BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaFinans KulisHarvard'ın satranç kulübünü kim kurdu? ----

Harvard'ın satranç kulübünü kim kurdu?

Harvard'ın satranç kulübünü kim kurdu?
15 Ağustos 2009 - 12:24 www.finansgundem.com

Türkiye'de bir sigorta şirketinin genel müdürü Harvard Business School'un satranç kulübünü kurduğunu söylüyor. Referans Gazetesine konuşan bu genel müdür kim ve ne söyledi?

Adrenalin tutkusunun genetik olduğunu söylerler. Yılmaz Yıldız'ın annesinin paraşütle atladığını, dayısının ise balıkadam olduğunu öğrenince, aklıma bir kez daha bu söz geldi. Zaten Yıldız da bu sözü doğrularcasına, "Adrenalini seviyorum. Sanıyorum anne tarafıma çekmişim" diyor. Kayak, tüplü-dalış, yelken, bungee jumping ve sky-diving Yılmaz Yıldız'ın en önemli hobileri. Üstelik tüm bunları uç noktalarda yapmayı seviyor. ABD'de 65 metreden bungee jumping yapması buna bir örnek olarak gösterilebilir. Üstelik bunu arka arkaya üç kez yapacak kadar da limitleri zorluyor. Benzer durumu dalışta da görüyoruz. Çok küçük yaşlarda dalmaya başlayan Yıldız, 300'ün üzerinde dalışa imza atmış. Üstelik içlerinde Bahamalar ve Florida'da köpek balıklarıyla dalış, Meksika Körfezi'nde deniz ayılarıyla dalış, Belize'de dünyanın en derin ikinci denizaltı çukuruna yapılan duvar dalışı gibi heyecanlı örnekler de var. Yılmaz Yıldız, BNP Paribas Grubu'nun bireysel kredi koruma alanındaki uluslararası iştiraki olan Cardif'in 2007'den bu yana Türkiye CEO'su. Cardif Sigorta AŞ ve Cardif Hayat Sigorta AŞ olmak üzere bünyesinde iki şirket barındıran Cardif Türkiye, bireysel kredi koruma riskinde yüzde 95'lik pazar payına sahip. 1969 Ankara doğumlu Yıldız, TED Ankara Koleji'nden mezun. Lisenin ardından ABD'ye giderek, Harvard Üniversitesi, Harvard Business School (MBA) ve Boston Üniversitesi ekonomi ve işletme bölümlerini bitirdi. Almanya'da Heidelberg Üniversitesi'nde Avrupa Birliği üzerine çalışmalarda bulundu. Profesyonel kariyerine Hazine Müsteşarlığı'nda İhracat ve Yatırım Teşvikleri Dairesi'nde başladı. Sonrasında Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürlüğü'nde Dünya Bankası Projeleri Dairesi'nde finans, sağlık, eğitim ve özelleştirme projelerinde çalıştı. Morgan Stanley Londra'da yatırım bankacılığı ve Amerikan Bain&Company Strateji Danışmanlığı şirketinin Avrupa, Amerika, Hindistan ve Türkiye ofislerinde yöneticilik yaptı. 2000 yılından itibaren Garanti Bankası ve Garanti Sigorta'da Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak Garanti Call Center, Bonus ve Shop&Miles kartları, Alo Garanti ve internet bankacılığıyla bireysel bankacılık ve sigorta ürünlerinin merkezi pazarlama, satış ve satış sonrası hizmetlerini yönetti. Geçen hafta Yıldız'ın İstanbul Kemer Country'deki evindeydim. Yıldız çifti 2001'den bu yana Kemerburgaz'da oturuyor. Bahçeli eve taşınma kararlarında, şu an 8 yaşında olan kızları Ezgi'nin doğacak olması birinci derece etken olmuş. 6 ay önce dünyaya gelen minik Ekin ise adeta ailenin neşe kaynağı. Ebru Hanım'ın servis ettiği çaylar eşliğinde Yılmaz Yıldız ile yaptığım sohbetin ana konusu satrançtı. Çocukluğundan bu yana satranç oynayan Yıldız, Harvard Business School'un satranç kulübünün kurucusu. Eski dünya şampiyonu Rus Karpov ile maç yapmışlığı bile var. Tahtasız ve piyonsuz oynanan körleme satrancında da uzman. Yani 64 kare ve 16 taştan oluşan satrancı hafızasından oynayabiliyor. Satranca ilginiz nasıl başladı? 11 yaşından bu yana satranç oynuyorum ama ilginçtir, ailemde satranca meraklı kimse de yoktu. Babam serbest meslek sahibiydi. Sıkça yurtdışına giderdi. Yaptığı seyahatlerin birinde bana satranç kitapları getirmişti. Satrancı o kitaplardan öğrendim diyebilirim. Merakımı görmüş olacak, yine bir seyahatinde, o dönem çok az kişide olan "Chess Challenger" isimli bir satranç bilgisayarı getirdi. Çevremde satranç oynayan biri olmadığı için, satrancımı onunla ilerlettim diyebilirim. Bir dönem önemli dostlarımdan biriydi. Hala da evimdedir o bilgisayar. TED mezunusunuz. Okulda satranç oynamak için bolca imkanınız olmuştur diye düşünüyorum. Okulun satranç takımındayım. Zaten kendimi satrançta asıl geliştirmem TED'de girdiğim turnuvalar sayesinde oldu diyebilirim. Ortaokulda ve lisede yer aldığım turnuvalarda mutlaka ilk üçe girerdim. Fakat satrançta en keyifli günlerimi ABD'de geçirdim. Malum, orada satranç bize göre çok daha ileri düzeyde oynanıyor. Bu yüzden de kendimi geliştirecek çok fırsatım oldu. Hem Harvard'da hem Boston'da okurken satranç kulüplerine üyeydim. Harvard Business School'un satranç kulübünün kurucularından biriyim. Ben bıraktığımda yaklaşık 200 üyelik bir kulüptük. Eski dünya şampiyonlarından Karpov ile bir maçınız da var. Neler hissetmiştiniz? Müthiş keyifliydi. Hatırlarsınız, IBM o dönemde "Deep Blue" isimli bir satranç programı geliştirmişti. "Bilgisayar insanı yenebilir mi" sorusuna cevap aranıyordu. Bu sorunun cevabı için Dünya Satranç Şampiyonu Rus Karpov ile Deep Blue'yu karşı karşıya getirdiler. Ben de o salondaydım. Maç berabere bitmişti. Daha sonra Karpov, Harvard Satranç Kulübü'nün seçtiği 12 öğrenciyle maç yaptı. Onlardan biri de bendim. Benim dışımda herkes ABD'liydi. Ben dahil herkesi yendi. Fakat benim Türk olduğumu öğrenince bana ayrıca ilgi gösterdi diyebilirim. Karpov'a yenildim ama normale göre çok daha kötü oynadım. Sanırım heyecan yaptım. Çünkü sonradan hamlelerime baktığımda, ne kadar hatalı işler yaptığımı fark ettim. Ne sıklıkta satranç oynuyorsunuz? Zamanım olmadığı için Türkiye'deki turnuvalara katılamıyorum. Zaman zaman arkadaşlarımla bir araya gelip maçlar yapıyoruz. Ama şu sıralar en çok Yahoo üzerinden oynuyorum. Harvard'daki arkadaşlarımla internet ortamında buluşup çok keyifli maçlar çıkarıyoruz. Hem eski günleri de anmış oluyoruz. İnternet üzerinden oynadığım maçlarda genelde "Blitz Chess" denilen, zamana karşı ve her oyuncunun 3 ila 5 dakika toplam zamanı olduğunu hızlı oyunları tercih ediyorum. Bu arada kızım Ezgi de iyi bir oyuncu. Kendisine 4 yaşındayken satrancı öğrettim. Sık sık yanıma gelir, "Hadi baba oynayalım" der. Şu an en zorlu partnerim o. Voleybolda takım kaptanıydı Yılmaz Yıldız'ın bir de voleybolculuk geçmişi var. Ortaokul ve liseyi TED Ankara Koleji'nde okuyan Yıldız, takım kaptanlığına kadar yükselmiş. Hatta kendi döneminde ilk kez kazandıkları bir Türkiye üçüncülükleri de var. Hikayesini Yıldız'dan dinleyelim: "Ben hem basketbol hem voleybol seçmelerine yazıldım. Ne yalan söyleyeyim, aslında kafamda ilk başta basketbol vardı. Fakat beden eğitimi öğretmeninin teşvikiyle kendimi bir anda voleybol takımında buldum. Uzun boylu değildim ama çok iyi sıçrıyordum. Bir metre sıçrayabiliyordum. Zaten bu yüzden hoca beni özellikle takımda istedi. Ortaokul ve lise boyunca düzenli olarak turnuvalara katıldık. Önce minikler sonra da yıldız takımında oynadım. Üniversiteye başladıktan sonra voleybolu bırakmak zorunda kaldım. Ama hala TED'deki arkadaşlarla bir araya gelip maçlar yapıyoruz. Tabii uzun zamandır oynamadığımız için eski performanslarımızın çok gerisindeyiz ama maçlarımız oldukça keyifli geçiyor."
ETİKETLER :
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)