Gülen darbe için ne dedi?
Fethullah Gülen, Mısır'da yapılan darbeyle ilgili değerlendirmelerde bulundu
Mursi hükümetinin demokratik bir seçimle iktidara geldiğini hatırlatan Gülen, Türkiye’deki 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül’e benzer şekilde darbeyle uzaklaştırılmasının tarih sayfalarına kötü bir durum olarak geçeceğini söyledi.
İktidara gelmesinin üzerinden bir sene bile geçmeden Mursi’nin ‘hata yaptı’ denilerek iktidardan uzaklaştırılmasının insafsızlık olduğunu belirterek, "Demokrasi bir kere daha darbe yedi" dedi.
"Fitnenin baştan önlenmesi lazımdı" diyen Fethullah Gülen, "Bazen bir menfaat çetesi etrafını sarar, ona sahip çıkar onu tutmaları onu desteklemeleri sadece kendi çıkarlarına bağlıdır. Onu öyle takdir ederler, öyle alkışlarlar. Bunları candan muhip dost zanneder ve dolayısıyla ona ulaşmak çok zorlaşır. Onların iyi dediğine iyi der, kötü dediğine kötü der. O hazret de böyle aldanmış olabilir yani. Onun ikaz edilmesi lazımdı. Daha evvel saydığım servisler onları ikaz etmeleri lazımdı. Fitnenin baştan önlenmesi lazımdı" ifadelerini kullandı.
Fethullah Gülen, kendi internet sitesinde ‘Mısır’da Darbe ve Ramazan’da Tevbe’ başlığıyla yayınlanan yazıda özetle şu mesajları verdi:
İnsan bir senede çıraklığı aşamaz
Yanı başımızdaki bir Müslüman devlet günümüzün kriterleri arasında çok önem verdikleri demokratik bir anlayışla ve demokratik kurallara bağlı olarak seçime gidiyor. İktidar oluyor, üzerinden bir sene geçmiyor. Bir senede, özür dilerim halk ifadesiyle diyeceğim, insan ağzım burnum diyemez. Bir senede, insan çıraklığı aşamaz. Bu devlet işi, kocaman bir devlet işi. Birilerine göre hatalardan dolayı alaşağı ediliyor.
Yazıklar olsun 27 Mayıs’a, 12 Eylül’e
Bu bir mesele, meselenin bir yanı, onlara ait bir kötü durum. Onlar onun hesabını Allah’a verirler. Maşeri vicdana karşı da verirler onun hesabını. Tarih sayfalarında satırlarında paragraflarında o fenalığı, taşır onlara kadar ulaştırır, onlar ellerini kaldırır yazıklar olsun size derler. Yazıklar olsun 27 Mayıs’a, yazıklar olsun 12 Mart’a, yazıklar olsun 12 Eylül’e ve işte orda olan o işi yapana derler yani. Demokrasi bir kere daha darbe yedi.
Atfı cürüm (suç atma) yanlıştır, musibeti ikileştirir
Mısır’da musibeti ikileştirme adına atfı cürümde bulunmak doğru değildir. Birileri efendim düşünemedik, bak öyle bir adamı oraya getirdi ki demek suretiyle bir de kendi hesaplarına hem de içinde bulundukları heyet hesabına musibeti ikileştirme adına atfı cürümde bulunmak, hukuk sisteminde atfı cürüm önemli bir husustur. Böyle toptan derleyip toplayıp insanları götürdüklerinde birilerini suçlamak suretiyle o işten sıyrılmaya bakarlar. ‘Neden böyle oldu, niye böyle oldu olmaması lazımdı? Düşünseydi etseydi bunları’ demek doğru değildir. Bir başkası da kalkar der ki dünyada istihbaratı vardı. Bu adam bağışlayın ‘hinoğlu hindi’ filan deselerdi ona, bunu Suriye’deki istihbarat da Mısır’daki istihbarat da diyebilirdi. Efendim Pentagon’daki istihbarat da diyebilirdi. Türkiye’deki istihbarat da diyebilirdi. Diyebilirlerdi ki varsa dünyayı dinleme adına şayet siz sistemlerinizi kurmuşsanız bütün dünyayı dinliyorsanız bu adamı tanımamışsanız şayet kendi kendinize veyl etmeniz lazım.
Müslümanlar, hüsnüzan (iyi, güzel fikir besleme) yüzünden aldanabiliyor
Mümin aldanabilir. Yanınıza almışınızdır, 20 sene 30 sene kardeşim demişsinizdir, bağrınıza basmışsınızdır. Fakat bir gün hiç beklenmedik bir yerde sırtınızdan hançer yediğiniz zaman acıyla inlersiniz. Dönüp baktığınızda meğer oymuş dersiniz. Bunu görenler, sezenler haber vermeli. Bilebilen servisler bu mevzuda ikaz etmeli. O insanların yanılmalarına meydan vermemeliler.
Fitnenin baştan önlenmesi lazımdı
Bazen bir menfaat çetesi etrafını sarar, ona sahip çıkar onu tutmaları onu desteklemeleri sadece kendi çıkarlarına bağlıdır. Onu öyle takdir ederler, öyle alkışlarlar. Bunları candan muhip dost zanneder ve dolayısıyla ona ulaşmak çok zorlaşır. Onların iyi dediğine iyi der, kötü dediğine kötü der. O hazret de böyle aldanmış olabilir yani. Onun ikaz edilmesi lazımdı. Daha evvel saydığım servisler onları ikaz etmeleri lazımdı. Fitnenin baştan önlenmesi lazımdı.
Hazan rüzgarı estirmek isteyenler var, temkinli olunmalı
Bunun gibi bir de böyle hata etmiş Müslümanları suçlamaya gitmemeli. Belki demeli ki, Cenab-ı Hak, yanıldılarsa mağfiret buyursun ve onları mahçup etmesin. Ehl-i imandır onlar, Cenab-ı Hak yeniden bir kere daha o imkanları elde ederlerse inşallah, bir daha öyle yanılma durumuna düşürmesin demek lazım. İnsafsızlığa girmemeli burada. Bu da ayrı bir mesele yani. Bir hata var, bir de o mevzuda hüsnüzan etme, yanılmalar mevzuunda insanları suçlama gibi, aklı ermiyor, bilemiyordu bunlar falan. Bir de bütün bunları derken o meseleyi tamim etme, bulundukları yerde de o meseleyi tamim etme, onun için bir zemin hazırlama, o duyguyu aynı zamanda, duyguları zaten feveranda olan insanları aşılamaya çalışma, orada olduğu gibi burada da olabilir bu. Dolayısıyla şöyle böyle, bahar dedik, belki arka planını göremedik. Bazı yerlerde hazan rüzgârları esmeye başladı. Her yerde de biz bu hazan rüzgârlarını estirelim, yani şu baharın hakkından gelelim, mülahazasıyla bazıları şom ağızlılar bu meseleyi farklı şekilde değerlendirebilirler. Çok temkinli olmalı.