BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaFinans KulisHÜSNÜ ÖZYEĞİN SORUNLU LİMANI ALDI----

HÜSNÜ ÖZYEĞİN SORUNLU LİMANI ALDI

HÜSNÜ ÖZYEĞİN SORUNLU LİMANI ALDI
16 Aralık 2008 - 11:25 www.finansgundem.com

Kalkavan, Ambarlı Liman Tesisleri’nde yer alan ve limanın bugünkü haline gelmesine vesile olan Kumport Liman Hizmetleri Lojistik San. ve Tic. A.Ş.’deki hissesini Finansbank’ın eski sahibi, Fiba Holding’in patronu Hüsnü Özyeğin’e sattı

Kurban Bayramı sebebiyle ara verdiğimiz kriz haberlerine tekrar döndük. Küresel ekonomik krizin giderek derinleşeceğine dair acı haberler dünyanın dört bir yanında gelmeye devam ediyor. Üretimler azalıyor, parası olanlar az harcıyor, riskli görülen şirketlerle iş yapılmıyor, işsizlik giderek artıyor. Türkiye’nin ihracat ve ithalatında ise ciddi azalmanın olduğu ise limanlara gözle görülür bir şekilde yansımış durumda. Fakat her şeye rağmen AK Parti Hükümeti, krize yönelik adı konmuş bir paketi devreye sokmuş değil. Halen daha ümitler krizin tepe noktasına gelmiş olmasına bağlanıyor. Diğer taraftan krizin ülkemizde de derin izler bırakacağına dair somut veriler teker teker ortaya çıkıyor. En Büyük Liman Zorda Hafta sonu Milliyet’te Türkiye’nin en büyük özel limanının görüntüleri vardı. Murat Öztürk’ün havadan çektiği fotoğraflarda Temmuz ve Aralık aylarındaki konteynır trafiğindeki değişim dikkat çekiyordu. Liman 5 ay sonra adeta boşalmış. Ancak bu fotoğrafa bakıp, ‘Yazık ithalat-ihracatımızda gözle görülür azalma var.’ Şeklinde üzüntüye kapılanlarla aynı düşünce ve görüşte değilim. Hatta hiç üzülmediğimi de belirtebilirim. Türkiye’de denizcilik sektörünün kötü imajını ve üzülmeyişimin sebeplerini aşağıda anlatacağım. Çünkü bu limanla ilgili söylenecek çok sözüm ve soracak sorum var. Ancak cevap verecek makam yok. Milliyet yer alan Ümran Avcı’nın haberini okuyalım; “Altaş Ambarlı Liman Tesisleri’nin farklı tarihlerde objektiflere yansıyan görüntüsü, ekonomik krizin de göstergesi oldu. Temmuzda çekilen fotoğrafta limandaki ithalat-ihracat hareketliliği konteynır yoğunluğundan anlaşılırken, 11 Aralık’taki fotoğrafta limandaki mal azlığı krizin boyutunu kanıtlar nitelikte. Limanda terminalleri bulunan şirket yetkilileri, kriz nedeniyle yüzde 30’luk bir ithalat-ihracat kaybı olduğunu, bu kaybın aralık, ocak ve şubatta yüzde 45’e ulaşabileceğini söyledi.” Bayramdan önce Habertürk’te Deniz Ticaret Odası Başkanı ve Turkon Holding CEO’su Metin Kalkavan, ısrarlı davetlerimiz sonucunda Özlem Dalga ile birlikte konuk ettik. Fakat Özlem’in konuya yeterince hazırlanamaması sebebiyle Kalkavan’a istediğimiz şekilde sorular yöneltemedik. Kısacası program çok kötü geçti. Dolayısıyla Kalkavan’a denizcilerin imajının neden bozuk olduğunu, aile şirketlerinden neden kurtulamadıklarını ve kurumsallaşma yolunda adım atamadıklarını soramadan programı bitirdik. Peki, ne soracaktım? Denizcilerin Cevaplayamadıkları sorular 1) Kalkavan’ın da ortak olduğu Türkiye’nin en büyük özel limanı olan Atlaş Ambarlı Limanı Tesisleri’ne en riskli gemilerin (yanıcı, parlayıcı ve patlayıcı) yanaşmasına rağmen yıllardır mendireği neden yapılmıyor? 35 metre derinlik ne derece bahane olabilir? Denizcilik Müsteşarlığı ve Ulaştırma Bakanlığı daha önce iki geminin kırım yaşadığı bu limanda böylesine sıkıntılı bir konuda neden sessiz? 2) Tatlı tatlı para kazanan denizciler İstanbul’u ve Türkiye’yi riske atarak kazandıkları paralardan bırakın sosyal sorumluluk için kaynak ayırmayı, üzerlerine düşen yatırım görevlerini dahi niçin yapmıyorlar? 3) Ambarlı Liman Tesisleri Türkiye’nin en büyük özel limanı ama TIR parkı yok. İnsanlar ihtiyaçlarını yollarda gideriyor. Araçlarını trafiği engelleyecek şekilde yollara park ediyorlar. Konteynır parkı çok yetersiz. Demiryolu bağlantısı yok. Tek giriş/çıkış karayolu var. Fakat böylesine riskli yükleri kabul eden, yanında LPG dolum tesisleri, doğalgaz ana iletim boru hattı olan bir limanın çift giriş/çıkış karayolu olması gerekir. Ancak projesi dahi yok. Hangi kriterlere göre bu limana ruhsat verildi? 4) Ambarlı Liman Tesisleri’ne gelen yükler karayoluyla, yolları boza boza Türkiye geneline dağıtılıyor. Bu limandan yük alan TIR ve kamyonların istiap haddini aşıp aşmadıkları merak edenler yeni yapılan ve henüz tam olarak hizmete açılmayan liman yoluna bakabilirler. Ayrıca küçük yük gemileriyle (feeder line) Marmara Denizi’nde taşımacılık yapmak neden işlerine gelmiyor? Devletin bir makamı da çıkıp da, ‘Ne yapıyorsunuz?’ Diyemiyor? 5) Zeytinburnu’ndaki kumcuların şehir içinden çıkarılarak bu bölgeye gönderilmeleriyle kurulan Kumport Barınağı (S.S. İstanbul Batı Yakası Kumcuları Üretim ve Pazarlama Kooperatifi) yetkililerinin kumculuğu bırakıp taşımacılığa el atmasıyla Ambarlı Limanı bir iskeleden bu gün 8 iskeleye sahip liman tesisleri konumuna ulaştı. Bu bölgenin bu denli bir liman olma özelliği yok. Çünkü koy değil, diğer hiçbir şart da yerine getirilmemiş. Devletin, insan hayatına, çevreye, ülkeye önem vermeye denizcilere biran önce dur demesi gerekir. Çünkü Ambarlı Liman Tesisleri, denizcilerin torbadan çıkardıkları tavşan durumundadır. Yukarıda sıraladığım bütün soru ve sorunları DTO Başkanı Kalkavan’a Habertürk’te konuk ettikten sonra yani yayından sonra odamda hepsini yönelttim. Hiçbir soruya tatmin edici cevap alamadım. Karşımda yetkin ve entelektüel bir işadamı olarak duran Metin Kalkavan’a gönül rahatlığıyla bu soruları sordum. Başka bir denizciye maazallah böyle soru sorulmaz yoksa… Hüsnü Özyeğin Sorunlu Limanı Aldı DTO Başkanı Metin Kalkavan ile yaptığım bu sohbet ve hararetli tartışmanın ardından ilginç bir gelişme oldu. Kalkavan, Ambarlı Liman Tesisleri’nde yer alan ve limanın bugünkü haline gelmesine vesile olan Kumport Liman Hizmetleri Lojistik San. ve Tic. A.Ş.’deki hissesini Finansbank’ın eski sahibi, Fiba Holding’in patronu Hüsnü Özyeğin’e sattı. Bu haber 6 Aralık 2008’de Dünya Gazetesi’nde Selçuk Onur imzasıyla manşetten duyuruldu. Umarım Hüsnü Bey yukarıda saydığım ve sayamadığım çok sayıda sorunu çözecek bir girişim içinde olur. Aksi halde Türkiye’deki denizcilerin çok kötü olan imajı Hüsnü Özyeğin’e de zarar verecektir. Şimdi bu kadar serzenişten sonra okuyucular, etkili ve yetkili çevreler diyecektir ki; ‘Bu konular medyada neden gündeme gelmiyor?’ Gelmez. Çünkü Türkiye’de denizcilerin kendilerine sorgulayabilecek gazeteci olmaması gibi bir avantajları var. Ayrıca sorgulama durumunda olanları da küçük reklamlarla denizci büyüklerimiz susturuyor. Zaten sorgulayanı, soru soranı, araştıranı çok fazla içlerine sokmazlar. Denizciliği işlerine geldiği gibi bir avuç lobi gurubu kanadıyla yaparlar. Devletle, hükümetle de işleri böyle götürürler. Tersanelerde o kadar insan hayatını kaybetti, ama ölümler sebebiyle işini kaybeden bir patron oldu mu? DTO yetkilileri özür bile dilemediğine göre durumun vahametini, lobilerinin gücünü varın siz hesap edin. GÜNTAY ŞİMŞEK/HABERTURK [email protected]
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)