Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ardından yaşanan gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu.
Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Yasama ve yargıya açıkça baskı kuruyor. Savcının elinden soruşturma yaptığı dosyalar alınıyor ve ilgili Başsavcı televizyonlara çıkıyor ‘O savcının görevi değildir’ diyor. İki yıldır soruşturma devam ediyor, aklına yeni mi geldi senin?
CHP Sözcüsü, Adalet Bakanı'nın İstanbul’a gidip yolsuzluk ve rüşvet operasyonu dosyasına müdahale edeceğini ifade etti. Hemen yalanlama geldi ‘Yoktur böyle bir şey’ diye. Arkasından bir gerçeği gördük; Adalet Bakanı gitti ve görüşmeleri yaptı. Görüşmelerden sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı, yolsuzluk operasyonu yapan savcının elinden dosyasını aldı.
'HÜKÜMET YOLSUZLUKLA SALLANIYOR'
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir hükümet yolsuzluklarla sarsılıyor. Dört bakan istifa etti ve bir bakan çok açık bir ifadede bulundu. ‘Benim yaptıklarım eğer yolsuzluksa bana bu talimatları veren Erdoğan’dır. O zaman önce Başbakan’ın istifa etmesi gerek’ dedi. Bunu söyleyen beraber çalıştığı, Erdoğan’ın kabinedeki bakan arkadaşı. ‘Yolsuzlukların başında sen varsın, önce senin istifa etmen lazım’ diyor. Bu da kapatılmak isteniyor.
'BÖYLE BİR ŞEY OLABİLİR Mİ?'
Hırsızların özgür bırakılıp, hırsızlık soruşturması yapan savcıların pasifize edildiği bir sürecin içine girdik. Yönetmelik değiştiriyorlar ve adı yolsuzluğa bulaşmış olan bakanlar değiştiriyorlar. Efendim; soruşturma yapacaksan, arama yapacaksan önce hırsıza haber vereceksin. Böyle bir şey olabilir mi? HSYK, ‘Bu Anayasa’ya aykırı bir uygulamadır’ diyor. Yargının beyni söylüyor bunu. ‘Yaptığınız yönetmelik değişikliği ile yolsuzluğun ve rüşvetin üzerine gidilemez’ deniyor.
'ABDESTİNDEN ŞÜPHEN YOKSA...'
Bir siyasal iktidar, yolsuzluk ve rüşveti nasıl korur aklım almıyor. Böyle bir tabloyla Türkiye Cumhuriyeti ilk kez karşılaşıyor. Efendim, ‘Bizim abdestimizden şüphemiz yok’ diyorlar. Abdestinden şüphen yoksa, neden yönetmeliği değiştiriyorsun? Neden savcının elinden o dosyayı alıyorsun? Dört bakanın önüne neden istifa dilekçelerini koydun? Neden o dört bakana ‘Beni savunan bir açıklama yapın’ diye neden baskı kurdun?
'HER TARAFIN ŞÜPHELİ'
Senin her tarafın şüpheli, sadece abdestin değil. İnancın da şüpheli senin... Rüşvete bulaşmış bir siyasal iktidar var. Üstelik 10 lira, 100 lira, 1000 lira, bir milyon lira değil; milyarlarca dolarlık rüşvet var bu işlerin içinde. Panik bundan kaynaklanıyor.
Türkiye Cumhuriyeti kendi bölgesinde demokrasiyi içselleştirmiş özgürce tartışan bir ülkeydi. Yolsuzluklar ortaya çıktığı zaman siyasal iktidarlar şu veya bu şekilde üzerine kararlılıkla giderlerdi. Başbakanlar yolsuzlukları savunmaz, kendi çocuklarını, yakınlarını savunmazlardı. En azından sessiz kalırlardı, yargının işini bitirmesini isterlerdi.
'HIRSIZLIĞIN KOMPLOSU MU OLUR?'
Ama bugün geldiğimiz noktada dünyaya rezil olduk. Yolsuzlukları savunan bir iktidar, savcıları görevden alan bir iktidar, polis ve yargıyı karşı karşıya getiren bir iktidar… Savcı, ‘Gidin, şu kişiyi getirin; ifadesini alacağım' diyor. İçişleri Bakanı ‘Hayır, o gitmeyecek. Alıp gelmeyecek’, ‘Hırsız, hırsızlığına devam etsin’ diyor. İnsanda biraz utanma olur, yüzü kızarır biraz. Şimdi bunu komploya bağlıyorlar. Hırsızlığın komplosu mu olur? Eğer komploysa, bu milletin başına bir komplo, seni buraya getirdiler. Sen milletin yakasına yapıştın, düşmüyorsun o yakadan.
Geçen seçim sana güvenim oy verdim. Sen kendine bile oy vermezken bir verdim oyumu sana. Sen ne yaptın gazete manşetlerine göre muhalefet yapıyorsun. Hiç plan ve projen yok. Ben gittim gördüm ve marmarayı kullandım. Hayran kaldım. Başbakan az bile söylüyormuş. Bayıldım hizmete . Gel sen de katlı bize, inat etme bu sefer Marmara'ya bin. İnan sen de benim gibi oy verirsin başbakana
Gazete manşetlerine göre muhalefet yapan bir parti düşünün, sonra plan ve projesi olmayan sürekli erten püften şeylerle uğraşan bir anamuhalefet düşünün bir de yüzyıllık hayalleri gerçelükleştiren bir iktidar. Bu kafayla siz hayatta iktidar olmazsınız kemalciğim.
Gazete manşetlerine göre muhalefet yapan bir parti düşünün, sonra plan ve projesi olmayan sürekli erten püften şeylerle uğraşan bir anamuhalefet düşünün bir de yüzyıllık hayalleri gerçelükleştiren bir iktidar. Bu kafayla siz hayatta iktidar olmazsınız kemalciğim.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.