<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaKazandıran SohbetlerHUNER İtalya’yı fethetmeye, güneşi zapt etmeye gitti!----

HUNER İtalya’yı fethetmeye, güneşi zapt etmeye gitti!

HUNER İtalya’yı fethetmeye, güneşi zapt etmeye gitti!
12 Ekim 2022 - 08:15 www.finansingundemi.com

Hun Yenilenebilir Enerji, sadece Türkiye’de değil, sınırları aşmış, Avrupa’da da dev adımlar atıyor, güneşi zapt ediyor, megavat megavat büyüyor. Genel Müdür Oruç Burak Kavuncu stratejik girişimleri anlatıyor.

VOLKAN KARSAN – FINANSGUNDEM.COM / KAZANDIRAN SOHBETLER

Dünyada ve Türkiye’de şu anda ve görünen o ki yakın gelecekte de en önemli gündem kuşkusuz enerji olacak gibi görünüyor… Avrupa enerji arzındaki sıkıntılardan dolayı bir yandan üşüyebileceği bir kışa hazırlanırken, diğer yandan hidroelektrik santralleri yeniden gündeme almayı konuşuyor.

Türkiye’de ise umut veren gelişmeler var. Bunlardan biri de Hun Yenilenebilir Enerji’de… Biz de şirket genel müdürü Oruç Burak Kavuncu’yu “Kazandıran Sohbetler”e konuk ettik ve yenilenebilir enerji konusunu masaya yatırdık.

“HUN YENİLENEBİLİR ENERJİ OLARAK ÖZELLİKLE İTALYA'DA ÇOK BÜYÜMEYİ HEDEFLİYORUZ, MİNİMUM 200 MEGAVAT GÜNEŞ ENERJİSİ KURMAK NİYETİNDEYİZ”

- Sayın Kavuncu, önce bugün dünyada herkesin birbirine sorduğu soru ile başlayalım: Dünyada ve Türkiye’deki enerji tedariği sorununun çözümü ile ilgili olarak ne düşünüyorsunuz?

- Avrupa’nın enerji konusunda Rusya’ya aşırı bağımlı olması ve Rusya’nın Avrupa’ya enerji arzında kısıtlamaya gitmesi sonucu, kısa vadede Avrupa’yı sıkıntılı günler beklemektedir. 

Ama bu konuda uzun vadeli kararlar da verildi. Rusya'nın doğal gazına bağımlılığı azaltacak adımlar atılmaktadır. Örneğin, gözden çıkartılan nükleer santrallerini tekrar gündeme aldılar. Ayrıca, yenilenebilir enerji santrallerinin sayısını çoğaltmanın peşindeler. Bu konuda da çeşitli adımlar atılmaktadır. Birçok Avrupa ülkesi yenilenebilir enerji yatırım süreçlerini kolaylaştırmaktadır. Bu durum, ülkelere önemli yatırım alma fırsatı vermektedir.

Bu bağlamda, Hun Yenilenebilir Enerji olarak özellikle İtalya'da çok büyümeyi hedefliyoruz. İtalya'da minimum 200 megavat güneş enerjisi kurmak niyetindeyiz. Daha lisans geliştirme safhasındayız, bu yatırımlarımız 300 – 400 megavata kadar çıkabilir.

Oradaki lisans geliştiricileriyle temasa geçtik. Şöyle ki lisansı zamanında gelişmiş bir şekilde almaya kalkarsanız bir kere rakibiniz çok, örneğin Shell bin megavat saha kapatmaya çalışıyor. Biz minimum bir megavat olsun, ondan sonra 45 megavata kadar olan, onların ölçeğinin altında kalan -ki bulması kolay olsun- yerlere lisans geliştirmek için çaba harcıyoruz.

Karşı tarafı lisans geliştirme sürecinde destekliyoruz. Megavat başına 10-20 bin euromuzu kademeli olarak riske atıyoruz, ama megavat başına bu lisanslar geliştiği zaman 250-300 bin euro edebilecek yerlerdir. Çünkü biliyorsunuz artık kurulum maliyetleri de o kadar yüksek değil. 600-700 bin eurolara santral kuruluyor.

Üstelik Avrupa bu işi desteklediği için bankalar da kolaylık sağlıyor, finansman da uygun koşullarda. Her ne kadar Avrupa Birliği eksi faizden artı faiz konumuna geçtiyse de maksimum yüzde 3,5-4 faizle kredi almak mümkün. Dolayısıyla o işe çok ciddi çalışıyoruz. Avrupa Birliği'nin hassasiyetleri doğrultusunda. Büyüme hedeflerimiz buradan gelecek, Hun Yenilenebilir Enerji’nin belki toplamda iki üç katı büyüme olabilecek. İki sene sonra İtalya’da 200 megavat güneş santrali sahibi olursak şaşırmayalım.

Türkiye'de Hun Yenilenebilir enerji olarak 66,6 megavat güneş enerji santralleri, 10 megavat Biyokütle enerji santrali ve 26,10 megavatlık hidroelektrik santralleri olmak üzere toplam 103,22 megavat kapasitemiz bulunmaktadır.

Biz Avrupa’da yeni yatırım yapma stratejimizle birlikte Türkiye’de de yatırım fırsatlarını kolluyoruz. Özellikle de güneş enerjisi santrallerine olan ilgimiz devam ediyor. 

“İTALYA GİBİ YUNANİSTAN'DA DA ÇALIŞIYORUZ. ORADA DA 18 MEGAVAT İÇİN ADIMLAR ATIYORUZ”

- Avrupa bugünlerde İspanya hatta Afrika çölünde güneş yatırımı yapmayı konuşuyor? Sizin için Türkiye ile sınırlı kalmayıp uluslararası bir oyuncu olmaya dönüşeceksiniz diyebilir miyiz?

- Evet, bizim tüm enerjimiz Türkiye’de ve Avrupa’da yenilenebilir enerji yatırımları ile kendinden söz ettiren bir enerji şirketi olmak.  Biz bugüne kadar gelecekle ilgili doğru öngörü yaparak, karlı yatırımlar yaptık.  Zaten 2014’te ilk güneş santralini biz kurmuştuk. Şimdi de İtalya gibi Yunanistan'da da çalışıyoruz. Orada da 18 megavat için adımlar atıyoruz. Avrupalı yatırımcılar henüz bu işin farkında değil, biraz geriden geliyor, onlar hep geçmiş datalara bakarak, indirgenmiş nakit akımına bakarak bir megavat güneş santralinin kaç para ettiğini hesaplıyorlar… Biz bir IRR (iç kârlılık oranı) hesabı yaptığımızda yüzde 15 – 16’nın üstünde euro bazında gelirler görüyoruz şu anda. Bu çok yüksek. Burada kilise fonları, Norveç'in emeklilik fonu var. Bunlar yüzde beşle altıyla dörtle yatırım yaptıkları zaman mutlu olan kurumlar, dolayısıyla bu megavatların değerleri artacak. Bu doğrultuda çalışmalarımız sürüyor…

Hidroelektrik santrallerinin yanına güneş enerjisi santrallerini de destekleyici olarak koyduğunuz zaman, ekstra üretim şirketin satış ve karlılığını artıracaktır. Ayrıca, bu santrallerin havuzları ve rezervuarları var. Gündüz güneşinizi satarsınız. Akşam olunca güneş battıktan sonra hidrolik santralinden elektrik üretirsiniz

“GÜNDÜZ GÜNEŞİNİZİ SATARSINIZ. AKŞAM OLUNCA GÜNEŞ BATTIKTAN SONRA HİDROLİK SANTRALİNDEN ELEKTRİK ÜRETİRSİNİZ”

- Bugünkü şartlarda dünyanın genel enerji sorunu karşısında Türkiye biraz daha avantajlı durumda mı?

- Kesinlikle doğru… Türkiye’de çok olumlu gelişmeler var. Yenilenebilir enerji alanında büyük adımlar atıldı, atılıyor. Kurulu güneş santralimizin kapasitesi hızla arttı. Zamanında hidroelektrik santraline ilgi fazlaydı, şimdi iş güneşe döndü. Türkiye nükleer santralini de kuruyor. O da önemli. Çünkü dengeleyici unsuru olarak sabit enerji kaynağı olarak önemli. Termik santraller çalışıyor ama orada kendi kömürümüzü de yaksak, ithal kömür de yaksak hem çevre dostu olmayan bir enerji hem de sonlu bir kaynağı tüketiyorsunuz ve de çevreyi kirletiyorsunuz…

Mesela Enerji Piyasası Kurulu 1 Eylül'de bir karar yayınladı ve lisanslı santrallere kendi kapasiteleri kadar hibrit yapma hakkı tanıdı. Bu çok önemli bir adım. Hidroelektrik santrallerini çok verimli hale getirecek bir adım. Mesela bizim Erzurum'da iki tane hidroelektrik santralimiz var 26,1 megavat kapasitesi var. Ama bunlar karların eridiği (suyun bol olduğu dönemde) nisan, mayıs, haziran aylarında… Diğer zamanlarda ise üretimleri düşüktür. Ancak, bu hidroelektrik santrallerinin yanına güneş enerjisi santrallerini de destekleyici olarak koyduğunuz zaman, ekstra üretim şirketin satış ve karlılığını artıracaktır.  Ayrıca, bu santrallerin havuzları ve rezervuarları var. Gündüz güneşinizi satarsınız. Akşam olunca güneş battıktan sonra hidrolik santralinden elektrik üretirsiniz. Yani, her türlü bizim ürettiğimiz elektrik miktarlarını ve karlılığımızı arttıracak gelişmelerdir.

“CİVCİV VE TAVUKLARIN ALTLARINDAKİ PİSLEDİKLERİ SAMANLARIN ÇOK YÜKSEK KALORİFİK DEĞERİ BULUNMAKTADIR, BİZ KAZANIMIZDA BU SAMANLARI YAKIYORUZ”

- Bir de sizin başarılı yatırımlarınızdan biokütle santraliniz var. Onunla ilgili bilgileri de paylaşır mısınız?

- Bizim Manisa-Salihli'de 10 megavat lisanslı bir biyokütle santralimiz var. Bu tesisin ana yakıtı tavuk altlığıdır. Hammadde tedariğini şöyle detaylandırabiliriz; çiftlik sahibi üreticiler kümesi temizledikten sonra, kümeslerin altına saman sermekte ve civcivleri bu kümese bırakmaktadırlar. 45 günlük besleme süresi sonunda bu civcivler, piliç haline gelmekte ve kesilip satılmaktadır. Bu civciv ve tavukların altlarındaki pisledikleri samanı da biz alıyoruz. Bu samanların çok yüksek kalorifik değeri (kömüre yakın) bulunmaktadır. Biz kazanımızda bu samanları yakmaktayız. Bu tesisi Salihli’de kurmamızın bir diğer avantajlı da şu; biz bölgenin yerlisiyiz. Orada bin 600 dönüm yararlı tarım yaptığımız alanımız var… Onun dışında bin dönüm de güneş santrali kurmuşuz taşa toprağa, tarım arazisi olmayan yerlere… Yönetim Kurulu Başkanımız’ın ailesinin bir kısmı orada yaşıyor. Çevreyle bağımız çok kuvvetli, biyokütle tesisinde de 80 civarında insan çalışıyor. Bu kadar kişiye ekmek veriyoruz. Çevre de tavukçuluk açısından çok önemli bir bölge. Bu işte en önemli maliyet kalemlerinden biri lojistik. Ne kadar uzaktan tavuk altlarının toplandığı çok önemli, etrafta da çok tavukçu olunca biz de maliyetlerimizi yükseltmeden altlığımızı toplayabiliyoruz. Yeni yıla girerken deneme üretimiyle birlikte iki sene olacak inşallah. Gayet verimli bir şekilde kazanımızı çalıştırıyoruz. Türkiye'de bizim gözümüzü korkutmuşlardı biyokütlelerde sorun çıkıyor diye. Allah'a çok şükür en iyi şekilde buraları çalıştırıyoruz. Çünkü Avrupa'nın en büyük biyokütle tesisinin teknik müdürü Jose Costa’yı kendimize teknik danışman yaptık. Onun çok faydasını gördük. Ekibimiz de iyi. Gayet verimli şekilde çalıştırıyoruz.

Biz kazanımızı yüzde yüz tavuk altlığı yakabilecek şekilde yaptık. Burada zaten sıkıntılı kısım tavuk altlığı. Çünkü toksik bir madde, değdiği yeri yakan, zehirli... Tamamı bu altlıkla dolu olsa bile onu yakabilecek bir kazan yaptığımız için bu tür imkanlara da açığız. Tavuk altlığı 365 gün sağlayabildiğiniz bir madde. Ama tarımsal atıklar da bizim ulaşabildiğimiz ürünler.

“TARIMSAL ATIKLAR DA BİZİM ULAŞABİLDİĞİMİZ ÜRÜNLER, ONLARI TERCİH DE EDİYORUZ, AMA ONLAR DÖNEMSELLİK ARZ EDİYOR”

- Peki tavuk altlığının dışında da tarımla ilgili bazı atıkları da yakabiliyorsunuz değil mi?

- Evet ekstradan böyle bir imkan da var. Ama biz kazanımızı yüzde yüz tavuk altlığı yakabilecek şekilde yaptık. Burada zaten sıkıntılı kısım tavuk altlığı. Çünkü toksik bir madde, değdiği yeri yakan, zehirli... Tamamı bu altlıkla dolu olsa bile onu yakabilecek bir kazan yaptığımız için bu tür imkanlara da açığız. Tavuk altlığı 365 gün sağlayabildiğiniz bir madde. Ama tarımsal atıklar da bizim ulaşabildiğimiz ürünler. Onları tercih de ediyoruz, ama onlar dönemsellik arz ediyor. Asma, üzüm, zeytinin budama zamanı belli. O dönemde çıkanlardan da zaten yararlanıyoruz. Bizim niyetimiz daha çok yüzde 10-20 tarımsal atık yüzde 80-90 tavuk altlığı yakmak üzerine…

“TARIMA ELVERİŞLİ TOPRAĞININ ÜSTÜNE GÜNEŞ SANTRALİ KURMAK GÜNAH. DAĞLIK, TAŞLIK ALAN BULMAKTA SIKINTI YAŞANMIYOR TÜRKİYE'DE”

- Güneş enerjisi için çöl ya da çorak arazi seçimi konusunda Türkiye ne kadar şanslı?

- Aslında uzay haritalarına bakarsanız Orta Anadolu'ya geçtikten sonra oldukça çok kıraç topraklarımız var, tarıma elverişli olmayan alanları bu konuda değerlendirmekte büyük fayda var. Nüfus sürekli artıyor, tarımın önemi çok büyük, gıda ürünleri pahalanıyor. Tarıma elverişli toprağının üstüne güneş santrali kurmak günah. Dağlık, taşlık alana; yani tarıma elverişli olmayan arazi bulmakta sıkıntı yaşanmıyor Türkiye'de. Çatı işleri de yeni yeni başlandı. Devletimiz bu konuda da güneş santrali kurulumunu teşvik eden adımlar attı.

Örneğin, Vestel Fabrikası farz edelim 100 megavat elektrik tüketiyor. Vestel'e deniyor ki 200 megavata kadar güneş santrali kurabilirsin. Fabrikana, yakın çevrene ya da başka bir bölgeye kur, 100 megavatını kendi kullandığın elektrikle mahsuplaş, kalanı da piyasa fiyatından sat. Ama bunun üzerinde bir kapasite olursa satmaya çalışırsan ona para ödemem deniyor. Gayet adil…

Bu tür adımlar da atıldı. Bu yönde yakın çevremizden tesisi olan arkadaşlarımız hep bizi arıyorlar “Siz bu işin içindesiniz, fabrikamıza nasıl kurabiliriz” diye... Türkiye bu adımları da atıyor. Biz de farklı arayışlar içindeyiz. Bir şirketle anlaşıp onun bahçesine elektrik üreten bisikletler koyup insanlar spor yaparken elektrik üretilsin bu elektrik de o şirketin tüketiminde kullanılsın gibi bir prototip hazırlık yaptık. Şimdilik harekete geçme aşamasındayız. Biz daha yeni ne yatırımlar yapabiliriz diye düşünüyoruz. Birçok alternatif geliştirmeye çalışıyoruz.

“HUNER OLARAK, KENDİ TESİSLERİMİZLE 135 BİN HANENİN YILLIK ELEKTRİK ENERJİSİ İHTİYACINI KARŞILIYORUZ, 593 BİN ADET AĞACIN KESİLMESİNİ ÖNLÜYORUZ”

- Hun Yenilenebilir Enerji’yi konuşmaya devam edersek, internet sitenize girildiğinde üstte sayısal verilerin yer aldığı sayaçlar yer almaktadır.  Bize bunları detaylandırabilir misiniz?

- Yatırımcılarımız ve paydaşlarımızın günlük, aylık ve yıllık olarak bu şirket ne üretiyor ne kazanıyor? Yıllık hedefi ne? Bu hedefin ne kadarı gerçekleştirebiliyor diye izlemek isterse, şirketin web sitesine girdiğinde anlık olarak görebiliyor. Güneş enerjisi sapmanın çok az olduğu bir üretim alanı. Üretimdeki sapma en fazla yüzde bir-iki olmaktadır… Nitekim dokuz ayda sene sonu hedefimizin yüzde 70 kadarını gerçekleştirdik.

Son çeyrekle beraber yıllık üretim hedefine ulaşacağız gibi. Bizim 2022 yılı sonu ciro hedefimiz 25 milyon USD olup, 30.06.2022 itibariyle bu hedefin yarısına (12,4 Milyon USD) ulaştık.

30 Eylül itibariyle bunun yüzde 70’ini gerçekleştirmiş durumdayız. Günlük üretimlerimizi doğrudan takip ettiğimiz SCADA diye bir sistemimiz var. Bu gördüğünüz sayaçlar bu sistemimize entegre olarak çalışıyor ve günlük hatta anlık üretimlerin doğrudan yansımasını bütün yatırımcılarımız takip edebiliyorlar. Anlık olarak bizim hedeflediğimiz bütçenin neresine geldik? bunları da son derece şeffaf bir biçimde görebiliyorlar. Sadece internet sitemizde değil telefon uygulamaları yoluyla da aplikasyonlar üzerinden de indirip bu rakamları takip edebilme imkanları var. HUNER olarak, kendi tesislerimizle yaklaşık 135 bin hanenin yıllık elektrik enerjisi ihtiyacını karşılıyoruz. Ayrıca, üretilen bu elektrik ile 593 bin adet ağacın kesilmesini önlüyoruz. 244 bin ton da karbon salımının önüne geçmiş oluyoruz.

“ÖZEL SEKTÖRDEN İŞLER ALIYORUZ, HEM ÇATI PROJESİNİ, PANEL TEDARİĞİNİ, DİĞER İLGİLİ EKİPMANLARIN TEDARİĞİNİ VE MONTAJINI YAPIYORUZ”

- Yeni kolaylaşan mevzuatla birlikte büyük binalara, sitelere de güneş enerjisi konusunda talip misiniz?

- Biz tesislerimizin bakım onarım ve izleme işini gene grubun bünyesinde olan Sunsis Enerji Sistemleri İzleme ve Yönetimi A.Ş. tarafından gerçekleştiriyoruz. Bir, bir buçuk yıldır biz çatılara EPC yapma konusunda da aktifiz. Özel sektörden işler alıyoruz, hem çatı projesini, panel tedariğini, diğer ilgili ekipmanların tedariğini ve montajını yapıyoruz.

Ayrıca bu konuda, Türk Hava Yolları'nda dijitalleşme ve IT konusunda çok üst düzey görevlerde bulunmuş bir yönetici bize danışmanlık yapıyor. Bir ekip oluşturup bir yazılım yapma kararı aldık. Bu süreçleri en ideal şekilde yönetmek için apartmanların, sitelerin çatı GES kurularak sistem oluşturulması, elektriğin akıllı bir şekilde dairelere veya villalara dağıtılması ve bu sürecin yönetilmesi konusunda şu anda ekip oluşturma safhasındayız.

100 megavat dolayında güneş, hidroelektrik ve biyokütle santrali olan bir şirketken ve en düzenli şekilde üretimleri sağlıyorken bunu yenilenebilir enerji olarak ikiyle üçle çarpma durumunda olan bir şirketten bahsediyoruz… Zannediyorum bir yıl içinde pek çok santrali devreye almış oluruz. Bugünden itibaren, otuzsa otuz, kırksa kırk, elliyse elli onun üstüne koya koya devam edeceğiz. İtalya'da bir şirket kurduk...

“İTALYA GİRİŞİMİMİZ YATIRIMCILARIMIZI ÇOK HEYECANLANDIRMALI ÇÜNKÜ BİZİ ÇOK HEYECANLANDIRIYOR”

- Orta ve uzun vadede ne gibi plan ve hedefleriniz var?

- İtalya girişimimiz yatırımcılarımızı çok heyecanlandırmalı çünkü bizi çok heyecanlandırıyor. 100 megavat dolayında güneş, hidroelektrik ve biyokütle santrali olan bir şirketken ve en düzenli şekilde üretimleri sağlıyorken bunu yenilenebilir enerji olarak ikiyle üçle çarpma durumunda olan bir şirketten bahsediyoruz… Zannediyorum bir yıl içinde pek çok santrali devreye almış oluruz. Bugünden itibaren, otuzsa otuz, kırksa kırk, elliyse elli onun üstüne koya koya devam edeceğiz. İtalya'da bir şirket kurduk, KAP duyurusunu da yaptık.

Oradaki lisans geliştiricileriyle yetkilendirmeleri de yaptık. Bunun finansmanı konusunda zaten kolaylık var yüzde 70-80’ine varan bir banka kredisi söz konusu. Yeter ki sahayı geliştirelim. Yerel, ulusal ve ne kadar elektrik geliştiricisi varsa bunlarla olan ilişkileri sağlama, lisansın temini konusunda hızlı adımlar atıyoruz.

Bunları yaptığımız zaman euro bazında yıllık yüzde 15-16 gibi getirisi olan yatırımların sahibi bir şirket haline geleceğiz. Açıkçası bunları satmayı da düşünmüyoruz, işletmeyi düşünüyoruz. Bunlar bizim için yüksek iç karlılık oranları (IRR). Ama değerleme yapıldığı zaman da 700-900 bin eurolara mal ettiğiniz bir megavatlık güneş santralinin piyasada 1,5-2 milyon euro ettiğini göreceğiz, görmeliyiz çünkü rakamlar bu yönde. Hem biz bunu Türkiye örneklerimizden bildiğimiz için yine aynı şekilde ilerlediğini görüyoruz. Yatırımcılar iyi yönetilen, doğru yerde yatırımı planlayan bir şirkette yatırımcı olduklarını bilip rahat olmalılar…

“ÇOK UZAKTAN ALACAĞINIZ BİR ATIĞI ALMAK YERİNE GÜNEŞLE ONU DEĞİŞTİRMEK BEDAVA YAKITLA DEĞİŞTİRMEK BİZİM ŞİRKET KARLILIĞINI ARTTIRACAK UNSURLAR”

- Son bir soru biokütle tecrübenizi başka alanlara aktarmayı, atıktan enerji üretimini de düşünüyor musunuz?

- Şimdilik bu konuda bir yatırım yapmayı düşünmüyoruz. Bunun yerine biyokütle tesisinde kullanılan yakıta (tavuk altlığı) benzer bir maddeyi kullanabileceğimiz bir yatırımı yakın bir bölgede geliştirmeyi düşündük, şimdilik durduk. Büyüme planımızı yurt dışında güneş santrali geliştirmeye çevirdik. Sonuçta sermayeyi en verimli şekilde kullanmak gerekiyor. Şu anki stratejimiz güneşte ve Avrupa'da büyümek olacak.

Bu arada 1 Eylül’de EPDK biraz önce de belirttiğim gibi hibrit yapma hakkı çıkarttı. Lisanslı santraller için bu çok büyük bir adım. Hidroelektrik santralimizin kapasitesini arttıracak bir adım… Biyokütlenin kapasitesini arttıracak bir adım.

Belki şöyle düşünülebilir, 10 megavat biyokütle üretiyor, bunun yanına 10 megavat güneş kursa ne olacak? Ama öyle değil, bunun 1,5 megavat iç tüketimi var. Biz bu kazanı on bir megavatla çalıştırırsak ancak on megavatlık verim alıyoruz. Bu da arabayı sürekli yedi bin devir kullanmak gibi bir şey aslında. Bunun yanına biraz güneş koyarsanız, güneş senede bin altı yüz saat çalışıyor.  Bizim biyokütlede 8 bin 760 saat var ama senede iki kere planlı duruş oluyor 8 bin saat diye hesabımızı yapıyoruz. Bin 600’un sekiz bindeki yeri yüzde 20, 10 megavat bir güneş santrali kurduğunuz zaman bu 10 megavatın iki megavatı güneşten geliyor ve bu da sizin iç tüketiminizi karşılıyor. Arabayı da sürekli yedi bin devirde değil dört-beş bin devirde çalıştırmış oluyorsunuz. Bir de atıklarda da maliyet hesabı var, lojistik önemli bir faktör. Çok uzaktan alacağınız bir atığı almak yerine güneşle onu değiştirmek bedava yakıtla değiştirmek bizim şirket karlılığını arttıracak unsurlar. Böylece hibritleri kurduğumuz zaman göründüğümüzden çok daha karlı ve üretken bir şirket haline dönüşeceğiz inşallah.

'Kıyıların fatihi' Boratav’dan cesur itiraflar: Her ay bir ‘kredi kartı’ yiyoruz

Enver İrdem: Türkiye çipte büyük bir başarı hikayesi yazıyor

Girişimci Türk kadınlarının Hepsiburada, bu platformda

Hayalleri hareketle buluşturan HKTM, BİST’te… Çelebi dev projeleri, gelecek planlarını anlatıyor

 

YORUMLAR (4)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Hüner magduru18 Şubat 2023 19:19

    Battik sayenizde Allah hepinizin belasını versin soyguncular

  • Muhsin15 Ekim 2022 11:42

    Bu bağlamda, Hun Yenilenebilir Enerji olarak özellikle İtalya'da çok büyümeyi hedefliyoruz. İtalya'da minimum 200 megavat güneş enerjisi kurmak niyetindeyiz. Daha lisans geliştirme safhasındayız, Anahtar kelimeler: Hedefliyoruz, niyetindeyiz, safhasındayız…

  • Suko14 Ekim 2022 00:16

    Volatilite bak sen nasıl bir şirket Allah aşkına izin vermeyin 2 kere tabana geldi yarında tavan büyük ihtimal yap bakalim duzeltmeni cinsive yatış pozisyonu aldim

  • E.g.12 Ekim 2022 12:38

    TÜRKİYEDE 103 MEGAVAT SAHİBİ İSE İTALYA'DA 200 MEGAVAT PLANLIYOR İSE ÜLKEMİZDEKİ YATIRIMI YETERSİZ/AZ DEMEKTİR