İlker Başbuğ: TSK'nın başka çaresi yoktu
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, hava sahasını ihlal eden Rus savaş uçağının düşürülmesine ilişkin açıklamalarda bulundu
Atatürkçü Düşünce Kulübü tarafından, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Atatürk'ün Stratejik Düşünceleri ve Bu Düşünceler Işığında Bugünkü Türkiye" adlı konferansta konuşan Başbuğ, Atatürk'ün dış politikada uyguladığı siyaset hakkında bilgilendirmede bulundu.
Milli siyasetin önemine değinen Başbuğ, "Atatürk dış politikada milli siyasetin öne çıkmasını, uygulanmasını hem savunan hem de uygulayan bir lider olarak karşımıza çıkıyor" ifadesini kullandı.
Başbuğ, ekonomik gücün de önemli olduğunu vurgulayarak, "Mustafa Kemal'de aynı konunun üzerinde durmuştur. Bugünlere geldiğimizde ekonomik güç elbette bir ülke için hayati bir konudur. Bu çok çok önemlidir. Mustafa Kemal'in ekonomiye yönelik düşüncelerini pek iyi bildiğimiz ve topluma da iyi anlatıldığı kanaatinde değilim. Dolayısıyla ekonomi önemli bir konu" diye konuştu.
Milli sınırlar içinde varlığın korunması gerektiğini de işaret eden Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Varlık kim? millet. Kim bu millet Türk milleti. Birileri hala buradaki Türk milleti tanımına takılıyor. Bunu kitaplarımızda da anlattık, artık bu konuyu konuşma gereği yok. Bunu da Mustafa Kemal Atatürk çok net olarak söylemiş, biliyorsunuz zamanında. Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran, Türkiye halkına Türk milleti denir. Buradaki Türk milleti bir sıfat değil. Sıfat olduğu zaman doğuştan olur. Burada bu topluma verilen bir isimdir. Bunu defalarca anlattık ama bazıları bunun üzerinde ısrarla duruyorlar. Türk milleti tanımının başka başka kavramlar getirilmeye çalışılıyor. Bunların hepsi yanlış. Yalnız bunu iki kelime değişimi olarak da anlamayın. Bunun altında farklı boyutlar var. Yoksa burada bir kelime, deyim, bir isim değişikliği olarak bu olayı görmeyin, bunun altında çok çok farklı nedenler var. Bu aslında Türk milleti adının rahatsızlığının altında yatan, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesinin temelini oluşturan milletin ulus devlet oluşuna karşı olmak var. Bu bunun kapısıdır. Eğer siz bu kapıyı açarsanız, bu kavramları yozlaştırırsanız bir noktada devletin kuruluşundaki ana iskeleti teşkil eden ulus devlet kavramının yozlaştırılmasına yol açarsınız. Bu da milli siyasetin temelini teşkil eden milletin varlığı, bütünlüğü, ülkenin varlığı, bütünlüğünü zarara ve tehlikelere götürür. Burada da çok dikkatli olunması gerekir. Bazılarının dediği gibi 'öyle de denir, böylede denir' değildir."
"SURİYE, RUSYA AÇISINDAN ÖNEMLİ, AKDENİZ'E ÇIKIŞ KAPISI"
Başbuğ, Suriye'de yaşanan olaylara da değinerek, "Suriye'de yaklaşık 5 ile 6 yıldır süre gelen kriz var. Krizin de ötesinde facia ve insanlık dramları yaşanıyor. Suriye'de hayatının kaybedenlerin sayısı 300 bini aştı. Ülke dışına gidenlerin sayısı milyonları aştı. Bu milyonlardan da en büyük kısmı Türkiye'de. Bu da çok ciddi bir rakam" dedi.
İlker Başbuğ, Suriye ile Türkiye arasındaki ciddi sorunun F-4 uçağının Suriye tarafından düşürülmesi ile başladığını işaret ederek, şunları kaydetti:
"Ondan sonra Suriye ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti angajman kuralları diğer bir tabiriyle çatışma kuralları demektir. Devlet olarak çatışma kuralları ilan etti. Çatışma kuralları karadan da havadan da denizden de olur. Bunu tabii ki devletler kendi sınırları içerisinde, bu hava sahası da dahil olmak üzere bu çatışma kurallarını ilan etme ve onları uygulama hak ve yetkisine sahiptir. Bu çatışma kuralları Türkiye tarafından Suriye olayları başladığı zaman ilan edildi ve çatışma kurallarına aykırı hareket edecek sınır ihlallerini kastediyoruz. Özellikle havadaki sınır ihlalleri. Türkiye'nin buna müdahale edeceği açıklandı. Sonradan geçtiğimiz aylarda Suriye'ye aktif olarak Rusya'nın müdahalesi başladı. Suriye, Rusya açısından önemli, Akdeniz'e çıkış kapısı. Rusya'nın Suriye'yi kaybetmesi demek, Akdeniz'i kaybetmesi demek. Rusya'nın böyle bir şeyi kabul etmesi söz konusu değildir. Bu neticeden hareketle Rusya mevcut Esad yönetiminin arkasında duruyor. Hava kuvvetlerinin uçaklarının Suriye üzerinde kullanılmasına şahit olduk. Bir iki defa Rus uçakları Suriye sınırında, bizim sınırımızı ihlal etti. Bu ihlalleri devlet normal kanalları ile protesto etti, çeşitli defalar ikaz etti."
Antalya'da yapılan G20 toplantısında da Türkiye tarafından hava ihlallerinin defalarca gündeme getirildiğini vurgulayan Başbuğ, "Bu ihlallere meydan verilmemesinin sonuçta arzu edilmeyen, istenmeyen olaylara neden olabileceği Türkiye tarafından defalarca ikaz edildi ama bütün bunlara rağmen maalesef dün sabahleyin bir hava ihlalinin olduğunu görüyoruz" diye konuştu.
"TSK'NIN MÜDAHALE ETMEKTEN BAŞKA ÇARESİ YOKTU"
Başbuğ, "Genelkurmay Başkanlığı hiçbir zaman yalan söylemez" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Genelkurmay Başkanlığının olayın akabinde yaptığı açıklama açık. Diyor ki 'iki uçak yaklaştığı gözüküyor hududa. 5 dakika içinde 10 defa ikaz edildi'. 5 dakika hava araçları için ciddi bir süredir. 10 defa ikaz ediyorsunuz ama anladığımız kadar uçaklardan bir tanesi ihlal etmemiş ama öbür uçağın yine açıklamalardan görüyoruz ki 17 saniye süre ile Türk hava sahasını ihlal ettiği gözükür. Bu bir noktada angajman kuralları çerçevesinde bu olaya Türk Silahlı Kuvvetlerinin müdahale etmekten başka çaresi yoktur. Türk Hava Kuvvetleri angajman kuralları çerçevesinde kendisine verilen yetkiler çerçevesinde oradaki sınırı korumak için gerekli işlemi yapmıştır."
Olayın ardından ciddi toplantılar yapıldığını da anlatan Başbuğ, şu ifadeleri kullandı:
"ABD Başkanı Obama'ya soruldu. Obama'nın beyanın da verdiği cümle önemlidir. Obama'nın 'Türkiye'nin kendi topraklarını ve hava sahasını savunma hakkıdır' dedi. Bu bir noktada Türkiye'nin dünkü yaşanan olaydaki haklı olduğunun Obama tarafından da teyit edilmesidir. Ayrıca dün Türkiye'nin özel çağrısı ile NATO toplantıya çağrıldı. Nato Genel Sekreteri de akşam üzerine bir açıklama yaptı onun orada söylediği bir cümle de çok önemlidir. 'Bu olayla ilgili bize başka kaynaklardan gelen bilgiler ile Türkiye'nin bize verdiği bilgiler uyuşuyor' dedi. Bu çok net açık bir ifade ve tartışılacak noktası yok. Şundan kesin olarak da eminiz Genelkurmay'ın açıklamasında zaten bunu gördük. Dolayısıyla buradaki olayda Türk hava kuvvetlerinin bu olaya müdahalesi kendisine verilen angajman kuralları içindedir. Yapılması gereken harekettir. Bunda hiç kimsenin tereddüdü olmaması lazım."
Başbuğ, "Türkiye dünkü olayda yüzde 100 haklı" diyerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Türk Silahlı Kuvvetleri yapılması gerekenleri angajman içerisinde yapmıştır. Bunda hiç tereddüt yok. Ortada ciddi bir kriz olduğu da gerçektir. Kriz yönetimi çok önemli. Önemli olan bu krizi daha yukarılara tırmandırmadan özellikle Rusya Türkiye ilişkilerine bazı geçici zararlar olacak bunu kabul etmek zorundayız ama önemli olan kalıcı zararlar olmadan bu krizden nasıl çıkılacak. Ortada olan mevcut sorun budur. Tabi bu krizden çıkışın anahtarı da inisiyatifi de Rusya'nın elinde. Bu da bir gerçek. Önemli olan bu krizi Rusya nasıl yönetecek ve bu krizden nasıl çıkılacak. Bu askeri çatışmaya meydan olur mu ? Ben bunu kesinlikle düşünmem. Böyle bir şey olmaz ama iki ülke arasındaki diğer ilişkilere geçici olarak zarar verebilir. Bunların kalıcı olmaması gerekir."
Başbuğ, konferans sonrası kitaplarını imzaladı.
Konferansı, öğrenciler, siyasi parti temsilcileri ile vatandaşlar takip etti.