<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemİngiltere’nin kalkınma bütçesi rüşvet fonuna dönüşebilir----

İngiltere’nin kalkınma bütçesi rüşvet fonuna dönüşebilir

İngiltere’nin kalkınma bütçesi rüşvet fonuna dönüşebilir
04 Eylül 2020 - 12:02 www.finansingundemi.com

%0,7’lik teminatın ne kadar süreceğiyle ilgili söylentiler yayılırken, İngiltere Uluslararası Kalkınma Departmanı (DFID)’nın yürürlükten kaldırılması endişe yarattı

FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

İngiltere’nin kalkınma yardımı bütçesi yakın zamanda şirketler için bir rüşvet fonuna dönüşebilir. Bu hafta yapılan açıklamada korona virüs pandemisinin getirdiği maliyeti karşılayabilmek için Rishi Sunak’ın, hükümetin verdiği yıllık bütçenin %0,7’lik bölümününü uluslararası kalkınma teşviği için harcama sözünden dönebileceği söylendi.

Bakanın, muhafazakar milletvekilleri vergilerin artmasını istemediği için baskı altında olduğu söylendi. Kalkınma bütçesi kolay bir hedef olarak görülüyor. İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab, böyle bir şeyin olmayacağını söyledi ve bu açıklamaya bağlı kalınacağını açıkladı. Ancak hükümet u dönüşleriyle tanındığı için, ortaya çıkan söylentiler endişe verici.

İngiltere’nin kalkınma bütçesinin tarihi oldukça geriye dayanıyor. İngiltere 1974 yılında Birleşmiş Milletler’in %0,7’lik hedefini kabul etmişti. Ancak bu hedef yalnızca son yıllarda karşılanabildi. 1977’de İşçi Partisi iktidara geldiğinde, harcamalar %0,3’ten azdı. Harcamalar bu tarihten sonra hızla artmış olsa da, İngiltere 2013 yılına kadar %0,7’lik hedefe ulaşamadı. David Cameron bu hedefe ulaşma konusunda kararlılık göstererek, 2015 yılında bu hedefi yasaların güvencesi altına aldı.

İşçi Partisi iktidarında, yönetmelikler tüm yardım harcamalarının yoksullukla savaş için yapılmasını gerektiriyordu. Bu durum Boris Johnson’ı dışişleri bakanlığı süresince rahatsız etti: Bu yönetmelik, 2017 yılında gerçekleşen kasırga faciasında Virgin Islands’a gönderilecek yardımın bu bütçeden çıkamayacağı anlamına geliyordu zira, zengin bir ülkeydi. İngiliz Muhafazakar Parti (Tory) milletvekilleri de benzer şikayetlerde bulundu ve Johnson başbakanlığında yardım harcamalarının İngiltere’nin çıkarına olması gerektiğini söyledi. Bu açıklamanın mantıklı çıkarımıysa, yardım harcamalarının bundan böyle yoksullukla savaş için ayrılmayacağıydı. Bu durumda İngiltere’nin teşvik bütçesi, İngiliz şirketleri için bir rüşvet fonuna dönüşme riski taşıyor.

Bu risk, bu hafta İngiltere Uluslararası Kalkınma Departmanı (DFID)’nın faaliyetlerine son verilmesiyle daha da arttı. Departmanın faaliyetleriyse Dışişleri Bakanlığı’na aktarıldı. Görünen o ki, DFID’nin tüm başarılarına rağmen, birçok insan tarafından yalnızca bir yardım kuruluşu olarak görülmüş. Aslında DFID’nin uluslararası ticaret ve çevre politikaları, Dünya Bankası ve Birleşmiş Milletler kalkınma politikalarının üzerindeki etkisi, İngiltere’nin harcamalarından daha büyüktü.

İngiltere Dışişleri Bakanlığı, ilk kez 1964 yılında Harold Wilson tarafından kurulan kalkınmanın ayrı bir departman olmasından hep rahatsızlık duydu. 1970 yılında, muhafazakar hükümet kalkınmayı dışişlerine bağladı. 1974 yılında iktidara İşçi Partisi’nin gelmesiyle birlikte tekrar bağımsız bir bakanlık haline geldi. Ancak 1979’da Thatcher iktidarı departmanı yeniden dışişlerine bağladı.

İşçi Partisi’nin 1997 yılındaki seçim vaatlerinden bir tanesi kalkınmayı ayrı bir bakanlık haline getirmekti. Seçim öncesi dönemde dışişleri bakanlığı, Tony Blair ve Dışişleri Sözcüsü Robin Cook’u bunu bir hata olacağına ikna etmeye çalıştı. Ancak çabalar başarıya ulaşamadı ve DFID kuruldu.

Clare Short’un The Guardian’daki yazısına göre, yeni departman yeni ve daha güçlü bir uzmanlıkla işe başladı: Ticarette, çevresel sürdürülebilirlik konularında, silah satışlarında, sağlıkta ve mühendislikte. Bütün bunlar bile DFID’nin neden dışişleri bakanlığına bağlı olmaması gerektiğini gösteriyor.

Aynı zamanda DFID’nin kuruluşundan bu yana, İngiltere Dışişleri Bakanlığı da kendine ait bir bütçe için savaş verdi ancak bu bütçeleri oldukça kötü yönetti. Dolayısıyla yakın gelecekte daha fazla skandal görmemiz mümkün.

DFDI kalkınma konularını hükümete taşıyabildiği için, küresel anlamda, uluslararası kalkınma alanında saygı gören bir kuruluş. Dışişleri bakanlığına bağlandıktan sonra, son söz dışişlerinin olacak ve kalkınma perspektifleri görmezden gelinecek. İngiliz sözleşmelerini ve savunma satışlarını desteklemek için yapılan yardım, yeniden yürürlüğe girecek. Korona virüs pandemisi ve iklim değişikliği gibi tehditlerle birlikte insanlığın birbirine olan bağlılığı ortaya çıkarken, İngiltere’nin uluslararası adalet ve sürdürülebilirliğe olan katkısı ortadan kaldırılmaya çalışılıyor.

İngiltere’nin KDV indirimi hesabı piyasaya uymadı

 

İngiltere ekonomisinde 2023’e kadar iyileşme yok

 

ABD ve İngiltere ekonomisinde kredi krizi

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)