır. Biz 1990 model siyaseti çoktan geride bırakmalıyız.
İzmir’e 4 ayaklı kalkınma planı
İzmir nasıl cazibe merkezi, küresel şehir olacak?
Bunu yapabilmek için 4 önemli şey var. Birincisi İzmir’i ekonomik olarak bir cazibe merkezi haline getirmek.
Bunu gerçekleştirmek için sanayi dönüşüm programımız var. 25 ana başlık ve 25 ana başlığa bağlı 1300 maddelik eylem planı hazırladık. Üzerine çalışıyoruz. Türkiye ekonomisinin yapısal dönüşümü bu. Bunun içinde enerji kullanımının etkinliğinin artırılmasından yenilebilir enerjiye ve alternatif enerjiye geçiş var. Teşvik sistemi komple değişmeli.
Türkiye için stratejik olan sektörlerde devlet-özel sektör işbirliğinde yatırım projelerinin hayata geçirilmesi gibi çok kapsamlı planlarımız var. İzmir ekonomik kalkınma için öncelikli yerlerden olacak.
Kemeraltı’nın üstü kapansın
İkincisi, bu ekonomik kalkınma tek başına yetmez. Tarımsal kalkınmayla desteklenmeli. Ege Bölgesi Gelişim Projesi diye bir proje hazırlandı. GAP gibi bir proje. Üçüncüsü, İzmir’de hizmet sektörü için 3 önemli alan var. Birincisi, sağlık. İzmir’e bir kent hastanesi yapılacak.
Özel sektörü desteklemek suretiyle yurtdışından gelecek hastaların tedavisini sağlayacağız. Medeniyet ve kültür turizmine önem veriyoruz. Kemeraltı’nın üstünü kapatmamız lazım. Yenilenmesi şart.
‘Şahlanıp ikinci istanbul olacak’
İzmir’in acilen nelere ihtiyacı var?
2 sene önce İzmir İktisat Kongresi için davetliydim. Kongreyi Swissotel’in balo salonunda yaptık. İzmir’de bunu yapacak kongre sarayı mutlaka olmalı. Kongre turizmi için iklimi o kadar müsait ki. Yılın 9 ayı çok rahat kullanılır. İzmir’e çok değerli projeler ürettik.
İzmir-Antalya otoyol projesi, İzmir-Sivrihisar Otoyol projesi, İzmir-Ankara hızlı treni, İzmir- İstanbul otoyol projesi, İzmir-Çanakkale ve boğaz geçişiyle beraber Avrupa bağlantılı Kuzey otoyolu projesi, Çandarlı Limanı, Bergama-Çandarlı-Efes raylı sistemi ve Adnan Menderes Havaalanının uluslararası uçuşlara açılması.
ABD ve Almanya modeli
Lojistik merkezleriyle beraber İzmir şahlanacak, süratle Türkiye’nin ikinci İstanbul’u haline gelecek. İzmir’le birlikte Balıkesir, Manisa, Aydın, Denizli, Uşak, Afyon’a kadar bütün Ege’yi kalkındıracağız. ABD, Almanya nasıl üreterek kalkındıysa, bizim de aynısını yapmamız lazım.
‘Herkesle el ele çalışmaya hazırım’
Genel seçimlerde yerele yönelik siyaset yapılması doğru mu?
Ben hiçbir konuşmamda Aziz Bey’i (Kocaoğlu) eleştirmiyorum. Zaten bu İzmir’in genel seçimi. O İzmir’in belediye başkanı. Benim de belediye başkanım. Öyle görmek istiyorum. Ve her yerde açıkça ifade ediyorum: “İzmir’e yatırım yapmak için, İzmirlilerin hayatını kolaylaştırmak için bizimle birlikte çaba harcamaya hazır olan, bu konuyu kısır siyasi tartışmalara malzeme yapmayacak herkesle kucaklaşmaya, ele ele, omuz omuza çalışmaya hazırız.
AK Parti son seçimlerde CHP ile arasındaki oy farkını azalttı ama o makas kapanmış değil. 7 Haziran’da sizce nasıl bir tablo olur?
Sayın Başbakanımız defalarca söyledi. Biz tahmin ve sınırlama yapmak istemiyoruz. Bizim için önemli olan 78 milyon vatandaşın gönlüne girebilmek. Çünkü biz 78 milyonun hükümeti olmak için çalışıyoruz. Bizim yüzde şu kadar oy oranıymış, yüzde bu kadar oy oranıymış buna kafa yormuyoruz. Amacımız 4 milyon İzmirliye hizmet edebilmek.