<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemİsrail, nükleer tesisinin ABD tarafından bombalanmasından endişelenmiş----

İsrail, nükleer tesisinin ABD tarafından bombalanmasından endişelenmiş

İsrail, nükleer tesisinin ABD tarafından bombalanmasından endişelenmiş
03 Mayıs 2019 - 16:21 www.finansingundemi.com

Washington-Tel Aviv hattında yaşanan 1963’teki gerginlik nedeniyle Kennedy’nin İsrail’e ait Dimona Nükleer Tesislerini bombalatmasından endişe duyulduğu belirtildi.

"National Security Archive” internet sitesi, İsrail’in 1958'de Fransızların yardımıyla nükleer tesis inşasına başlamasının ardından Washington ile Tel Aviv yönetimi arasında yaşanan diplomatik gerginliğe ilişkin birçoğu gizli yeni belgeler yayımladı. 

Söz konusu belgeler ışığında İsrail’in Haaretz gazetesinde yayımlanan haberde, eski İsrail Hava Kuvvetleri Komutanı Dan Tolkowsky'nin, Washington-Tel Aviv hattında yaşanan 1963’teki gerginlik nedeniyle Kennedy’nin, İsrail’e ait Dimona Nükleer Tesislerini, ABD Hava Kuvvetlerine bombalatmasından endişe duyduğu belirtildi.

Haaretz’in haberinde kaynak gösterdiği belgelerde, dönemin ABD Başkanı Kennedy ile İsrail Başbakanı David Ben-Gurion ve Ben-Gurion’un istifasının ardından yerine geçen Levi Eshkol arasında geçen yazışmalara yer verildi.

Haberde, İsrail’in 1958’de Fransa ile ortaklaşa Dimona ismi verilen ilk nükleer tesisini inşa etmeye başladığı, ABD yönetiminin söz konusu tesisten 1960 yılının sonbaharında haberdar olduğu ifade edildi.

ABD Merkezi Haberalma Teşkilatının (CIA) 8 Aralık 1960’da sunduğu gizli rapora göre, Dimona’da nükleer silahlar için plütonyum üretimi de amaçlanmış olabilir.

CIA raporunna göre, kısa bir süre sonra ABD’de 20 Ocak 1961’de Başkanlık koltuğuna oturan Kennedy, Amerikalı yetkililerin Dimona Nükleer Tesislerinde incelemelerde bulunması talebini İsrail Başbakanı Ben-Gurion’a iletti ancak Ben-Gurion ülkesindeki kabine krizini gerekçe göstererek bu talebe ilişkin cevabını geciktirmeye çalıştı.

İsrail yönetimi Washington’un ısrarı sonucu Nisan 1961’de Amerikalı uzmanların söz konusu tesisi ziyaret etmelerine izin verdi ve 20 Mayıs 1961’de heyet Dimona’da incelemelerde bulundu.

Heyetin raporunda İsrailli yetkililerin nükleer tesisteki her bölgeyi incelemelerine izin verdiği ve tesisin barışçıl enerji üretimine uygun olarak kullanılabileceği ifade edildi.

Bu raporun ardından Washington ile Tel Aviv arasındaki gerginlik kısa süreliğine sona erse de iki ülke yönetiminin arası, Haziran 1962’de Kennedy yönetiminin İsrail yönetiminden ABD’li yetkililerin ikinci defa Dimona Nükleer Tesislerini ziyaret etmesine izin vermesi talebiyle yeniden açıldı.

İSRAİL, ÜÇ BUÇUK AY SONRA OLUMLU CEVAP VERDİ

İsrail, ABD heyetinin ziyaretine yaklaşık 3.5 ay sonra olumlu cevap verdi. Ancak söz konusu belgelere göre, bu ziyaret sadece 45 dakika sürdü ve tesislerdeki birçok bölge ABD heyetine gösterilmedi. Bu durumun Washington yönetiminde Dimona Nükleer Tesislerine ilişkin şüphelerini artırdığı kaydedildi. 

Başkan Kennedy, 2 Nisan 1963’te İsrail Başbakanı Ben-Gurion’a ABD’li uzmanların yılda iki kez Dimona’yı ziyaret etmesine izin verilmesini talep eden bir mektup gönderdi.

Ben-Gurion, Pesah bayramını gerekçe göstererek Kennedy’nin mektubuna yaklaşık 3 hafta sonra cevap verdi.

Mektubunda Ben-Gurion, İsrail’in tehdit altında olduğunu ve yeni bir Holokost ile karşı karşıya kalabileceğini iddia ederek, ABD'nin talebini geçiştirmeye çalışsa da Kennedy 4 Mayıs 1963’te gönderdiği mektupta ABD’li yetkililerin yılda iki kez Dimona’yı ziyaret etmesine izin verilmesi talebini yineledi.

BEN-GURİON DİMONA KRİZİ NEDENİYLE Mİ İSTİFA ETTİ?

 


AEROFLOT
İsrail basını: ABD Sukhoi Superjet 100'ün İran'a teslimatını engelledi
Başkan Kennedy, 4 Mayıs’taki mektubun ardından 15 Haziran’da Ben-Gurion’a iletilmesi talebiyle yeni bir mektup göndererek, ABD’li yetkilerin Dimona’yı yılda iki kez ziyaret etmesine izin verilmesi talebini tekrar gündeme getirdi. Mektupta ayrıca söz konusu talebin kabul edilmemesi halinde Washington’un İsrail’e verdiği desteğin tehlikeye girebileceği uyarısı yapıldı. 

Ancak bu mektuptan bir gün önce Ben-Gurion, Başbakanlık görevinden istifa etti. 

Ben-Gurion “kişisel nedenlerden” dolayı istifa ettiğini ve herhangi bir siyasi nedenden dolayı istifa kararı almadığını söylese de İsrail Başbakanı'nın istifasına Kennedy’nin Dimona baskısının sebep olduğuna yönelik tartışmalar günümüzde dahi dile getiriliyor.

Ben-Gurion’un yerine geçen Levi Eshkol, göreve geldikten 10 gün sonra 5 Temmuz’da Kenndy’nin mektubu kendisine iletildi. Mektupta Kennedy Dimona isteğini tekrarladı.

İsrail Başbakanı Ağustos 1963’te gönderdiği cevapta ABD’li yetkililerin söz konusu tesisleri ziyaret etmesine izin vereceklerini bildirdi ancak bu ziyaretlerin senede iki defa yerine “düzenli olarak” yapılmasını, ayrıca hangi aralıklarla yapılması gerektiği konusunda da istişare önerisinde bulundu.

Eshkol’ün taahhüdü doğrultusunda ABD heyeti, Ocak 1964’te Dimona’yı ziyaret etti.

KENNEDY SUİKASTININ ARDINDAN DİMONA 

 


© AP PHOTO /
ABD yönetiminin İsrail ile Filistin'i 'barıştırma' planı neler içeriyor?
ABD Başkanı John F. Kennedy, 22 Kasım 1963’te Teksas’ta suikasta kurban giderek hayatını kaybetmişti. 

Haaretz’in haberinde Kennedy’nin suikasta uğramasının ardından yaklaşık 2 ay sonra Ocak 1964’te ABD’li heyetin Dimona’da iki gün yerine bir gün incelemelerde bulunduğu, bu nedenle tesis içerisindeki bazı bölümlerin incelemediğine işaret edildi.

Öte yandan Dimona’yı ziyaret eden ABD heyetinin raporunda kapsamlı ve eksiksiz bir inceleme yapıldığı, nükleer silah üretimine ilişkin herhangi bir bulguya rastlanmadığının yazıldığına dikkat çekildi.

Haberde ayrıca Kennedy’nin yerine Başkanlık koltuğuna oturan Lyndon B. Johnson’un Dimona sorununu gündeme getirdiğine ancak Kennedy kadar konunun üzerine gitmediğine vurgu yapıldı.

İsrail hiçbir zaman nükleer silaha sahip olduğunu doğrulamasa da uluslararası basında yer alan haberlere göre bu ülkenin elinde 80’den fazla nükleer başlık bulunuyor. 

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)