"Hem PM hem de MYK'da değişiklik olacak"
CHP lideri Kılıçdaroğlu, tabanın değişim beklentisinin karşılanacağını söyledi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi'nde görüştüğü Milliyet ekibine hem parti içindeki gelişmeler hem de gündeme ait önemli açıklamalarda bulundu. Konuyla ilgili Meriç Tafolar'ın Milliyet'te yer alan haberi şöyle:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hem Parti Meclisi’nde (PM) hem Merkez Yürütme Kurulu’nda (MYK)değişiklik yapılacağını belirterek, “Tüzük Kurultayı ve Program Kurultayı toplayacağız, kendi programımızı yeniden yazmamız gerekiyor” dedi.
CHP Genel Merkezi’ndeki makamında Milliyet’i ağırlayan Kılıçdaroğlu hem kurultay tartışmalarına hem de 26. yasama dönemine yönelik mesajlar verdi. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
EMEKLİLER CHP’YE TEŞEKKÜR ETMELİ: Seçimden sonra istifa etmeyi düşünmedim. Bütün asgari ücretliler, emekliler CHP’ye teşekkür etmeli. Hem Türkiye açısından hem parti açısından daha yapacak çok şeyimiz var. Seçimlerde iki partinin oyu arttı: AKP ve CHP. 7 Haziran’da Türkiye farklı bir iklime uyandı. Tek partili baskıcı yönetimden kurtulan bir atmosfer vardı, bu atmosfer yok edildi. Hükümetin bilinçli politikalarıyla, 400’e yakın asker, sivil ve polisin hayatını kaybettiği süreci oluşturarak, seçime taşındı Türkiye. Bu atmosferin iyi tahlil edilmesi lazım. Diğer muhalefet partilerinin 7 Haziran sonrası yaptığı yanlışların faturası Türkiye’ye ödetildi.
PROGRAM VE TÜZÜK KURULTAYI: Taban hem PM’de hem MYK’da değişiklik bekliyor. Değişiklik yapılacak. Önümüzde bir süreç var ve bu süreç içerisinde partinin hem kendi içine dönük hem de dışarıya dönük çalışmalar yapması lazım. Tüzük Kurultayı ve Program Kurultayı toplayacağız, kendi programımızı yeniden yazmamız gerekiyor. CHP’nin söylemleri çok değişti, dünya değişiyorsa paralel olarak çağdaş uygarlık hedefinden sapmadan söylemlerimiz değişebilir.
RAKİPLERE ÇAĞRI: Balbay’ın aday olması gayet doğal. Her CHP üyesi potansiyel genel başkan adayıdır. Bir burukluk yaşamadım. Bir kişi partiyi daha iyi yönetebileceğini, partinin ufkunu daha iyi açabileceğini düşünebilir ve aday olabilir. Geçmişteki dostlukların bunun önüne geçmesini doğru bulmam. Bir, partiyi, bir de kişileri düşüneceğiz. Partinin yönetim kadrolarında yer almak istiyorsak, bunu kişi bazına indirgememiz doğru değil. Balbay, İnce, Oran partiyi nasıl ileriye taşıyabileceklerini, kongrelerde çıkıp anlatırlarsa mutlu oluruz.
HASSASIM: Bu süreçte hassasım. Sandık konulacak, partililer oylarını kullanacak. Nerede sandık kurulmadığı eleştirisi gelirse, müdahale edilecek. Renkli ve güzel bir kurultay olacak. Değişim istiyorsanız, ocak ayında olağan kurultay var, orada sağlayacaksınız.
YÜZDE 25 AŞILABİLİR: Yüzde 25 iyi bir çalışmayla rahatlıkla aşılabilir. Bu çalışma, partinin sıradan üyesinden genel başkanına kadar ortak dil kullanarak yapılması lazım. Parti örgütlerinin eğitilmesi lazım. Altı ok bugün için de geçerli. CHP, değişimi öngörerek kendi yoluna devam edecek. Değişimden vazgeçmeyeceğiz.
Kara harekâtı intihar olur
Hükümetin Suriye politakasını bir kez daha eleştiren CHP lideri, “Türkiye’nin bağımsız olarak kara haraketı yapacağım demesi, intihar olur” uyarısı yaptı
Kılıçdaroğlu Suriye sorunu ve IŞİD terörüne ilişkin şunları söyledi:
ÖNERDİĞİMİZ NOKTAYA GELDİLER: Suriye’de dönüşüm AKP’nin özgür iradesiyle olmadı. Türkiye, sorunun çözümüne katkıda bulunabilirdi. Suriye’ye silah ve Radikal unsurlar gönderildi, hükümet göz yumdu. En akılcı öneriyi getirdik. Türkiye’de uluslararası konferans toplayın demiştik, itiraz ettiler. Amerikan uçakları bile Suriye üzerinden dolaşamaz, uçağımız vuruldu orada. Üstelik yasadışı talimat veriyorsunuz pilota, ‘geri dön bir daha oradan geç’ diye, tak diye indirdiler. Suriye’nin hava savunma sisteminin ne kadar gelişmiş olduğunun ve tetiklerin başka ülkenin elinde olduğunun farkında değiller. Önerimizi Lavrov yaptı, bunlar da tıpış tıpış gittiler. Önerdiğimiz noktaya geldiler. Viyana’da çıkan karar çok önemlidir.
‘BEN GİRERİM’ DOĞRU OLMAZ: Batı ittifakıyla beraber Suriye’ye kara harekâtı düşünülüyor mu bilmiyorum. Türkiye’nin bağımsız olarak kara haraketı yapacağım demesi, intihar olur. Başka bir ülkenin topraklarına girmeniz için uluslararası meşruiyetinizin olması, size yönelik bir tehdit olması lazım. Bunların hiçbirisi yokken, ‘ben gireceğim’. Kesinlikle doğru olmaz.
GİRMEDEN ENGELLEYEBİLİR: Türkiye’nin duyarlılıklarının, Suriye’deki örgütler tarafından dikkate alınması lazım. Sadece PYD değil bütün örgütler. Türkiye güçlü bir devlettir, belli alanlarda duyarlılık gösteriyorsa sadece PYD’nin değil, orada alan tutmaya çalışan bütün örgütlerin dikkat etmesi lazım. Türkiye, aktif olarak girmeden de (Fırat’ın batısına geçilmesini) engelleyebilir, o gücü vardır.
IŞİD’E KARŞI CUMA HUTBESİ: IŞİD’i hükümet bir terör örgütü olarak görmeme eğilimindeydi. Ankara’da patlayan bomba, vatandaşın oy kullanma eğilimlerine etki yaptı. 70 ilde 506 kişi IŞİD’e katıldı. Bir terör örgütü 70 ilde taban buluyorsa bunu hükümetin sorgulaması lazım. Toplumun belli bir kesimi IŞİD’e hak veriyor. Müslümanlık algısı açısından vahim bir tablo. Gidip masum insanları öldürmek Müslümanlığın bir gereği gibi gösteriliyor. ‘Terör dini kullanır’ algısı Anadolu’da yerleşirse, ciddi çatışmalara, kardeş kavgasına yol açar. Ortadoğu’da Lübnan’da olan çatışmaların tamamı Türkiye’de olur. Ankara’da, Suruç’ta patlayan bomba bu riskin göstergesi. İnsanın içi acıyor, eylem yapmadan bunları tutuklayamayız diyen bir başbakan tipolojisiyle karşı karşıyayız. Teröre, IŞİD’e karşı hükümetin çok açık net tavır alması lazım. Görevlerden birisi de Diyanet İşleri Başkanı’na düşüyor. Bu ülkenin camilerinde cuma günleri IŞİD terör örgütü kınanabilir. Bu yapılanların Müslümanlıkla ilgisi yok denebilir. Diyanet İşleri Başkanlığı bu süreçte bu görevi yapmayacaksa ne yapacak?
Bu hükümet 4 yıl sürmez
Kurulacak hükümetin 4 yıl süreceğini tahmin etmiyorum. Yönetemezler. Ekonomi politikaları yok. Hep revize edilmelerine karşın revize ettikleri rakamlar bile tutmadı. Dışarıdan kayıt dışı para bittiği zaman, su bitmiş olur.
DEVLET DUVARA YAZI YAZMAZ: Kendi ülkenizde bir ilçede sokağa çıkma yasağını 12 gün süreyle sürdürüyorsanız, Türkiye’yi bu hale getirirken hangi parti iktidardaydı. PKK, Doğu ve Güneydoğu’yu cephaneliğe çevirirken seyrediyordunuz. Bu faturayı, sıradan vatandaşlar ödüyor. Silvan boşalıyor. Kürt sorununu söylediğimiz yöntemle çözmeye kalksalardı, sonuç alabilirlerdi. Duvarlara o tür yazıları asla doğru bulmuyoruz. O toprak Türkiye Cumhuriyeti topraklarıdır, orada yaşayan insanlar Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarıdır. Nefret, intikam söylemi devlet dediğimiz kuruma yakışmaz. Devlette, intikam duygusuyla hareket edilmez. Siz, bunu başka bir safhaya taşırsanız, terör örgütüne sadece katkı yapmış olursunuz, yeni insanların gitmesini sağlamış olursunuz. O dönüp, ‘sizi adam yerine koymuyorlar, duvarlara bakın’ diyebilir. Onlara propaganda malzemesi veriyorsunuz. Hemen soruşturma açılmalı.