İşini sevmeyenler için 8 kritik strateji

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

İşinizi sevmemeniz için birçok farklı neden olabilir. Yaptığınız görevler zorlu olabilir. Aldığınız ödeme yetersiz kalabilir. İşyerinde zorbalığa uğrayan 10 kişiden biri olabilirsiniz. Kendinizi geliştirme fırsatlarınız limitli olabilir. Yaptığınız işin doğası sağlığınıza zarar veriyor olabilir. Her geçen gün daha da sıkılıyor olabilirsiniz.

Belki de her sabah yataktan kalkmak istemeyerek uyanan her beş çalışandan birisinizdir. İşyeri faaliyetlerinden aktif bir şekilde uzaklaşmış olabilirsiniz. En güzel yıllarınızı boşa harcadığını hissediyor ancak neden böyle hissettiğinizi bilmiyor olabilirsiniz.

Sebep her ne olursa olsun işten nefret etmek uzun vadede geçerli bir durum değildir. Mental ve fiziksel sağlığınız zarar görecektir. Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre Londra Ekonomi Okulu Profesörü Grace Lordan tüm bu sorunların çözümü için ani hamleler yapmak yerine 8 adımlı bir stratejiyi öneriyor. Profesör Lordan Financial Times’taki yazısında işinden memnun olmayanların uygulayabileceği stratejileri şu ifadelerle aktardı:

“İlk olarak, kimsenin sorunu sizin için çözmeyeceğini kabul etmeniz önemlidir. İş arkadaşlarınızın çoğu da aynı mücadeleyi veriyor olabilir. Yalnız mı yoksa benzer düşünen kişilerle beraber mi olduğunuzu öğrenmeye değer. İkincisi ise umutsuzluk anında işinizden ayrılmayın. Hayata dair büyük kararlar sefalet içinde alınmamalıdır.

Bunun yerine, işinize olan nefretinizin kökenleri hakkında daha fazla netlik kazanarak başlayın. Gelecek hafta boyunca, çalışırken zamanınızı günden güne nasıl harcadığınıza dair bir günlük tutun. Her görev ve toplantı için, neşe, kayıtsızlık veya acı hissedip hissetmediğinizi kaydedin.

Bu bilgilerle, çalışma haftanızla ilgili rahatsız edici reaksiyona neden olan şeyin ne olduğunu belirleyebilirsiniz.

Araştırmanızda haftalık görevlerinizden çoğunlukla zevk aldığınızı ortaya çıkarırsa, sorunun kökeni yaptığınız işin doğası değildir. Daha ziyade, işinizin koşullarıyla ilgilidir. Maaşınızdan memnun olmayabilirsiniz. Fakat lütfen yöneticinizin göz alıcı performansınızı fark ettiğini varsaymayın. Onlar meşgul insanlar. Bunun yerine, hak ettiğiniz ücret artışını isteyin.

Bu maaş müzakeresinin sonucu, bir sonraki hamlenize doğru size rehberlik edecektir. İsteğiniz hemen reddedilirse, bu size birlikte veya üzerine çalışabileceğiniz bir şey verir. Altı ay içinde tekrar müzakere için çalışmaya karar verebilirsiniz. Ya da ayrılmaya kararı alabilirsiniz.

Günlük görevlerinizi incelemeniz sonucu elde edilen daha olası bir sonuç, neşeli olduğunuz bazı durumları ve mutsuz olduğunuz bazı durumları belirlemenizdir. Mevcut rolünüzde "iş yapma" özgürlüğünüz olup olmadığını kendinize sorun. Başka bir deyişle, mesai haftanızı değiştirmenin, böylece sevmediğiniz görevlere ayıracağınız zamanı azaltmanızın mümkün olup olmadığını araştırın. Patronunuzla aranızda iyi bir ilişkiniz varsa, bu doğrudan yapılması gereken bir konuşmadır.

Ben de bir yönetici olarak, ekibimi iş bölümüne davet ediyorum. Bu sayede çalışanlarımın mesai haftaları çoğunlukla zevk aldıkları veya işlerinde büyümelerini sağlayan görevlerle dolu. Patronunuz vasatsa ve başarılarınızı görmüyorsa (hatta ilerlemenizi engelliyorsa) düzenli olarak sevdiğiniz projelerden daha fazlasını istemeye başlamalısınız. Yöneticinizle nasıl geçindiğinize bakılmaksızın, kaçınmayı tercih edecekleri işleri üstlenmeyi teklif ederseniz bu her zaman sizin için size fayda sağlayacaktır.

Zevk aldığınız görevleri belirledikten sonra, özellikle yaptığınız iş iyi bir seçenek değilse, bir ek iş bulmanızı da tavsiye ederim. Bir yaşam maliyeti krizinin ortasında, ek bir iş aynı zamanda çok ihtiyaç duyulan ek nakit akışı oluşturmanıza olanak tanır ve hatta günlük işinizde üretkenliği artırabilir.

Ek işler bir iş olsa da uyanık olduğunuz saatlerde sevdiğiniz aktivitelerle daha fazla meşgul olmanıza imkan sağlar. Zorlu bir ekonomide gelir akışlarınızı çeşitlendirmekten daha büyük bir sigorta poliçesi yoktur. Ek işin farklı bir pozisyon ve hatta cazip bir kariyer değişikliği ile ilgili olması daha da iyidir.

İş yükünüzü yeterince adapte edemiyorsanız işvereninizi değiştirmeyi düşünme zamanı gelmiştir. Hayatınızdaki her sonucun çaba ve şansın bir ürünü olduğunun farkına vararak başlayın. Bir işyeri araştırmacısı olarak kendi deneyimlerime göre, "şans" neredeyse her zaman yetenekli olduğunuzu düşünen bir meslektaşınız veya tanıdığınız üzerinden görülebilir. Görüş alanında değilseniz, hiç kimsenin sizin harika olduğunuzu düşünmeyeceğini unutmayın.

Bir sonraki adımda iş ağınızdan faydalanın. Kahveler, öğle ve akşam yemekleri yiyin ve yakın olmasa bile iletişimde olduğunuz kişilerden fikir ve fırsatlar talep edin. İş yoluyla tanıdığınız biriyle tanıştığınızda, şikayet etmenin zamanı değildir. Açık sözlü olun. İhtiyacınız olan şeyi söyleyin. İş ağlarınız zayıfsa, yeni bir işi güvence altına almaya yaklaşmak için, proaktif bir başlangıç yapabilmek için bağlantılarınızı çevrimiçi ve çevrimdışı olarak altı ay boyunca geliştirmeye odaklanın.

Bazı meslektaşlarınız yüzünden mi işinizden nefret ediyorsunuz? Yalnız çalışmayı seviyor ancak işyerinde acı mı çekiyorsunuz? Cevabınız evetse bu muhtemelen bir işyeri kültürü problemidir. Muhtemelen meslektaşlarınız da işlerinden nefret eden iyi insanlar olabilir. Onların olumsuzlukları tutumunuzu ve pozitifliğinizi bozuyor olabilir.

Toksik işyeri kültürleri, çalışan devir hızını tahmin etmede ücretten 10 kat daha önemlidir. Bir işyeri kültürü sorunuyla karşı karşıya kaldığınızda, ilk adım, yapabildiğiniz her yerde kontrolü ele almak ve gerisini bırakmaktır. Fiziksel mesafeyi koruyabilmeniz için uzaktan çalışmak gerçekçiyse, bunu yapın. Zayıf bir işyeri kültürüne fiziksel katılımı en aza indirmek mutluluğunuzu doğrudan artıracaktır. Bu mutlaka evden çalışmanız gerektiği anlamına gelmez. Görüştüğüm bir kadın çalışan, bölüm müdürü tarafından izole edildiği için ofisine gitmeyi bıraktı. Bunun yerine, ofis bünyesindeki diğer alanlarda çalışmaya başladı ve sevdiği meslektaşlarıyla tanıştı.

Herkes ofise geldiğinde kendi kendini uzaktan çalışmayı seçmek, olumsuz bir çalışma ortamına kısa vadeli bir çözümdür. Huzurun tadını çıkarın. Ancak iş ağınızla bağlı olduğunuza ve bir sonraki hamleniniz planladığınıza emin olun.

İşini sevmeyenler için sekiz strateji:

1. Çıkış opsiyonu olmadan istifa etmeyin

2. Şu mantrayı benimseyerek kendinizi harekete geçirin: Sorunu çözmekten ben sorumluyum.

3. İşinizden neden nefret etmenizin temel sebebini belirleyin: Mesainizi nasıl harcadığınızı denetleyin, size acı veren ve size neşe getiren görevlere dikkat edin.

4. Memnuniyetsizliğinizin kökeni düşük ücretse zam isteme cesaretini bulun. Yöneticiniz hayır diyebilir, ancak bu bile size üzerinde çalışabileceğiniz yeni bir bilgi verecektir.

5. 'İş yapma’ özgürlüğünüzü denetleyerek işinizi sizin için daha anlamlı hale getirmeye çalışın. Çalışmaktan nefret ettiğiniz görevleri azaltmak amacıyla işinizi değiştirme pratiğiniz üzerinde çalışın.

6. İşiniz üzerinde çalışarak veya yeni bir ek işe başlayarak size neşe getiren görevleri artırın.

7. İş yerinizdeki kültür sorunu sizi aşağı çekiyorsa, çıkış planı oluştururken geçici olarak ve daha sık evden çalışın.

8. İş ağınızı rafine etmeye ve geliştirmeye yatırım yapın: Profesyonel hayattaki tanıdıklarınızla, eski iş arkadaşlarınızla ve kontaklarınızla iletişime geçin. Yakın arkadaşlarınızın sağladığı sempatiden yararlanmak yerine ipuçları, tavsiye ve fırsatlar edinmeye çalışın.”

Freelance ekonomisi büyüyor

Teknoloji sektöründe işten çıkarma dalgası

Pes etmek üzereyseniz neden başladığınızı hatırlayın