İflas erteleme mağdurları
İflas erteleme uygulaması bir şirketi kurtarırken, alacaklı pek çok şirketi zor duruma düşürdüğü için eleştiriliyor
İflas erteleme 2008 krizinden bu yana en güncel konulardan biri. Bu kavram Türk Ticaret Kanunu’nda hep yer aldı ama Türkiye’nin gündemine asıl olarak 2001 krizinden sonra girdi. Global krizin derinleştiği 2008’den sonra ise adeta patladı. O dönemde toplamda binin üzerinde şirket Türk Ticaret Kanunu’nun 376, İcra İflas Kanunu’nun 179A ve 179B maddelerinde düzenlenen iflas erteleme yoluna başvurdu.
Para'dan İdriz Çokal'ın haberine göre, iflasın ertelenmesi, adından da anlaşılacağı gibi, zora giren şirketlerin kanunlarla korunmasını ve kurtuluş için şirkete bir fırsat verilmesini sağlıyor. Şimdiye kadar yaptığımız haberlerde ağırlıklı olarak iflasın ertelenmesi müessesesinin faydalarını öne çıkardık ve doğru kullanılması halinde gerekliliğini savunduk. Yine aynı noktadayız. Ancak geçen sürede iflasın ertelenmesi sürecine giden bir çok şirketin bu müesseseyi kötü kullandığı ortaya çıktı. Bazı şirketlerin alacak takibinde kurtulmak için bu yolu seçtiği ortaya çıktı.
İFLAS ERTELEME DÖNGÜSÜ
Şirketlerin iflas erteleme sürecine olumsuz etki eden iki önemli faktör bulunuyor. Birincisi, erteleme kararı almak amacıyla firmanın iş hacmi ve geçmiş performansıyla örtüşmeyen, şişirilmiş değerlerle hazırlanmış iyileştirme projeleri. İkinci faktör ise, borç yapılandırma anlamında herhangi bir girişimde bulunulmaması. Bu iki olumsuz durumu sürdüren firmalar için “iflas” kararı çıkması yüksek olasılık. Uzmanlar iflas erteleme kapsamındaki birçok şirketin bu iki olumsuz tutum nedeniyle iflas edeceğini tahmin ediyor. Bu tablolar ise zincirleme kazalara neden oluyor. Çünkü iflas erteleme kapsamındaki şirketlerden alacağı olanlar da mağdur oluyor. Hatta bu şirketler de alacaklılarından kurtulmak için aynı yola başvurmak zorunda kalıyor. Böylece içinden çıkılmaz bir sarmal oluşuyor.
İşte bu nedenle, iflas erteleme müessesesinden mağdur olan taraflar bir platform oluşturup seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Treyler Sanayicileri Derneği, Uluslararası Nakliyeciler Derneği, Tüketici Finansman Şirketleri Derneği, Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği, Ağır Ticari Araçlar Derneği tarafından oluşturan platform ilk toplantısını da geçtiğimiz günlerde yaptı. Platform, iflasın ertelenmesi kararlarından dolayı mağduriyetlerini kamuoyuna daha tüksek sesle duyurmayı amaçlıyor.
“MAĞDUR ZİNCİRİ”
Bu platformun kurucu başkanı olan Treyler Sanayicileri Derneği başkanı Kaan Saltık, iflasın ertelenmesine karşı olmadıklarını, nacak mağdur zincirinin oluşmaması için bu kurumun doğru işlemesi gerektiğini vurguluyor. İflas erteleme kararı aldıran şirketlerin sonunun yüzde 80-90’ının iflasla sonuçlandığını vurgulayan Saltık’a göre, alacaklıların hakları korunmuyor, iflas erteleme kararlarının arkasına sığınarak şirketlerin içleri boşaltılıyor ve iflas kararı verildiğinde ortada nerdeyse hiçbir şey kalmıyor. Saltık’ın isim telaffuz etmeden verdiği örnek ise hayli ilginç: “Bir şirkete iş makinesi, TIR gibi gerekli ekipmanlar veriliyor. Bu araçlar teminat olarak gösteriliyor. Araçları olan şirket başlangıçta birkaç taksit ödüyor. Sonraki aylarda işlerinin bozulduğunu gerekçe göstererek ödememeye başlıyor. Sonrasında da iflasın ertelenmesi talebiyle mahkemeye gidiyor. Mahkemeye de işlerinin bozulduğunu, fırsat verilirse kurtarabileceğini beyan ediyor. Şişirilmiş bilançolar ve mal varlıkları mahkemeye sunuluyor. Bilirkişilerin verdiği raporlarla da mahkeme şirketin iflas erteleme talebini kabul ediyor. Süreç bu aşamada sonra farklı işliyor. Şirketi kurtarmaya dönük değil, içini boşaltmaya dönük bir süreç başlıyor. Bu davalar en aza iki yıl sürüyor. Hatta beş yıla kadar uzatılabiliyor. Beş yılın sonunda iflasına karar verildiğinde, araçları geri alsanız bile hurdaya dönmüş oluyor. Şirketin içi boşaltıldığı için de alacak tahsili hayal oluyor.”
Kapital Business Partners’ın kurucu ortağı Erdoğan Işık’a göre ise iflasın ertelenme süreci kaçınılmaz ise mağduriyetin yaşanması da kaçınılmaz. Çünkü mali yapısı bozulan şirketler kısa sürede borçlarını ödeme kabiliyeti bulamadıkları için alacaklı firmalar ister istemez mağdur oluyor.
“HİLELİ HESAPLAR”
İflasın ertelenmesi kararlarında bilirkişilerin verdiği raporlar büyük önem kazanıyor. Biçok sosyada bilirkişi olarak görev alan Yeminli Mali Müşavir Ruşen Çolak, titiz çalışmasıyla tanınıyor. Çolak, son dönemlerde mahkemelerden erteleme talep eden şirketlerin bazılarının bilançolarını borca batık hale getirebilmek için muhasebe kayıtları üzerinde gerçeği yansıtmayan borç alacak hesapları ürettiklerini söylüyor. Bu tür işlemlerin alacaklı tarafın mağduriyetini artırdığını ve mahkemeyi yanılttığını söyleyen Çolak, “İflas erteleme talebinde bulunan şirketlerin bilançolarında gerçeği yansıtmayan hesapları kayıtlardan çıkartıp ona göre rapor hazırlıyoruz. Mahkeme heyeti de bu kararlar sonrasında iflasın ertelenmesi talebinin reddine karar vererek mağduriyetleri aza indiriyor” diyor.
ÇOK SAYIDA ÖRNEK VAR
İflas ertelemesi davalarında alacaklı tarafları temsil eden Akbulut Avukatlık Bürosu’nun sahibi Serdar Akbulut da mahkeme süreçlerinde yaşadıkları ilginç olayları anlatıyor. İflasın ertelenmesi talebinde bulunan bazı şirket sahiplerinin kararı aldırdıktan sonra son model lüks araç alımı yaptığını belirten Akbulut, “Borçlarını ödememek için mahkeme kapısına gelen şirket sahiplerinin lüks araç alması manidar değil mi?” diye soruyor. İflasın ertelenmesi yolunun borçtan kaçmak ve şirket içini boşaltmak için kullanıldığını söyleyen Akbulut, ilginç hileli örnekler veriyor: “Alacaklı olduğumuz bir şirket 2 milyon TL civarında kredi kullandıktan sadece üç ay sonra iflas erteleme davasına başvurdu ve tedbir kararı aldırdı. Şirket sahibinin davayı açmadan sadece bir hafta önce şahsına piyasa değeri 350 bin TL civarında olan son model bir dört çeker araç aldığını tespit ettik. İkinci bir örnek: İstanbul’da yerleşik bir şirket, tüm araç parkı İstanbul’da iken ve yaptığı tüm işler yine İstanbul’da olduğu halde, Elazığ’da bulunan bir akaryakıt istasyonundan hepsi de aynı ayda 20 fatura ile 1 milyon 500 bin TL’lik akaryakıt aldığını iddia ediyor. Bunun da davadan sadece bir ay önce yaptığını faturalarla ikrar ediyor.”
“İSYAN EDENLER HAKLI”
İflasın ertelenmesi davalarında öne çıkan isimlerden bir diğeri de Avukat Alparslan Gönültaşı. İflasın ertelenmesi talebi davalarda davacı (borçlu) tarafı temsil eden Gönültaşı, alacaklılar açısından ciddi mağduriyetlerin yaşandığını söylüyor. Gönültaşı şöyle devam ediyor: “İflas ertelenmesi sürecinde art niyetli, ıslah imkanı olmayan şirketler hakkında menfi karar verilinceye kadar süreç çok uzuyor ve alacaklıların ihtiyati tedbir kararları nedeniyle hukuki işlemler tıkanıyor. “Olası bir iflasta sürecin uzun olmasının mağduriyetleri artırdığını hatırlatan Gönültaşı, tüm alacaklıların mağdur olmadığına da işaret ederek, “Bu şirketlerle ilgili iflas kararı erken verilse bile zaten birçoğu yine alacağını tahsil edemeyecek. İflas eden bir şirkette alacaklar sıraya konur. Mağdur olanlar genelde işçi alçakları ile amme alacaklarından ziyade rehinle teminat altına alınan alacaklılardır” diyor.
“SORUMLULUK BİLİRKİŞİDE”
Kapital Business Partners Kurucu Ortağı/Erdoğan Işık
Burada süreci iki boyutuyla ele almak gerekiyor. Birincisi, ilk müracaat esnasında firmaların mali tablolarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığının iyi analiz edilmesi gerekiyor. Yani iflasın ertelenmesinin ön koşulu olan ‘borca batıklık’ gerçekten mevcut mu, yoksa bazı muhasebe kayıtları ile mi borca batık hale getirildi, bunun tespit edilmesi lazım. Burada borca batıklık bilançosunu hazırlayan bilirkişi heyetine büyük sorumluluk düşüyor. Kötü niyetli firmalara karşı daha duyarlı davranılmalı. İkinci boyut ise, tedbir veya erteleme kararı sonrasıdır. Bu süreç kayyum gözetiminde devam eder. Bazı firma sahipleri elde etmiş olduğu yasal korumanın arkasına sığınarak sürecin sonuna kadar çok sayıda alacaklı firmaya bir kuruş ödeme yapmıyor. Yasal bütün alacaklılara eşit davranılmasını emreder. İşte burada da atanmış olan kayyum heyetine büyük sorumluluk düşüyor. Bütün alacaklılarla, toplam borç karşısındaki alacakları oranında ödeme yapılması sağlanmalı. Titiz davranılırsa mağduriyetler bir ölçüde azalır.
“KANUNDA DEĞİŞİKLİK ŞART”
Gediz Üniversitesi Medeni Usul ve İcra İflas Anabilim Dalı Başkanı
İflas erteleme kurumu iyi niyetli şirketlerin kurtulmasına hizmet eden bir kurum. Ancak suiistimal ediliyor, çok kötü kullanılıyor. Süreçte, zora giren şirketin sadece iflası geciktiriliyor. İyileştirme projelerinin denetimi, şirketlerin işleyişi kontrol edilmiyor. Özellikle şirketlerin ciddi mağduriyetleri ortaya çıkıyor. İflas erteleten şirket borçlarını ödemeyince diğer şirketlerin de mali yapısını bozuyor. Zincirleme kazalar oluyor. Diğer şirketler de iflas erteleme için mahkemeye gitmek zorunda kalıyor. İflas erteleme ve iflaslar çığ gibi büyüyebilir. Uygulama yanlış oldu. Kanunun ası gibi sadece iflasları erteleme işlevi gördü. İflastan kurtulma bu şekilde çok zor. Bu kararların alınmasında etkili olan bilirkişi ve sonrasında atanan kayyumların bilgisi ve uzmanlığı yeterli değil. Mahkeme heyetleri bilirkişi yerine SPK belgeli bağımsız denetim şirketlerinden raporlar almalı ve buna göre karar vermeli. Atanan kayyumlar da şirket yönetimlerinde aktif olmalı. Avukattan kayyum olmaz. Parayı ve şirketi yönetebilecek yetkin insanlara görev verilerek şirketin kurtarılması hedeflenmeli. İflas ertelemeyi düzenleyen kanunda değişiklik şart. Alacaklı ve borçluyu mağdur etmeyecek bir yeniden yapılandırma sistemi kurulmalı.