<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaFinans Kulisİklim finansmanı bir sonraki piyasa balonu mu?----

İklim finansmanı bir sonraki piyasa balonu mu?

İklim finansmanı bir sonraki piyasa balonu mu?
05 Ocak 2022 - 16:15 www.finansingundemi.com

Küresel iklim değişiklikleri özel sektör firmalarını ve küresel finansı ESG yatırımlarını desteklemeye yönlendirdi. Ancak yeşil ekonomide büyüyen yatırım coşkusu tehlikeli bir finans balonuna neden olabilir


FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Son birkaç yıldır, özellikle de Glasgow’da düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Konferansı sonrasında özel yatırımcılar gelişmekte olan ülkeler net sıfır karbon emisyonuna sorunlu geçişlerini bir fırsat olarak gördüler.

Bu durum BlackRock CEO’su Larry Fink ve iklim aktivisti Greta Thunberg’i aynı zemin üzerine yerleştirdi. Sonrasında ise tüm dünyada heyecan verici beklentiler ortaya çıktı.

Söz konusu iyimserlik rakamlarla da görülebiliyor. Varlık yöneticileri onlarca trilyon doların çoğunlukla yeşil sermaye halinde çevresel, sosyal ve kurumsal hassasiyetli kredilere aktarılabileceğini belirtiyor. İngiltere Merkez Bankası Eski Başkanı Mark Carney küresel finansın net-sıfır karbon ekonomisine geçmesi için 130 trilyon dolar gerektiğini belirtiyor.

2009 yılında gerçekleştirilen COP 15’te zengin ülkelerin iklim finansmanı olarak vermeyi taahhüt ettiği (ancak yerine getirmediği) 100 milyar dolarlık finansmanla karşılaştırıldığında söz konusu miktar kıyaslanamaz derecede büyük.

Geleneksel yatırımcılık prensipleri bir sonraki finansal çöküşün kripto para balonunun çöküşünden kaynaklanacağını gösterse de Brown Üniversitesi’nden Arvind Subramanian MarketWatch’taki yazısında bir sonraki çöküşün iklim finansmanı konusunda gerçekleşmesini daha büyük bir risk olarak tanımlıyor. Zira yeşil kredilerin finansal maliyetlerine ve doğurduğu tüm sorunlara ilişkin kanıtlar artıyor.

Gelişmekte olan ekonomilerin net-sıfır emisyon hedefleri konusunda artan baskılara tepkileri zengin ülkelerin fosil yakıtlar konusundaki ikiyüzlülüğüne odaklanmak oldu. Breakthrough Enstitüsü’nden Vijaya Ramachandran ve Energy for Growth Hub’dan Todd Moss gelişmiş ekonomilerin bir yandan gelişmiş ülkelerden kömür ve doğalgazı aşamalı olarak terk etmelerini istediklerini, diğer yandansa bu kaynakları ikincil enerji kaynağı olarak kullanmaya devam ettiklerini söyledi. Araştırmacılara göre zengin dünyanın gerekli olan finansmanı bir türlü sağlamaması da bu ikiyüzlülüğü daha da pekiştiriyor.

Ancak Subramanian’a göre gelişmekte olan ülkelerin endişeleri yersiz. Zira iktisat profesörü iklim konusunda asıl sorunun finansman eksikliği değil özellikle de özel sektörden gelen kaynağın aşırılığı olacağını söylüyor.

Endişelenmek için iki neden

İklim değişikliği nedeniyle fosil yakıtların azaltılması konusunda entelektüel kesimin fikir birliği yaptığı örtülü bir pazarlık söz konusu: Zenginler gerekli fonlamayı sağlarken, yoksullar da yenilenebilir enerjiye geçecek. Ancak on yıl öncesinde bu kaynağı hareket ettirme görevi zengin ülkelerin üzerindeyken şimdilerde ise bu beklenti özel sektöre yöneldi.

Subramanian’a göre bu pazarlık iki sebepten dolayı sorunlu: Siyasetteki küçümseyici politikalar ve yaklaşan ekonomik riskler.

Küçümseme konusu bir cümleyle şu şekilde açıklanabilir: “Biz zenginler oldukça kirli politikalara sahibiz, yoksullarda böyle bir durum yok.” İktisat profesörü, 2018 ve 2019 yıllarında Fransa’nın akaryakıt vergilerine karşı oluşan protestoları ve zammın geri çekilmesini örnek gösteriyor. Zira söz konusu dönemde tartışmalar iklim politikalarının zorluğuna ve vergilerin geri alınmasını demokratik siyasetin anlaşılabilir bir sonucu olduğuna odaklanılmıştı.

Ancak söz konusu bakış açısı Küresel Güney ülkelerinin başladığı yerde sona eriyor. Zira bu bölgelerde finansın bir şekilde iklim konusundaki tüm sosyo-politik engellerin üstesinden geleceğine inanılıyor.

Buna karşın finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre Kazakistan’da petrol zammı sonrasında hükümetin zamları geri almasına rağmen istifa ettiğini açıklaması ve Hindistan’da 15 ay süren protestoların ardından hükümetin tarım reformu konusunda geri adım atması bu önyargının ne kadar yanlış olduğunu gösteriyor. Zira her iki örnekte de hükümetlerin karbon emisyonunu azaltacak yöndeki hamleleri halk protestolarına yenildi.

İklim finansmanı pazarlığının önündeki daha önemli engelse ekonomik riskler. İklim değişikliği yatırımcılara kârdan ödün vermeden küresel çapta iyilik yapabilme imkanı sunuyor. Subramanian’a göre vicdan ve sermayenin bu evliliği ESG kredileri konusunda büyük bir coşku haline geldi.

Ancak artan kanıtlar, bu aktivitenin finansal çılgınlık ve balon piyasasına ilişkin tüm patolojileri gösterdiğini işaret ediyor.

Belirsiz ölçütler

BlackRock’ın Eski Kıdemli Yatırım Sorumlusu Tariq Fancy yeşil finanstaki balon piyasasına ilişkin önemli işaretlere dikkat çekiyor. Zira şirketlerin ve bankaların ESG standartlarında genel geçer bir ölçüt bulunmuyor. Ölçüm eksikliği bu alandaki uyumsuzlukların cezasının görece düşük olmasından da kaynaklanıyor. Finans misli menkul bir sektör olduğundan bazı firmalar ESG yatırımlarını finanse etmenin yanında ESG yatırımlarına dahil olmayan aktiviteleri de finanse edebiliyor.

Subramanian’a göre eğer trilyonlarca dolarlık iklim finansı gelişmekte olan ülkelerde bu rakam söz konusu ülkelerin toplam gayrisafi yurtiçi hasılalarının %5’i ila %10’una eşit bir yatırım halini alabilir. Söz konusu rakam 1997’de Asya finans krizi öncesinde ve 2013’teki ‘öfke krizi’nde bu ülkelerde görülen finansman dalgalanmalarına eşit olabilir. Bu büyüklükteki düzensiz özel sermaye akışı ekonomilerde aşırı ısınmaya, oynaklığa, denetimsiz kredilere ve döviz kurlarının aşırı değerlenmesine yol açabilir. İktisat profesörü önünde sonunda bu çılgınlığın maliyetli sonuçları olacağını belirtiyor. Zira sermaye akışı tersine dönebilir ve hem ekonomik çıktılar hem de finans sektörü çöküşün eşiğine gelebilir.

Kazakistan'da halk sokağa döküldü, hükümet istifa etti

 

Dev Finans şirketleri iklim mücadelesine odaklanıyor

 

Yatırımcılar metaverse donanımlarına akın ediyor

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)