<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemİmralı'ya ziyarete niçin izin verilmedi----

İmralı'ya ziyarete niçin izin verilmedi

İmralı'ya ziyarete niçin izin verilmedi
16 Şubat 2016 - 00:48 www.finansingundemi.com

Adalet Bakanı Bozdağ, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ı İmralı'da ziyaret etmek isteyen milletvekillerine izin vermediğini belirtti

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ı İmralı'da ziyaret etmek isteyen milletvekillerine izin vermediğini belirterek, "20 Temmuz'dan sonra başlayan terör saldırıları nedeniyle, terör örgütü mensupları ile ilgili vekillerin görüşmesine dair izin taleplerine olumlu yanıt vermedim" dedi. 

Bozdağ, TBMM Plan Bütçe Komisyonunda görüşülen Adalet Bakanlığı bütçesiyle ilgili milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Bekir Bozdağ, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesi olayıyla ilgili soruşturmanın gizliliğine dair alınmış bir karar bulunmadığını, soruşturmanın başından beri açık yürütüldüğünü kaydetti. 

Diyarbakır Baro Başkan vekili, aile avukatları, baro temsilcilerinin soruşturmanın her aşamasından bilgi sahibi olduklarını söyleyen Bozdağ, olayın ardından olay yeri incelemesinin, terör örgütlerinin saldırıları nedeniyle yapılamadığını anlattı. 

Bozdağ, olay yerinde kameraların incelenmesinin ve diğer tüm işlemlerin devam ettiğini belirterek, şöyle devam etti: 

"Şu ana kadar bir kişiyle doğrudan irtibat kurulabilecek veriler elde edilemediği tutuklama dosyada yok, elde verilerin olması gerekiyor, onlarla ilgili çalışmalar devam ediyor. Hükümet olarak bu olayın ardının, önünün her tarafının aydınlatılmasını arzu ediyoruz. Çünkü bu hadise üzerinden hükümetimizi ve devletimizi bölücü terör örgütü tarafından suçlayan iftira kampanyaları yürütülüyor. 'Katil devlet' falan propagandaları yapılıyor. Biz, terör örgütünün bu olayın aydınlatılmasını istemediğini, çünkü bu propagandanın yapılabilmesi için bu olayın karanlıkta kalması gerektiğine dair inancı olduğu tahmininde bulunuyoruz. Devlet bütün tedbirleri almak ve bu konuyu aydınlatmak için elindeki tüm imkanları seferber etmiştir, etmeye de devam edecektir." 

HDP Genel Merkezine saldırı olayına ilişkin yargılanan kişilere kısa süreli verilen hapis cezalarının ertelendiğinin görüleceğini aktaran Bozdağ, "Bu mahkemenin takdiri. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesinin uygulanması tamamen hakimin takdirindedir" dedi. 

İmralı'ya ziyaret 

Milletvekillerinin cezaevlerine ziyaretleriyle ilgili sorulara da yanıt veren Bozdağ, ziyaretlerin, ilgili yönetmelik uyarınca yerine getirildiğini, bu konudaki izinlerin Adalet Bakanı tarafından verildiğini söyledi. 

Bozdağ, "(İmralı'ya ziyaretler) Bugüne kadar bu konudaki izinleri Temmuz ayına kadar verdik ama Temmuz ayından sonra ülkemizde artan terör olayları nedeniyle bu konudaki takdir hakkı Adalet Bakanına aittir, Adalet Bakanı takdir hakkını kullanmıştır" dedi. 

HDP'li milletvekillerinin "İzin vermeme hakkınızı kullandınız, yasal bir dayanağı var mı?" demesi üzerine Bozdağ, "Evet öyle kullandım. Yetki bana ait, ben kullanıyorum. Oluk oluk her tarafta kan akarken, askere polise saldırırken, takdir hakkı bakan olarak bana ait, ben de vermedim" diye konuştu.

Milletvekillerinin ısrarla "Neden vermediniz" demesine karşılık Bozdağ, "Söylüyorum, 20 Temmuz'dan sonra başlayan terör saldırıları nedeniyle, terör örgütü mensupları ile ilgili vekillerin görüşmesine dair izin taleplerine olumlu yanıt vermedim. HDP'li vekillere. Ben takdir hakkımı böyle kullanıyorum. Ben kamunun menfaatini de böylece gözettiğimi düşünüyorum" dedi.

"UYAP ve SEÇSİS" arasındaki bağlantının sorulmasına karşılık da Bozdağ, UYAP'ın Adalet Bakanlığı'na bağlı çalıştığını ancak SEÇSİS'in güvenliğinin, tamamen Yüksek Seçim Kurulu personeli tarafından sağlandığını ve bu sistem üzerinden Adalet Bakanlığının en ufak bir denetimi, etkisi, yetkisinin bulunmadığını söyledi. 

"Veri girişi nasıl yapılıyor. Neyin üzerinden yapılıyor?" denilmesine karşılık Bozdağ, "UYAP'ı kullanıyorlar ama her sandığın tutanakları, orijinal haliyle yükleniyor bütün partilerin denetimine veriliyor" şeklinde cevap verdi. 

Terör örgütü elebaşı Öcalan'ın infazı 

Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a 10 aydır tecrit uygulandığı" iddialarını da yanıtlayan Bozdağ, şunları kaydetti: 

"Öcalan bir siyasi lider değildir. Bölücü terör örgütünün kurucusu ve yöneticisidir. Bu nedenle de yargılanmış, ceza almış, cezası kesinleşmiş, şu anda da bir hükümlüdür. Cezasının infazı devam etmektedir. Yanında bulunan iki isim, yanına nasıl daha önce Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından gönderilmişlerse şimdi de onların başka cezaevine nakline karar vermiştir. Gönderirken de yasalar çerçevesinde takdir hakkını kullanmış, şimdi de aynı şekilde kullanmıştır. Görüşmelerle ilgili, milletvekillerini görüşmesini söyledim. Yakınlarının, avukatlarının görüşme hakkı var. Onların da ulaşımla ilgili sorunlar nedeniyle görüşme imkanı olmamıştır." 

HDP'li milletvekillerinin "Ailesi neden ziyaret edemiyor, 4.5 yıldır avukat gitmedi, 10 aydır ailesi gidemiyor, 2.5 yıl boyunca devlet yetkilileri nasıl gitti" diyerek itiraz etmeleri üzerine Bozdağ, "Ulaşımla ilgili sorunlar var dediler, bunu paylaşıyorum" dedi. 

Cizre'deki otopsi işlemleri 

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Cizre'deki otopsi işlemleri hakkında bilgi verdi. Otopsilerin, cumhuriyet savcısı huzurunda, adli tıp ve diğer uzmanlardan birisi veya pratisyen iki hekim tarafından yapılabildiğini anlattı. 

Bozdağ, "Müdafi ve vekil tarafından getirilen hekim otopside hazır bulunabiliyor. Şu ana kadar müdafi olan varsa veya vekil tarafından hekim getirilmişse onlar hazır bulunuyor ancak kimlik tespiti konusunda sıkıntılar yaşanan konularda, ailelerden teşhis için DNA verileri alınıyor. Bunların İstanbul'da incelenip değerlendirilmesi gerekiyor. Uzaması biraz buradan kaynaklanıyor. Ailelere cenazeleri doğru tespit ederek, teslim etmek için yapılmaktadır" diye konuştu. 

Cizre'deki çıplak ceset fotoğrafıyla ilgili de Şırnak Valiliğinin açıklama yaptığını hatırlatan Bozdağ, "Valiliğin açıklamasını söylüyorum, 'Sosyal medyada yayınlanan fotoğrafın ilimiz Cizre ilçesiyle hiçbir alakası bulunmamaktadır' diye bunu çok açık net ifade etmiştir" dedi.

Sulh ceza hakimlikleri

Sulh ceza hakimlikleriyle ilgili aslında çok eskiden beri Türkiye'de çalışıldığını belirten Bozdağ, sulh ceza hakimlikleriyle, soruşturma evresindeki hakim kararı gerektiren durumlarda uzmanlaşmanın sağlanmasının hedeflendiğini, konuya, daha önceki HSYK ile Yargıtay ve AB'nin olumlu görüş verdiğini anlattı. 

Bozdağ, şöyle devam etti: 

"Sulh ceza hakimlikleri 17-25 Aralık sonrasında yapıldığı için büyük eleştiriye uğramıştır. Şu anda sulh ceza hakimlikleri yargılama yapıp, mahkumiyet kararı vermiyor. Sadece soruşturma aşamasında hakim kararı gerektiren konularda karar veriyor. Amaç, uzmanlaşmayı sağlamak. Çünkü soruşturma evresinde eskiden sulh ceza mahkemesi vardı, o bazı kararları veriyordu. Ama aynı zamanda yargılama yapıyor, soruşturma işlemlerine yeteri kadar vakit ayıramıyordu."

Anayasa Mahkemesinin, sulh ceza hakimliklerini hukuk devleti ilkesini ve adil yargılanma hakkını zedelemediği yönünde karar verdiğine dikkati çeken Bozdağ, "Ama dediğim gibi bu talihsiz bir döneme rastladığı için çok haksız eleştirilere neden oldu. Bazı kamuoyunun gündemine gelen soruşturmalar nedeniyle çok eleştiriliyor. Ama Türkiye'nin geneline baktığınız zaman, vatandaşların soruşturma evresinde haklarının daha iyi korunması ve aleyhine sonuçların gelişmemesi bakımından önemli bir teminat olduğunu ifade etmek isterim" diye konuştu. 

Bozdağ, Çocuk Adalet Projesi kapsamında 25 ağır ceza merkezinde 31 görüşme odası kurulduğunu ve çocukların görüşmesi için uygun düzen sağlandığını bildirerek, ihtiyaç olan yerlere yenilerinin yapılacağını ifade etti. 

Bakan Bozdağ, 278 idari hakimle ilgili medyada haberler yer aldığını belirterek, İçişleri Bakanlığının, bazı idari yargı mahkemelerinin açıkça anayasa ve kanunlara aykırı karar verdiği gerekçesiyle bu kişilerle ilgili HSYK'ya şikayette bulunduğunu anlattı.

Şikayet üzerine HSYK 3. Dairesinin, bunlardan bazılarıyla ilgili inceleme kararı verdiğini aktaran Bozdağ, "HSYK'nın ilke kararı gereği inceleme izni verildiği zaman terfi işlemleri yapılamıyor. Bu karar 22 kişi hakkında veriliyor. Bunlardan 10'u itiraz ediyor, itiraz üzerine kaldırılıyor. 12 kişi ise itiraz etmiyor. Şu anda konuyla ilgili inceleme devam ediyor. Yani bu tamamıyla ilke kararıyla ilgili konu. Yoksa birilerini cezalandırmak falan değil. Herkese eşit uygulanıyor, kim olursa olsun. Objektif bir durum. Takdir hakkı falan da yok. Ama biraz da siyasi nedenlerle kamuoyuna biraz da farklı yansıtıldı."

Uyuşturucu suçları 

Uyuşturucuyla ilgili cezaların ve bu cezaların infazının ciddi oranda artırıldığını anlatan Bozdağ, denetimli serbestliğin de Türkiye'de başarıyla uygulandığını ifade etti. 

Denetimli serbestliğin süresinin artırılması konusunun çok sorulduğunu aktaran Bozdağ, şöyle konuştu: 

"Tabii çok beklenti var. Bana da pek çok mesaj geliyor. Şu anda 18 ay hapis cezası alan bir vatandaşımız, denetimli serbestlik yoluyla içeri giriş işlemleri yapılıyor, birtakım usul işlemleri var, onlar bir günde iki günde, en geç bir haftada bitiyor, adeta içeri girmeden dışarı çıkmış oluyor. Denetimli serbestliği 2 yıla çıkardığımızda o zaman 36 ay hapis cezası alan bir vatandaşımız, cezası kesinleştikten sonra, gelecek cezaevine, birtakım işlemler yapılacak, işinin bitişine göre tekrar oradan çıkacak. Ben bunu komisyonun takdirine sunuyorum. 36 aya kadar ceza almış kişilerle ilgili cezasızlık uygulaması getirelim mi getirmeyelim mi? Bizim değerlendirmemizde bu cezasızlık uygulamasının toplumu daha çok rahatsız edeceği, kamu düzeni bakımından da olumsuz sonuçlar doğuracağı yönündedir."

Halen, yargı sürecinde kamu davasının açılmasının ertelenmesi, paraya çevirme, erteleme, hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi müesseseler bulunduğunu hatırlatan Bozdağ, bütün bu müesseselerle beraber değerlendirildiğinde denetimli serbestliğin artırılması halinde pek çok suçla ilgili cezasızlık halinin ortaya çıkacağını ifade etti. 

Bozdağ, "Biz de herkesi mutlu edecek adım atalım, arzu ediyoruz. Ama işin gerçeğini incelediğimizde böyle bir sorunla karşı karşıyayız. Kamuoyuna hep şunu söyledik, 'Bu konuda çalışmamız yoktur', dedik. İkincisi afla ilgili bir çalışmamız yoktur, böyle bir düşünce de söz konusu değil" diye konuştu.
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)