Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Şakir Ercan Gül, Türkiye’nin Avrupa’nın en iyi büyüyen ülkesi olduğunu belirterek, “İngiltere ikinci çeyrekte bizden bir puan yüksek büyüdü ama İngiltere geçen sene ikinci çeyrekte yüzde 20 küçülmüştü, net büyümesi yüzde 2 bile değil. Bizim net büyümemiz yüzde 10’unun üzerinde. Türkiye, Avrupa’nın net olarak en iyi büyüyen ülkesi hiç tartışmasız, açık ara.” dedi.
Gül, Finansın Geleceği Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisinin son 19 yılda geçirdiği yapısal dönüşüm sürecinde güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyüme hedefi doğrultusunda büyük mesafeler kat ettiğini belirterek, bu süreçte finansal hizmetler sektörünün önemli ölçüde büyüdüğünü ve geliştiğini söyledi.
Finansal sektörün toplam büyüklüğünün 7,7 trilyon liraya eriştiğini ifade eden Gül, finansal sektörün milli gelire oranının 2020 yılı sonu itibarıyla yüzde 138’e ulaştığını kaydetti.
Gül, sektörün yüzde 86,5’inin bankacılık, yüzde 6-7’sinin sermaye piyasası kurumları, yüzde 4,3’ünün sigortacılık ve yüzde 2,3’ünün ise banka dışı mali kurumlar olarak görüldüğünü aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
Görüldüğü üzere finansal sektörümüzde en büyük pay hala bankacılık sektöründedir. Bu nedenle reel sektörün temel finansman kaynağı da banka kredileridir. Bankalarımız verdikleri kredileri ağırlıklı olarak topladıkları mevduatla finanse ediyor. Temmuz 2021 itibarıyla bankacılık sektörünün toplam mevduatı 4 trilyon liraya yakındır. Kullandırdığı kredilerin toplamı da aşağı yukarı yine o seviyededir. Toplam krediler içerisinde ağırlıklı pay yüzde 77 ile kurumsal ve KOBİ kredileri oluşturmaktadır. Bankalarımız esasında reel sektörü, üretimi ve istihdamı desteklemektedir. Geçmişte bu böyle değildi. Daha önce TMSF’de göreve başladığımız dönemde çok farklı bankacılık yapısı vardı. Yapılan reformlarla çok önemli aşamalar kaydettiğimizi finansı izleyenler görür. O zaman yaklaşık yüzde 25’ler civarında dolaşan reel faiz yüzde 1-2’ler seviyesindedir. Doğrudan doğruya krediler ve mevduat kredi ilişkisi optimal bir noktada.
“Borsaya kote olmanın avantajlarını artırmamız ve geliştirmemiz gerekiyor”
Gül, bankacılık sektörünün sistem içerisindeki ağırlığının çok da doğru olmadığını belirterek, “Özellikle sermaye piyasası mekanizmasının ağırlığını artırma durumundayız. Bankacılık sistemine bu kadar yüklenmek çok doğru değil.” dedi.
Türkiye’nin bu coğrafyada bağımsız, milli bir devlet olma iddiasını güçlendirerek sürdürdüğünü vurgulayan Gül, bunun için ekonomik bağımsızlığın önemli olduğunu, bütün kurumların birbirini besleyecek şekilde etkin olması gerektiğini dile getirdi.
Gül, uzun süredir bankacılıkta kredi ağırlıklı bir yapının bulunduğuna, bunu değiştirmeleri gerektiğine işaret ederek, borsaya kote olmanın avantajlarını bir şekilde her zaman artırmaları ve geliştirmeleri gerektiğini söyledi.
Halka açık hissedarların haklarının korumasına dikkati çeken Gül, Bakanlık ve ilgili kurumların bu konuda daha hassas olması gerektiğini kaydetti.
Gül, bankaların karşılaştığı temel risklerden birinin aktiflerle pasifler arasındaki vade uyumsuzluğu olduğunu belirterek, kısa vadeli mevduatlar ile uzun vadeli kredileri finanse eden bir sistemin bulunduğunu, bu yapıyı sermaye piyasasına evrilterek çözülmesi gerektiğini, son yıllarda mevduatın vadesinin uzatılmasına yönelik bir takım tedbirlerin alındığını ancak bunun biraz daha geliştirilmesi gerektiğini bildirdi.
“Dolarizasyon seviyesini azaltmamız gerekiyor”
Gül, dolarizasyonun önemli bir problem olduğunu ifade ederek, “Türkiye’deki paranın itibarı açısından dolarizasyon seviyesini azaltmamız gerekiyor. Türk lirasına güveni artıracak adımları atmamız gerekiyor. Yabancı para riskini yönetme konusunda güçlü bir kapasiteye sahibiz ancak dolarizasyon sermaye piyasanın gelişimi yönünde önemli bir engel olarak karşımıza çıkıyor.” diye konuştu.
Orta Vadeli Program kapsamında çok sayıda eylem belirlendiğini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kamuoyuyla paylaştığını anımsatan Gül, bunların önemli bir bölümünü 2021 içerisinde gerçekleştirdiklerini, 2023’e kadar sayılan reform eylemlerini tek tek gerçekleştireceklerini söyledi.
Gül, büyümeden fedakarlık yapamayacaklarını vurgulayarak, “Enflasyon ile mücadele etmek durumundayız. İşsizliği tolere edilebilir sınırlar içerisinde tutacağız. Bunları sağlayacak mekanizmalar arasındaki dengeyi muhafaza etmek durumundayız.” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın vergi toplamak, vergiyi toplarken adil toplamak, vergi kaynaklarını uygun yerlere harcamak, harcama birimlerinin ödenek taleplerine sınır getirmek, bu sınırı getirirken sevimsiz olmayı da kabullenmek durumunda olduğunu belirten Gül, şunları kaydetti:
Ekonominin dengesi popülizme kurban edilemeyecek kadar önemli. Bu anlamda gelir ve gider açısından dengeyi sağlamak durumundayız. Sene başında belirlemiş olduğumuz yüzde 3,5’luk bütçe açığı hedefini koruyoruz, bunun altında bir rakamı arzuluyoruz. Dolayısıyla bütçe anlamında sıkı bir bütçe programı yürütüyoruz. Gelişi güzel harcama yapılmaması noktasında bir çabamız var. Sürdürülebilirlik bu anlamda çok önemli.
“Dijital para ve kripto para ayrımını bir şekilde gözetmek durumundayız”
Gül, hem yeşilin, temiz üretimin, temiz sanayinin gereklerini yapacaklarını hem de Türkiye’nin büyüyeceğini belirterek, uluslararası kurumlardan önemli fon kullanan ülkelerden biri olarak bu konuya maksimum riayet edeceklerini, Yeşil Mutabakat eylem planının hazırlandığını ve bu çerçevede yollarına devam ettiklerini dile getirdi.
Yeşil Mutabakat’a uyum kapsamında yeşil bankacılık uygulamalarının geliştirilmesi için gerekli çalışmaları hayata geçireceklerini aktaran Gül, sürdürülebilir bankacılıkla ilgili olarak risk yönetimi, raporlama, kurumsal yapılanma ve kamuoyuna açıklama alanlarında düzenleme hazırlanacağını, OVP kapsamında çevreye duyarlı yatırımların finansmanı amacıyla rehber hazırlanarak yeşil tahvil ve sukuk ihraçları teşvik edileceğini kaydetti.
Dijital finansal faaliyetlerine de değinen Gül, “Yasa hazırlığı var. Bunlarla birlikte ekonomimiz daha ciddi bir derinlik kazanacak. Bunu yaparken, kripto paranın yarattığı, yaratacağı tahribatları minimize edecek düzenlemeler yapacağız. Dijital para ve kripto para ayrımını bir şekilde gözetmek durumundayız. Karşılığı olan net bir otorite olan para ile karşılığı ne olduğu bilinmeyen, arkasında kimin olduğu bilinmeyen bir parayı aynı kefede değerlendirme imkanımız yok.” diye konuştu.
“Kaynakları daha çok ticarete ve sanayiye vermek durumundayız”
Gül, ay başında Türkiye’nin ihracat rakamının, ikinci çeyrek büyüme rakamının açıklandığını anımsatarak, “Denildi ki 'Türkiye Avrupa’nın en yüksek ikinci büyüyen ülkesi.' Doğru bilgi ama eksik bilgi. Türkiye Avrupa’nın en iyi büyüyen ülkesi. İngiltere ikinci çeyrekte bizden bir puan yüksek büyüdü ama İngiltere geçen sene ikinci çeyrekte yüzde 20 küçülmüştü, net büyümesi yüzde 2 bile değil. Bizim net büyümemiz yüzde 10’unun üzerinde. Türkiye, Avrupa’nın net olarak en iyi büyüyen ülkesi hiç tartışmasız, açık ara. Türkiye’ye yaklaşan yok. İngiltere'nin çok üzerinde. Hem de kalitesi yüksek bir büyüme. Bunu sürdürmemiz gerekiyor.” diye konuştu.
Sağlıklı bir kredi mekanizması kurulmadan gelişi güzel kredi hacmini artırarak bunun yapılamayacağını bildiren Gül, “Selektif olmak durumundayız. Özellikle ticareti, sanayiyi, iyi bir şekilde finanse ederek gerekirse tüketici kredilerinden fedakarlık yaparak onları biraz daha pahalandırarak bunu yapmamız gerekiyor. Kaynakları daha çok ticarete ve sanayiye vermek durumundayız. Parayı en optimum düzeyde en gerekli yerlere vermek durumundayız.” dedi.
Gül, faizi düşürmeye çalıştıklarını aktararak, faizi, bütçe açığı ve cari açık ile mücadele ederek düşürebileceklerini, bunlarla mücadele etmeden faizi düşürürlerse sermaye kaybına uğranabileceğini, bu konuda hassas olunması gerektiğini söyledi.
Süreç içerisinde Türk parasına dayalı borçlanma unsurlarını artırmaları gerektiğini vurgulayan Gül, Türkiye’nin aslında, total anlamda bakıldığında, borç problemi olmadığını ifade etti.
Gül, finansal sistemi güçlü tutmak durumunda olduklarını belirterek, "Popülizmden uzak durmamız, ekonomik verimliliği maksimize etmemiz, kredileri selektif yapmamız, kaynakları doğru yerde kullanmamız lazım. Hepimizin arzusu minimum faiz vermektir ama verilmesi durumunda da veriyoruz. Çünkü açıklarımız var, açıklarımızı finanse etmek için belli oranda belli faize katlanmak durumundayız. Ekonomide dengelerimizi muhafaza etmemiz lazım. Bir sene iyi, bir sene kötü büyüme mekanizması oluşturmak istemiyoruz." diye konuştu.
HAZİNE VE MALİYE BAKANI ELVAN KATILMADI
Daha önce Finansın Geleceği Zirvesi'ne katılıp konuşma yapacağı açıklanan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'ın Zirve’ye katılamayacağı bildirildi.
Finansın Geleceği Zirvesi'nde bir konuşma yapan Hazine Bakan Yardımcısı Şakir Ercan Gül, Bakan Elvan'ın önemli bir toplantıya katılacağını bu nedenle Zirve'ye katılım gösteremeyeceğini söyledi.
Bankacılık sektörünün sermaye yapısı güçlü!
Halka arz rekoru kırıldı, kitle fonlama düzenlemesi tamamlandı
her şeyi düzeltmenin iki yolu var diyorsunuz fakat iki yolu da uyguladığınızı yıllardır görmedik. hele tasarruf etme konusunda hiç yoksunuz.
Faizi düşürmenin yolu düşük maliyetli hammade üretimi ile tüm hammade üretimini iki katına çıkarmak böyle yaparsanız ve hammade ihracatına yasak koyarsanız ürünler ülke içinde bollaşır yarı mamülün bile ihracat kotalı olmalı tam mamül olarak gümrükten çıkmalı bu hem Türk sanayisini geliştirir hemde enflasyonu düşürür böylece faiz düşer
Berber bekri doğru yakalamışsın o hıyarı yetiştirmek içinde bir sürü yabancı etken var ilaçlar şu bu böyle ekonomi düzlüğe çıkar mı çıkmaz tabi yazacak o kadar çok şey varki sitenin karektere sınırlamasına sığmıyor türkiye'nin ekonomik krizini anlatmaya
Marka yok rekabet edecek teknoloji yok da ondan hammadeyi hem ucuz hem de çok ihraç ediyoruz...Zaten tüketim ve beton ekonomisi hakim Dünyada modern tarım hayvancılıkta uçmuş biz hala dememizin öküzü kıvamında traktörle Ekim yapıyoruz; 5 kişilik köye imam atıyoruz lakin veteriner ve ziraat muhendisi teknikeri atamıyoruz köylere destek yok anca köprü tünel yol yapana var çuvalla para onların yaptıkları da karın doyurmuyor Antalya'dan istanbula domates hıyar taşıyan ekonomi nasıl rekabet edecek kamyon yabancı lastik yabancı petrol yabancı bi hıyar yerli ve milli yersen Haydi Türkiye ileri...
Bizim gariban eldivenlerin ithlatını yasaklamıştınız ne oldu yetmedimi ? E dedik size eldivenle olmaz audi bmw merso vos vos iphone ithalatını yasaklayın diye hala ses yok????
Hadi ya iki dedin he bak şimdi yıllar sonra buluş gerçekleşti
Her ay doğalgaza zam, elektriğe zam, ÖTV’ye zam, akaryakıta zam, sonra enflasyon düşüyor ayağı, yemezler
Enflasyonu düşüreceksin, zam yapmayı bırakarak niye zam yapıyorsun çünkü harcamalarına para yetmiyor, nereye harcıyorsun gereksiz olarak? Suriye'de orda burda inşaatlar yapıyorsun, ülkede ki mültecilere para da veriyorsun, kanal istanbula da para gidecek.. Talep enflasyonuna sebep olan ülke vatandaşı olmayan kişileri yani mültecileri göndereceksin.. 2023 te seçimi kaybedersen belki bunlar olur ancak. Yatırım tavsiyesi değildir.
Dar gelirliye zam yapın gelir adaletsizliğini yolsuzluğu hırsızlığı önleyin güveni sağlayın taşa toprağa parayı gömmeyin beş para etmez kendine hayrı olmayan orta doğu din kardeşi falan olmayan araplara para falan göndermeyin ne enflasyon kalır nede fakirlik çağdaş uygar medeni bir ülkenin adımları atılır
Faizi dusurmenin bir yolu var oda sizden kurtulmak
Faizi düşürmenin tek yolu var emekliye işçiye çalışana enflasyonun yüzde yetmiş olduğu böyle bir durumda yalan söyleyerek düşük göstermeyip yüzde yetmişe yakın zam yapacaksın insanların refahını arttırıp yoksulluğu önleyeceksin ger kalanların hepsi arap palavrasından öteye gitmez en ufak geçerliliği yoktur enflasyon böyle geçersiz söylemlerle önlenmesi falan mümkün degildir
CARİ AÇIĞI DÜSÜRMEMİZ İÇIN 1-DIŞ TİCARET FAZLASI VERMEMİZ LAZIM 2-TURİZM GELIRLERİMİZİN DIŞ TİCARET AÇIĞINI KAPATACAK MIKTARDA OLMASI LAZIM ŞU ANDA HER İKISİ DE MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR
Dolarizasyonun nedeni TL'ye güvensizlik değil, ekonomi yönetimine olan güvensizlik.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.