Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Bugün bayram. İçimden iktisat yazmak gelmiyor. Farklı bir ‘iktisat’ yazısı deneyebilirim. Şike kazanı tüm hararetiyle kaynamaya devam ediyor. İşin hukuk boyutuna aklım pek ermiyor. Zaten taraflarının derdinin saf adalet arayışı olduğunu da sanmıyorum. Süreci ticari çıkarlar ve ürkütücü güç dengeleri yönetiyor. Hukuk daha çok çeşitli kılıflar üretmeye yarıyor. Bir futbol tutkunu olarak olayları takip etmeye çalışıyorum. Ama aynı zamanda bir iktisatçı olarak da olay ilgimi çekiyor.
Futbol dev bir endüstriye dönüştü. Çok büyük paralar dönüyor. Paraların dönmeye devam etmesi için rekabetin çok sıkı kurallar altında düzenlenmesi şart. Basında yer alan şike haberlerinden anladığım, Türkiye’de teşvik primi adeta vakayı adiyeden bir faaliyet haline gelmiş. Doğrudan hakem ya da oyuncu satın alma şeklinde tezahür eden düz şikeye kıyasla teşvik primi hem ahlaki hem de rekabetin tesisi açısından farklı özellikler arz ediyor.
Rekabet boşluğu İktisatçı olarak teşvik priminin neden bu kadar yaygın olduğunu anlayabiliyorum. Teşvik priminin rekabet eksikliğinden doğan boşlukları doldurduğu kanaatindeyim. Şöyle düşünelim. Ligin sonu yaklaşmış. Ne küme düşme tehlikesi ne de ilk ikiye girme şansı olan pek çok takım ortaya çıkmış durumda. Bu takımların küme düşmekten kurtulma şansı olan ya da şampiyonluğu veya ikinciliği kovalayan takımlarla yapacakları her maçta teşvik primi olgusu doğal olarak gündeme gelecektir.
Sanırım bunu anlamak, futbola meraklı olmayan okurlar için de zor değil.
Yine de birkaç hatırlatma yapalım. Ligin orta kesimi, yani hiçbir iddiası olamayan takımlar belirginleşene kadar her takım, maçları kazanmak için oyuncularına normal ücretlerinin dışında, teşvik primi adı altında ekstra para vaat eder. Ancak ligin sonuna doğru iddiası kalmayan takımların bu uygulamayı devam ettirmeleri için bir neden kalmaz. İşte bu noktada üçüncü takımların teşvik primleri devreye girer.
Play-off
Meramımı iyi anlatabilmek için soyut bir örnekten yola çıkalım. A ve B takımları arasında şampiyonluk yarışı son maça kalmış olsun. A takımının ligin orta sıralarında yer alan C takımı ile maçı var. C takımı oyuncularının maça asılmaları için bir neden yok. Takım oyunlarında oyuncuların hırsı, sonucu fazlasıyla etkiler. Bu koşullarda A takımının kazanma ihtimali çok yükselecektir. Aynı hafta B takımı da küme düşme tehdidi altında olan ya da ikinciliği kovalayan D takımı ile oynuyor olsun. Bu durumda adil rekabet koşullarının oluşmadığı çok açıktır. A takımı büyük olasılıkla kazanacak, B takımı ise çok zorlanacaktır. Dolayısıyla B takımının ortaya çıkan rekabet zafiyetini gidermek için C takımının oyuncularına teşvik primi vermesi ahlaken kabul edilebilir olduğu gibi rekabet eksikliğinin giderilmesi açısından da rasyoneldir.
Ancak sorunu bu kadar basite indirgeyemeyiz. Teşvik priminin serbest olduğunu ve şeffaflığın sağlandığını kabul edelim. Şampiyonluk, Şampiyonlar Ligi’ne doğrudan katılımı sağlaması nedeniyle büyük bir gelir anlamına geldiğinden B’nin C’ye vereceği teşvik priminin miktarı aşırı yükselecektir. Bu kabul edilebilir mi? Nispeten yoksul takımların arasında cereyan eden kümeden düşmeme mücadelesinde teşvik primi işlevsel olabilir mi? Sorular çoğaltılabilir. Teşvik priminin serbest bırakılması yerine daha etkili ve ahlaken daha az tartışmalı çözüm play-off’tur. Hem şampiyonu hem de küme düşecek takımları belirlemek için uygulanmalıdır. Keşke TFF play-off’u çok daha önce başlatsaydı. İyi bayramlar...
Seyfettin Gürsel Radikal
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansgundem.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansgundem.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.