Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
İstanbul Bağcılar’daki Basın Ekspres Yolu’nun hemen yakınında bir AVM'nin inşaatında çalışan Uğur Akbaş ve babası İrfan Akbaş, kum yığının arasında 20 metrelik bir kazıdan deniz minaresi fosili çıkardı. 15 yıldır hatıra olsun diye ailenin evinde tutulan fosile yönelik bilgi veren Jeolog Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, bunun 10 milyon yıllık olduğunu söyledi. Prof. Dr. Üşümezsoy, buluntunun, olası büyük Marmara depremine karşı zemin dayanıklılığına dair bilgi verdiğini de dile getirdi. Prof. Dr. Üşümezsoy'a göre Yeşilköy'den Bağcılar’a doğru gelen Bakırköy kireç taşları denilen fosil, İstanbul’un büyük bir kesiminde özellikle deprem riski görülen alanlarda yer alıyor.
AKBAŞ: TARİHİ NİTELİĞİ YOKTUR DİYE VİTRİNİMİZE KOYDUK
Deniz minaresi fosilini babasıyla 15 sene önce hafriyat kazısı yaparken bulduğunu söyleyen Uğur Akbaş, “Basın Ekspres Yolu’nun bir üst tarafında 50 metre yakınında bir hafriyat alanıydı. Yer yer kil ve kum çıkıyordu. Bu fosil ise kum yığının içindeydi. Alt tarafı betonlaşmıştı, salyangozun en üst tarafını kırıp çıkarabildik. Yaklaşık 20 metre civarındaki bir kazıdan çıkardık. Bunun yanı sıra içinden farklı fosiller de çıktı ama bütünlüğünü koruyarak çıkarabildiğimiz tek parça bu oldu. Fosili çıkarttığımız zamanlar sosyal medyayla çok fazla iç içe değildim. Hafriyat kazısından çıkardığımda görsel olarak güzel bir parça olduğunu düşündüm. Tarihi niteliği yoktur diye vitrinimize koyduk” ifadelerini kullandı.
‘MİLYONLARCA YIL ÖNCESİNE AİT BİR FOSİL OLDUĞUNU YENİ ÖĞRENDİK’
Sosyal medyada gezerken fosil paylaşım sayfası gördüğünü anlatan Akbaş, “Sayfayı incelediğimde bende olan fosile benzerleri olduğunu gördüm. İnsanlara örnek olması açısından paylaşım yaptım ve baya ilgi gördü. Sanırım daha önce Türkiye’de fazla örneği görülmemiş. Milyonlarca yıl öncesine ait bir fosil olduğunu bilmiyorduk, bizde yeni öğrendik” diye konuştu.
‘BÖYLE BİR TARİHİ ESERE SAHİP OLMAK ÇOK GÜZEL DUYGU’
Akbaş, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Sosyal medyada etkileşim esnasında işin uzmanlarının yaptığı yorumlardan eski bir fosil olduğunu anladım. 10 milyonlarca yıllık fosil olduğunu öğrenince ise heyecanlandım. Bu kadar eski olacağını ve ilgi göreceğini tahmin etmiyordum. Böyle bir tarihi esere sahip olmak çok güzel duygu.”
ÜŞÜMEZSOY: 10 MİLYON YAŞINDA BİR FOSİL
Fosilin aynı zamanda şeytan minaresi olarak bilindiğini söyleyen Jeolog Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, “Miyosen döneminin Serravallian zamanına ait 10 milyon yaşında bir fosil denilebilir. 10 milyon yıl önceki İstanbul kıyısını işaret eden kireç taşları içinde yaşamış bir canlıymış. Oluştuğu yerdeki paleocoğrafyayı gösterir. Ayrıca, Yeşilköy'den Bağcılar’a doğru gelen Bakırköy kireç taşları dediğimiz sığ denizde yaşayan bir fosildir” dedi.
‘DEPREME KARŞI EN ZAYIF BÖLGEYİ GÖSTERİYOR’
Depreme karşı İstanbul’un en zayıf bölgesini deniz fosili tabakaların oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Üşümezsoy, “İstanbul’un büyük bir kesiminde özellikle deprem riski gördüğümüz alanlarda yer almaktadır. Güngören killeri dediğimiz bir kil var, o biraz daha derinde. Bu boyutuyla değerlendirdiğimizde İstanbul’da 6 – 6.5 şiddetinde yegane deprem riski taşıyan fay Kumburgaz’dır. Depreme karşı İstanbul’un en zayıf bölgesini ise Miyosen dönemine ait 10 milyon yaşlı deniz fosili tabakalar oluşturuyor. İstanbul’da Avcılar, Küçükçekmece, Bakırköy, Bağcılar, Esenler ve Topkapı’ya kadar uzanan bu istif depreme karşı en zayıf bölgeyi gösteriyor” ifadelerini kullandı.
‘KİREÇ TAŞLARI KİLLERE GÖRE DAHA SAĞLAM ZEMİNLER OLUŞTURUYOR’
Ölü midye ve deniz minarelerinin zamanla kireç taşı oluşturduğuna değinen Prof. Dr. Üşümezsoy, “İstanbul’un deprem riskli kesimi bu fosillerin oluştuğu eski deniz kıyısıdır. Marmara Denizi kuzey kenarındaki bütün o faylar bu sedimentlerin çökelmesiyle ilişkilidir. Marmara Denizi sürekli çöken tabakalardan ve göllerden oluşmuştur. Bu da onun kenarındaki bir yapıyı oluşturuyor. Yaşayan bir sürü midye ve deniz minaresi ölüyor, zamanla çökeliyor ve kireç taşını oluşturuyor. O kireç taşları içinde olan bir fosildir. Merter’deki kireç taşları Bağcılar'a geçildiğinde kil taşlarına geçiyor. Aynı zamanda Bağcılar çok geniş bir bölgeyi kapladığı için en altta Güngören killeri onun üstünde ise kireç taşları var. Bu kireç taşları killere göre daha sağlam zeminler oluşturuyor” diye konuştu.
‘DEPREM ANINDA HEYELANLAR YARATABİLECEĞİ İÇİN RİSKLİ OLUYOR’
Bölgenin eskiden deniz kıyısı olduğunu aktaran Prof. Dr. Üşümezsoy, sözlerini şöyle tamamladı:
“Gürpınar killeri dediğimiz kalın bir Miyosen istifi de var. İstanbul’un Trakya kesimindeki zemin dayanıksızlığı ise yine bu noktadan kaynaklanıyor. Deprem anında heyelanlar yaratabileceği için bu bölgeler riskli oluyor.”
Olası Marmara depreminde tsunami neleri etkiler?
TBMM Başkanı Kurtulmuş'tan Marmara depremi paylaşımı
Prof. Dr. Naci Görür'den Marmara depremi uyarısı!
Marmara depremi için korkutan uyarı
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.