İşletmenizi satarken bu hataları yapmayın!

FINANSINGUNDEMI.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

İşletme alım satımlarında birçok şey beklendiği gibi gitmeyebilir. Hayatınızın anlaşmasının çok küçük bir pürüz yüzünden kaçırmak her zaman için mümkündür. Zira anlaşma süreçlerini etkileyen birçok değişken söz konusudur. Bu değişkenlerden bir kısmının kontrolü mümkün değildir. Kiplinger’ın haberinde ise danışmanlık firması Exit59’un Yeminli Mali Müşaviri Evan T. Beach, anlaşma süreçlerinde kontrol edilmesi mümkün ve sıklıkla yapılan dört büyük hataya dikkat çekiliyor:

1. Çok fazla beklemek

Çok uzun süreler beklemek işletmenin her yönüyle ilgili sorunlar yaratabilir. Öncelikle sahip olduğunuz iş yerinin patronu olarak sizin başınıza olumsuz bir şey gelme ihtimali her zaman söz konusudur. Sağlık durumunuzun çalışmanıza el vermediği yaşlara varana dek işletmeyi tutmanız işinizin de değerini düşürecektir.

Daha az kasvetli bir senaryo için de benzeri bir durum geçerli. Geliriniz artıyor ve kâr marjlarınız büyüyor olabilir. Böyle bir dönemde işletmenizi satmak istemeyebilirsiniz. Ancak bu tür süreçlerde işletmenizi satın almak isteyen kişiler de çok daha fazla para harcamaya hazır olurlar. Başka bir deyişle Ford hisselerinin Nvidia’dan daha ucuz olmasının sebebi de budur. Sonuçta hem alıcı hem de satıcı için iyi bir anlaşma ortaya çıkabilir.

İşletmenin satışı için finansal durumunuzu yoluna koymayı beklemek de doğru görülmüyor. Zira sadece finansal tablolarınızla değil aynı zamanda makul beklentilere göre de bir değerleme yapmanız mümkündür. Bir niyet mektubu imzalamanızın ardından detaylı inceleme süreci başlar. Eğer defterleriniz temizse anlaşma tamamlanır.

2. Kime bırakacağınızı ‘bildiğinizi’ sanmak

Orta yaşlı bireyler bir boşanma sonrasında genellikle ilişkiler konusunda daha temkinli davranırlar. Her şeyin mükemmel gittiği randevulara zaman ayırırlar. Z kuşağı ise arkadaşlık uygulamalarında çılgınlar gibi sağa sola kaydırır. Konu şirket anlaşmaları olduğunda Z kuşağını ilham almak daha mantıklı gözüküyor. Zira işletmelerde asıl olan nitelik değil sayılardır.

Siz en büyük rakibinizin potansiyel alıcınız olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Zira siz bırakınca o da sizin bölgenize genişleyecektir kârlılığını ve verimliliğini artıracaktır. Bu her ne kadar mükemmel bir senaryo gibi görünse de şirketi devretmek istediğiniz kişi o sırada bu maddi yükü karşılayacak güçte olmayabilir. Bu süreçte bir küçük girişimci işletme kredisi alarak kendini kanıtlamak için daha yüksek bedel ödemeye hazırlanıyor olabilir. İşletme sahiplerinin dikkat etmesi gerekense her teklife açık olmaktır.

3. Tüm farklı satış türlerini dikkate almamak

Eğer araştırmanıza başladıysanız ancak konuyu derinlemesine incelemediyseniz, sadece iç veya dış satış seçeneklerini değerlendiriyor olabilirsiniz. Bu, nihai hedeflerinize göre iyi bir başlangıç noktasıdır, ancak her birinin için birçok farklı seçenek söz konusudur.

Örneğin, büyük bir çalışan kitlesine sahip olan ve en yüksek satış fiyatını önemsemeyenler için çalışan hisse sahipliği planı mantıklı bir seçenek olabilir. Genç ortakları olan şirketler, yönetim tarafından satın alma seçeneğini düşünebilir. İşletmenin aile adı altında yaşamasını isteyenler içinse, nesiller arası devir için birkaç farklı seçenek bulunur.

Dış satış tarafında ise, finansal alıcılar ile stratejik alıcılar arasında bir ayrım yapılabilir. Finansal alıcılar, kazançları satın alır. Stratejik alıcılar ise, tahmin edebileceğiniz gibi, stratejik bir perspektiften hareket eder. Her iki satış türü de birçok farklı şekilde yapılandırılabilir.

4. Satış sonrası hayatı planlamamak

İşletme sahibiyken çalışan veya emeklilik hayatına dönmek gerçekten zordur. Alıcının kim olduğu genellikle geçiş döneminizi etkiler. İşletmelerini satan tanıdığınız birçok kişinin tecrübe ettiği geçiş sürecini hatırlamakta fayda var.

İşletmenizi satarken kimliğinizin önemli bir bölümünü de kaybettiğinizi düşünebilirsiniz. Zira artık insanlara tanıtırken ne iş yaptığınız konusunda farklı bir cevap vereceksiniz. Vereceğiniz cevapsa ‘Emekliyim’ olmamalı. Zira emeklilik artık hiçbir şey yapmadığınızı söylemenin başka bir yoludur. Her zaman için üzerine çalıştığınız bir sonraki işi veya kariyerinizin bir sonraki noktası için aldığınız eğitimi paylaşmak en doğrusudur.

3 gün içinde ifade verecek! SGK'dan binlerce emekliye mektup

Yeşil GYO konkordato ilan etti

"Super Bowl"un galibi ABD ekonomisi: Yüzlerce milyon dolarlık gelir