İşadamlığı yürek ister
Başbakan,işadamlığı ve siyasetin korkaklığı kaldırmadığını belirterek, “Eğer korku varsa, büyüme olmaz dedi
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, dün Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği’nin(TÜMSİAD) Pendik Green Park Otel’de düzenlenen 5’inci olağan genel kuruluna katıldı. Hürriyet'in haberine göre, Genel Kurula Erdoğan’ın yanı sıra Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, TÜMSİAD Başkanı Hasan Sert ve çok sayıda işadamı katıldı.
İŞADAMLIĞI VE SİYASET KORKAKLIĞI KALDIRMAZ
İşadamlığının korkaklığı, ürkekliği, tereddütü ve çekingenliği kaldıracak bir mevki olmadığını kaydeden Erdoğan şöyle konuştu: “Öyle meslekler vardır ki, cesaret ister, yürek ister. İşadamlığı, yatırımcılık, girişimcilik, ihracatçılık hiç kuşkusuz aynen bu şekilde, cesaret isteyen, yürek isteyen bir mevkidir. Eğer korku varsa, büyüme olmaz. Korku varsa, yatırım olmaz. Korku, tereddüt varsa, risk alınmaz. İş adamı, iş dünyası ne kadar cesur olursa, ne kadar yürekli olursa, ne kadar girişken, ne kadar aktif, ne kadar heyecanlı olursa, başarı da o kadar yüksek olur. Aynı şey siyaset için de geçerlidir, aynı şey iktidar için de geçerlidir. Siyaset de, iktidar da, korkaklara göre bir yer değildir.”
BÜROKRATİK OLİGARŞİ
“Siyasetçi korkarsa, Başbakan, bakan, milletvekili, bürokrat korkarsa, o ülke ileriye doğru tek bir adım atamaz” diye konuşan Erdoğan, “Onun için bürokratik oligarşi çok tehlikelidir. Çünkü bürokrat ürkektir korkaktır. Taşın altına elini koymaz. Risk almaz. İmza atmaz. Her şeyi dört dörtlük sağlama bağlayacak ondan sonra atar. Siz siyasetçi olarak ‘at imzayı atmıyorsan gönder evrakı ben atacağım’ dediğin zaman tutuşur. Bunlarla iş yürür mü. Yürümez. Onun için bu ülkede siyasetçinin aldığı riski bürokrat almazsa bu iş yürümez. İte biz bunu kıra kıra gidiyoruz” diye konuştu.
AĞIR BEDEL ÖDETTİLER
Erdoğan konuşmasınra şöyle devam etti: “Risk alınmazsa, girişken olunmazsa, aktif olunmazsa, heyecan, coşku,tutku, en önemlisi de aşk olmazsa, o ülke ileriye doğru tek bir adım atamaz, yerinde sayar, hatta geriye gider. Türkiye olarak biz bunu çok acı tecrübelerle yaşadık. Korkular içinde, ürkek, çekingen, idare-i maslahatçı bir siyaset ve hükümet anlayışı neticesinde, geçmişte ülke olarak, millet olarak çok ama çok ağır faturalar ödedik. Değişimden korktular, reformdan korktular, yatırımdan, üretimden korktular, en önemlisi özgürlükten korktular. Türkiye’ye ağır bedeller ödettiler.” Koltuğumuzda oturur lüks içinde yaşardık
HÜKÜMET olarak kendilerinin de risk almayabileceğini kaydeden Erdoğan, “Bizde değişim yerine, reform yerine, statükoya dayanmayı, statükoya yaslanmayı, onu daha da güçlendirmeyi seçebilirdik. Milletten yetkiyi alır, koltuğumuzda oturur, geçici tedbirlerle, makyajlarla, göz boyamayla konfor içinde, lüks içinde günümüzü gün edebilirdik” dedi.
Türkiye’nin gücü genç nüfustan
TÜRKİYE’de kişi başına milli gelirin 2002’de 3 bin 500 dolar iken, 10 yılda yaklaşık 3 katı bir artışla 2012’de 10 bin 504 dolara yükseldiğini hatırlatan Erdoğan, “Bazı ülkeler nüfusu eksilirken kişi başına milli geliri arttırdığını iddia ediyor. Bu süreçte bizim nüfusumuz da her yıl ortalama 1 milyon artmıştır. Bu artışla beraber kişi başına milli gelirle bu güne geldik. Nüfus artış hızımızın kesinlikle yüzde 2’nin üzerinde olması şart. 2’de kalır aşağı düşersek 2040 yılı bizim için tehlikedir. Çünkü yaşlanmış bir nüfusla değil genç dinamik nüfusla kalkınma olur. Ekonominin sırrı insandadır. Eğer genç dinamik insanınız varsa o ülke evelallah alır başını gider. Ve biz şu anda güçlü isek güçleniyorsak bunun tek sebebi genç nüfusumuzun oluşundandır” dedi.